No: 46 Kambur Nabi, Nota Tedris Ediyordu.. irzan Obuyurun daha şümüllüce (o izahata (o girişeyim... Bakkal ve çakkalların zimem defterlerinde, yaprakların kenar- larını, yukardan aşağı şakuli bir surette kateden hututu müvaze- Beyi, her kangi bir varak Üzerine ufki olarak vazediniz. Bian şart ki, ne eksik, ne noksan, hamse yani beş adet olsun... İşte işbu beş müvazi hatta garbiyyunca (porta) (9) ıtlak ediliyor ki haşa- minhuzur, kokonaların fine kelp- lerine sarfede geldikleri ( aport ) kelimesinden müştaktır... (Aport), sy kelp, işaret kılınan cihete şitâban ol, irae kılınanı kap getir manasına değil mi, buradaki veçhi istimal de, keenne, ey varakı musiki, sautı yakala, tesbit et manasına geliyor.. İmdi (porta)nın mevzuunlehini kavradık; gelelim Üzerindeki kar- gacık burgacık misal kara nok- talara... Evet efendim, nazarı im'an ve başiretle (o bakıldıka (görülür ki elifbayı Çin ve Hinde manent olan Möüs ande . bu kargacık burgacıkların beheri sülüs kırmasile muharrer (mim) harfının şebihidir. Her biri, mev- kine nazaran, yani hatların Üs tünde srasında (bulunmasına, birinci, Ikinci, üçüncü ve helüm- mesera çizgilerde olmasına göre, bambaşka bir savt eda eyler. (Porta)nın eâ aşağısında ise, o kargacık burgacığın ismi, alavezni fi (mi), birinei İle ikinci arasında bulunursa, alavezni kol (sol)... Kapı aralığında, birbirini itiş“ tire kakıştıra yüz buruşturup yas ka silken üçüz hanımlar, usta efendinin bu derin vukufuna karşı, hayrette kalıp şaşalıyorlar. Minder üzerindeki Zinnun Efen- di de, ağzı açık, yerinde daha ziyade büzülüyor. Nabi Efendinin malümat ve müktesebatının dere- cesıne hayran oluyor. Musikinin yalnız ameli kısmında değil, na- zari sahasında da bu radde beh- reli olmasına ağrı açık kalıyor. Hele izahata girişirken kullan- dığı lisanın fesahat ve belâgati, edanın emsalsizligi... Farabi misin sy mübarek? Ya (halindeki, © etvarındaki mazbutluk, edep, haya... Nazar- ları dalma önünde, ayaklarının ucunda... Ne olur bir lâhza gözü- nü yana kaydır bebey adam?... Ciddi, vakarlı. Boyuna istiğfarda, şehadet getirmede, Allah kerim- sin demede... Zinnun Efendi, yüreği rahat, yavaşçacik odasına sıvışıveriyor. Aralık kapı arkasındaki ha- nımlar, fısıltıyı tutturuyorlar: — Melekçiğim, hakkın yok demiyorum. Vakıâ kuyruğu eksik bir şebele, eciçbücüç, yangaboz amma baksana bu ne bilgi, bu ne vukuf... Muamelesi, sözü soh- beti de yerinde. Zaten bu bücürü ben İşitmiştim. Fevkalâde nekrey- miş, ölüyü bile (güldürürmüş.. Bakalım biraz emişkamış olalım, hiç değilse tuhaf tuhaf söyler, palyaço gibi bizi eğlendirir. Öyle değil mi Mahmureciğim? Mahmure Hanım daha ileri gidiyor: — Tabli, elbette kardeş... Size birşey söyleyeyim mi? Dik- kat edin de bakın, geçkin de değil, enikunu erkeğin O genci; 40, 42 varsn o kadar, taş çatlasa rs) ÇEortâe) demek istiyor. Resimli TOMBUL M | Yaran Sermet Muhtar kenki (o halini görmediniz mi... “Sesini daha yavaşlatıp, çapkınca gölerek:,, Bilmem farkettiniz mi, gözleri fırıl fırıl, velfecri okuyor. Perver Hanım sözünü kesiyor: —One yere bakar yürek yakarlardan, (iğne deliğinden Hindistanı seyredenlerden... Bu- dala hiç değilim, görür görmez anlarım... İnan olsun, işte yemini billah ediyorum, o derece gudu- bet değil. Pekâlâ şipşirin bir adam... Üçüz hanımlar, kararlaştırılan plânı o gün tatbik edemiyorlar; yani usta efendiyi evden dehliye- miyorlar. Üç beş gün sonra, Zinnun efendi, Andolu kazaskerliğile (Mec- lisi tetkikatı şer'iyye) azalığına ta- yin ediliyor. | Hazret, betekrar canlanıyor. Evin içinde bir neş'e ve sürur ter fanıdır kopuyor. Bu tevcihi Vecihe, Nabi Efem | | Kapalıçarşının eski bir resmi ziyade yok. Merdivenden çıkar- İRASYEDİ MY dinin kudumunun müteyemmenli- ğine hamledilmesin de neye ham- ledilsin? Kazasker efendi, yine hareke- te gelerek, daireye sık sık deva- ma başlıyor; gidip gelme araba parasi olan iki çeyreği, çarnaçar gözden çıkarıyor. Nabi Efendi de, musiki dersi» ne devamda, Meşk verdiği hanı- mın körpeliğini ve tazeliğini, hlis- nü Ânını, tenasüp ve endamını ne zamandır duymuş, mim koy- muşmuş. Aklıfikri bu dilber kadında; bir taraftan gözüme ilişse diye can atmada... Bir gün meşk esnasında, kapı aralığından içeriye bir göz atıyor. Ne görsün? Öyle baş döndürücü, göz ka- maşlırıcı bir mahı peyker ki... Arkasında sakız. gibi dekolte gömlek. Göğsü, kollar, ba Cakları çenli çıplisk. * Saçlarım dalga dalga omuzlarına dökmüş, (Arkamı var ) Bir Ihtilâl Hikâyesi M. Litvinof Ve Geçmişe Ait Bir Macera ( Baştarafı 1 inci yüzde ) Avrupaya yollamıştı. Silâh tedarik edecekti. Litvinof karar- gâhını Parise kurdu.Cenubi Ame- rikanın Ekuvatör cömhuriyeti za- biti süslinü takınarak iş görüyor- du. O zamanın en portali mitral- yozlarını yapan bir Danimarka firmasile temasa geçti. Birkaç gün sonra bir Danimarka zabiti Ham- burg limanına . birkaç nümune getiriyor, bu nümaneler muvafık çıktığı için sipariş veriliyordu, tüfenk ve fişenkler için Liyejdeki Şröder ve şürekâsı kumpanyasına müracaat etmişti. Bu kumpanya- mn siparişlerini Alman firmaları yapıyordu, tecrübeler için bu fir- malarla temasa Karlsruheye geçti. Orada da fi- şenkler yapılıyordu. Fabrika müdürü, orada, Litvi- nofa fena bir haber verdi: ordusuna mensup bir askeri yetin bazı $i; için fabrika ile temasta oldu! haber ver- di. Kitabın bu kısmı Litvinofun bizzat kendi dır; “ Fabrika müdürü, heyetin fabrika- p ziyareti esnasında benimde hazır ulunmamı ve tecrübo meydanında atışları görüp bir fıkir edinmemi teklif etti. Reddedemezdim. İstemiyerek ka- bul ettim, Bu münasebetle bir kısım Rus zabitlerile tanıştım. Birkaç sani beraber bulunduk ve ahbaplık yaptık. Bu suretle - onlardan edindiğim bazi malümat sayesinde siparışıa bir kısmını reddettim.,, Maamafih bu silâh alış, ve- rişi nisbeten kolay olmuştu, zor olan kısım, muhtelif fabaikaların yapdıkları mühimmatı bir nokta- da toplamak ve bunlar için münasip bir tahmil limanı bul maktı, M. Ltvinof bu işi de başardı. Bütün Avrupa limanlarını birer birer gözden geçirdikten sonra ma İnihayet Bulgaristan üzerinde durdu, Derhal Makedonya Komitesi İstanbu l Umu mi M ec İisin e erkânile temasa geçti. Bunların 6l Aza Seçilecektir Istanbul Valiliğinden: Kaza merkezleri Istanbul Belediyesi sınırları içinde bulunan nahiye ve köyler de dahil olmak üzere son tahrirde tesbit olu- nan nüfus miktarına nazaran İstanbul Umumi Meclisine 6İ aza seçilecektir. Her Belediye şubesinin umum belde nüfusu Üverinden hesap edilen nüfus nispetine göre Eminönü şubesine 10, Fatihe 12, Bey- oğluna 16, Beşiktaşa 5, Sariyere 3, Beykoza 3, Üsküdara 4, Kadr köyüne 5, Adalara 1, Bakırköyüne 2 azn İsabet etmektedir. Her Belediye şubesi sınırı içinde bulunan mütehipler kendi şubeleri için gösterilen âza miktarının bir misli fazlasile rey vere- teklerdir. Keyfiyet belediye kanununun 22 nci mddesine tevfikan ilân olunur. Yüksek İktisat ve Mektebi «6217» Ticaret Müdürlüğünden: Mektebin her üç kısmına talebe kaydı 30 Eylül 934 Pazar gününe kadar devam edecektir. “59178,, Yüzlerce film görmüş olabilirsiniz 111 Fakat böyle bir film görmediniz | 1! GÖRÜNMEYEN ADAM Sinema teknik ve kudretinin son sözü. Akıllara hayret ve dehşet veren bu film pek yakında iPE Yeni sine Şehzadebaşında MiLLi K Sinemasında ma mevsiminin resmi küşadı münasebetile: Yarın matinelerden itibaren ALEMDAR sinemalarında birden LEBLEBiCi HORHOR A Türkçe muazzam operet filmi içinde bir adam vardı ki Litvino- fun işine pek elveriyordu. Meşhur bomba âmili Naum Tüfekçiyef. Vaziyetin kısa bir tetkikini mü- tenkıp Bulgar Hükümetine müra- caata karar verildi. Bu suretle silâh ve mühimmat Varnaya nak- ledilecek ve Türkiyedeki Ermeni komitelerine dağıtılacakları beya- nile Varnadan gemiye yükletile- ceklerdi. AAym zamanda Make- donya Komitesinin müşterek düş- mau olan Türkiyeye karşı Ermeni komitelerile beraber çalıştığını da Bulgar Hükümeti nazarında ispat etmek icap ediyordu. Bulgar Hü- kümeti, Min Komitesi er- kânı ile sıkı münasebet halinde olduğu için Tüfekçiyefin bu hu- sustaki tahmini boş çıkmadı. Ne sade vatan aşkı, ne de Türk düşmanlığı için değil, daha ziya- de menfaat gayretile © Bulgar memurları paçaları sıvadı- lar, bu silâhların (o etnniyetle gemiye yüklenebilecekleri sakin bir nokta gösterdiler. Az sonra silâhları (o hamil olan mühürlü vagonlar Varnaya gelmeye baş a Bulgar gümrük fderesi but lara ba bile. Sadece, me- murlara bir miktar para vermek kâfi geldi. Bu işten sonra, geriye, bu silâhları Karedenizin sa“ hillerine nakletmek lâzım ge liyordu. Ayasofyada ĞA m A M. Litvinof bu iş için Fiyu- mede (3000) liraya bir yelkenli satın almıştı. Bunu yaparken de kendisini oTüfekciyefin O kardeşi gibi tanıtmıştı. Bu sırada Rus ihtilâl komite- sinde bazı değişiklikler olmuş, Litvinofun arkadaşları komiteden çekilmişlerdi. Para intizamsız gel- meye başlamıştı, Bu hal, işlere epl sekte verdi ve yelkenli, Varnadan ancak sonbahar başın- da hareket edebildi. Üç gün sonra M. Litvinof Sofyada fena bir haber aldı: Rus ibtilâlcilerine silâh götü- ren yelkenli kaptanının acemiliği yüzünden ve bir fırtına neticesi Romen sahillerinde kumluğa otur- muştu, Romen polisinin eline geç- mek korkusile gemi tayfası yek Çünkü Rus sefareti işe burnunu sokmuş, mesele meydana çıkmış, bir müddet sonrada kaptanı Odesada yakalanıp meş- hur Petropavlosk zındanına atı mıştı. Bu kaptan, ya çekik diği sırada bütün bildiklerini söylemiş, Rusya hükümeti Bulk garistanı şiddetle protesto et- miştir. Çünkü (Türke garez ve düşmanlıklarından dolayı bu işe karışan yalnız küçük Bulgar memurları değil, bizzat hükümet erkânı olmuştu. Hatta, bu müna- sebetle M. Litvinof Pariste o za- maaki Bulgar Harbiye Nazırı ce- neral Savofla dahi üştü. işte Rus ibtilâle Ermeni komitecilerine ait diye Bulgarla" rın Türklük (hakkındaki dir manlık hislerinden böyle isti etmek istemiş, fakat tegebbüs- lerini aksi bir vak'a yarıda br raktırmıştı. Bugün MELEK Sinemasında SANA TAPIYORUM MAGDA SCHNEIDER WİLLY Fi iPEK Sinemasında ÇILGIN HAYAT MADGE EVANS CONRAD NAGEL WİLLİAM ELHAMRA Sinemasında KADIN PARMAĞI KAREN MORLEY WALLACCE BERRY ve GRAND OTEL GRETA GARBO - JOHN CRAWFORD JACK PAYNE ve maruf caz orkestrasının filminin güzel dinletmeğe başlıyacağı tarihtir. DOUGLAS FAIRBANKS Jr. - LORETTA YOUNG KAÇAK!... Seyircileri heyecandan titreten bir film! Pek yakında ...... sinemasında