Hergün Halk Hükümeti Falih - Rifka Hemen hemen bütün vekilleri- Miz yaz mevsimini halk arasında Reçirdiler. Hükümet adamlarımı- Zin bir veya birkaçı tarafından Memleketin — görülmedik köşesi kalmadı, diyebiliriz. Eğer buna evlet Reisi ile Başvekilin muh- telif seyahatlerini ve millet vekil- lerinin devirlerini ilâve ederseniz, karanın kış hizmetlerine ne dar iyi hazırlanmış - olduğunu faşavvur edebilirsiniz. Hükümet ve meclis adamla- fimiz için en esaslı vasfın, bu | Memleketin kendi hakikatleri ile O Yuğrulmuş bir ilim ve tecrübe Olduğu şüphe götürmez. Bu mem- ketin kendi hakikatleri âzerinde İuayene ve ayar edilmemiş olan lilün — naz. ler, iflâs etmiye DG zhkümdürlar. Osmanlı impara- torluğu idaresi yatalaktı, Meşru- 'İ_:::ıttın sonra bile hususi vagon nde yalnız demiryolu iİstasyon- rim dolaşan bir nazırdan gaze- lerde hararetle bahsedilmiş ok Uğunu hatırlarız. 1908 den evvel Ve sonra halk hükümet için bir tamma idi. Ezbere” hü kümet tvri, Mustafa Kemalin halk dev- N zamanında nihayet bulmuştur. Fakat henüz başka bir ezbe- Peliğin, hükümet ve meclise yar- m edecek olan bir müessesede Svam etmekte olduğunu söyle- Teliyiz, İsmini zikretmeksizin, bu Dilessesenin matbuat — olduğunu rkes söyliyebilir. Henüz Anka- &yı görmemiş — muharrirlerimiz Spey çok olduğu gibi, İstanbul | Ve Ankaradan ötesini tanımıyan Arkadaşlarımız ekseriyettedir. Belki matbuatımızda sık sık gördüğümüz — muvazenesizliklerin Ve bilhassa cansızlığın sebebi de u olsa gerektir. Sütunlarımız dürt duvarla çevrilmiştir. , Anadolunun ve yeni Türk dev- ı!l.nin yeni simasını öğrenmek iyen Türklerin, ecnebi muhar- firlerin eserlerine müracaat etmek —_c_ı'buılyolindc olduklarını bilmek 'zim için büyük bir şeref teşkil Ümez, ) & Mahallt ve şahsi gazetecilik- 2, memleket gazeteciliğine geç- :'!k. bir gazetenin ufak büyük hiş(ll_ıil unsurlarında — memleket "gisini esas meziyet olarak ara- sırası gelmiştir. Bugün gaze- ıİtrhıılı.le biraz eğlenmek müm- Ünse de, gazetelerimizden - isti- &de etmek imkâmı azdır. Halk devletinin gazeteciliği de Arcak ciddi bir halk terbiyesi ve :ir"!itl.iği gazeteciliği olabilir. Fi- İ" Ve gşan'at adamlarımız, eksik- Zini hissetmekte oldukları yük- "k_ itibarı halk ile tanıştıktan, Viştikten ve anlaştıktan sonra *İde edeceklerdir. * Hakimiyeti Milliyeden » Yalan Mı? Bir Adam M. Prensin Katili Olduğunu Söyledi b Barselon, 22 (A A.) — Fransa - Kalaya budüdü - üzerindeki bir k ça ynüracnat eden Etyen M tminde bir Fransiz, Stayiski tahkika- B gemer OI.— ı._,il mahkemesi Hüddeiumumilerinden M Prensi - öl- ren adamın kendisi ol k Suç ortağı da huluuiıh.:t.':—:;':'.:::_ lir. Kendi rivayetine göre bu iş ötln kendisine 100 bin frank vadedilmiş, t 25 bin frank verilmiştir. Fakat bu iddimlara inanılamıyacağı, çünkü 4 adamın, memleketine dönebilmek İçin bu masalı uydurduğu söyleniyor. Selânikte Balıkçılar Grevi Atina, 22 — Selânik mıntaka- fındaki balıkçılar grev ilân etmiş- dir. Balıkçılar reisi grevcileri ir beyanname ile bir açlık yü- Tüyüşüne davet etmiştir. Resimli Makale Gençler! Biliyorum, hayata yeni atıldın'z. Hepiniz gönüllerinizde ülküler yaşatıyorsunuz. Fakat bilmi yorsı götüren uzun yolun üstünde birçok engeller vardır. “Cehalet,, başta gelir. Onu atlamıya mecbursunuz. — Biraz ilerde — ayağımız “Şüphe, nin dikenlerine takılacaktır. | hesap ediniz. Buvu da geçliğinizi kabul ediyorum. Fokat bundin sonra unur ki sizi gayeye ülkünün ümüsizlik ve yorgunluk başgösterecektir. iki engelden de kurtarabilirseniz ne mutlu size, O zaman parlak — yıldızına kavuşabilirs'niz. İşte. ülkü yoluna çıkarken önünüzde Kendinizi bu bu engellerin bulunacağını Adliye Vekili Mahkemeleri Gezdi İhtisas Mahkemeleri İşlerin İltizam Ettiği Şekilde Kala- caktır, Zirai Hapishaneler Tesisi Muhtemeldir Şehrimizde bulunan — Adliye Vekili Saraç oğlu Şükrü Bey dün İstanbul Adliye dairesini teftiş etmiştir. Şükrü Bey bu teftişleri esnasında hakimlerle muhtelif adli bahisler etrafında mübahasalarda bulunmuş, birinci ceza reisi Necip Nadir B.den mücrimlerin nasıl ıslâh edilebileceğini, birinci sulh ceza hâkimi Reşit Beyden cürümlerin ne için artlığınm ve bu — arlışın nasıl — önüne — geçilebileceğini, tabibi — adli Eudver Beyden sen * — günlerde & deliliğin — arte şındaki sebepleri, hukuk — hâ- Kâmlerinden yeni Harç Kanununun davalar üzerindeki tesirini, erkek- lerin kadınlardan nafaka isteyip istemediklerini, İcra reisinden icra sormuştur. Vekil Bey bundan sonra Ad- liye için yapılan mobilyeleri gör- müş, bunların ayni renkte, ayni eb'atta ve yeknasak oluşlarını beyenmiş, yeni yapılacak Ad- liye —binasının bu mobilyelerle diğer devlet dairelerine nümune olacağını — söylemiştir . Vekil bey ihtiyaçlar, kanunların ta- dili etrafındaki düşünceler hak- kında da malümat almıştır. Vekil Bey vukubulan beyana- tında Edirne hapishanesinin pek yakında tesellüm edileceğini, bir kânunevvelde tatbikına başlana- cak hâkimler kanununaun — fay- dalarını, — ihtisaa — mahkemeleri- Dönen Talebe Müracaat Edenlerin Evrakı Tetkik Edilecek Ankara, 22 — Maarif Vekâ- leti yaptığı bir tamimde imtihan notlarının tashihi için Vekâlete müracatı eden talebenin 30 Eylül akşamına kadar mekteplerine mü- racaati İüzumunu bildirmektedir. Bu tamime göre her mektepte müdür tarafından intihap edilecek bir komisyon bu talebelerin im- tihan evrakı ile aldıkları notları diğer talebelerin imtihan evrakı ve notları ile Mmukayese — edecek, eğer notta talebe İlehine tadilât yapılması kanaati hasıl olursa evrak bu kanaatle birlikte Ma- arif Vekâletine gönderilecektir. Eğer Böyle bir kanaat tahassul etmezse keyfiyet doğrudan doğ- M. Müsolini Arnavutluk Ordusunun Tensikile Bizzat Uğraşıyor Atina 22 — Arnavutluk - İtal- ya anlaşmasının temini için Arna- vutluğu İtalyan sefiri Ekrem Bey Romaya giderek doğrudan doğ- ruya M. Musolini ile müzakereler yapmış ve muvaffakıyetli netice- ler almıştır. Ekrem Bey Draça muvasala- tında tezahüratla karşılanmıştır. Arnavutluk — kabinesinin — istifa edeceği, yeni kabineyi — Ekrem Beyin teşkil eyliyeceği, İtalyanın Arnavutluk sefirinin değiştirileceği söylenmektedir. Arnavutluk ordusunun tensiki için bizzat M. Musolini tarafından 300 kişilik bir askeri heyet teş- kil edilmiştir. iıleriîıde maruz kılı;ın müşkülâtı ( nin işlerin çok olduğu yerlere gideceğini ve işlerin iltizam ettiği şekilde kalacağını, zirai hapisha- neler tesis ve inşası zarureti ha- sıl olduğu takdirde Istanbul çiftçi muhiti — olmadığı için burada zirai — hapisbane — inşasına İim- kân tasavvur — olunamıyacağını, yeni adliye harç kanununun adliye yaridatını arttırmıya hizmet et- mekle beraber mahkeme İşlerinin sür'atlenmesini de temin edece- ğini, İstanbulda lüzum ve zaruret ! olursa münferit hâkimlik usulünün — tatbik — edileceğini söylemiştir. — Vekil Bey — bu akşam Ankaraya avdet edecek- tir. Birkaç zaman sonra Trakyada bir seyahat yapması muhtemeldir. | İtalya - Arnavutluk | Trakya Kongresi Umumi Müfettişin Riya- setinde Toplandı Edirne, 22 (A.A.) — Trakya valileri içtiman Umumt müfettiş İbrahim Tali Beyin riyasetinde ve İktısat Vekâleti tarafından gönderilen — alâkadar — zevatin da huzurile ve İbrahim Tali Be- yin bir nutku ile açıldı. Bu top- lantıyı Edirne, Çanakkale, Kırk- lareli, Tekirdağı valilerile yük- sek iktısat meclisi azasından Fortunzade Murat Bey ve her vali ile birlikte gelen Nafia ser mü- hendisi, Ziraat, baytar ve Maarif müdürleri teşkil etmektedir, Bu toplantıda umumi müfettiş- lik başmüşaviri vekili ve emniyet müşaviri Osman Bey de hazır bulunmuştur. Her — vali kendi vilâyetinin ahvali iktısadiye ve siyasiyesinin birer hulâsasını yapmıştır. ruya talebeye tebliğ edilecek İSTER İNAN ISTER Şehir Meclisi için intihabat hazı srada muharrir “Feleka “Bir aza ması,, ni şu cümlelerle ediyo! “Şu günlerde en ziy, Şehir Meelisi azalığıdır. meclise bir aza olsam diye içim içi içmekten kesildim. Gözüme uyku girmiyor. Bütün ha- yatımda Şehir Meclisinin tahta kan, dirseğimi de sıranın Üstüne dayadıktan sonra başımı iki elimin içine alarak dinler gibi vaziyet almak ve şöyle bir şekerleme kestirmek. Dünyada ken İnsana gelen uykuyu hiçbir Bunu mektep hayatımdan bilirim. “Ne ise efendim, Meclise girsem; l yapsam da rlikları yapıldığı şu t slağının sayıkla. r: kurcalıyan şey bende bu mi yiyor. Yemekten apelerine oturup iki söz ve nutuk dinler. uyku ilâcı vermez. Çok zevkli göyle reis'e ve reis | değil mi? vekillerile aramı tatlılaştırsam, buzur ücreti ol yonlara intihap edilsem, merasimlerde kall: jaket giysem ve el Bıkarken beli dişimin altında akide kırar gibi dişlerimi sıkarak sırıt- sam ve kartvizitimin altına : . “ İstanbul Şehir Meclini azasından ,, “Diye yazdırsam, ziyafetlerde meclisi temsil etsem, gazelelerdi meclis namına beyanatta bulunsam, matbu- atta ve Beyoğlunun iki üç malüm fotoğrafçısının vitri« ninde balmumundan yapılmış gibi güler yüzlü ve: * Nasılsınız şekerim? Susli sorar gibl ifadeli bir suratla alınmış resimlerimi teşbir ettirsem.,, ve hulyalı İNANMA! komis- bir sayıklama — nümunesi, İSTER INAN ISTER İNANMA! Sözün Kısası Para Kuvveti.. Para Zaafı.. A E Bir tanıdığım yıllardanberi mensup olduğu müessesenin bir- denbire kapanması yüzünden ge- çinme vasıtasını kaybetmiş, yeis içindeydi. Kendisine biraz teselli, biraz da cesaret vermek istedim. Sözümü çabuk kesti : — Fakat dostum, ben ümidimi hiç bir zaman kaybetmedim, ce- saretime de güveniyorum, elbette çalışacağım, çabalıyacağım, ken- dime yeni, belki daha iyi bir iş bulacağım. Bu, muhakkak. Mesele yeni işi buluncıya kadar geçinme- nin yolunu bulmada. Dıî * Çok yakından tanıdığım bir aile vardı. Erkeği ölünce kadını iki çocuğunu azami genişlik için- de okutmak istedi. Varidatı yetiş- miyordu. Emlâkini birer birer satmıya koyuldu. Hesap etmişti: — Çocukların tahsili bitinciye kadar yetişir, diyordu. Vakıâ o zaman elimizde bir şey kalmaz, fakat çocuklar para kazanmıya başlıyacaklatı için yine sıkıntı çekmeyiz!,, Yalnız düşünce yanlış çıktı ve para çocukların tahsillerinin hita- mından evvel bitince bütün o yıl- larca beslenen Umitler hep birden göçtü. Şimdi iki genç yarım kal- mış tahsille biriş bulma peşinde, kadin da sikıntıdadır. Kendisile geçende konuştum: — Kendi hesabıma da, çocuk- larımın hesabına da en büyük hatam onlara gelirimize göre bir tahsil vermekle iktifa etmeyişim oldu. Cümlesile dert yandı. * Dün sabah bir gazetede okudum : « Darülâcezenin istatistikleri, eskiden mutaserrıflık, maarif mü- dürlüğü, hâkimlik etmiş bir hayli zevat ile birkaç san'atkârın son günlerini bu müecssesede geçir- diklerini göstermektedir.,, deni- liyordu. Yurdun bir kısmında en büyük idare âmiri sıfatı ile hükümeti temsil etmiş bir mutasarrıf, bin- lerce çocuğa tahsil hayatında ilk yolu göstermiş bir maarif müdürü, yurttaşlar arasında adaleti dağıt- mış bir hâkim, sonra da memle- ketimizde sayısı pek az olan san'atkârlardan birkaç zat ömür- lerinin son günlerinde — neden yardıma muhtaç bir vaziyete düşmüşlerdir ? Kendilerini bu 'Allll((ı bir bakıştan hürmetin azami derecesine lâyık görürüm, fakat hayat telâkkisinde hataları olduğu da inkâr edilemez. Maamafih bu hata yalnız onlara mün- hasır değildir. Birdenbire mücssese- sini kaybeden tanıdığım, bütüm emlâ- kini tedricen satıp savan anne ve nihayet belki lığı yaparız: ih.liyîtpıkıidnıne tel kazancının bir kıstmını kötü güne saklayan yok gibidir ve hayatta en büyük zaafımız da budur. Geçenlerde husust müesseselerden birinde çalışan bir dostum, mücssese- nin hayatını alâkadar eden bir İşte âmirinin hatasını görmüş: — Mafevk makama anlatacaktım, uğraşacaktım, fakat korktum, muvaffak olamazsam yerimden olurum, halbuki bir kenarda beş kuruşum yok, diyor- du. Tarihi iptidai bir açınız, kanaatine uymayan bir emir aldığı için mevkiinden çe- kilmiş kaç sadrazam, kaç vezir, kaç nazır, kaç memur bulursunuz? Etra- fınıza kulak - veriniz: Kaç vak'a işi. trsiniz? Hiç, demekten korkuyorum! Milli Tasarruf Cemiyetinin nasihat«e lerine hakikaten ihtiyaç var. Ancale bu nasihati — dinledi ve rubu asır tatbik ettikten sonradır ki, belki umumi ve hususi hayatımızda şahsi- yet sahibi olabiliriz. O vakte kadar azlm ekseriyet: Söz gümüş İse sükât altındır, deyip gidecek ve günü gün etmiye çalışacaktır.