Ifal_ga Henüz Susuyor Küçük — itzâf ve Balkam konseylerinin — bir. mealde — olmak Üzere Marsilya facinsı münasebetile ikleri beyannamelerin - bilh Berlin ve Romada bırakacakları akis- lerin neler olabileceği merak uyandı- riyordu. — Alman matbuatı, hatlarile bunları tasvip ve mutedil lisanlarını zemin ve zaıma uygun buldu. Romadan s05 ve » çıkmadı. Fakat Şimdi yapılan neşriyat bu hususta bir fikir edi müsait değilsede mevcut vüzu gu da bir porça gi neşri umumi bilkassa vahim teh'ikeler ihtimalini ileri süre- rek Avrupa üzerinde şantaj yapmak lstiyor ., Ciyurmale ditalya İse gu cümle- lerle iktifa ediyor: “Bu — beyanname, politikasının — bize, #diyor ., teştikimesat devamını — İfade Tevere, on zamanda ihmale uğra- miş bir ga tedir. Binaenaleyh muta- leasını, resmi faş'st makamatının fikri gibi almak doğru değildir.. Şu hale göre, o taraften, intizar — devresinin devam ettiğine hükmetmekten bâşka yapacak bir şey kalınıyor — Süreyya Arnavutlukta Yunanistana Karşı Mu- kabil Bir Miting Yapıldı Tiran, 25 (A. A.) — Argiro K roda bütün Arnavut halkı ile Yunan akalliyetlerinin iştirak etmiş olduğu gayet sakin bir miting yapılmış, Yu- man matbuatının tahrikâmiz neşriyatı ve Atina mitlagi protesto edilmiştir. Miting heyeti Cemiyeti Akvama mü. racaat ederek, Arnavut mekt Arnavutça okutulmanın milli nde bir hak olduğunu Lildirmeğo karar vermiştir. İnkâr Ediyor Nevyork, 25 (A. A.) — Lindbergin gçocuğunu kaçırmak suçundan mah- kemede sorguya çekilen Havptman suçunu İnkâr etmiştir. Hindistanda Bir İnfllâk Bombay, 25 — Hint kongresinin belli başlı kampının yakınında kâin bir. atelyede vukua ge'en — İnfilâk Beticesinde dördü çocuk olmak Üzere dokuz kişi ölmüş ve beş kişi ağır #urette yaralanm ştır. birliği | ü |(Mücadele | mekte İngilterede Faşizm İle Londra, 25 (A. A.) — İşçi fırkam- nın icra komitesi, Faşizme karşı müt-« tehit phe tesisi için e mü- ştir. so! cenah teşkilâtı akeceye girişmeğe karar verm Uzun Yarış Lon Henüz Devam Ediyor Melburm, 25 ( A. A.) — Dünyanın | en büyük tayyare yarışı olan Avustral- ya » İngiltera yarışı elân devam et- Şimdikl hale göre, Yeni Zellandlı tayyareci Makgroger ile Val- ker Cavada Batavya şebrii darte kardeşler ve Danimarkalı Ha Kal en havalanmışlar, Aza Vrayt ile Popando da Bazranın Mu« hammere mevkiint inmek mecburi- yetinde kalmışlardır. taraftan Concs ile Valker Melburn'e gel Komünist | a - Melbuürn Yarışı i Büyük Bir Manevra Amerikanın Şark Filosu, Panama Tecrübesini Tekrar Etti H İ Kanalı “Panama,, krnalını göçme manevrasmını birkaç ay evvelde yapmıştı. Bu manev. radan maksat Ja pozya ile harp vü- kuunda Atlas deni- zi filosunu en kıen bir zamanda Büyük Ol geçiree | rek oradaki Ame. az bir kalaba'ıkla karşılaştıklarımı gö- | | rünce goşıran'şlardır. Bundan başka “New-England Air- » isimli bir şi ikinci Parmantiye t yyare: satın almağa karar veri Londr: (A A.) — Melburn' dördüncü gelem Catcart Jones Valterden sonra, yarıştı beşinci Mak Groger va Valker' Batavyadan Poe-t Darvine doğru uç- maktacırlar. Bunların peşinden Ba- tavyaya gelip — hazekate Hevit ile Kay gelmektedir. İngiliz Harbiye Nazırının Şikâyeti way gelen bin Sterline olan hazırlanza |Bir İta'yan | saat kalarak bütü Bunlar | Taranto,©S(A.A. enizaltı metre dalıp bir dalma rekörlarını n kırmıştır. — 25 (Husust) — Kıyam karşı — yapılı takibat mda beyanatta b M. Lerru, Asturyas Askeri Noksanlığı Yana- | merkerini teşkil —etti yakıla Anlattı Londr>, 25 (A. A.) zırı, dün akşını aöylemiş olduğu bir mutukte, İnglterenin asker! hazırlık- larının mı, gayanı hayret bir israrla | İş, ordunun gerek rat ve Herbiye ne- bulunduğun Fon Berlin, ştir. ık Cenazesi 25 (A. A.) — Umumi harp- srebesinde birinci Alman kumandanı olan C m cenazesi dün m! Gençlerindir No .58 26- 10 - 934 Zaten Reşit Izmire tayin edil- diği zaman da söylemişti. Bu ayrılık onların sevgisindeki kuv- vete ü olacaktı. Bu kısa ayrılık duygularında ve kararlarında aldanmadıklarını göstermişti. x Leylâ Izmirden daha kuvvetli bir ümitle döndü. Genç zabit mevkiini müdafaa etmesini Lilen bir kahraman gibi Mühürdar bahçesinde verdikleri karara bağlanmıştı. Ve artık Hasibe Hamımın © İnsafaız programına uyacak fırsati beklemekten başka çare yoktu. Leylâ Istanbula gelir gelmez annesine davaya alt bir haber olup olmadığını sordu. Melek H. ne zamandanberi işin poşlal bırakmıştı. Molla Bey: — Siz meşgul olmayın, icap ederse ben szi aratırım. bu davayı ( Ay- ten) in babası vasıtasile Molla leye verdiği için endişe etmeden iyordu. Burhan Cahit İzmir seyahati bu meseleye mecbur etti, Hasibe Hanımın çenesini bağ- hyacak tı'sım burada idi. VeLeylâ emindi ki aleyhirde okadar ileri, geri söylemesine rağmen kazanılacak bu davada ele geçecek Bservet ihtiyar ka- dina iman — tazeletecek kuvvetlidir. Izmirde Reşidin vaziyeti ona çok dokunmuştu. Yaşlarının en ateşli mevsiml sevgilerinin en heyecanlı çağla- rımı - biribirlerinden ayri geçiri- yorlardı. Bu acıyı Leylâ da hissetmeye başlamıştı. Hattâ — İzmirdeld!'er Roşidi biraz daha zorlamış olsaydı belki de kapılacak, istemdiği alle kavgalarına rağmen onunla kal- maya rarı olacaktı. Orada mukavemet etti. Fakat Istanbula gelince artık bu meselenin neticelenmesi lüzım- geldiğini anladı, birkaç gün sonra ( Ayten ) € bahsetti, Molla Bey artık onların bu ilk defa dönmiyo onu tekrar kadar vazum cihetile zayıf | kıyamıcıların burada iki ton d k Oviyedo | lere ntikam hisrile hareket etmiyoru üt iİnsani Çerçeve da- nde kasınmu tatbik edeceğiz., Azl'yo (Beyar zambak) inmi veri- len bir ecnebi aleyhine tahkikat maktadır. Bu adam İsvi dah arta kalmış otuz İspanya — Ihti'âlcileri satın almıştır.El Debate gazetesi sen vukuatta | namına Bir Amerikan dritaotunun baş taretleri ıspanya“mîi!âîi Çok | Vahşiyane Oldu biri — binbaşı, sivil — muha ardan e yakın zayiat OÖviyedo müsade- kıt'alarından 900 ölmüş, yine © ciyarda 18 kişl una dizlmiştir. Kıyamcılar asker- karşı çok fecl Üörekat lerdir. Bazılarının derisi yüzülmüş, bezilarının — kafamı kesilerek (futbol topu gibi sakaklarda Ooynanmıştır. Kıyamcıların en zevk aldıldarı hare- ket, yolora dinamit koymak ve içi dolu otobüslerin altında pat- Tatı Türbiya silâh Ffabrikasını ele geçiren kıyamcılar tedibe memur ordu. ile muh © etmek Üzere 15 l mitral- rdı. Kıyame- an 40 yaşına kadar bütün halkı seferber yapmış ve biri kaymakam, 1614 rinde hücu | mümkün d etimiş- | Okuyucularıma Cevaplarım ! Ankaradan imzasız mektup gönde. zen Hanım kıza; Sizl iki cihetten kabahatli gö- rüyorum. Bir defa annenize ölüm inde verdiğiniz. söze sadık ak nişanlınını muhafaza ede- cektiniz. Mademki şimdi hayata atılmıştır. para kazanmaktadır. | Mes'ut bir aile yuvası küracake | tınız. Birinci hatanız bunu yap- mamış olmaktır. İkincisine gelince Mademki tahsil görmüş bir genç kızsınız. Bir mektep talebesi ile nişanlanılamıyacağını, esasen uzan zaman sürmiye müsalt bir nişanın her zaman için tehlikeli olacağını düşünecektiniz. Şimdi yaptığımı hatayı tamir etmek mevzuubahatır. Size talebe iken evlenmekten bahseden gencin arkasına düş- meminizi — tavsiye ederim. Bir defa henüz —mektebini bitir- mesine, para kazanmasına xa« man vardır, sonra da daha mektepte iken evlenmeyi — düşün- mek suretile hayat “adamı olma- dığını göstermiştir, en nihayet te verdiği sözü geri almakla insan olmadığın ispat etmiştir. Istanbula, teyzenizin yanına dönünüz, hayat uzun bir yoldur ve 18 ini bitirmemiş bir genç kiız bu yolun henüz başındadır. Başka kısmet bekleyiniz! * H. C. Hanuna; Gazete sütunlarında anlatmak , tavsiyelerimi hu- susi bir mektupla adresinize gön- dereceğim. Mahzuru olup olma- dığını bildiriniz. HANIMTEYZE Yani Bir Grev tersçn, 25 (Amerik:)— Sun! ipek 2 bu sevketmiştir. Bu suretle teşi leri kuvvelin miktarı yirmi , arkadaşlarına karşı etlerini gören askerlar, bilmukabele insafsız hareket etmişler, onlar da ellerine geçenleri öldürmüş- lerdir. Yalnız Ovlyeda şehrinde 2000 kişi öldürülmüştür. insafsız ha AAA a eee ae ea eee SADA AA le meşgül olmamalarını l mişti. Fakat aylar geçtiği halde bir haber çıkmamıştı. Leylâ, Molla Beyle görüşmesi için (Ayten) in babasına - vaziyeti anlatmasını rica etti. Çok mübim ve yüksok ücretli arın peşinde dolaşan Molla ancak bir hafta sonra geldi: — İş takip ediliyor. Morak etmesinler. Bu cevap müphem olmakla beraber ciddi bir ağızdan söylen- diği için emniyet veriyordu. Şu halde yine beklemekten başka çare yoktu, Fakat Leylâ bu bankada va- zife almakta ne kadar isabet et- mişlik Şimdi geçimlerinin tem hemen hemen bankadan aldığı bu yetmiş lira maaştan ibaretti, Melek Hanım bütçesini daralta daralta artık son haddine getir- mişti. Şimdi öyle gece yatısı mlsa- Hrlikleri, sık sık — toplanmalar kalkmıştı. Eşdost ta — vaziyeti anladıkları için yavaş yavaş ayak- larını çekmişler, ziyaretlerini sey- rekleştirmişlerdi. Ve Leylâ artık makineleşen, maddileşen bir hayatın — elimde n besap işlerine kendini * hattâ en sevdiği musiâki- en bile zevk almamıya başla- mıştı. Zaten bu bitmeyen günlük hayat böyle zevkleri törpüleyecek kadar saatlerini dolduruyordu. Akşamları geç gel Bankanın tatil leri erkendi. Fakat her bankada olduğu yibi kapılar kapandıktan sonra geç vakte kadar çalışıyorlardı. O kadar ki genç kız eve dön- ofraya oturmak için Biraz şey ağa alıyordu. Haftanın birgünü ona yata- ğında sereserpe yatmak fırsatını veriyordu. Cuma kaçırmak rdu. sabahları artık vapur tehlikesi yoktu. Annesinin kapısını varap kal- dırması mali yoktu. O sabahlar genç kız. istediği gibi hürriyetini tadabiliyordu, Iş hayatma giren genç kızların a kış sabahları duydukları ilmedikçe — anlaşılmıya- cak kadar derindir. Soğuk bir kış gününün ilk saatlerinde sıcak yatağını bırakıp sokağa — fırlamak pek — kolay değildi. Milyonlarca hemcinslerinin yu- yataklarında, — odalarının havasını acı hissı ferinin duyur- arının taptaze a 'ak gerine ge- rine, perişan ev kıyafeti ile banyo dairesine — geçtikleri bu — daki- kalarda onlar yüzlerini kamçılıyan dü hat teneffün ederek | kurşun gibi yağmur taneleri a tında, bacaklarını döven karayel sağnakları içinde, kanılmamış bir uykunun, doyulmamış bir gecenin sersemliği ile vapurlara, tramvay- lara, trenlere koşmaları erkek duygularının — keşfedemiyecekleri kadar keşkin ve çetin bir ıztıraptır. Ayazlı kış sabahlarında daha boğazından geçecek bir yudum sıcak çayını İçmeden yüzünün tu- valetini yapmağa kendinl mecbur gören bu çalışan kızlar grupu kasvelli kış günlerinde göz'erinin nurunu çalan elektrik ışıkları al- tında geç vakitlere kadar çalışıyor, sonra bir çoğu annesinin ilâcını, kardeşinin mektep kitabinı ve sofrasının kaşığını alabilmek için çarşı pazar, dolaşıyor ve bitkin bir halde evlerine dönüyorlar. Çalışan kızlar. Hergün tesadüf ettiğimiz o çıtı- piti, seviml, zarif kızlar, bunların bir günlük hayatlarını kurtarmak içir ömürlerinden, sıhhatlarından neler vardiklerini kimseler bilmez. Hat- ta gençlikderi, neş'eleri bu kay- balan servetlerin kaymetini ken- dilerine ifşa etmerz. Bu hayat makineleştikçe arzu dolu taze ruhların üzerine yavaş yavaş maişetin ağır silindiri çö- ker ve onlar bekledikleri, umduk- ları aşkı ve saadeti araya araya n öetlerinden, renklerinden, lerinden ve hatta manevli den birer parça kaybe- derek yürür, giderler. ( Arksst var )