Muharriri: 4. R. No.: 53 Vezirin Korkusu.. Sultan Süleyman, Fransa Kıralının H-nlın İçin Bir Seferberlik Hazırlıkları Yapılması Fikrinde İdi.. — İmdi.. France canibinden gelen, Frankıyan denilen adamın hatırı bir hoşça tatyip edilsin... Geri gönderilsin.Hem Françiskoya Hem de valdesine tarafımızdan söylesin ki bizler, — düşkünlerin kati yardımcısıyızdır. Lâzımei mü- rüvvet ve insaniyet her ne ise icra edilecektir. Kendileri de te- dariklice olsunlar. İbrahim Paşa, bu tok sözler karşısında bıraz sarsılır. gibi ok muştu. Buna binaen sordu: — Şevketli Sultanın !.. İradel seniyeleri ne suretle şerefsâdır olursa, hiç şüpkesiz isabet, an- dadır. Acaba muradı hümayunları bir sefer açmak merkezinde mi- dir ?... — E, Françiskoyu bu müza- yekadan kurtarmak için başka ne tedbir kâr eder. — Keramet buyurulur, Sulta- nım.. Ancak, mademki Françlı- konun hatırı için bir sefere kr yam edilecektir.. Şu halde bazı noktalar mülâhaza edilse.. Bu se- ferden bazı faydalar temin edilse.. — Bu vesile ile icra edilecek fütühat kâfi değil mi?. Beli, Sultanım.. Lâkin Fram çiskoyu da bir ahde bağlamak.. Badema hukuku saltanatınıza mü- fit olabilecek teminat almak gerek değil mi?.. — Yocok, — Bsevgili vezirim.. Türk türesinde, zebün kalanlara karşı himmet ve muavenet, ezeli bir taamül ve âdettir. Ibrahim Paşa, bu vakitsiz se- fer patırdısından biraz ürküntü hissetmişti. Belki arzu etseydi, Kı- ral Birinci Fransuvaya ve valde- sine şöyle sudan bir teselli mek- tubu yazdırıp Franj Pani'yi de baştan savabilirdi. — Fakat bir hayli zamandanberi o da Şarl- ken'in tafrafırruşane hareketlerine içerliyor; cihangir olmak sevda- sından başka bir şey düşünmiyen bu adamla güzelce boy ölçmek istiyordu... Bahusus, Şarlken'in kardeşi ve Macar Kıralı Ferdi- nand'ı hiç sevmiyordu. Bu adam, Çendi hâmisi ( Zapolya ) ya ka- aat açtırmamış; koca Macaristan Ülkesini za'lmane bir hile ile kapmıştı. O, bu düşüncede iken Sultan Süleyman, yastığın Üstünde du- ran o kıymettar yüzüğü tekrar eline almıştı. Kolunu gererek sayebandan dışarı çıkarıyor; bi- tün dünya hazinelerinde misli ender bulunan bu damla yakut taşına bakarak gülümsüyordu, Padişahın — kolu — birdenbire yaylanmış; binlerce altın kıyme- tindeki bu yüzük, İbrahim Paşa- nin kucağına fırlamış.. — büyük Sultan Süleyman, — mağrur ve müstağni bir tavurla: — Bu hediye, hazinemde çü- rüyeceğine, sen al da parmağına tak. Tarafımdan sana bergüzar olsun. Deye mırıldanmışti. Yözüğü alır almaz ayağa kal- kan, ve padişahın bu şahâne ihsanına karşı yer öptükten sonra yüzüğü parmağına takan İbrahim Paşa, şükranını arzetmek için bir şeyler söylemeye — hazırlanırken padişah ta ayağa kalkmış: —— (Ferdinando ) kâfirine bir ulak gönder, Ibrahim... O dahi, kardeşi Şarlken mel'ununa haber salsın.. — Ya, — Françiskuya tez esaretten salıversinler.. veyahut, vakitlerine hazır olsunlar. Dedi. Artık oturmaktan usanan Sul- tan Süleyman, saraya dönecekti. Fakat, henüz iki adım atmıştı ki kulağına yürekler parçalıyan bir çığlık geldi. Birdenbire - tüyleri ürperdi. Olduğu yerde duruverdi. * — Ümmeti Muhammet!.. Can Kurtaran Yok mu?... Havanın letafet ve berraklı- ğıma rağmen Boğaziçinden gelen şiddetli bir cereyan, Sarayburnunda köpüre köpüre avaforlar yapıyor; akıntının dehşetini — artırıyordu. Cılız ve eski bir kayık, anaforun en korkunç girdapları arasında bir tarafa yatmış.. Içindeki ka- yıkçı ile ihliyar bir adam, avar- ları çıktığı kadar: — Ümmeti Muhmmetl.. Batı- yoruz., Can kurtaran yok mu?.. Diye bağınyorlardı, Bu yürekler parçalıyan feryat, yalnız Sultan Süleymanın değil, bütün orada bulunanların kanla- rını dondurmuştu. Bütün gözler bu facia sahnesine çevrilmiş, her- kes helecan ve ıstırapla oraya bakıyor: — Eyvahi. bitti zavallıların işi.. Diye mırıldanıyordu. En evvel kendini topliyan, Ibrahim Paşa oldu... Padişahın huzurunda yüksek sesle söz söy- lemek ve keşkalarına emir ver- mek saray âdâp ve teşrifatına muhalif olmakla beraber, gerek vaziyetin fevkalâdeliği ve gerek padişabın mezdindeki itibar ve movkil, sadrazama bu merasimi unutturdu: — Bire ne durursuz, öyle... Tez sahile koşun.. Bostancılara haber koşturun.. Şu biçareleri kurtaranlara helâlından on altın bahşiş var. Diye bağıran gür sesi, duyuldu. Padişehia bulunduğu sayebânın sekiz on adım gerisinde elpençe divan duran saray ağalarının mun- tazam safları birdenbire bozuldu. Herkes, var kuvvetile saray bur- nuna koşuyordu. Her -zaman - sahilin — muhtelif yerlerinde bostancıların kol gez- dikleri kayıklar bağlı olduğu hal- de bugün akıntının şiddetinden bu kayıklar karaya alınmış ve bostancılar da şuraya buraya da- ğgılmıştı. Saray ağaları, oradan oraya koşuşuyorlardı: — Bre bostancılar !.. Diye bağrışıyorlardı... Denizde anafora tutulmuş olan kayık, ta- mamile bir tarafa yatmış; içinde- kilerin feryadı, artık boğuk bo- ğuk gelmiye başlamıştı. Sultan Süleyman, olduğu yerde put gibi donarak : — Yazık!. Biçareler, göre göre helâk oluyorlar, Diye mırıldandı. Fakat Sadrazamın çehresinde birdenbire bir Ömit tebessüml parladı : — Gam çekmeyin sultanım.. İşte, bir kayık imdada gelir. Diye bağardı ve parmağını, sür'atle kazazedelere — yaklaşan kayığa uzattı, göz ( Arkası var ) SON POSTA Öz Türkçeyle Yasak Savmak Birçok bayramlarda görürdüm, dönüm (1) kent (2) toplantımı seçi- minden Öötürü yapılan bayramda da olok (3) nesneyi gördüm. Benim gibi herkes te görmüştür, herkes te görüyordur. Birtakım kurağlar (4) bayramlarda gönlik yapmayı bir yasak savmak yerine — koyuyorlar. Küçücük — bir bayrak, tadıksız (5) bir süsle bu işl bitirmek — istiyorlar. İstekle değil, istemiyerek tek herkes yapıyor, bit yapmazsık olmaz diye bayramı onlar da sanki kutluluyorlar. Büyük bir alım eatım (6) evinin Üzerine ufak, rengi solmuş bir bayrak çekmekle bayram kutlulanmış sayıl- maz. Hele geceleri koca kent işık içinde yanarken, bellibelirsiz pırıldıyan bir tek lâmbanın kör ışığını gösterip bayram — kutlulamak — için aydınlık yapıyoruz. demek; güneşin yanında yağmumu yakıp, gördünüz mü neler yapabiliyorum diye övünmeye benzer, Yurttaş ulus (7) — bayramlarına ter girmez. Şu var ki girsin! Bayram içten mak İsteyen yapar. Büyük saydığımız bayramlara bir tek bayrak, bir kör ışıkla girecekler hiç girmesinler. Yasak savmak yenleri biz istemiyoruz. İsmet Hulüsi 1 — Dönüm - kere 2 — Kent - şehir 3 — Olok - ayni 4 — Kurağ - müecsseze 5$ — Tadıksız - zevkelz 6 — Alım satım - ticarâöt Bu Haftanın Şilt Maçları İstanbul — Futbol — Heyetinden: $/10/034 Cuma günü - yapılacak — Şilt maçları aş*ğıya yazılmıştır: 1 — Fenerbahçe stadında, — saha komiseri Nüzhet Bey, İstanbulspor - Ortaköy saat 10 hakem Cafer Bey, Fenerbahçe - Haliç saat 11,45 hakem Halit Galip Bey. 2 — Beşiktaş - Şeref atadında, saha komiseri Basri Bey, Beykoz - Beylerbeyi saat 10,15 hakem Basri Bey, Beşiktaş - Sumerapor saat 12 hakem Şazi Bey, Topkapı - Kasım: paşa saat 13,45 hakem Rüştü Bey, Süleymaniye - Anadoluhisar — saat 16,30 hakem Ahmet Bey. 3 — Taksim stadında, saha koml. serl Kemal Bey, Eyüp - Karagümrük #nat 11,30 hakem Suphi Bey, Vefa « Feneryılmaz saat 1315 hakem İzzet Muhiddin Bey, Galatasaray - Doğan- #por saat 15,30 hakem Saim Turgut Bey. 4 — Üsküdar Anadolu sahatında, komiser Nuri Bey, Hilâl - Bakırköy İstiklâl sant 12 bakem Nuri Bey, Anadolu - Altınordu saat 13,45 ha. kem Ali Rıdvan Bey. Bisiklet Birincilikleri İstanbul Mıntakası Bisiklet Heye- tinden: 1 — 1934 senesi İstanbul bisiklet sürat ve mukavemet birinci» likleri 12/10/934 Cuma günü saat 9 da yapılacaktır. 2 — Müsabakalar Şişli Mecidiye köyünde likör fabrikasının önünde başlıyacak ve ayni yerde bitecektir, 3 — Sürat için mesafe 1000 met. redir. Mukavemet için mesafe 50 kilometredir. 4 — Bu müsabakalara yalnız ll sansiye kulüp azaları girebileceğine den müsabakaya girecek olanların lisanslarını almak üzere hergün öğle- den sonri 9/10/934 akşamına ka- dar ikl fotoğrafla birliktö mıntaka merkezine müracaatları lâzımdır. Not: Bu yarışlar Balkan turuna çıkacak olan takımın eszasına da ha- zırlık mahiyetinde olacaktır. Balkan Güreş Şampiyonası Balkan güreş şampiyonasına işti- rak edecek olan Yunan güreşçi ekibi dün gelmişti. Bugün de Yugoslav ve Bulgar ekipleri gelmişlerdir. Mü- sabakalar Perşembe — günü akşam Üzeri başlıyacaktır. Birinci teşrin 3 Bir Işkence Vapuru Adalılar, Akaya 10 Bin .İmzalı İstida Verecekler D0 — —e (Baştarafı 1 inci yüzde ) eden (direk) doğru — postasında Işitilip duyulan sözlerdir. Giren, çıkan, ayağa basan, dirsek dür- ten, çarpan, ezen, — yuvarlanan, bağıran, uflıyan, söven, söylenen bini bir para.. mâhaşer Allah! Bu sene Adaların son beş on senedenberi görülmemiş bir rağ- bete mazhar oldukları yazıldı, çizildi. Bunu ( Adaları güzelleş- tirme ) cemiyetinin propaganda- ları sayesinde Mısırdaki sağırsul- tan bile duydu. Akay idaresi mevsim başında bu rağbeti ken- disinde yine beş on senedenberi görülmemiş bir nezaketle ve işgü- zarlıkla bir kat daha arttırmıştı: Bu sene ilk defa — Adalara zengin vapur tarifeleri — tertip etmiş, sabah akşam görülmemiş adette doğru vapurlar koymuştu. Adalar halkı mesut — bir halktı. Ve, ( Adaları güzelleştirme cemi- yetine ) duâ ve senâ ile meşguldü. Gelgelelim, ( Akay ) İdaresi hentiz Adalardan birkaç aceleci göçten başka hiç kimse yerinden kımıldamamış ve mevsim henüz bitmemiş bulunduğu bir sırada, ansızın, Adalar halkına müthiş bir sürpriz yaptı: Birdenbire bir Son bahar Bir Kumarbaz Oyunda Yutulunca So- luğu Karakolda Aldı Evvelki gün Pangaltıda bir hâdise olmuş, bir kumarbaz para- sını kumarda kaybedince hem kendini, hem de arkadaşını polise teslim etmiştir. Hâdise şöyle olmuştur: Pangaltıda oturan Ahmet ve Fikri adında ikli kafadar evvelki gün o civardaki bir kahveye gi- rerek kumar oynamıya başlamış- lardır. Oyun saatlerce devam et- miş ve Fikri hep kaybetmiş, bu- nun Üzerine de mızıkçılığa baş- lamıştır. Bu arada İşin içine hiy- le de karıştığı için iki kafadar yumruk — kavgasına — girişmişler, iddiaya göre Fikri dayak yemiştir. Hem parasını kumarda kay- beden, hem de lstelik dayak yi- yen Fikri karakola giderek: * — Ben arkadaşım Ahmet ile kumar oynadım. Bütün paramı kaybettiğim gibi üstelik Ahmetten dayakta — yedim. Şikâyetçiyim, demiştir. Polis, kendiliğinden cür- münü Hiraf eden Fikri ile arka- daşı Abmedi yakalıyarak - tahki- kata başlamıştır. .ıı Bundan başka Hakkı ve Mehmet adlı iki kumarbaz da Ka- dıköyünde Yeldeğirmeninde Mu- harremin kahvesinde kumar oy- narlarken cürmümeşhut - halinde yakalanmışlardır. Çocukların gürbüz, tombul, sıhhatli kanlı ve canlı olması ve çok yaşaması için mutlaka © HASAN pirinç, yalaf, patates, mısır, arpa, mercimek ve bezelye vesair Özlü Unlarile besleyiniz. Bu saf ve çok mugaddi veleziz unlarla mahallebi, tatlı, püre vo çorba yapılır, Hastaların ve çocukların ve batta büyük insanların hayatf gıdasıdır. * idaresine tarifesi — koyuverdi kl — ( me- dedallah! ) sesleri vapurlardan taşmaktadır.. Birkaç gündenberidir. ansızın tatbik edilen bu sonbahar tarifesi adalar halkının iki ayağını bir Eıbucn değil, (15002 çift ayağı ir vapura sokmuştur! Yeni tarifenin ilk tatbik olun- duğu Perşembe günü - ki Adalara bir mislide misafir geldiği gündür - Köprüden kalkan akşam doğru vapuruna binenler ( 1500- 2000 ) arasında tahmin edilmekte idi ve ayakta duranlar oturanların tak- riben iki misli idi. ü Adalar halkı sonbahar tarif, sinin bu direk vapurunu ( engi- zİsı oııı Jınlıl ) ismile yadetmek- Akay idaremizin çok — gü- zel başladığı mevsimi bu derece vakitsiz bir sürprizle bitirişi Ada- ların halkına lutufu iİhsanını ka- şıkla yedirip sapile çıkarmak fi- kirlerini uyandırmaya — müsaittir. Nitekim Adalı gençlerin bir te- şebbüsünden haberdar olduk. Bazı gençler biraraya gelip Akay son bahar tarifesinin kifayetsizliği hakkında bir Istida vermeyi kararlaştırmışlar, Gençler bu iİstidaya ( 10000 ) imza topla- mak niyetindedirler. — İ. M. VAPURCULUK TÜRK ANONİM ŞİRKETİ İstanbul Acentalığı Liman Han, Şakelım 09088 İzmir ve Mersin — Sür'at Yolu İNÖNÜ — rei Teşrinievvel Perşembe süsü matti de Sirkecl — rıhtımından kalkarak doğru İZMİR, Antalya, —Alanya, Anamur, Mersin ve Payasa gide- cek. Dönüştü bunlara ilâveten Ta« şucu, Çanakkale ve Geliboluya uğrayacaktır. Karabiga Yolu CUMARTESİ, ÇARŞAMBA günleri saat 20 de Tophane rıhtı- mından bir vapur kalkar. Gidiş ve dönüşte mutat lekelelere uğrar. İZMİT YOLU günleri bir vapur #aat 9 da, Top- hane rıhtımından kalkar. Galp Aranıyor: Balkan muha- rebesinde Serex karışıklıklarında kay- bolan Razlıklı Çürüklörin Mehmet ağanın hayet veya ölümünden bugüne kadar hiçbir haber alamadık. Ken- disini tanıyanların veya norede oldu- gundan haberdar olanların biz evlât. larına insaniyet mamına bildirmesi rica ederiz. Çorluda Silâhtarağa mahallesinde Razlık muhacirlerinden Mehmet oğlu Veli ve Sabri Dr. KEMAL NURİ Cilt ve Zühreyi hastalıklar mütehaasısı Beyoğlu: Rumeli han 16 » Tel: 40153 ——M————————— İstanbul ikinci illâs memur- luğundanı Müllis Antuvan Foskolo elendiye ait soba ve mutfak levazımına müteallik mallar açık arttırma suretile 6 Teşrinievvel 934 Cumartesi günü aa» at 10 da satılacaktır. İstiyonlerin Gala- tada Kurşunlu handa 26 No. li depoya müracaat etmeleri ilân olunur. — (3220)