v < mamer —— —TOMBUL MİRASYEDİ Sermet Muhtar RaıflTam Bir Akşamcı İdı a ! Kâtı Kâtip B. bunu bir iki kere yapmıştı. Canı içki istedi mi su dökmek bahaneaile dışarıya çık- mış, usulcacık bakkalı boylayıp vakti kerahetse rakıyı, değilse konyağı almış, ( midem kaynadı da... Kâfirden başka bir şey bas- tırmaz... Ayrımız gayrımız mı var be beyceğizim...) gibi ağızlarla mirasyedi beyi mahcup etmişti. Sezai fısıltıyı fıslar fıslamaz, Vehbi B. yan kapıdan vurarak sofada kâtip Raifin önünü kesti: — Vallahi olmaz, billâhi ol- maz. Bas içeri kâtipçigim... Kon- yak değil mi?.. Öyle ya, daha rakı vakti gelmedi. — Dinim rabbena hakkına su dökmiye çıkıyordum... — Halime baksana, sıkıştım yahul... — At martini!... Keyfe geldin, yine geçen günkü gibi konyak alacaksın da saklıyorsun... Sulu Sezai de yetişmişti: — Beycağzım, kâtipçiğimin manevrasına bakma; beni dinle de sözümü tut. Aç keseyi, beyaz çıkar; solukta kapıp geti- | royim. Kâtip Raif, gülümsedi : — Fırlama, sen ağzını tutmaz mıisın, tek durmaz mısın hiç ? Vehbi Bey mecidiyeyi fırlattı, Sezai havadan kaptı. Kunduraları atıp çıplak ayak merdivenden aşağı uçarken arkasından bağı- rıyorlardı: — Yanlış alma ha, konyak getireceksin | — Sulu, Metaksa olacak !.. İçki, eve yeni girmeye başla- mıştı. Daha adamakıllı kökleş- memiş, kilerlere, dolaplara yer- leşmemişti. Bu da kâtip beyin mırlfu“ydL Kâtip Raif akşamcılardandı. Bir gün içmese yapamazdı. * Fındıklıya ilk gelmeye başla- dığı zamanlar, yani daha teklifsiz olmadan, — ihtiyatlı — davranarak rakısını pantalonun cebinde ge- tirmiş : — Şimdi Galatadan geçerken bir arkadaş sokuşturdu, (halis kayık düzü, bir tecrübe et dedil) diye kapı açmış, Nabi Efendiden çekinerek kenarda, bucakta şişeyi dikip ağzına karanfil atmış, arada bir de: — Vehbi Beyciğim, erkek değil misin, bu zıkkımı ergeç ağzına koyacaksın. Bir tecrübe et, bir yudum olsun dene! ) diyerek deli- kanlıya da peşkeş çekmişti. Kanbur Nabi efendi kaçın kur'ası?... İğne deliginden Hindis- tanı seyredenlerden... Bir ikisinde farkına varmadi- se de nihayet anason rayihasını duymuş, ciğer kokusu almış kedi gibi burun deliklerini oynatarak, dudaklarını — yalayarak, — gözleri parlayarak hemencecik — kâtibin eteğine yapışmıştı : — Aman gözüm nuru, çoluğa çocuğa hissettirmeden bana bir yudumcuk imam suyu ihasan et. Vallahi şu dakikada kevser şara- bı kadar makbule geçecek!., Kâtip Raifin de en çekindiği cihet, yaşlı başlı, sofu suleha gördüğü Nabi efendi idi. Ondan bu fetvayı . alınca artık kimden perva etsin? Açığa vurmuştu: — Allah belâsını versin, bu mel'ün rakının müptelâlarındanım. İçmeden edemiyorum vesselâm... gerdan kırarak bir | Reosimli | 830 Doğumluların Yakla- | riyasetinden | | gibi yoklaması yapılacak efrada ayrıca | de Şubeye müracaat eylemeleri ve Bllyllk Mllll Ronan Yazanı Hazırı bilmeclis. olan hazreti Nabi bu söze ne buyursa beğe- nirsiniz? — Ağzını topla mirim, sonra külâhları değişiriz!.. Kimmiş mel- un bakayım? Binti inebe mel'un diyorsu hal... Aşkolsun sana... Eksiri hayat desene a iki gözü- mün elifi.., Muhribı gam, bâdei can, ıııuhyll neşve, mucidi şevk desene a sertacıml.. Bu sözlere akar sular durmuş, evde de akşamcılığın resmi küşadı icra edilmişti. İçkinin haneye girmesi kambur efendinin, — birçok — cihetlerden, menfaatine idi, Evvelâ kendi - nasiplenecek; saniyen toy mirııyedi mutat edi- necek; edindi mi de yularlarını büsbütün ele verecek. Bir de taze dulu - hiç değilse konvığı— ılışursı ııte o zaman Darüşşafak, n Bu Akşamki Tenezzühleri Darüşşafakalılar Cemiyeli mehtabın en güzel ve parlak g: mo tesadüf eden bü akşam — ve gece içiu ( 23 Ağustos ) güze el bir deniz — gezintisi ti Tenezzüh vapuru saat 18,80 da köprüdeon kalkacak, Üsküdar, Kadıköye uğrayarak Büyükadaya gi- decek ve yine Büyükadadan sant 22 de hareket ederek ayni iskelelere uğ- raya uğraya boğazı çıkarak Altınkuma varacaktır. Altınkumdan — avdet yece saat 3,90 dadır. Köprüye 5,30 da varı- la Vapurda saz ve caz — vardır. Ayrıca ucuz bir büfe tanzim edilmiştir. ması Başlıyor Üsküdar askerlik şubosl 1 — Şube mıntakasında bulunan yerli ve yabancı bilümum 380 doğum- lalar ve bunlarla muameleye tabi olan« larla ahvali sıhhiyeleri dolayısile ertesi seneye terkedilmiş olan efradın #on yoklamalarına 1 Eylül 034 tarihinden itibaren şubede müteşekkil askorlüe meclisinde başlanacaklır. 2 — 336 doğumluların ilk yoklaması da son yoklamalarile beraber yapılacak- tır. Hangi mahallenin hangi gün yok- lamalarının icra edileceği hükümeti ma- halli vamıtasile mahallâta tebliğ edildiği celp te gönderilmiştir. Binaenaleyh her mahallenin efradı tayin olunan günler- mezkür günü geçirmeden vaktile mü- racaat edilmesi lâzımdır. 8 — Hastalık, hapialik gibi meşru mazeretler dolayısile askerlik meolisine gelmiyenler hastalıklarını ispat edecek tastikli rapor ve hapis olanlar da mah- pus bulundukları hapishane müdüriye- tinden birer vesika meclise gündermek meburiyetindedirler. 4 — Yabancı meleketlerde bulunan- lann olçilik veya şehpenderlerimize müracaat etmelerinin veli ve aktaba- ları tarafından şimdiden kendilerine mektupla bildirmeleri lâzımdır. 5 — Mektep talebelerinin bulunduk. ları mektepten - alacakları vesikalarla meclise müracaat etmeleri mektebi ik- mal edenlerin de mektep şahadetna- mesi veya mektebi bitirdiğine dair mek- tep idaresinden birer vesika getirme- leri ket'i iyen lâzımdır. 8 — Meclise gelecek mükoullefler yeni nufus cüzdanile ikişer vesiks fo- toğrafı beraber bulunduracaklardır. 7 — İşbu mevada riayet etmiyenler *yoklama kaçağı kalacaklarından asker- lik mükellefiyet kanununun ceza faslır ma tatbik edileceği ilân olunur. Mevlüt İş Bankası memurlarından ikan e- çenlerde vefat eden oğlum Rifat ruhüna ithaf edilmek üzere Teşvikiyede Teşvikiye camisinde 24 Ağtstos Cuma günü ( yarın ) öğlen namazını müte- akip mevlüş okunacağından yavrumun arkadaşlarile dostlarının şeref vermele- TiDi TiGA ederim, Rifat Haşimin annesl Salme 28 - tamam. Turnayı — gözünden vıırdu gitti. Hanımın içmesine ve alışma- sına hiçbir mani de yoktu. Her- gün bir arada, burun buruna bulunan iki kafadarının sındırlıyı sıyırtmışlardan olduğu aşikâr ve ayandı. Yukarı kattakiler de bir paça- ları sıvasalar yokmuydu yal... Mamafih, yine Nabi Efendinin re'yi mucibince işi meydana vur- mayı, taze dulu kuşkulandırmayı şimdilik Mmünasip — görmiyorlar, Çilingir sofrası hazırlanırken val- de hanıma: — Kâtip bugün öğle yemeği yememiş; biraz kahvaltı edecek... Amcabey tâ Fethiyeden aç aç îılmıı safrası kabarmış... Sezai i dilim ekmekle biraz peynir Gibi zeytin — istiyor!.. mavaller okuyorlardı. ( Arkası var ) İş Bankasının Başardığı İşler Memlekete Birçok Bilgili Bankacı Kazandırmıştır Birkaç gün sonra 10uncu yıl- dönümü kutlulanacak olan İş Ban- kası, memleketimizde — modern bankacılığı milileştiren ilk müecs- sesedir. Galatasarayda hazırlanan sergide bilhassa bu nokta ehem- miyetle tebarüz ettirilecektir. Bu m'lli müessesemiz - kurulu- şundanberi — muktedir. -bankacı yetiştirmek hususunda bir mek- tep vazifesini görmüştür. İlk faa- liyete geçtiği zaman 2 şubesi bulunan Iş Bankasının bugün 49 şubesi vardır. 29 memur ile idare edilen bu ik şube, bugün 671 memurla ida- | re edilen 49 şube haline gelmiştir. Bankanın bugünkü şubelerini es- [ kisinden daha az bir kadro ile idare etmesi bankacı yetiştirmek- te gösterdiği kabiliyetin büyük bir misalidir. Bankalara Yatırılan Para | 1933 senesinde 38 Milli banka- mıza tasarruf parası yatıranların miktarı 140 bini geçkindir. Bun- ların yatırdıkları para miktarı da 52 bin liradır. gelince, Milli bankalara geçen sene içersinde yapılan vadeli tevdiat | yekünü 7, vadesiz tevdiat yekü- nu da 84 milyon lirayı bulmakta- dır. Ecnebi bankalarına ayni se- ne içersinde — yapılan tasarruf mevduatı ise 16 milyon, vadesiz tevdiat 30 milyon, vadeli tevdiat 1 milyon liradır. Bunlardan yal- nız İş bankasının 933 senesindeki tasarruf mevduatı 13,881,85, va- desiz tevdiatı 32 milyon, vadeli tevdiat ise 2 küsur milyon lira raddesinde bulunmaktadır. Bankada Tatll Türkiye İş Bankası — Istanbul | şubesinden: Bankamızın onuncu kurulma se- nesi gününü takibeden 27/Ağus t08/1934 Pazartesi günü mer- kez ve bilâmum şubelerimizin ka- palı bulunduğunu muhterem alâ- Ticari mevduata | | kavimlere katılacak — yeni, kıdırlınmın ıııeylını. -— TAKVİM —— Gün PERŞEMBE Hızır 31 23 Ağustos 934 110 Arabi Ruml Hi Cemevel 1358 | 10 - Ağustos 1380 Vakli (Bzant Akşama (12 — Yatsı İmaak Vasal 19 00 1 80 | 20 38 Dezels 29 Wakit | Exant|Vaseti Güneş (108 |8 17 Öğle |A1s|adır Tkindi | 0 06 | 16 05 | ları döküyorlar. Bugünün Meselelerinden Silâhlanacağız !. Silâhlanacağız !. ( Baştarafı | inel sayfada ) yenler de anlasın diye kaydediyo- rum: (Harp sanayli), bizim için başlı başına bir müdafaa ve bir | zenginlik kaynağı olacaktı. Savaş düzümü Türklere iş gös- terecek, memleketimizin tabil ser- vetlerini İşletecektir. Bu düzümün | iyilikleri yalaız maddi sahada kal- mıyacaktır, maneviyatı da kuvvet- lendirecektir. Zekâların inkişafına, görüşlerin — uzunluğuna — hizmet edecektir. Her kısımda makineleşmek, hayati meselelerde kendi kendi- mize yetmek, bence — bugünkü Türkiyenin yükseliş ve — yaşayış şartıdır. Türkiye bunu ihmal ettiğinm den geç kaldı. Ka Biliyorum, bana diyecekler ki: Âlem sulh yolunda yürürken, in- sanlğı düşünürken sönin silâhlar« la, toplarla, muharebe hazırlıkla- rile meşgul oluşun geriliktir, gü- lünçtür. Âlem sulh yolunda yürüyor, insanlığı düşünüyor — öyle mil? Bunün — delili —nedir? Büyük Devletlerin — savş bütçeleri- nin umumi harpten — evvelkinin on, on beş misli fazla arttırılmış olması mıdır? Yoksa her gün de- nizlere indirilen dev gibi dritnot- lar, istihkâmlara konan ejder ağızlı toplar mıdır? Hele zaman zaman akla ve ağza geldiği gibi savrulan tehdit nutukları mıdır?i. Canım efendim ( Cemiyeti Ak- vamı ), ( Terki Teslihat konferansları) nı ( Beynelmilel kardeşlik cemiyetle- ti) ni görmüyor musun? Artık harp kalkiyor diyenlerin şaşarım akıl- larına.. Buna İnananlar ya - saftırlar, yahut casusturlar. İkincilere sözü- müz yoktur. Onlarla günü gelince hesaplaşacağız ve alacaklı çıka- cağız. Birincileri doğru yola getir- mek için —şunları — hatırlatmak İstiyoruz: Çin Japonyanın dizinde Ce- | miyeti Akvam açıldıktan sonra boğazlandı, boğazlanıyor. ( Terki Teslihat Konferansları ) nan mesalsine | den sanra devletlerin harp hazırlıkları on misli artti. (Beynelmilel kardeylik cemiyetleri) büyük devletlerin ca- susluk teşkilâtı halini aldı. Bun- ları ibretle düşünmek lâzımdır. Bütün bu propagandalara İna- nan kılıcının kınında - paslanma- sına razı olan millet, yirminci asrın ilk esir kulu olacaktır. Şimdi — zincirlerde inliyen esir köle kafilesi olacaktır. * Yarın yakındır. Ben şimdiden görüyorm: Demir bazulu genç Türk ustaları, Türk işçileri top- Taneleri - dol- duürüyorlar, — kılıçları, — süngü- lerin sularını vere vere bile- yorlar. Bombaların kapsüllerini koyuyorlar, mavzerlerin namlula- rını, makanizmalarını, kundakla- | rını yapıyorlar, cilâlıyorlar. Saraç- lar, atlarımızın koşumlarını diki- yorlar. — Haralar atları yetiş- tiriyorlar, Barutbaneler harıl harıl işliyorlar. Türk terziler boyuna dikiyorlar ve bütün bunlara lâzım olan maddeler Türk devlet şi- mendiferlerile memleketin dört bir ucundan yetiştiriliyor. * Bunları kim kullanacak? Suati çalınca dünyanın en dövüşken ve bu sebepten en medeni milleti olan Türkleri, Dünyayı sallıyan bir soyun neslinden olan Türk orduları şimdi, gözlerimin önün- dedir. Dünyada bundan — daha güzel, daha yüksek, daha asil ve heybetli hangi manzara vardır? Bakınız! Dikkatle bakınız! O ordu, dünyadan büyük ve alevden bir. tarihi, bayrak — diye elinde taşıyor, elindel, Yaşamak — davasının bundan daha kat'i tapusu, senedi ve mesnedi ne olabilir? * Bütün bunlar neden? Türklüğü ve medeniyeti bek- lemek için!. Yeni Bir Maaş Hırsızı Şebekesi Daha Bulundu (Baştarafı 1 inel sayfada) suretile almaya devam etmişlerdir. Geçenlerde yoklamalar yapılır: ken birisi, bu yüzbaşınıne vinde har ta yattığını ileri sürmüş ve kendisi görmeden yoklama ilmühaberinin tasdik — edilmesini Malmüdürü Ragıp Beyden iltimas etmiştir. Ragıp Bey mahrem işaretli bir mektupla Fatih Kaymakamlığın- dan kendisine — verilen — adresi tahkik —ettirmiş ve gösterilen adreste böyle bir adam bulun madığını öğrenmiştir. Bunun üzerinedir ki tahkikata girişilmiş ve mesele meydana çık- mıaştır. Suçluların. bugün tevkif edilmeleri muhtemeldir. 386 Suçlu Sorguya Çeklliyo: Fatih Malmüdürlüğünde geçen- lerde yapılan yolsuzluktan ayrı olarak yeni bir sulistimal daha tesbit edilmiştir. Bunun suçlusu da Malmüdürlüğünün Muhasebe kâ- tiplerinden ikinci bir Refik Bey- dir. Refik Bey birçok ölmüş kim- seleri sağ gibi göstermek suretile maaşlarını almaktan — suçludur. Kendisi geçenlerde - tevkif edil- miştir. Fakat hariçten de (35) suç arkadaşı vardır. Müddeiumumilik bu suçlula hakkındar da tahkikat yaj mniyet Sandığı müdürlü- gühden:! Mehmet Bey 19 Haziran 934 Tarihinde Sandığımıza bıraktığı para İçin verilen 83676 Numaralı eüzdanı — kaybetilğini — söylemiştir. Yenisi verileceğinden eakisinin hük- mü olmiyacağı ilân olunur. (19) ——-——. Tabiatinizi öğrenmek istiyorsanır Tesminizi bu kupondan 10 adet ile birlikte gönderiniz. “ Revtuiniz auraya tâbidir ve'iade edilmez. )?