— Sanki zevkli bir şeymiş gibi, bizim komşu da “hergün duüş yaparım,, diye bana caka satar.. | Açık Mektup Hanımefendi; Geçen haftaki mizah sayfa- sında çıkan bir karikatürün ya- zısı hoşunuza gitmemiş, Tanıdığım, sizin de tanıdığınız bir zata: — Söyle o muharrire, demiş- siniz, bizim yüzümüzü kızartacak hiç bir şey yoklur. Bunu böyle bilsin ! Affedersiniz hanımefendi, bil- miyorum, benim bildiğim, sizin yüzünüzü kızartacak çok şey vardır, çok şeyler olmuştur. Mü- saade ederseniz sayayım: * Hani batırlar mısınız, siz daha yedi yaşında idiniz, bir akşam | Perşembenin evinize misafirler gelmişti. Misa- | firlerin sizinle ayni yaşta bir erkek çocukları vardı. Lâf ara- sında : — İnşallah her ikisi de büyür de biribirlerini alırlar. Demişlerdi. Yüzünüz kıpkırmızı kesilmişti. Bu ilk yüz kızarmasını daha pek çokları takip etti. Nişanlınızı. her gördüğünüz zaman yüzünüz kızardı. Ve yine hatırlıyor musunuz? Evlendiğiniz gün : — Evet! Sözü ağzınızdan çıkarken kıp- kırmızı idiniz. Geçen hafta, mizah sayfasın- daki karikatürün yazısını oku- duğunuz zaman da kızarmıştınız ! Hiddetten olsun ne çıkar? Yine yüz kızarması değil mi? Şimdi bu satırları öokürken de yanak- lar.nızda ayni kızıllık var. * Diyelim ki bunların hiçbirisi olmadı, yüzünüzü kızarlacak ha- yatta hiç bir şey yok.. Öyle olsun, amma kokucu dükkânında allık ta mı yök? Yüzünüze allık sürmediğinizi de iddia edebilir misiniz? Hayır, değil mi? — Otomobilimle bir dükkânın İçine giriverdim. — Büyük felâket.. — Yok okadar büyük bir felâket olmadı, dükkân eczaha- ne idi. Vecizeler enemi bıçal açmadığı zaman güler yüzle tatlı | dil açar. »x Her — güzelin bir huyu değil bin huyu vardır. * Kâşki iki aya- ğımı bir pabuca koysalardı tasar- ruf — edebildim diye sevinirdim. * Nükte bir zekâ işidir — derlerse İnanmayın; biraz düşünecek olur- sanız budalalık- tan başka bir şey — olmadığını siz de anlarsınız. * Kadının — aklı yerinde olsaydı, kadın olmazdı. — - - ae Cigaramı içiyordum. —| Elimden fırladı. — Necdetin başına gelen telaketi bilmiyor musun? — Necdetin başına bir felâket mi geldi? — Evet, karımı kandırdı; benden ayrılıp ona varacak! [Veclzolerl Atı alan Üs- küdarı aşamaz, aşsa aşsa — Veli- efendi yarış ye- rinde mania aşar. * Zeytinyağı zait | sirke, zait s0; Mmüsavi; — soğan salatası,. * Köylerde çay- dan geçerler, şe- hirlerde çaydan geçemerler. * Çikolata siyah- tır, kadın da be- yaz.. fakat kadın çikolatayı sever, buna 'ne demeli, » Tabiat ne aca- yiptir. Yazın ağaç- ları giydirir de kışın soyar. | Merdivenden indim.. | V- yere düşmeden yakaladım. — Şehirden uzaklaştıkça gü- rü tü azaliyor.. — Aramızda - dğil mi? Pa- ra sarfedecek yer yok ta onun için! Ben yine yalmz kaldıiım, Yar buradan” gidince.. Bir karnı davül aldım; Kaşı keman gidince.. Görenler etti alay; Dediler, vay vay vay vay, Kahverdik tram Dan dan dan dan gidince., Bunda zarar var kurum, Hem neyo yarar kuzum; Düaya buna dar kuzum; Artık canan gidince., Bakın belim büküldü, Gönlüm yine üzüldü, Hoşoşlar bile güldü.. Aman aman gidinoce.. Mizahçı A F GİDİNCE S lar ; |'— “x.ııbık Şiirr S0 SEVGİLİLERİM Böş sene evve': İlk sevgilim bir şişlili., Ne demeli ? Başmı örten Tutankamen Kumaş kalklıfında bana gülen Bir kel kafa gürdüm., Beş #öne sonra: Dünyayı birbirine katınış; Çatmış zenginlerin bir çoğuna Hiç yoğuna Yaktı boni ateşe.. Dediler: Bakın şu keşe.. Bugün: Evliyim çok iyi; Fakat arkamdan berko. Demiyor, pes ! Siz, Ne diyor, bilirmisiniz? Enay:! Kübikçi — Kocan, senin isratını gör- dükçe kim bilir neler söylüyordur? — Hayır, dili tutuluyor, hiç- bir şey söyliyemiyor. | — Ben çirkin bir erkeğin iki yüzlü o'masına hiç tahammül edemem, bir tanesi bile çekil- mezken... ——i GELİNCE Bildim Hanya, Konyayı; İşler başa gehnce, İstemem aslan payı Ben bu yaşm gelince.. Astık yanmaz içerim, Her şeyden vazgnçerim Birkaç kadeh içerim Büşim teffa gelincö., Dediler buna âşık, Beynim karmakarışık; Herkesle attım aşık.. İiş tıraşa gelince.. Sebepsiz yere çatınam Boşüna caku satmam Hiç bir zaman su katmam, Pişmiş üşu gelince Mizahçı 'adını nasıl bilmezsin? — Saat yedi, dükkânlar ka- palı.. Karımın istediği çantayı götürmezsem eve almaz; şimdi Nasıl Bildi | — Karım doğurdu: — Çocuk erkek mi? — Hayır! — Öyle ise kız? — Nereden bildin, ben daha kız olduğunu kimseye söylemedim! Adı Ne -— Dün akşam sinemaya git- tim, — Filmin adı neydi? — Bilmiyörüm. — Gittiğin sinemadaki filmin — Yağmur çok yağıyordu. Kapının önünde durup ilânı oku: yamadım. Rahatsızlık Kompartimanda — bir erkek sigara içiyordu, yanındaki kadın söyledi: — Sigara dumanı beni çok rahatsız ediyor. Öyle ise hiç sigara içmeyiniz hanımefendi ! Öyle mi Merdiveni iniyorlardı.. İri yarı kadın arkada; ufak tefek erkek önde idi, iri yarı kadın: Merdivenden — düşmekten korktuğum için, dedi. Seni öne geçirdim.. — Bir kişi kazaya uğrıyacak yerde iki kişi uğrasın diye, öyle mi? Acaba — Ayda da acaba — insanlar var mıdır? — Belki vardır amma, ay ki- çülüp incecik hilâl haline geldiği sıl sığ irler. — İsminizi bana söyler ml* siniz? — Vicdan! — Modası geçmiş. — İsim mi? — Hayır Vicdan!