. e .| Heliş Spor Atlet Ve Futbolcularımız Moskovada Moskova, 30 (A.A. ) — Türk sporcuları buraya gelmişler ve hariciye komiserliğinin bir mü- messili ile, muhtelif spor teşek- külleri ve matbuat mümessilleri tarafından istikbal edilmişlerdir.. stasyonda — binlerce — sporcudan müteşekkil bir heyet bulunuyordu. Misafirler, Kiyef bedeni terbiye meclisi reisi M. Morosof tarafın- dan selânmışlardır. Cevdet Kerim Bey yapılan hararetli kabul res- minden dolayı teşekkür etmiştir. Türk sporcularının muvasala- tından bahseden Moskova gaze- teleri, Türk kadınının istihlâsın- dan bahsetmekte ve bilhassa bu defa gelen heyete yüzme müsa- bakaları — şampiyonları — olarak Leylâ ve Cavidan Hanımların iştirakini ehemmiyetle kaydetmek- te ve sporcu Türk hanımlarının ilk defa olarak Türkiye hudutla- rını aşarak Moskova yüzme mü- sabakalarına iştirake gelmiş ol- duklarını yazmaktadırlar. Muhafız Gücü Bisikletçileri Görele, 30 (A.A.)— Muhafızgücü bisikletlileri dün gece saat 2lde buraya geldiler. Vaktin geç olma- #ına rağmen gençler ve halk ta- rafından tezahüratia karşılandılar. Fransa Bisiklet Turu Bitti Paris, 30 (A.A.) — Fransa bisiklet turu bitmiştir. Birinci Fransız Antonen Mayndir. (4,342) kilometrelik tur mesafesini (147) saat, (13) dakika ve (57) saniye- de almıştır. İkinci İtalyan Marte- no'nun rekoru - (147) saat (41) dakika, (29) saniyedir. Üçüncü de Fransız Labepidir. Otomobll Yarışı Frankorşan, 30 (A.A.) — Bel- çika büyük otomobil yarışı mükâ- fatını (600) kilometreyi (4) saat, (15) dakika, (3) saniyede almak suretile Dreyfüs kazanmıştır. Ikinciliği (4) saat (16) dakika (57) saniye ile Briviyo ılııuıh İstanbul BORSASI -7 -_1_.84 kuruş Londra — 633,78 Ney - yerk — 0,705297 Parta 1206 — | Madrli Milüno 0,2740 —— Berlin Brüksel 43925 —| Varşova Atima BHT —— Paşte Cenevre — 144388 —— Bükreş Setya 66,30 Belgrat 4,8075 || Amaterdam 1,1764 — | Moskova — 108373 ESHAM ve TAHVİLÂT Lira 1015 4,2615 5,8170 20554 4,2118 30008 79,56 Prag Viyana Lira İş Bank.(Nama) Ü, — | Bomoati 1550 » ÜHlümile) 9, 1831 latikranı — YAt » (Müsss'e ) 107 — | İstikram Dahilt 03,00 Osmanlı Bunk. 36 — | Düyunü Mup — 3250 Belünik —. aS l Bağdat tertip 1 09,00 Şirketi Hayriye 15,00 | —. » İt 1000 *DİT | Reji 5,90 Anadolu WGOV. 2640 — Tramvay 407 .» V G0P. 2485 Anade'a W 100V. 48,50 *28,60 48,50 Rıhtam Ücsküdar su Terkos MesirKr.Fo.1886 133,00 11400 | Ş e » 1903 Beçsü 24,78 » » IB VAS0 T,— — Elektrik -— nçTs MESKUKÂT (*| Lira vn.nu Lira Türk altını 48,50 :ıı. » (Hamit) 10438 | (Reşat) 40,00 842 | (Vahit) M Rus , 10448 | İnce beşibirlik altın Mecidiye — 3650 Kcaamariyçn AIS Benknot (Os.B.) 2440 Kaln beşibirlik altın. H y S (Cümhuriyei) döç5 | ÇAzla) 4628 | sahip olmayı dileyordu. Emretmi- | gibi davrandığı Avgustalığı kabul ıı,ı Bir Yuzuk Yuzunden Çıkan Harp Milâdın 453 üncü Yılında Atti- ma OnüneGetı- ' Kardeşinin — lüt- Jen verir — gibi davrandığı — Av- güstalığı — kabul etli. Ülkesiz — bir hükümdar olarak sunulan tacı giydi. d # € Buuvmewi , Beşinci asrın tam ortalarında idi. Garbi Roma imparatorluğu- nun başında Üçüncü Valantinyen vardı. Bu adam, Avrupayı kucak- hyan canlı ve kanlı bir tufandan, milletlerin muhacereli denilen ©o korkunç hareketten ziyade kendi kız kardeşi Honoriya ile meşgul oluyordu. Çünkü Honoriya hem güzel, hem haris bir kadındı. Güzelliğini âlet yaparak siyasi roller oynamak, ün almak ve yer yüzünde « Yegâne » olmak isti- yordu. Valântinyen, kız — kardeşinin beslediği emelleri pek eyi sezdi- ginden onu sıkı bir tarassut altın- da tutuyordu. Küvvetli bir şahsi- yetle münasebet tesis etmesine meydan vermiyordu. Çünkü kızın böyle bir adam bulup da evlen- mesi halinde impratorluk üzerinde hak iddia edeceğini biliyodu. Bir aralık onun için için bes- ladiği ihtirası avutmak fikrile güler yüz takınmak, tatlı dil kul- lanmak yolunu tuttu. Kendisine Şöyle bir teklifte bulundu: — Roma yer yüzünde bir ta- nedir, Roma İmperatoru da bu itibarla birdir. Demek ki #en de birsin, yükseklikte eşi olmıyan bir kadınsın. Kiminle evlensen biraz alçalmış olacaksın. O halde ev- lenmekten, evlenmeyi istemekten vaz geç. Sana Avgusta (İmperato- riçe| ünvanını vereyim, taç giydi- reyim, Böylece taht Üzerinde al- çalmndan yatal Honoriya filhakika Avgusta olmak istiyordu. Fakat o kelime- nin vadettiği kudrete tamamile yen, edemiyen ve bütün dünyayı önünde secdeye kapandıramıyan hükümsüz bir Avgusta olmak, onun için kuru, kupkuru bir rüya görmek demekti. Sonra onun bir kocaya da ihtiyacı vardı. Kocasız kadın, onun gözünde, bülbül sesi duy- mıyan bir gülden farksızdı! Bununla beraber, diplomatça davrandı. kardeşinin lütfen verir etti, Ülkesiz bir hükümdar olarak sunulan tacı geydi. Bu münasebetle yapılan mera- sim sırasında — mabeyincilerden Öjen, gözüne son derece güzel görünmüştü. Bu sebeple herifi, aldanmaz bir bakışla tetkik etti, yerinde her şeyi yapabilecek bir zekâ taşıdığını da anladı ve he- i layı Ro? ren Sebep Te Bu ldı men ©o gece kendisine parmağın- daki yüzüğü gönderdi. Yüzük bir kâğıda şarılı idi ve kâğıtta şu cümle vardı: «Bu halka benim yüreğimin timsalidir. Onu parmagınıza ge- çirmekle kalbimi kalbinize bağla- miş olacaksınız. » Üç gün sonra Honoriya İle Öjen, gizlice izdivaç etmişlerdi ve dördüncü gün Glkesiz Avgusta kocasını İmparator Valantinyene takdim ediyordu: — Siz bana bir taç verdiniz, ben de size bir enişte veriyorum. Giydirdiğiniz taç kadar bu ada- mın da kıymeti vardır! Valantinyen küplere — bindi, köpürdü, mabeynci Ojenin saçını sakalını yoldu, kız kardeşini kü- fürlere boğdu ve nihayet şu emri verdi : . — Öjen, sürülecek. — Honoriya, hapsolunacak!.. İmparatorun bu emri infaz olundu. — Öjenin — parmağındaki yüzük çıkarılarak tekrar Honori- yenın parmağına takıldı ve ka- din “Kostantinopolis,, e, — şimdi bizim olan Istanbula doğru yola çıkarıldı. Bir gün içinde dul kalan ve Avgustalıktan da mahrum edilen güzel Romalı, yol boyunca inti- kam sayıklıyordu. İstanbula gelip te bir — manastıra — hapsolun- duktan sonra — içindeki — hınç büsbütün büyüdü, yüreğini kemi- ren bir hastalık oldu. Artık ne uyuyabiliyordu, ne bir yerde dur- mak kudretini buluyordu. Ancak intikam düşünüyordu. Honoriyanın — yanında sadık bir hizmetkâr vardı. Romadan- beri ona arkadaşlık — ediyordu, elemlerini avutmiya Ssavaşıyordu. Hanımının yemekten, içmekten ve uykudan kesildiğini görünce çok müteessir oldu ve bır glln Iıınıı- barbarlar diyarına Bizansta ( -— TAKVİM —— Hızır 87 SALI 81 Temmuz 934 Arabi Rumt Rebahar 1233 | 18 - Temmuz - 1140 — | — aamamma Vakit | Enani Vasatl — Vakit luıı Gün s1 18 Vasat| 19 28 np 2 48 Güneş |9 25 |* 55| Akşam ıı Öğle | 65i (12 20| Yatsı (i Si İkladi | 8 45 | 16 17 lmazak /7 19 de diz çökerek şöyle bir mülâha- za sundu: — Roma imparatorundan ö& almak istiyorsun. Haklısın. Fakat şu vaziyette sen, yere düşmüş bir yıldızsın. Gökteki güneşle nasıl boy ölçüşebilirsin?.. Bunu yap- mak, yapabilmek için o güneşten daha kuvvetli bir varlık bulmak gerek, Honoriya, fütur İçinde mırıl- dandı: — Güneşten büyük allâh var. Lâkin o da beni mahküm etti, süründürüyor. Uşak, bir sır tevdi eder gibi $- sıldadı... — Allaha yalvarılır. onun — pek — kuüdretli insanlarla anlaşılır. — Böyle bir adam mı var? — Evet, var. — Kim bakayım bu? — Attilâl Honoriya yerinden sıçradı ve deli gibi sevinerek uşağın boynu- na sarıldı, yanaklarını öptü: — Doğru, dedi, çok doğru. Roma güneşini — söndürebilecek yegâne adam. Hemen — ya- rın — yolunu — bulup — buradan gideceksin, ©o kudretli Türkü bulacaksın, şu yüzüğü vereceksin ve kendimi ona verdiğimi söyle- yeceksin, İşte milâdın 453 ncü yılında Roma önlerine kadar gelen Attila parmağında bu yüzüğü taşıyordu ve Roma tahtının, yüreğile ve bu yüzükle beraber, Honoriya tarafından kendine takdim olun- duğunu iddia ediyordu. Gerçi Valantiniyen, daha evvel bu İşi haber almıştı, Honoriyayı İtalyaya getirterek “ Ravena,, knlesine hapsetmişti. Ve Attila'nın ümidini söndürmek için de onu küçük rütbeli bir zabite nikâhlamıştı. Fakat Attila, mahir bir diplo- mat inadile yüzüğün hakkını iste- mekten vaz geçmiyordu. — Bütün İtalya dehşet içinde çırpınıyordu. Nihayet papa “Sen Leon» yalın ayak Attilanın huzuruna geldi. Bir kadın için bir kaç milyon kadını dul ve o kadar çocugu öksüz bı- rakmamasını söyledi. Roma, Hün- ler imparatoruna her yıl vergi vermeyi de kabul ediyordu. Attila siyasi maksadına erdiği- ni ğörünce Aayaklarına kapanan Fakat yarattığı Fzsalantein ööldeaz 5 İ Resminizi Blzı Gönderiniz Size Tabialınuı Söyliyelim Resminizi kupor İle — gönderiniz. Kupon diğer — sayfamaızdadır. 58 İstanbule Zinet Hanım: — Çabuk tcessür duyar, daha ' ziyade ev — işlerile meşgul olur. Müşkül- pesent değildir. Güler yüzle yapılacak mua- melelerden methedil- mekten haz — duyar, tekdire, — tahakküme pek gelemerz. Sureti- ümuümiyede saygılı ve çekindir. Başkalarıne zarar vermek istemez. hkla tahrik edilebilir. - 56 İstanbulr İhsan Bey: Konuşkan« dir, aymı — zamanda eyi söz — söylemeğe meraklı olabilir. Mü- nakaşadan çekinmer, müşküllerini daha zie yade fikren halletmek İster, — gürültücü ve kavgacı olmak - iste. mez. — Menfaatlerine karşı pek kanaatkâr olmıyabilir. Gözü bü. yükte ve yüyüklüktedir. — Kendisine #hemmiyet verilmesinden hez duyar. - Rikkatı kolaye S7 İstanbul: Hik- met Bey: Ağırbaşlı ve çekingöndir. Yaşır na göre neşesini mu- hafaza etmiyor. Hu- susiyetlerinin gizli kal- Mmasını ister, yaplığı işlerden dolayı hesap vermekten sıkılır. Deli dulu hareketlerde bu- lunmaz, fül ve hare- ketlerinde ihtiyat vı teenni vardır. “1s İzmit; Fikret Bey; Söz anlar ve eyi şeyleri taklide tema« yül eder, İntizam kü: yudatında bir parça ihmali olabilir. Serkeş değildir, daha ziyede uysal olmak — isten Canı tatlıdır, tehlikes lue atak olmaz. 47 İstanbul; Södettin Bey; Hıvıu daha çok yer vermiş- tir. Usul ve kuyudae- ua B ta, hüriyetini takyit EEGEA eden nizamlara ria- ç yetten çabuk — sıkıla- bilir. Dilediği serbest ve başkalarına hesap vermeden yaşamaktan haz duyar, hususiyet- lerine müdahale edil- mesini istemez. Mas cerayı Bevar, — sergüzeşt hldııoluhl merak ve alâka ile takip eder. - 46 Adana; Salih Yusuf Bey; Ze kidir. Kolaylıkla uy- sal olmüz, menisate lere'karşı pek - kana- atkâr değildir. Kızd» ği zaman asanbi ve hırçin olabilir, Tahake küme, sert muamele. ye tazyiklere gelemez, serbest kalmağı ter cih eder ve üzüntüe süz işlerde daha ziya. de muvaffak olabilir. - 48 Konya; Ş. A. Bey; (Reaminin dercini İstemiyor ) İşini ve hesabını bilir. Herkesle suretiumümlyede eyi geçinir. Müşkük lerini gürültüsüz. mlaşarak halle- arşısındak menfaat hisleri telkin ederse de vadettiği kadar feda- kivlık goılorıııı — Peki, peki, dedi, Romayı bağışlıyorum ve dönüyorum. Fa- erinde bıraktığım bu memleketi îloıınrlyının mülkü tanıyorum va kendi mülkünü kendisine terkedi- yorum. Eğer Honoriya, bana göne derilmezse gelecek yıl yine bura- dayım. Attila bunları söylerken pars mağındaki yüzüğe bakıyor ve zihs ninden, payıtahtına döner dönmez almak istediği güzel «lldikornun körpe hayalini geçiriyordu!