I Dünya Hâdiseleri I ——— İmperatorun : Eniştesi İş Ârayor Hatırlarda olduğu üzere bi- Eski garson yük — muharebeyi sıkıntıda müteakip — sabık Alman İmparatoru ikinci Giyomun kız kardeşlerin- den biri bir lokantada bulaşık yıkayıcılığı eden bir adama gö- nül vermişti. Hatta bu adamla resmen evlenmişti. O zaman Ba- ron Kassen Boris adını takınan bu zat taliin üst noktasına çık- miş görünüyordu. —Fakat çok geçmeden işi aksi gitmeyo baş- ladı, evvelâ karısından - ayrıldı, sonra sabık karısının şahit oldu, parasız kaldı. Şimdi Fransız gazetelerinim anlattıkla- rına göre Fransiz tabliyetine geç- miş olan bu —zat Marsilyada, muhtaç bir haldedir, ve kahve- | lerde garsonluk aramaktadır. x» 'ngillrınln Doncastr şehrinde her sene bir beygir panayırı T alır. Ve dünya- B böyglr ı.ışn her tırıfındyın satışı getirilen cins ve çok pahalı hayvanlarla dolar. Ha- tırlarda olduğu Üzere 1929 sene- sinde meşhur Ağa Han bu pana- yırdan satın aldığı bir taya bi- zim paramızla takriben (150,000) lira vermişti. Halbuki bu sene buhranın tesirile olacak, bu pa- nayırda satılan en pahalı beygi- rin kıymeti ancak (75,000) İirayı bulabilmiştir. Doncastr panayırından bahse- derken bu panayırın beş altı asır- danberi mevcut olduğunu, fakat ecnebilerle temasının yeni başla- dığını da kaydetmeliyiz. Filhakika eski zamanlarda bu panayıra bey- gir satmıya giden — ecnebiler muhakkak vardı. Fakat almıya gi- den yoktu. Meselâ bu münasbetle anlatılan bir hikâye vardır, nak- ledelim: 1860 #senesinde zengin bir Fransız asılzadesi bu panayıra gitmiş, bir tay beğenmiş, fiyatını sormuş, İngiliz satıcı karşısındaki- nin Fransız olduğunu anlayınca istihfafla: — Fransızların bu panayırdan beygir alacak kadar paraları yok- tur, demiş. — Öyle olsun, fakat sen bir söylel Ingiliz alay ederek: — 150,000 frank! demiş. Fransız da cebinden — biner franklık 150 banknotu çıkararak adamın avucuna saymış: — Şimdi, demiş, aç bakalım hayvanın ağzını, dişlerini göre- lim. Ve satıcı hayvanın ağrzını açınca Fransız cebinden rovelverini çıkararak hayvanın beynine ateş etmiş, satıcıya da: — Hayvanın derisini de, bir Fransız alıcının yadigârı olarak size bırakıyorum, demiş. Hikâye, — Fransızların — milli izzeti nefislerini okşamak - için uydurulmuş olsa bile bu panayıra verilen kıymelı goıtuır -— TAKVİM — SALI Hızır 25 Eylül 934 W3 Rumi <— l 1? - Eylâl - 1â$y yYaklı | Ezaat Vasatlİ Vakir (Bazani a— Ve n | Yd |19 46 04& 10 Vııı 11 45 5 50| Akışam &o ju 06' Yatsı $ 26 | 15 30 ' İmsak Günce | Öğle İkladi ölümüne | i | SO ÜS Tarıhi Müsahabe Papaslıkt Geçmek — ısterken Ön altıncı asrın ortalarında Transilvanya, turlyalılar arasında sürekli ihtilâf- lara, münakaşalara ve harplere mevzu teşkil ediyordu. Türkler © Ülkede oturan Saksonlarla Se- kelilerin, Macarların - birleşerek Avusturyadan alâkalarımı kesme- lerini, Osmanlı himayesinde ya- şamalarını istiyorlardı. Avusturya | kendi hâkimiyetini bu topraklar- da yürütmek azminde idi. İki devlet ya siyasi müzakere yolile, yahut kılıç kuvvetile dava- larını bir neticeye erdirebilirlerdi. Lâkin Jorj Martinoçi adlı bir pa- pas akla, hayale sığmayan düzen- ler çevirerek Istanbulu da Viya- nayı da müşkülât içinde bırakı- yordu. Kilise için değil, kendi kazan- ci için rol çeviren bu çok zeki, aynı zamanda cesur adam, Papa- hk makamını da aldatmakta güçlük çekmemişti. Vatikan, onun Transilvanyada Isayı temsil eden ve kiliseye haşmet getiren bir insan olduğuna inanmıştı, kendi- sine Kardinallık payesi vermişti. Entirikacı papaz, İsatanbulun sadık bir adamı olduğunu yıllarca iddia ettikten sonra bir gün mas- keyi attı, oradaki Türk kuvvet- leri Üzerine ordular saldırmaya başladı. yardım gelmeye meydan kalmadan bir emrivaki yapmak, mühim ka- Türkler ve Ayus- | Maksadı, — İstanbuldan | leleri eline geçirmek ve bu za- | ferlerle halki kendine bağlamayı mütcakıp te yine İstanbula güler yüz — göstererek — Transilvanya prensliğine konmaktı. İstanbulun Avusturyaya karşı kendisini kul- — lanmak İsteyeceğine ve bu fikirle prensliği kendine vereceğine ka- naat besliyordu. Plânın ilk saf- hasında — Avusturyadan — yardım göreceğine İse yüzde yüz emin bulunuyordu. İşler, ilk Hamlede onun um- | duüğuüu gibi yürüdü. Osmanlıların kış mevsiminde orduyu İstanbul- da tutmaları âdetleri idi. Sınırlar, uç beyleri tarafından — müdafaa Bu sebeple olunurdu. kardinal | | Jerj Martinoçinin Türkler elindeki | kalelere teşrinevelden sonra yap- tığı hücumlar müessir oldu, birkaç kale düştü, Avusturyalılar kardi- nalı alkışladı, halk ta şevke geldi, | daha coşkun bir heyecanla onun etrafına toplandı. Şimdi Martinoçi;, plânının na- W7 ,/ an Prensliğ u' diye hududu dahilinde Kari Mektupları Antalyada Postahaneder Bir Rica Buranin posta müvezzileri yi kın mahalle ve çarşıdan başk yere mektup götürmiyorlar. Belı buluna Değirmenönü ve Fenerüstü gil mahaller bu efendiler için meçhı bir semttir. Kendilerinden esbat soruldukta orası uzaktır biz gele meyiz çarşıda bir dükkân söyleyl namınıza gelen mektup ve gaze teyi oraya bırakalım diyorlar. Antalya: M. Nuri I Cevaplarımız Eskişehirde Rahmi beye: Siz bir kerre tam teşkilâtl bir hastaneye muayene olunuz Şayet raporunuzda çalışabilmenli lehinde bir not verirse, mektebi Kardinal bunları imza etmek için eğilince kâtip bıçağını çekti zik mnoktasına gelmişti, “Lipa,, kalesini — muhasara — ediyordu. Orada Ulama Paşa adlı bir Türk kumandanı vardı. Martinoçi'nin fikri, bu kaleyi alırken Türklere cemile — göstermekti. — Askerleri incitmiyecekti, kumandana hürmet gösterecekti ve sonra bir yol bulup Istanbuldan Transilvanya prensliğini isteyecekti. Ulama, karşısındakl papasın maksadını bilmiyordu, bilemezdi, var kuvvetile kaleyi — müdafaa ediyordu. Fakat düşman, bire elli nisbetinde idi, kalede yiyecek yoktu, hattâ muhasaranın üçüncü haftasında asker at ve kedi eti yemeğe mecbur olmuşlardı. Düş- mana kendi askerinin belki üç misli telefat verdiren, bütün hü- cumları püskürten Ulama paşa, açlık yüz gösterince Kardinal Jorj Martinoçiye haber gönderdi, askerile ve silâhlarile — çekilip geriye gitmesine müsaade edilmek şartile kaleyi teslim edeceğini bildirdi. Lipayı muhasara eden - ordu- nun başında Nemseli, İtalyalı ve Macar birkaç kumandan daha vardı. Bunlar, Ulama Paşanın tek- Hfini reddetmek İstiyorlardı. Çün- kü aç kalan Türklerin nasıl olsa gÖU vÜRTEYTLENENN! asesesesereen AERSAAK BAA LETETERA Son Posta Yevmi, slyasi, Havadin ve Halk gazeleri Eski Zabtiye, Çatalçeşme vokağı, 25 İSTANBUL Bazetemizde — çıkan yazı ve resimlerin bütün hakları mahfuz ve gezetemize gittir. ABONE FiATLARI Abonö Gödeli peşindir. Adres değişürmek 25 burüştur. —— Gelen evrak geri verilmez. Hânlardan mes'uliyot alınmaz. ' Cevap için mektuplara 10 kuruşluk pul ilâvesi lâzımdır. sta kutı girebilirsinin. Aksi takdirde ünk versite fakültelerinden birini ter cih etmeniz 1lâzımdır. Meseli mülkiye veya hukuka girmek vı başka bir fakülte seçmek elzir hakkınızdır. * avlanacağını - biliyorlardı. Fakat Kardinal, plânını yürütmek için onların sözlerini dinlemedi, Türk- lere bol yiyecek gönderdi ve on- ların silâhlarile çekilmelerine mu- vafakat gösterdi. Hatta Ulama Paşayı Tamşuvarın ortasına ka- dar emniyetle götürmek için bir müfreze asker de verdi. Avusturyalılar, Kardinalla Ulama Paşanın bir çadıra kapanıp görüşmelerinden kuşkulanmışlar- dı. Bu sebeple başka bir yoldan kuvvetli bir fırka yolladıilar, bin beş yüz kişiden ibaret olan Ulama Paşa takımına pusu kurdular ve kanlı bir muharebeye giriştiler. Avusturya kuvvetlerine kumanda edenler, bu pusu harbinde öldü- ler, Türkler de bin Iki yüz kişi kaybettikten sonra Belgrada va- rabildiler. Avusturyalıların, ken- dilerine çok pahalıya malolan bu zaferden ettikleri en mühim istifade Kardinalın Ulamaya ver- diği mektaobu elde etmeleridir. Bu mektup, entrikacı papasın bütün plânlarını meydana koyu- yurdu. Lipa önündeki kkumandan- lardan Kastaldo, bu kıymetli vesikayı — Viyanaya — gönderdi, “Kardinalın — yaşaması — halinde Transilyanyanın — elden — çıkmış olacağını,, bildirdi. Fakat Viya- nadan cevap almayı beklemedi, papas aleyhine bir suikast hazır- ladı. Martinoçi; eski — Dominiken papasları manastırı olan Aloniç kalesinde oturuyordu. Kastaldo, bir takım İspanyol ve İtalyan askerlerile oraya gitti, 18 Kânu- nuevvel: 1551 de sabahlayın kâ- tibini birkaç kâğıt vermek Üzere | Kardinalm — odasına - gönderdi, | Entrikacı papas, üstünde gecelik gömleği ile kürklü bir bırka, bir masa önünde idi. Masanın Üze- rinde bir dua kitabı, bir hokka, bir çalar saat, bir de hatıra def- terl vardı. Kastaldonun kâtibi - adı An- tonyo Feraryodur'-Jelindeki kâğıt- ları uzattı, Kardinal bunları İmza | etmek için eyilince kâtip, bıça- | | gını çekti. Biri göğsüne, birl bo- gazına olmak zere, Kardinala iki darbe indirdi. Martinoçi, “aman Meryem ana,, diye bağırarak sıç- radı, kâtibi yakaladı, altına aldı. O sırada Pallaviçini adlı biri yalın kılıç içeri girdi, Kardinalın başını yardı, İsanyol Lüpez, dört beş * Adapararında Hasan oğlu Beki Etendiye; — Mektubunuzu okuyamadık. Daha okunaklı yazınız efendim, * Kaysaeride A. Doğan Beye; — Bir mektupla İstanbul be: lediyesine müracaat ederek proje suretini İstersiniz, bedeli muka- bilinde gönderirler efendim. * Pangaltıda Agâh Baye: — Aktarlarla bakkalların va Tiyeti yapılan mürncaatlar Üze rine Daimi Encümende — tetkik edilmektedir. efendim. *« Kadıköyünde Hasırcıbaşında mül kait Bedri Beye: — Mektubunuzu sakladık, ilki fırsatta neşredeceğiz efendim. * * Çamhoada Eyüp Sabri Beye: — Gazi köprüsünün projeli yaptırılacak, ondan sonra İnşaa ta başlanacaktır efendim. KeRencere AAA K AERAR A DRE A YAKELEAEALENARASAARAmENANENN askerle yetişti, henüz ayakta du rabilen Martinoçinin Üzerine tüf ateşi açtı. Kardinal, Lâtince “a: yapıyorsunuz kardeşlerim,, diy bildi ve altımış Üç yara içindi yakılıp öldü. Birçok — entirikalar çevirmis, Türkleri ve Nemselileri yıllar aldatmış, Transilvanya prensi « | mayı kurmuş olan papazın cesk tam yetmiş beş gün orada, o: da kaldı, kokup çürüdükten sor - gömüldü. Fakat tesadüf, onu öldürer. ri de birer birer cezalandırdı. P. lâviçini, bir harpte Türk kurşe yiyip can verdi. Kâtip Anton; Feraryo, Papanın emrile Piye mentoda asıldı, katillerden birl nin Senjermende başı kesildi. Bi risi halk tarafından linç - edildi biri Viyana civarında avlanırkeı -İmperator Ferdinandın gözü &8 nünde - bir yaban domuzu tara: fından parçalandı, Kardinalın tüy 18 kulağını Viyanaya götüren bi katil de bir kavga sırasında o ku lağı kesen sağ elini kaybetti. Ürerinde böyle kanlı hâdiş ler geçen ve daha nice harpler! sebebiyet veren Transilvanya, n ibretli şey?, Bugün, ne Türkl rindir, ne Avusturyalıların?.. Or. da başkaları hüküm sürüyor?.. M. T 4