Nasıl Gezip Eğlendik Karı koca İstanbulun bütün tayfiye yerlerini dolaştık, mihayet bir yer bulabildik; bulduğumuz Per inek ahırı idi. Ahırda bizden başka iki de inek vardı. Bu işe Sok sevindik, çocuğumuz bu sa- yede halis süt içebilecekti. * Bir gece Adada bir otelde Yattım, — Tahtakuruları — sabaha kadar kanımı emdiler. Sabah #©lur olmaz otel sahibine çıkıştım: — Tahtakurulu odadan başka PAZAR OLA HLASAR BEY ©da yok midi de bana onu ver- | diniz ? — Vardı. efendim, bir lira daha fazla verseydiniz. odanızda bir tek yalnız pire bulunurdu. * Bir kayığa binmiştim, kayıkçı denizin ortasında : — Biliyor musunuz? — dedi, geçen hafta arkadaşım sandala binen bir müşteriden burada iki lira istemiş. Müşteri iki İirayı rmeyince sandalı devirmiş ! vel Ürssss eee seseseesA AAA AAA RA AAA AAA AAA — Kocam için nasil olur da budala diyebilirsiniz? — Demin siz de aynı şeyi söylemiştiniz. —Ben söyliyebilirim, biz. onunla yakından tanıyan insavlarız! beeee serarar eee AAA Aklıma Geldi Zengin fakat hasisti; Hasan Beye, sokakta tesadüf ettiği aç bir adamdan bahsetti: — Adam Üç gündür. yemek | kendimi | yemiyormuş Hasan Bey, onun yerinde hissettim; ne yapacağımı şaşırdım. birden aklıma geldi: — Adama para vermek mi? — Hayır canım, ben de — öğle yemeğimi yarım saat geciktirmİş- tim. Lokantaya gidip iyice karnı- irdenbire Sonra — Ben sizin karınız olsaydım sizden kurtulmak için her feda- firlıği yapardım... — Merak etmeyin fedakârlık Yapmanıza ihtiyaç bırakmazdım. lll tahtakurusu bulunmaz, | Hasan bey — Birdenbire alev alması için bir bu eksikti. eee seaese AA ae A LAs AAA AAA BAA SAa ae ae LA AAA KA LA AA AAA AAA A ee n ada Ra y ee me ea ma a sAşAAa Sivrisineklere Açık Mektup Çıkarsınız ortaya her sene gelince yar; Başlarsınız gezmiye elinizde birer saz; Acıyıp ta kimseye vermezsiniz hiç rahat, Sokarsınız insanı her dakika, her saat, Elinizden kurtarmaz; ne cibinlik, ne ilâç. Kanımızı emmiye hepiniz kırk yıllık aç! Ne çocuk tanırsınız ne kadın ne de erkek. Hücuma kalkarsınız alayla, öbek öbek. Bir taneniz ölürse bin taneniz canlanır.. Sizinle uğraşmaktan her kim olsa usanır! U '.Hl Oralarda ev tutan zavellılar alayı; Gider gitmez öğeendik Konyayı hem Hanyayı; biribirimizi serererARAR A AAA AAA AAA AAA AAA AAA AAA | .mm.wm;;;en Salıdan Bu Salıya Kadar Neler Oldu? | ı SeçON AO ——— ——— —— L Kırk defa ne derlerse ©o olur- l muş: — Avrupa karışacak! Sözünü; kırk defa değil, belki de kırk bin defa işittik.. Eh | nihayet te İşittiğimiz oldu. Avrupa | karıştı! Birinci parti olarak AL manyanın — kolları kıivrik — haçlı, yakaları kordonlu Nazileri : — İstemezüik! Diye yaygarayı bastılar. Onlar yaygarayı basmakla Hitlerin de damarına basmış - oldular. Siz misiniz ? — İstemeztik! Diyen diye, yakaladığına bastı tokadı. İstemezük diyenlerin hepsi çil yavrusu gibi dağıldılar: Bütün dünya rahat bir nefes aldı: — Oh çok şükür bu yüzden | başımıza bir iş çıkmadı. Bu vak'anın üzerinden daha bir ay geçmeden, Avrupanın or- | talık yerinde yeniden: | — — İstemezük! | Sesi duyuldu. Tabancalar pat- | ladı, Avusturyanın ufacık boylu | başvekili sizlere ömür öbür dün- Geldiler arkamızdan eş dost hep birer birer. Sokunuz siz onları kuzum sivrisinekler! yayı boyladı. Duyan duymayana söyledi. Okuyan okumiyana an- lattı. Bilen bilmiyene - öğretti. — Acabal Dediler. — Acaba umumi harbin yir- yıldönümünde dünyanın minci Bende Hasan Bey bir mağazadan öte beri almiştı, bir lira verdi, yirmi — beş kuruş geri — verdiler. Hasan Bey yirmi beş kuruşluğu evirip çevirip baktı, mağazanın sahibi kızdı: — Rica ederim Hasan Bey, mağazamız namuslu bir mücssese- dir, bizden aldığınız bir yirmi beş kuruşu bu tarzda evirip çevirip bakmanız doğru değildir! — Kalp mı, değil mi anlamak ıı!ıy_(ıru;'ıe"dâ: onun İçin size evi- rip çevirip bakmayın; diyorum yal! P. O.H.B. Hauayunuz malüm fakat küçücük bir ricam var. Bu yüzden bazıları belki birax rahatlar.. Sayfiyede Iki cins insan vardır. biliniz; Bir kısmı misafirler ötekiler yani biz.. Tavsiye Bir adam Hasan Beye anla- tıyordu: — Hastayım — Hasan Bey, midemde daima bir rahatsızlık hissediyorum! Hasan Bey sordu: — Sen ne İiş görürsün azizim? — Ben hokkabazım, büyük temel çivileri yutarım! — Hastalığının sebebi anla- | şıldı, demek oluyor ki temel çivisi yutmana miden tahammül etmi- yor. Bundan sonra nalın çivisi yutarsın! Belli Olmuyor Yaşlıca bir kadın Hasan Beyle beraber adada dolaşıyordu. Yaş- hca kadın ufuklara doğru baktı: —Oh, dedi, ne güzel yer; burada kendimi yirmi yaş daha gençleşmiş hissediyorum. Hasan Bey yaşlıca baktı: — Öyle — diyorsunuz. amma hanımefendi, yüzünüzden hiç belli olmuyor. kadına — Mehmet Beyin Selma Hanımı almasına sebep doğrudan doğruya aşktır. para aşkı! vana başına yeni bir felâket mi gelecek? Allah göstermesin amma, ge- lir de gelir, yirmi sene evvel Avusturya veliahti öldüğü zaman da bu yüzden bir umumi harp dağacağı tahmin edilmezken, do- ğuvermişti. * Her ağızdan bir başka lâf çı- kıyor. Herkes bir başka türlü söylüyor.. — İtalya Avusturyayı idaresi altına alacak. — Avusturya Almanyaya ilti- hak edecek! — Fransa müdahale edecek! Bunların acaba hangisi olacak, o daha belli değil fakat hangisl olursa olsun muhakkak bir gü- rültü çıkacak. Ve zavallı ihtiyar dünyaya âhır ömründe bile rahat yüzü görmek nasip olmıyacak! Yine dua edelim ki bütün tah- minler yanlış çıksın; ve Avustur- ya işi anı vahitte zırıltısız, gürük tüsüz hallediliversin ve bize) de yalnız uzaktan: — Pazar ola ağalar!. Demek düşscün.. Pazar Ola — Evet azizim, aşk, hem de en kuvvetli aşk; * maksesAAsAsAA AA AA AAA AA AAE Günler Uzun Uzun yaz gününde karısı Ha« san Beye söyledi: — Bu eş te batmak için ne bekler bilmem?. — Ne bekleyecek, senin bir dakika —olsun ağzımı kapayıp susmanı! Mahdut Hasan Beye sordular: — Hasan Bey, mahdut kafalı adam kime derler? — Budalalığının hududu olma- — Evlendiğimizin — sekizinci günü karım birdenbire ölüverdi. — Desene kadıncağız tam sekiz gün ıstırap çekti.