PE 9 Birinei! teşrin Salıdan Salıya Yumurta Meselesi Yumurta ihracatına uğraştık- ları bu zamanda benim de aklıma yumurta ihracafından evvel yu- murtanıı ihracatı geldi. Yani civ- ©iv, daha sonra piliç, daha son- ra da tavuk. Şöyle ağzımı şapır- dattım. Bizde yok amma olur- ya —dedim, — komşuda pişer bize de düşer. Komşuda pişmedi. Bize düşmedi. Kafamın içinde Kristof Kolompvari — bir deha eseri belirdi. Altmış paraya kiy- dım. Bakkaldan — bir yumurta aldım. Kendi kendimer — Tavuk yumurtadan çıkar, | yumurta da tavuktan, dedim, ha tavuk olmuş ha 'yumurta, Bir sahana yumurtayı kırdım. Içinden ne çıksa beğenirsiniz civciv mi? Bizde o talih nerede. sadece yumurta çürük çıktı. * Kristof Kolomp yumurtayı kiç üstü oturtmuş, haddine düştü ise — gelsinde benim — karıyı bir gün evde oturtsun. * Yumurtada kıl arıyanlar da olurmuş. Olur a! Kılı kırka yaran olduktan sonra yumurtada kıl arıyan niye olmasın. Bep yalnız yumurtaya kulp takanı bulama- dım, takacaklar amma neresine takacaklarını kestiremedikleri için bir türlü takamıyorlar. * Modaya — düşkün — hanımlar saçın sarısını çok kere — siyaha boyatıyorlar. Amma — tavuklar modaya o kadar düşkün - değil- ler ki akıllarına esip yumurtanın Sarışını siyaha boyatmıyorlar. * Yumürtayı — yalmz — tavuklar yumurtlamaz bazen de insan lar yumutlar. Çalçene olan- lar hergün sabahtan — akşama; her gece akşamdan sabaha kadar az mı yumurtlıyorlar? Pazarola Öyle mi * Hasan Beytanıdığı bir. me- mura sordu: — Sen geceleri de çalışıyor- sun değil mi? — İşlerimi günü üne ya- [ıbüm:î: için ggcılefm sabaha adar çalışıyorum. — Buna işi günü gününe yap- mak diyorsun, öyle mi? Kibirli adamlara burnu büyük derler Hasan Bey, meselâ bunun aksi de olabilir. — İşine gelir değil mi? Yani Sana burnu lnylk “diyeceğimize, li deyip geçelim! AŞ ” ÜND O GAS S | EsKİ HALIMI — Karıma doktorlar zayıfla- ması için yürümesini tavsiye edi- yorlar. Fakat o bu tavsiyeyil din- lemiyor. — Hele hergün biraz para ver, öte beri alacağım diye sokak sokak dolaşacaktır! Canım sikildi. bugün, Çıktım şöyle sokağa: Dolaştım şehri bütün; Sapınca sola sağa. b -— İsteğimiz Bu Değil Bakındım dört yanıma; Dokundu çok kanrma; " Sakın şakadır sanma; Başlayım anlatmağa! Artırmak Hasan Bey şık - giyinmek meraklısı bir hanımefendiye söy- ledi: — Sizin Geçen ay yaptırdığı- nız mantonun yerinde — olmayı hizmetçileriniz kim bilir ne kadar isterler. — Bu da ne demek Hasan Bey? — Dortlarınız. sordukları za- man parasını derhal artırıp söyli- yorsunuz! BANA we OLDUDA Hıç GÖREMEM | BEn BneMe M — Türkiyede bir eser bulunmadığını iddia edi- yorlar. — Nasıl olur azizim. En başta bizim karı var, adı Firdevs! Firdevsiye ait Konuşuyorda herkea; Dört taraftan birçok ses; Bana geldi bir heves, Şöyle dünip çatmağa. — Türkçeden bep başka dil, Yurttaş artık bunu bil; İsteğimiz bu değil. Bak bu huyu ” atmağal P. O.H. B. Benzemez Aksi bir kadın fotoğraf çıkar- tıyordu. Hasan Bey de orada idi. Fotoğrafçı kadına: — Çekiyorum, dedi, tatlı tatlı gülün biraz.. Hasan Bey atıldı: — Aman gülmeyin Hanıme- fendi. Sonra fotoğrafınız. size biç benzemez! Kibarlık Hasan Bey kibar bir Hanıma telefon ediyordu. Hanım telefenda: — Sizi böyle karşıladığım için affınızı rica ederim. Dedi. Hasan Bey şaşırdıt — Nasıl Hanımefendi? - * aArkamda pijamalarım var Hasan Bey — Kızımın nişan- hamın kızımı çok sevdiğine artık tamamile İtimat ettim, karımı gördü de yine kızımla evlenmek- Karısı Hasan Beye söyledi: — Bu senş palto yaptıraca- “gına, eski paltonun tersini yüzü- ne çevirtsen olur mu? — Paltonun şimdiki yüzü iki - gsene evveli İ Bi AT A İN PCT Öyle İse Hasan Beye biri uykusuzuktan şikâyet etti: — Yatarken müsekkin bir şey alsan! — Her akşam Kordiyal - içi- yorum. Bu yüzden büsbün uykum kaçıyor. — oylı ise içmel Olmuş Bir kadın söylüyordu. — Evlenirsem, birçok çocuk- larım olacak! Hasan Bey sordu: — Buna nasıl hüküm verdiniz — Müstakbel kocamın, eski karısından tam on tane çocuğu olmuş! krkk ee AAA AAA Bir Mülâkat Beberuhile Konuştum Onu bir attar dükkânmin ca- mekânında gördüm. Boyası bo- zulmuş, külâhı eğrilmiş bacakları çarpılmıştı, yanına sokuldum. ba- şımdan şapkamı çıkarıp selâmla- dim. Çok zamandır kimsenin se- lâmına nail olmiyor ki birdenbire şaşırdı. — Nasılsın Beberuhi Bey? dedirı. Boynunu büker gibi oldu. Sanl.. mukavvadan ağzı açıldı, sank bana söyledi. Sanki ben duydum da yazdım. — Nasıl olacağım halim belli eski — günleri — andıkça, — eski hatıralar aklıma geldikçe ağlı- yorum, bir zamanlar ben böy > değildim. Dükkân camekânına girdiğim zaman küçükbüyük her- kes beni seyretmek için dük- kânın önüne toplanırlar, yüzüme bakar gülerlerdi, hele Karagöz perdesinde kendimi gösterince, seyirciler çok candan bir dostla- larını görmüşler gibi zevk duyar- lardı. Şimdi aylardır şu camekânda- yım bir kimse dönüp te yüzüme bakmiyor. Görüyorum; genç kız- lar, genç erkekler geliyorlar. Artist kartı dedikleri birtakım kadın erkek resimlerini alıyorlar amma beni kimse almıyor? Bir sual sordum: — Eskiden seni mi alırlardı? — Evet bilhassa — çocuklar alırlardı. Evlerinde perde kurup beni oynatırlardı. İçlerinden ço- ğu bana benzemek için baş- larına sivri külâh geçirir ben de Beberuhi oldum diye sevinirlerdi Beberuhi daha — anlatacaktı, Fakak ben veda edip çekildim. Kendi kendime düşündüm. Eski- den Beberuhiyi alıp ona benze- mek için başına külâh geçiren çocukla, bu gün bilmem hani kadın artistin resmini alıp or 1 benzemek için yüzünü, gözün., saçını başını birçok renge boy: - yan kadının arasında ne farc vardır? GüceekacecerAELALEK LN Hasan ..' Ucuz Şey ; Bir dostu Hasan Beye söyledi: — Ben sevgilimi — dünyanın öbür ucuna gitse bile yine bırak- mam; peşi sıra oraya kadar gi- derim! ü — Ucuz şeyi nasıl biliyorsun, bir kuyumcu dükkânına gidecek peşini olsa o zaman bırakırsın değil mi? — Ben çalışmıya başladığım zaman bütün sermayem zekâm- dan ibaretti, Hasan Beyl Desene sermayesiz olarak