Almanya Ve Taymisin Bir Makalesi Fransa ile İtalya arasında, Versay muzhedesinin — İmzam — ferdasından başlıyan — anlaşamamarlıklar, pılmamak şartile uzlaşma — taraflısı- dır. Fakat İtalya, anlaşınanın ı::ı..ı.- bilmesi için harp sonu muahedele- rinde mutlaka değişmeler — icrrsmı yart koşuyor. Bunun içindir ki iki devletin uzlaşması imkân dairesine rrcmî)unlu. Ancak son zamanlarda vusturya istiklâlinin tehlikeye düşp- mösi, hudutlarının ilk emniyetini bu küçük devletin — istiklâlinde yören iyayı, Fransa We anlaşmak yoluna ür gibi oldu. Fransa-İtalya —uz- asile en yakından alâkadar olan devlet şüphesizdir ki İngilteredir. *Tayaris, Fransa-İtalyo anlaşma- &ma ait temaslardan haravatla — buhs- ederken diyor ki: “Framsa ve İtalya noktal narzarla- rinın beynelmilel meselelerde müm- kün mertebe mesi Hle bu ikâ devlet — arasındaki veya bir çok meselelere ait bir ililâfname aktedildi; 'ı.ıhlı'i ım”" o-ıyıF n etmektedir. Bu vz yetler ransa Hariciye Oazım M. Barta — tarafından olduğu gibi, İtalya tarafından da kat- xeılı tekzip ecilmiştir. Manttecsslif i devletin deniz kuwvvelleri hak- kında bir. ililâlname aktedilmediği gibi Tacus İtalyanlarına we Libya Fransız-İtalyan — hududu meselesine relere dahi başlanmamıştır. Şüphesiz, Paris ve Roma'da son iki moktai hazar üzerinde muhavereler cereyan etmektedir. *“Ba muhavereler umuml bir dost- lük muüahedesile — neticelenze — bile, almali Afrika'ya ait âki meselenin kolaylıkla hallolunamıyacağı zannedi- Bu hususta r alan mek'. | Fransa, muabedelerde değişme ya- | | | cösteriyar. *Yaşoslavya Kıralı Aleksandr gele- cek ay içinde Paris'i tiyaret edevek- teümesellinin de Ü same | | Şüpbesizdir ki O aa NL Tle —mülükatım iki bükümetin He gibi bir itilâf aktedebilecekleri belli olacaktır. Bütün bu gidiş geliğ- ler, Almanyamn açıkta b — hissimi veriyorsa da, unı ki M. Hitler, Milletler Cemiyatinden Ayrılmayı, bizzat kendisi münasip .g...;ıuııı. li yalnızlığın kârsız bir iş olduğumu anlıyacaktır , Hasibe hanım şimdiki halde tamamile nedamet etmiş görünlü- yordu. Fakat Leylâden bahsetmek onu yine babalandırmak demekti. Zaten bu meseleyi aralarında 'hal. lettikleri için artık annesine Ley- lünm “smini bile tekrar etmek Manasızdı. Oğlunun — düşündü, Hasibe hanım, ıııh'li—üıiıh © hiç bir ile fera- '“'G" hı::ı'tll ile ı::ll-uü—.—'_ glîı'eıı Suçlu İnkâr Ediyor Lindbergin Çocuğunu Ka- gön İçıran Adam Bu Değil Mi? oldu ki çök gengin manzaralar gösterdi. Nevyork, 22 (ALA.) — Kırk — saat süren sıkı bir sorguya rağmen, Bruno Havptman, — Lindbergin — çocuğanun kaçırılmasında — dahli — bi katiyet'e inkâr etmiştir. Üzerinde ç- kan 14,000 doların da bizzat kazan« cından artırdığı bir para olduğunu söylemiştir. Hakkındaki şüphelere kuvvet veren en mühim delil, haydutların, çocuğun siyasetine, — eskl Bahriye Nazıtı Amiral Sirlanni tayin olummuştur. (Son Posta: Bu iki müçcssesa harp m&_— etmekle maruftur. ) Çıkarılan Altınlar Londra, 22 ( A. A.) Büyük harpte batan Ejipt vapurumdan 30 bin altın | Artigliyo gemisi — Playmut ana ıılıılı(yîı. apurda Gaha bir miktar «itim vardır. Bir Mısır Filosu Marsilya, 22 (A. A.) — Yüzbaşı ön kumandasındaki — Kbsr edecektir. bir mektep çocuğu gibi sevinç içinde idi. Kadiköyüne gelinceye kadar birçok yerlere uğradı. Reşide ye- ni çamaşırlar, mendüler, Türkâna çoraplar, iskarpinler, blüzlar «ldı Reşit n ayak basmadığı geçince (Japonya Felâketinde 1400 Kişi Kurban Gitti 623 Kayıp, 4500 Yaralı Ev, Mektep Ve kurulmuştur, günde bir buçuk milyon züsha basmaktadır. tdı—ıu-h.)—tqıuıı.ı—.l ven son ü—'lı—lwg—lı—ıkm 1089 3lü, 3000 yaralı, 586 144 mektep, 3994 ev, 8212 Gabrika yilkilmaştır. BZ0 bina da hasara ri fa . | Kıtlık korkusu p 'l'*y:. 22? (ALAJ — 1928 tenberi japonyada son ti nmun #ebep olduğu kadar büyük s;yfo:mn olmamıştı. Gezmeye çıkacağından bah- setse Türkânı da almak lâzım- gelecekti. Kapıdan çıkarken: — Çok ikalmam, Bir saate kadar gelirim. Şöyle bir yoklıya- l.:ıl.*y:hdı Alaını okgşadı. l Var, On Bine Yakın Fabrika Yıkıldı volmuştur . Okayama şehrini, Ashigava nehrle nin setleri yıkılması yüzünden su baamış olduğundan 160 bin kişi yiye- cek ve içecekten mahrum kalmıştır. Şehir, yiyecek istemliştir. İtalyada Bir Facla Taranto, 22 (A. A. ) — Lalörza köyünde ansızın çıkan bir fırtınadan sonza şiddetli bir vel baskını -almuş bir kadın ile üç çocuğu denize sürük- lenerek boğulmuşlardır. Londra, 22 (ALA) — İngiliz mat- buatı, bu #abah, Palonyanm - akalli- yetlerin hukuku hakk mdaki lddisla- rından vazgeçmiş olmasını memnt- tle kaydetmektedir. .belırhıı. 22 / A. A.) — Lehistanın, akalliyetler bakkında talebinden — vaz geçmesi, Alman gazotelerini dertin tir hayal inkisarına uğraltığı söyleriiyar. caddesine saplı. Daha bahçe kapısından girer- ken kulağına gelen piyano sesi ile irkildil.. Durdu. Alt salonda panjurların — aralığından hafif bir aydınlık - sızıyordu. — Dinledi. Leylâ onun pek sevdiği hücaz peşrevini çalıyordu. Yavaş yavaş yürüdü. Hanım elleri ve yaseminlerin sardığı taş merdivene çıkınca panjurların aralığından içerisini 'Odada Leoylâdan başka kimse yoktu. 'Genç kız çok - dalgin görünü- yordu. Parmakları âdeta kuvvetli bir alışkanlığa kapılarak hareket ediyordu. Reşit parmaklarının — uçlarile cama vurdu. İgittiremedi, Ve ilk heyecanla yaptığı bu harsketle onu alâkadar edeme- diğine adeta sevindi. Onu böyle görüldüğünün farkımda olmadan seyretmek ne bulunmaz bir fır- sattı. 'Şimdi 'başını yavaşça panjurun tahtasına — dayamış, —derin bir lezzetle onu seyrediyordu. Leylâ ne ince, ne içli ve ne sevimli bir kızdı. Annesinin anasıl olup ta Ley- Iânın aleyhinde bulunuşuna hayret #ediyordu. Bu hisli, nazik ve Gönül İşleri Kızdan Gelen Evlenme Teklifi Bir erkek dostumun zevcesile arası açıldı. mabkemeye düştüler, #ki buçuk sene uğraştılar, nihayet ayrıldılar. Talâk hükmünün ve- rildiğzi günün gecesi bu erkek dostumla bir medliste buluşmuş- tuk. Bir aralık bir köşede baş- başa kalınca bana İki buçuk yıl didişmenin nihayet verdiği neti- ceyi anlattı ve fdeti olmuştu, yine artık sabıklaşan zevcesini çekiştirmeye koyuldu. Ben de mutadım — veçhile hemen onu susturmıya çalıştım, fakat 'bu ara bir cümlesi gözüme çarptı: — “ Zaten aramızda evlenme Fikrini İik olarak ortaya atan o olmuştu. o teklif etmişti. Fakat maalesef bir erkeğe evlenmeyi teklif eden kadından hayır gek meyeceğini — düşünememiştim. , diyordu. Şüphe yok, bütün er- kekler ayni fikirdedirler. Bir kadın tarafından gelen evlenme tekdifi ilk zamanlarda gururlarını okşasa bile, bilâhara tarize, kü- Çük görmeye vesile teşkil eder. Zanlarınca bu imtiyaz yalnız erkeklere vergidir. Bunun içindir ki benden bu sa- hada fikir soran okuyucum. M. B. Hanıma: Fena yamışınız diye- ceğim. Fakat bir defa olan olmuş, şimdi en muvafık şey hüdisenin üÜzerinde durmamaktır. * Vas-Mus Boyer Tahailinizi bitirmeden, para kazanmıya — başlamadan, — bele bahsettiğiniz ihtilâflı şekilde ev- lenmeyi düşünmek hatadır. İki sene diyorsunuz, Çabuk gelip geçer, Bekleyiniz. Eğer bu müd- det zarfında kızı başkasına verir- lerse, sizl sevmiyormuş, demek- tir. Sevmiyeni sevmekte asrarın hatâ olacağını düşünür, siz de vaz geçer gidersiniz, aksi halde tabil mesele yaktur, evlenirsiniz. — Ah anne, dedi, bu kız sevilmez mi, bu —kız paraya değişilir mi? Leylâ onun sevdiği bir şarkıya başlamıştı. Siyah kıvırcık kirpikleri yuka- rıdan gelen aydınlıkla yanaklarına kadar uzanan bir gölge yapıyardu. Alçak sesle gankayı okuduğu dudaklarının hafif haraketlerinden Yukarıdan inen bol” elektrik ziyası altında genç kızın profili ne'kadar kuyvetli görünüyordu. Sivri çenesinin gölgesi uzun boy- nunu çok zarif bir ihatla ayırıyor- du. Reşit panjarlara asılmış doya doya seyrediyordu. -Acaba Leylâ ne düşünüyordu. Okudağu, parmakları —tuşlar üzerinde dolaştığı balde kafasının galdığından ve okuduğundan çok uzakta olduğu belliydi. Onun yüzünü tam karşıdan görebilmek için öteki pencereye geçmek İfzımdı. Fakat o pencere- nin önündeki mergiven basamak- ları çok şalçaktı. (Arkası var)