Aşk ve Macera Romanı - 27 — — Kendisini bir daha görme- diniz mi?.. — Hayır, görmedim. — Kompartımanınız yanyana imiş.. Onun gürültü, ses filân hiçbir şey duy- madınız mı?, — Hayır komiser Efendi hiç bir şey duymıya imkân yoktu. Esasen — kulaklarım — biraz ağır işitir. Tren hareket halinde oka- dar çok ses çıkartır ki. — Peki genç kadının trende kimse ile görüşüp görüşmediğine dikkat ettiniz mi? Andrea Albertini sigara pa- ketini yere düşürmüştü. Onu kal- dırmak için yere eğildi. — Kendisini bir kere gördüm ve gördüğüm zaman da yapayab- nızdı. Yalnız bir kere onun kom- partımanına giren... Hayır onun kompartımanından çıkan bir er- kendisini bir daha " Efendi gözlüklerini Dudaklarının üstündeki düzeltti. | kesik bıyıklarımı sağ elinin küçük parmağile kaşıyarak: — Hele bakınız. Bir kere dedi demek siz onun yanına gi- ren bir erkek gördünüz.. — Hayır komiser efendi, onun yanından çıkan bir erkek gördüm. Andrea Aljbertini cebinden mendilini çıkardı ikis genç kız anlamıyan gözlerle ihtiyar kadına bakıyorlardı. Ve genç kâtip arada bir ihtiyar kadının söylediklerini onlara tercüme ediyordu. — Bu adamın yüzünü tarif edebilirmisiniz? Andrea Albertini sesli, sesli burnunu siliyordu: — Hayır komiser efendi onun yüzünü tarif edemem. Demin de arzettim. Ben © kompartımana giren değil © kompartımandan | çıkan bir adam gördüm, — Ha giren ha çıkan bir değilmi? — Hayır bir değil.. Komiser Efendi.. Eğer giren bir adam görmüş olsaydım — onun yüzünü görebilirdim.. — Neden? — Neden olacak? Maktul ile benim kompartımanım birbirine bir lâvabo ile birleşen kompartı- manlardan değildir. Bizim kompar- tımanlarmız birbirinden tahta bbl— melerle ayrılıyordu. Malümmnuzdır şüphesiz ki.. — Yataklı vagonların ortadan müşterek bir lavabo ile birbirine merbut olanların kapı kanatları birbirine doğru açılır bölıneler ile birbiri hep iResim Tahlili Kuponu aa camAmaganAAArAAAAmAnD Tabimtiniti öğrenmek istiyorsanız resminizi bu kupoodan 40 adet ile birlikte gönderiniz. Resniniz | vraya Vâbidir ve iade edilmer. ; lnm, meslek veya san'at kompartimanından | Yuzan Suat Suzan olanların kapıları ise birbirine aksi | istikamette açılır. Ben | çıkmadan evvel birden.. | Komiserin kulağına- eğilerek yavaş sesle bir şey fısıldadı: » Gitmek istedim. Kom- | partimanımdan dışarıya — çıktım, Tam bu esnada ©o hanımın kom- partımanının kapısı açıldı. Elinde kâğıtlara sarılı büyücek bir paket tutan bir adam çıktı.. Ve kapının açıldığı istikamete doğru ilerledi. Bende — otarafa gidiyordum... Berline Yine sesini alçaltmıştı. — >*» O tarafta 'idi ... Benim önümden o buraya girdi.. — Bu hâdise nerede cereyan etti.. . — Zannediyorum ki Fredrihes- trase istasyonuna girerken veya henüz kalktıktan sonra cereyan etti.. Ben de Zooda ineceğim için artık... Yhı sesini Alçattı. — *., gitmekten vazgeçtim, | * Bını bu adam mümkün | olduğu kadar tarif ediniz. — Edemem komiser efendi.. Yüzünü görmedim. — Ziyanı yok eşkâlini söyle- yiniz.. Büyük mü idi, ktiçükmü idi? — Büyüktü... Çok uzun boylu ve iri iri.. İşte mösyö kadar vardı. İktiyar kadın titreyen elile | Andrea Albertiniyi gösteriyordu. Hepsi ona baktılar.. Uzun boylu adam biraz belli etmek istemedi. Komiser ne mana ifade ettiği belli olmiyan kadına sordu: — Elbiseleri ne renakli.. | — Siyah elbiseler giyiyordu komiser efendi yahut siyah kadar koyu görünen bir renkte elbise- ] leri vardı. Başında geniş kenarlı | siyah bir şapka vardı... — Bu adam da aklınızda ka- lan bir husasiyet yokmuydu? — Hayır komiser Efendi... İhtiyar kadın düşündü: — Size bir de şunu söyliye- bilirim ki bu adamın şapkasının ı altından ensesine doğru | | uzamış beyaz saçları vardı. Andrea Albertini arkaya doğ- ru siki sıki taramış ve ensesi muntazam kesilmiş siyah saçları Bzerinden kocaman elini geçirdi. İhtiyar kadın sözünde — devam ediyordu: — Adam bir saa'atkâr olabi- lir komiser efendi.. İşte size söy- liyeceğim şeylerin zannederim ki hepsi budur. — O adamı birkere daha gör- | seniz tamyabilir misiniz. — Yüzünü görmedim ki tanm- yabileyim. Komiser efendi. Yalmız belki onu yine arkadan görsem, * Bu adam ©o gördüğüm adama benziyor,, diye bilirim. Komiser kadına ifadesini im- zalattırdı. — Teşekkür ederim Matmazel | siz gidebilirsiniz. Dedi. Fakat pek meraklı oldu- gu muhakak olan ihtiyar kadın | kenara çekildi. Çantasını, eteğini, şurasını burasını düzeltir | | | ! ! | | | | | irkildi fakat bunu | bir gözle ona baktı. Sonra ihtiyar | |- kırk kişi de yaralanmıştır. SON POSTA 26-6-934 gibi yaparak ötekilerin ifadesini dinlemeye başladı. Komiser — önündeki bakarak : — Ahmet Feyzi Bey, diye çağırdı. Andrea - Albertini komi- serin masasına yaklaştı. Mutat olan ilk sual ve cevaplar teati edildikten sonra komiser ona bir pasaport uzattı... Bu pasaportun Özerinde : Evelin Tomson ismi yazılı idi ve bir de fotograf vardı. Andra Albertini bu resme baktı : — Bu kadını trende hiç gör- dünüz mü ? kâğıda ( Arkası var ) Avusturyada Kırallık ! Eski Veliahtin Oğlu Bunun| ç Geleceğine Emin Viyana, 25 (A. A) — Aşağı Avus | turyada Arsetten çehrinde — kırallık lehinde bir nümayiş yapılmış, 1914 senesinde Bosnada — öldürülmesi ile büyük harbin patlamasına sebep olan erki —Avusturya — Veliahti — Arşidük Fransuva Ferdinandın oğlu Dük 48 | Hohenberg bir nutuk — söyleyörek | Avusturyada kırallığın tekrar avdetine emin olduğunu bildirmiştir. * Viyana, 25 (A. A.) — Avusturyada Hitlercilik hareketleri durmuş değil- | dir. Pazar günü memleketin birçok yerlerinde tedhiş bombaları — patla- mıştır. Kazalar Fransada İki Tren Çarpıştı, İngilterede Bir Tayyare Düştü | Hıy ( Fransada ) 25 — İkl tren çarpışmış, makinistlerden biri ölmüş, | Liselei TRLA Mi — A0it b Layron Isminde bir pilot ilk uçuşunu | yaparken tayyara düşmüş ve pilot | yanarak ölmüştür. * Lizklen, 25 (AA) — Dura İsimli i Norveç yük gemisi, karaya oturmuş- tur. | Hindistanda Feyezan Yü- | zünden Yenl Felâketler ğ Simlâ, 25 (A. A.) — Evvelce | hareketi arz yüzünden büyük | zararlar görmüş olan Bikar vilâ- yetinde, bu — defa — tuğyanların 1 tahribat yapmakta olduğu haber veriliyor. Sular, Assan ve Bengal vilâ- l yetlerinde de tahribat yapmıştır. İnsanca zayiat vardır. | Jeneral Veygant Parise t Döndü Londra, 25 (A. A.) — Fransız l Erkâmharbiyei — Umumiye Reisi | Jeneral Veygand bugün - Parise hareket etmiştir. Jeneralın burada kısa — süren 1 değildi. Ukraynada Tezahurat Moskova, 25 (A. A.) — Uk- rayna Sovyet hükümelinin mer- kezi Kiyef şehrine nakledilmiş, bu münasebetla Kiyefte heyecanlı sevinç tezaharatı yapılmıştır. Lehistanda Tevkifler Varşova 25 ( A. A, ) — Muhtelif mıntakalarda milliyetçi Ukranyahler aramında birçok tevkifler — yapılmıştır. Ucuz Evler Kasabası Liyon, 28 (A.A.) — Belediyâ Reisi M. Heryo, ucuz evler hasabasının açılma merasimini yapmıştır. İ | Münir Hayri Beydir. | yolü, bununla Milli İlk Milk Operâmız «füziean — 76 -. ...— — Öz Soy Operası Büyük Bir Muvaffakı- yetle Temsil Edildi Ve Çok Beğenildi Yukarıda: (sağda) Feridun rolünde Nurullah Şevket Bey, (Sldda) Hatun rolünde Nimet Vahit H., Aşağıda Piyesi temsil edenler ve milellif Münir Hayri Bey Maarif Vekili Hikmet Beyle birlikte Ankara 24 ( Hususi ) — Bir milletin kültür hayatının en mü- him tezahürleri arasında ve hattâ başında gelen işlerden biride şüpbe yok ki Milli operadır. İran Şehinşahı Hz.nin şerefine Ankara Halkevinin — hazırladığı — Özsoy piyesi ile ilk Millt operamız oy- nanınış oldu. Özsoy dil inkılâbımıza — en uygun bir Hisanla yazılmış ve milli temlerimize dayanan güzel bir. musiki ile — bestelenmiştir. Özsoyu yazan ve sahneye koyan ve —oörkestrayı idare eden de Adnan Beydir. yirmi gün gibi kısa bir zaman içinde geceli gündüzlü — çalışarak | bu işte muvaffak olmuştur. Özsoy, Tük İran destanlarının on binlerce yıl evvelime ait ve iki milletin ata birliğini gösteren bir hikâyesinin her iki milletin son inkılâplarile daima iyiye ve güzele doğru atılan hamlelerini nakleder. Denilebilir ki bu piyes herkesin hemen müttefikan beğendiği ilk eser olmuştur. Fakat Özsoyun yazılışından daha mühim olan büyük ve tarihi operamızın on dokuz haziran- aa başlamasıdır. dan beri biribirini verilen —üç — temsilde — Özsoy, artan alkışlar — arasında — ilk operamızın — kuruluşunu | etmiştir. Nimet Vahit Hanımın | ikameti, resmi bir mahiyeti haiz | teganni ettiği Hatun ve Nurullah Şevket Beyin tegamni ettiği Feri- | dün rolleri en müşkülpesent mü- nekkitleri beğendirecek kadar mu- vaffakiyetli idi. Halil Bedi Beyin idaresinde Ankara Kız lisesi, Kız Ortamektebi ve Gazi Terbiye Enstitüsü — talebelerinden seksen kişilik bir koro ileSelma ve Azade Selim — Sırrı Hanımların idare ettikleri milli dansları oynayan genç kızlarımız bu sahadaki Türk bilgi ve istidadının birer örneği oldular. “ Özan ,, rolünde Edip ve diğer Tmühim rollerde Sıh'lı,' | Besteliyen | Ankara Halkeyi | | gençlerinden mürekkep bir heyet | | dan - satılığa Süleyman, Hamdi Selçuk ve Fethi Beylerle Nigür, Mazrez Yıldız, Nüzhet, Nimet Hammlar muvaffak - oldular, Sahna tertibatmı Hâml Bey idare Cetti ve rejisörlüğü Fadıl Bey yaptı. Temsilde bulunan İstan- bul Konservatuvarı - orkestrasile Nimet Vahit Hamm son temsilden sonra hususi bir vagonla İstan- bula hareket ettiler, istasyonda Necip Ali, Roma Büyük Elçisi Vasıf Beylerle Maarif Vekületi erkânı, Halkevi Reisi Nafi —Atuf Bey ve temsile — iştüralei edan arkadaşları tarafından — uğurlan- dılar, Özsoy temsilile başlıyan bu büyük kültür hereketinin devam edeceği şüphesizdir. Sahipsiz Mallar Gümrük İdaresi Bunları Sukliğe Çikimdi 25 senedenberi gümrlüklerde birçok eşya birikmiş, bunların sa- bipleri de çıkmadığı için hazineya intikal etmiştir. Kiymet itibarile kabarık - bir yekünu bulan bu eşyalar İstanbal Gümrükler Başmüdürlüğü tarafın- çıkarılmıştır. — 928 senesinden sonra sahipsiz bırakı- lJan eşyalar, henüiz müruruzamana uğramadığı için bu listeye ithal edilmemiştir. Maamafih, Gümrükler Başmü- dürlüğü, — bozulup — kıymetlerini kaybetmemeleri için müddet biter bitmez bunları da derhal satışa ü— TAKVİN —— Gün SALI 30 26 Haziran 934 — hkarabi Rumi 18 Reb.evel — 1868 | 10 * Hazlran 1350 Vakit | Ezani|Vasati/ / Vaki 31 | I2 16| Yataı 832 | 16 17 İnnak |