TER NUT ü ÇAPTASET ŞTT Diyarıbekirde Yaz Günleri Daireler Saat 14 te Tatil Ediyorlar Diyarıbekir, (Hususi) — Üç | İtlafı İşinde De Halka Ön aydanberi uzun boylu yağan yağ- murlardan sonra güneşe ve sıcak havalara kavuştuk her sene bu mevsimde gündüzleri müz'iç ve yakıcı sicaklar tepemizde kay- narken bu sene havalarımız. ga- yet güzel ve mutedil gitmekte- dir fakat ne de olsa yine oldukça sıcak hükmünü icra etmektedir. Bazen bunaldığımız günler serin havaya kavuşmak için akşam ok masını iple çekiyoruz devairi hü- kümet vazifeye saat yedide baş- hyarak on dörtte nihayet veriyor vazifen çıkan memurin yemek- lerini yeyip ve halk ta akşama doğru işlerini bitirdikten sonra saat on altıda biraz serin hava almak ve eğlenmek üzere şehrin en ferah ve havadar mahalli olan Dağkapısı dışrısındaki parklarda canlarını dar atıyorlar buradan dışarı çıktınız mm parklara doğru ilerledikçe yüzünüze hafif hafif serinlik vurmaya başlar ki gün- düzün sıkıntılı sıcaklarını unu- tursunuz. Burada iki bahçe var« dır birisi İzzettin Paşa tarafından yapılıp kadirşinas Diyarıbekirliler | tarafında hâlâ müşarünileyhin is- | mini verdikleri (İzzettinpaşa) par- kıdır. Bu parkta incesaz icrayı abenk eder herkes akşam üzeri geç — vakite kadar — maanile oturup eğlenirler park dört beş paftaya ayrılmış okadar — güzel tarh ve tanzim edilmiş ve çiçek- lerle süslenmiştir ki insan otur- dukça — kalbinde zevk — ve ferahlık — duyar. Diğeri Ke- nan Paşanın himmetlerile — üç sene kadar evvel yapılan gayet muazzam zabit yurdu bahçesidir. Şehir haricindeki o mevkie müs- tesna bir güzellik verdiği gibi sesli sinemasile de balkın bedii zevki tatmin ve şebrin büyük bir noksanımı ikmal etmiştir. İki sene gibi az bir zaman zarfında vücuda getirilen bu bahçe ortasındaki güzel ve geniş havuz, ağaçlar, çiçekler, gece olunca yıldızları andıran ve her ağacın dalları adedince asılan allı yeşilli kırmı- zah ve rengârenk elektrik ampu- lerile adeta cenneti andırmaktadır. Yurdun bahçesinde bando tara- * fından saat on sekize kadar güzel havalar çalınmdkîndl'- Bando giltikten sonra da sesli sinemanın — oparlörü yurdun alt kat pencerelerinden birisine ko- nularak gayet güzel ve yeni plâk- lar çalınmaktadır. Yüz elli defa büyüyen oparlörün sesi epeyce yerlerden işitilmektedir. Bir kısım halk ta yurdun karşısındaki boş sahaya oturarak dinlemektedirler. Bura da cuma günleri de çok hoş geçer. Halkın ekserisi maaai- le yemeklerini alarak Cin ali mev- kündeki gayet güzel Dutluk mev- küne, birkısmı da sıcaklar mü- masebetile daha havadar olan şehre Üüç kilometre mesafedeki gayet güzel dört tarafları yem- yeşil Üzüm — bağlarile çevrilmiş köşklerde oturan ve yazın yakıcı sıcak günlerini hiç hissetmeden burada geçiren akraba ve ah- baplarının yanlarına giderek ge- ce geç vakte kadar buralarda yemek, içmek, çalgı çalmak se- vetile hoş bir vakit geçirmiş olurlar, MEMLEKET HABERLERİ Sürek Avları ; Vali Kâzım Paşa Muzır Hayvanların Ayak İzmir, ( Hususi ) — Vilâyetin her yerinde yaban domuzlarına karşı kuvvetli bir mücadele baş- lamış bulunuyor. Mahsulleri mah- veden, yüz dönümlük bir sahanın mahsuljerini Üç dört saat içeri- sinde yerle yeksân eden yüzer, yüz ellişer domuzluk büyük sürü- ler bir afet ha- linde Kâzım Paşa, bu işte de önayak olmak lüzümunu hissederek köylü ile birlikte büyük sörek avları ter- lip etmeye baş- lamıştır. « İzmir ve hava- lisi avcılar cemi- | yetinin beşyüze yakın avcısına, Halkevi —avcılık grupunun da | ilthakı, bu iki müessesenin yek- vücut olarak faaliyet göstermesi |Bartın da İşine Başlanıldı Bartın (Hususi) — Kazamızın Karainler köyünde bir alçı madeni vardır.. Bu madenden evvelce halk tarafından küçük mikyasta istifade ediliyordu. Son zamanlarda bu madenin işletme hakkı hususi idare tara- fından arttırmaya çıkarılmış ve tonda 140 kuruş resim mukabilinde Zonguldakta Zevk sineması sahibi İsmail Beye ihale edilmiştir. Evvelki gün, gazetemizin Zon- guldak muhabiri Ahmet Naim Bey, müteahhit İsmail Beyle be- raber, madenin bulunduğu mev- kide — tetkikat yapmak — Üzere Karainler köyüne gitmiştir. Ma- den köyün üç kilometre kadar şimalinde ve bir dere içindedir, Evvelce alınan nümunelerin tah- lilinden elde edilen neticelere göre, maden çok saftır ve söy- lendiğine — göre ayrıca tasfiye muamelesine — tabi tutulmadan, fırınlandıktan sonra kullanılabile- cektir. İsmail B. madenden iki ton kadar çıkarmış ve nümune olarak İstanbul piyasasına sevketmiştir. Mütcahhit, madenin nakliya- lİllıı kolaylaştırmak için istihsal | olunacak alçı bloklarını havai | bat tesisatile Amasraya indirmeyi | tasarlamaktadır. Fakat, ancak madenin zengi: hakkında kat'i fikirler alındı. Sonra bu tasav- vurları tatbik sahasına koymak mümkün olacaktır. Çankırıda , Küçük Mektepliler Güzel Eserler Hazırladılar Çankırı, 28 (A.A.) — İmtihan- ların bitmesi dolayısile Bç mek- tepte sergi açılmıştır. Sergiler ) binlerce halk tarafından riyaret edilmektedir. Sergilerde en ziyade nazarı dikkatı — celbeden, yerli alçıdan yapılan teşrihe ait levha- lardır ki mütehassıslar tarafından Avrupa mamulâtına tercih edil- mektedir. zmirde Avcılar cemigetinin derlip etliği bir ava iştirak eden İzmir avcıları çok iyi neticeler alınmasını temin ediyor. Ancak, bir afet halini alan yaban domuzu sürülerine karşı Oluyor daha müessir bir faaliyet gösterik mesi için Zira- at Vekâletinden bazı yardımlar beklenmektedir. Domuzlara bo- şaltılan çiftelerin saçmaları — çok hesaplı gidiyor. Her bir avcının, bir avda 200 kuruş masraf et- mek mecburiye- olduğu bir tinde kaldığı na- grup zarı itibare alı- mnırsa, av merakının kendiliğinden bazı kimseleri ava iştirakten menettiği meydana çıkar. Ziraat Vekületi, eğer köylüye ve avcılara muayyen bir miktar barut verirse avlar daha verimli olacaktır. Ya- * pılan sürek avlarına bizzat Vali Bir sürek avında vali Kâzım Pa- şanın da dahil Kâzım Paşa da iştirak etmekte ve avlarda muvaffakıyetli netice- ler alınmaktadır. Adnan — Bitlis. Halkevinde Faâliyet * Alçı Madeninin Vışletilmeıî Bitlis Halkevi mensupları Bitlis, (Hususi ) — şehrimiz Halkevi — faydalı — çalışmalarına devam etmektedir. Devamlı spor ekzersizleri yapılmakta, müsame- reler tertip edilmekte, halka mahsus konferanslar verilmekte- dir. Ev reisi Arif Bey evin muhi- * Susığırlıkta Köylerde Bağ Ve Yol Yapma Faaliyeli Var Susığırlık, (Hususi) — Susıgır- hığa bağlı köylerde hummalı bir imar faaliyeti vardır, köy yolları yapılmaktadır. Köylerde * bütün halâların — üzerleri kapanmıştır. Şimdiye kadar 15 kilometre köy yolu yapılmıştır. Köylerde bağ- cılığe ehemmiyet verilmeye baş- lanılmıştır. Susıgırlık civarında da 300 küsur bağ vardır. Bereketli yağmurlar gerek bağları gerek bostanları çok faldelendirmiştir. Taşköprüde Doktor Yok Taşköprü ( Hususi ) — Kasa- bamızda doöktorsuzluk şiddetli bir ihtiyaç halinde hissedilmektedir, Hastalar muayene — için vilâyet merkerzine kadar götürülmektedir, kazamızın nüfus kesafetine rağmen ne doktor, ne de eczane yoktur. , — Muğlada Sıcaklar * Muğla 28 (A. A.) — İki gün- denberi şehrimizde şiddetli sıcak- lar hüküm sürmektedir. Dün ve bugün hararet derecesi gölgede otuz birden fazladır. te faydali olması İçin icap eden bütün tedbirleri almıştır. *& Bitliste af kanununun tat- bikinden bu güne kadar 3,400 gizli nüfus tesçil edilmiştir. * Polis üçüncü — komiseri Celâl Bey ikinci komiserliğe terfi etmiş ve Urfaya tayin nlugıîuıl_ 'e Kayseride Dokuma Fabrikasının İnşaatı İlerliyor Kayseri, 28 (A.A.)— Dokuma fabrikasının inşaatı ilerlemektedir, Halen fabrikada her gün 650 amele — ve usta — çalışmaktadır. Fabrikanın — şimendiferle iltisak httının temmuz — nlhayetinde bit- mesi lâzım olduğu halde bu en mühim iş bir ay evvel bitmiştir. Bütün fabrika dahilinde 45,526 metre mik'ap inşaattan on bin metre mik'aplık kısmı tamamile ikmal edilmiştir. Fabrika doku- ma mahallinin bütün beton ayak- ları konulmuş, beton direklerin kalıpları dikilmiştir. İzmitliler Ve Tenezzüh Trenleri İzmit, ( Husust ) — Sapanca tenezzühlerinin geçişi münasebe- tile İzmit istasyonu pek kalabalık olmaktadır. Fakat iki haftadan- beri tenezzüh trenleri İzmit istas- yonuna uğramamıya başlamışlar- dir. İzmitliler tenezzüh treninin istasyondaki eskisi gibi tevakkuf etmesini istemektedirler. Tenkit dir Kitabı Nurullah Ata sAllol! Alloll 1934 (1): İki imzalı küçük bir şiir kitabı. Ya- zanları, Mestafa Niyazi ve Müm- taz Zeki Beyleri tanımıyorum; fakat, nida noktaları — istisma edilirse, kitaplarının ismi hoşuma gitti. ' İçine gelince... Hayır, - içini beğenmedim demiyeceğim; onda da bir şeyler var. Bilhassa Müm- taz Zeki Beyin manzumeleri keli- meleri kullanmasını bilen, onlarla yeni bir şiir örmek İçin titriyen bir şair haber veriyor. «Havay ve Ay», «Hayti adaları ve Dada» gibi manzumeler Mümtaz Zeki Beyin hulyadan, fantasindan hoş- landığım gösteriyor; bizde şiirin bu tarafı çok eksiktir. Ya mızmız bir aşk, marazi bir keder, veya ukalâlik. — Halbuki kelimelerle, hayallerle oynamak, — onlardan beklenmedik terkipler yapımak ta şalrin vazifesidir. İnşaallah Mümtaz Zeki Bey bu araştırmalarından bıkıp ağırbaşlılık sevdasına dilş- mez! Fakat yazılarında o tarafa da bir meyil var: « Bir ocak çöktü » manzume- sinde olduğu gibi. O manzumesi fena değil; fakat bir tazeliği yok; çok söylenilmiş bir mevzu. Mümtaz Zeki Beyin her ikl cins — yazılarında da Nâzım Hikmet'in tesiri olduğu aşikâr, Ancak « Bir ocak çöktü » manzu- mesinde henüz acemi bir Nâzım Hikmetçilik gördüğümüz halde öbür parçalarda, « Jakond ye Liau » daki « Şanghay büyük bir Hmandır» parçasının hayli muvaf-« fakıyetli birer aksini buluyoruz. Ben bir şairin tesirinde kalmış olmayı fena bulanlardan değilim; hattâ bir yaşa kadar her şairin bir tilmizlik devresi geçirmesini zaruri sayanım. Bunun içindir ki, elbette henüz genç öolan mümtaz Zeki Bey, şiirlerini Nâzım Hit metinkilere benzetmiş olmamı bir tenkit diye değil, bilâkis bir ümit nişanesi diye karşılıyabilir. Mustafa Niyazi Bey de şüphesiz Nâzım Hikmet'in tesirinde; fakat onun manzumelerinde arkadaşı« ninkilerden duha çok göze çarpan bir yeknesaklık var, Kafasının bir caza benzediğini pek tekrar ediyor. Bu iki şairin elbette bundan sonra da manzmelerini okuyacağız. Zannederim asıl şah- siyetlerini bu ilk eserlerine gö re takdir etmeye kalkmak doğru olmaz. « Allol! Allol! 1934» iki şair de, bu ismi İntihap etmekle, 7za- manlarını, — sevdiklerini, kendi- lerini ana biraktıklarını, — mo- dadan, — hüdiselerin — ilhamından kaçmadıklarını gösteriyorlar. Bu, tehlikeli bir şey olabilir; fakat hakikaten kuvvetleri varsa ken- dilerini zamana bırakmakla ona hâkim olurlar. Bu talihi dene- mekte bir kahramanlık vardır. () Ülkü kitaphanesi, 25 kuruş. Çankırılılar Ankarada Çankırı, 28 (A. A.) — Anka- rada açılan ilkmektepler sergisini ziyaret etmek üzere kırk kadar muallimden mürekkep bir heyet tenezzüh trenile Ankaraya gitmiş- tir. Çankırılılardan birçoğu da bu soyahate iştirak etmişlerdir.