Amerika Dahi Kendini Zayıf Zannedigor Silâhlanma rışı bol - mikroplu her tarafa sirayet etti. Bugün her yerde olduğu gibi, Amerikada da gösün en mühim meselesi silâhlanma işidir. “Nevyork Taymis, — gazetesin- den aldığım şu satırlar bu fikri sara- hatle isbat ediyor: “Amerika Birleşik ve küvvetlenmd ya- gibi bir hastalık devletlerinin hava kuvvetini tam bir surette tayin | etmek müşküldür. Ba günlerde tet- kikatım yapan Baker komitesinin muharebe tayyaroleri, bombalar, mâ- kineli tüfekler ve techizatı bakkında gayanı hayret neticelere varınası da muhtemeldir. Geçen sene Ayan de- niz işleri komitesine verilen rapora göre, Amerika'da üç bin aakeri tay- yare vardır. Bunlardan 800 8 muha- rebe ve hücum — tayyareleri 238 i bomba tayyareleri, 1,111 i avcı ve keşif tayyareleri, ve 897 si nakliye ve takip tayyareleridir. Bu sene bidayetinde yapılan esashı | tahminlere göre, bahriyede muharebe tayyarelerinin adedi S00 kadardır. Bunlardan 203 ü hücum ve mütebakisi bomba tayyarelerdir. Ayrıca 360 avcı ve keşif tayyaresi vardır ki möcmuu 786 edor. Orduda 500 muharebe tay- yaresi vardır. Bunlardan 300 ü takip tayyeresi, 141i bomba tayyaresi ve 751 hücum tayyaresidir. Mamafih, birkaç tane yeni tayyare müstesna eolmak üzere, ordudaki bütün boamba tayyareleri cski ve kullanışsızdır. Saatte 90 veya 100 milden fazin sür'at- leri yoktur ,,, Amerika gazetesi bu yarzıslle da- mek istiyor ki, hava filomuz çok | kuvvetsizdir. Bu gidişle günün birinde başımıza bir iş çıkar, Gözümüzü | açalım ve kuvvetlemelim. Amerikalılar da bu badirede ken- dilerini zalf addederlerse vay öteki milletlerin halinet — y Makedonya Komi- tecilerine Karşı Sofya, 24 (A. A.) — Harbiye Ne- zareti bir tebliğ nüşrederek, Petriç ui-:.ıırıhoılını © hav, YaleRe katantı “sövkolundağuna ve Makedonyalılarla aaker arasında kanlı müsademeler vaki olduğuna dair, hariçte çıkarılan şayiaları katiyetle H4f edilmiş olan dört maada öldürülen yoktur. Memleketin her tarafı tam bir sükün içindedir. “Son Posta,, nn Milli ve Pdebi — K Ş AA ı başlarken, mavimsi, sarımsı hare- Jer içinden bana yüzümü göster- diği, aynalık — ettiği için ona kızıyorum. Ö vakitler elimde olmadan, gözlerim bu yuvarlaklaşan cam Şatha dalıyor ve bakıyorum. Ha- B insanı büyüten, yassıltan gü- dürücü aynalar vardır... Uzuan ünlerdir sana anlata anlata bağ- mda, l&kdıi:.;nhdı yâ 1 yaşamağa 'an o ni ğ;:lü, ölmüş, güzel ’lıııhıı. zas 'allı cski varlığıma böyle bir ay- İspanyada Kabine 'Buhranı Madrit, 24 (A. A.) — Dahiliye Na- zri, Başvekil ile yaptığı uzun bir görüşmeden sonra bir kabine buhramı baş göstereceği hakkındaki — şayiaları tekzip etmiştir. Bununla beraber buh« ranın pek yakında patlak - vereceği hissi - vardır. Ziraat Nazırı M. Del Riyo ile eski Dahiliye Nazırı M. Riko Avello'nun isimleri müstakil - kabimenin reisliği için şimdiden ileri sürülüyor. Fakat radikallar bunlara müzaharet etmiye- cektir. Bir Leh - Çek Hâdisesi Leh - Çek Matbuat Cemiyeti Kapatıldı Varşova, 24 (A. A.) — Pravo Lidu ismindeki Çekoslovak — gazetesinde geçenler öldürülen Dahiliye Nazarı M. Piye 'nin hatırasını kirleten bir makale çıkımış, bunun üzerine burar | daki “Lehistan - Çekoslovakya mat- buat cemiyeti kapatılmıştır. Lehistanda Siyasi Üniforma Yasak Varşova, 74 (A. A) — Siyasi fır- kalar mensuplarının üniforma giyme- leri yasak edilecektir. |Almanyanın Borcu | İngiltereye Bir Müzakere Heyeti Gidiyor Londra, 24 ( Al A.) — Daves ve | Yuüng istikrazlarına ait meseleleri | tetkik etmek üzere Londraya bir Alman beyetinin gönderilmesi hakkın- | daki İngiliz teklifini Almanya kabul | etmiştir. Heyet yarın Barlinden hare- | ket edecektir. lAmerikadı Alman Aleyhtarlığı Nevyork, 24 (ALA.) — Üç bin ka- dar Hitler aleyhdarından mürekkep bir. kütle Almanya önünde bir nümayiş yapmıştır. Nüma- yişçiler Alman komönist fırkası lideri mevkuf Talman'ın serbest bırakılma- ani, Amerikaya gelen M. Hitlerin mümessili M. Hanşstangel'in budut dışına atılmasını istemişlerdir. Alman Konsolosu kendisile k iste- yen mümayişçiler komitesini kabul etmemiştir. Tefrikası: 31 32 na, amma değil de ağ- latıcı bir ayna uzatmış gibi olu- yor, şimdiki yüzümü görüyorum. Onun ıçin geceleri çok sev- diğim bu lâmbamı, — gündüzleri ben sevmiyorum, Neden, anlatmağa başladığım şeyi bırakıp da sana bu lâmbayı söyledim, durdum bilmem ki?.. Dediğim gibi saat on birdi ga- liba. Nelere ve nerelere dalmış- ken, bir şangırtı ile ürperdim. Bu saatte ne yoklama yapr kâğıtlarımı « bir şeyler yazdığımı bildikleri ve izin verdikleri halde - sanki ka- Eıuall-r-ııı gibi örttüm ve dön- im. Gelen meydancı Elmastı. Beni çağırıyor, beni istiyordu. Büyük koğuştaki, beş aya mahküm, mu- ayene kaçağı kadınlardan birinin hrdı, It&l.i';kıpıyı açan | T | ! | ı l SON POSTA Stra Mülâkatı BirçokDedi kodu Do- ğuranGö- rüşme- A n Venedik civarında, Stra da Hitlerle lerden görüşen Alman Başvekili M Pizand İL Meseliofnla'lik teliki el lae kölle simuştar . Dediitmdelari hakkında yelen malümat ve tefsirleri uzun boylu kaydettiğimiz bu mülâkat sahnesinin ilk dakikalarında M. Musolini, ziyaretçisine, işte böyle “hoş güldin. diyor. Silâhlar Meselesi —.. Fransızlar Kı'ışkulanıy(;, _İngiliılor Donanmayı Kuvvetlendiriyorlar Londra, 24 (A.A.) — İngiliz ve Amerika mütebassısları burada 935 deniz silâhları koaferansına ait hazır- hk konuşmalarına devam ededursun- lar, öte tarafta Fransızlar, İyanın atuz beşer bin tonluk iki harp gemisi yaptırmak — hususundaki — kararından kuşkulanmaktadırlar. Çünkü Fransa, bu hareketin kendi aleyhine müte- | veccih olduğu fikrindedir. Diğer taraftan Amerikalılar, 935 konferansının mutlaka akamete uğr yacağı kanaatindedirler. Londra, M (A. A.) — Babriye bi- rinci lordu sir Bolton Vorçesterde bir nutuk söylemiş, demiştir kk İ beynelmilel silâhları bırakma — hülyasım — kendi — başına tahakkuk — ettiremiyeceği için m! müdafaarmının ihtiyaçlerım göz önün- İ de tutmanın zamanı çoktan gelmiştir.., | Sir Bolton, İsgilterenin silâh mas- sancısı tutmuştu. Çocuğu olacak- tı. Hapishanenin duvarları ardın- da, vakti tamamlanmamış, doğ- madan ölmeyi isteyen bahtsız bir çocuk doğacaktı. Kadıincağızı boş - odalardan birine yatırmışlardı. Yanımızdaki erkekler hapishanesinin baş gar- diyanına haber vermişlerdi amma, bu saatte, hele mahpus bir kadın için kimse rahatını bozmıya ni- yetlenmediğinden ne doktor, ne de ebe çağıran olmuştu. Elmas, nasılsa merhamete gel- miş, bağırmaktan bile korkan, sade kendi ellerini kollarını ısıran kadının başına beni götürmeye karar vermiş ve baş gardiyandan da izin almıştı. Benim vefalı lâmbam, — yolu aydınlattı. İki yana yalpa vurarak yürüyen bu masal cadısı yüzlü meydancı — kadınla beraber. bir yerlerden geçlik, kilitler açtık, kapadık — ve inilti sesleri, daha varmadan bize — çarpan odaya girdik. Saçlarının uçları sarı, dipleri kara bir kadın, taze, hattâ belki de başka bir yerde, başka şerait içinde güzel — denebilecek - bir kadın, çarşafsız bir şiltenin üze- rinde kıvranıyor, kollarından tu- tan iki, üç kadının elinden kur- tulmuya çabalryordu. raflarında vekiz senedenberi yüzde 16 tasarraf yapen yegüne devlet olduğunu da ilâveden sonra demiştirkli * — İhtiyaçlarımıza tekabül ede- cek bir donanma, cihan sulhunun temini için herşeyden fazla hizmet edecektir.,, Halk Düşmanına Karşı Vaşington, 4 (ALA.) — Başmüd- mddı-ı-! M. Köminge “1 numaralı düşmamı, — haydut tutulmasına yardım edecek olana on bin, bunun avenesinden “çocuk yüzlü,, Nelson'u yakalatacak olana da (5000) dolar mükâfat vereceğini bildirmiştir. SANDURL L GA TP AT LA LA LA Harici Tarımız burada bil- BU ı—ıiıiiı.'.mı !ı':ı' sayfamıza | Bakınız Neye kollarından tutup çeki- yorlardı. bilmem. Orada da bir lâmba, sönük sönük yanıyordu. Her kafadan bir lâkırdı çıkı- yordu. Kadının ıstırabını dindire- | cek, elde hiç bir vasıta yoktu. Hattâ kuruyan ağzına akıtacak bir damla, iyi, temiz suyumuz bile yoktu. Benim elimden ne gelebilirdi? Hepimiz de bu tali yoksulunun yüzüne, işkenceye konulmuş bir insanı — seyredenler — gibi, — sade bakıyorduk. O da çırpınıyor, oğu: muyor, kalkıp dolaşıyor, düşüp oturuyor, haykırıp bağırmadan, | inliye inliye sade ter döküyordu. | İnsanların acımasını bilmediği bu | Zavallıya yine Allah acıdı, ve or- talık ışımadan, kadin - soluğunu canını tüketmeden, yedi aylık bum buruşuk bir insan yavrusu doğdu. Allah, suçlu iki insanın, zavallı suçsuzuna, doğduğu kor- kunç yeri göstermek bile isteme- di. Bumburuşuk et yığınının ne görü açıldı, ne de soluğu duyuldu. Buna sgade biz değil, anası da sevindi. Bez parçalarına, yüzü ör- tülmüş küçücük bohça gibi şeye yattığı yerden bakarken, kamı, bağrı sanki ağlıyor, kafası man- tığı da gülüyor, seviniyordu. Sonra./ *" Ji bu | Nasıl Tedavi Edeyim ? Bu sabah genç bir. okuyucumdan müddet zarfında, tedri- cen bütün hüviyetimi kaybettim, evdü olurup kalkan bir kuklaya döndüm. Kocam mutat Üzere çok sakin görü- nür. Fakat hakikatte lüzumundan fazla hiddetlidir. Yalmz ne vakit v zacağı belli olmaz. Bunu bii- mediğim için de karşısında gözlerinin l:l'ı: bakar, hareketsiz. dururum. k hazmetmiye alıştım. Fakat ko- camın coşma zamanları bazen müsa«s firlerinin yanında da oluyor, o vakit izzeti nefsimin kırıldığını görüyorum, gizli gizli ağlayorum. Bence kocam hastadır. Tedaviye muhtaçtır, fakat ne suretle tedavi edilmelidir?.,, Kızım! teşhisin doğrudur. Kocan- da mutlak bir sinir za'fı vardır. Kene disini imkân varsa deniz kenarına götürmeli, hergün soğuk banyo yar tırmalı, bilhassa içkilerden uzak tu - manı tavsiye ederim. Hastaya kazıl- maz, hiddetine mukabele edilmez. Karşısında yapılacak şey, onu silâh teslimine mecbur edecek derecede mülâyemet göstermektir. Kızın Ebeveyni İle Anlaşınız Ankara'da 8. . AL M Beyes Ma- demki bir yuva kuracak kadar varidatımız. vardır. Ve madamki artık bu yuvayı kuracak zamanı- | nıza geldiğine hükmediyorsunuz. | Şu halde bu kararınızı tatbik | mevkine koymak için hiçbir mani yoktur. Sevdiğiniz kızın ailesinin mutasssıp olmasından dolayı his- yatınızı ona bildirememek mese- lesine gelince, böyle işlerde mert- çesine davranmak ve evvelâ kizın ebeveyni ile anlaşmak en dürüst | harekettir. Temir ve kazancı | yolunda bir gence, herkes kızını memnuniyetle verir. Kat'iyet Dedikoduyu | Keser M. x 1a. ML imzalı mektup Bahibineı Memleketinize avdetinizi mütca- kıp sevdiğiniz kızın, sizin aşk iti- rafınızı dinledikten sonra size tesadüf etlikçe mahçup bir va- ziyet alması, genç k hicabr- nn tabil icabatındandır. Aleyhi- nizde çıkarılan dedi ra ge- Hnce: Eğer bu ::iı: hıkikı.:: anlaştı — iseniz, İ 'MCNNIZI S1 edersiniz. Dedikodunun da arkası kesilir. Bu vaziyet uzadıkça siz de | müşkül mevkide kalırsınız. HANIMTEYZE Bir engelden — kurtulmuştu. Memnundu. Yanaklarından akan yaşlara aldırmamak lâzımdı! O sa- hiden memundu. İşte böylece, benim lâmbam, şu eski günlerimi sayıklayan sıra gıra satırları aydınlatan lâmbam evelsi gece, bu gizli sessiz acıya da ışık verdi. Dünyasını görmeden | ölmeği istiyen bir zavallıyı da gördü Nesrin. Bu iniltil. kara gece — beni hasta etti, Üç gündür içim çok ağrıdı, başımı yastıktan kaldıra- madım. Gözüm çok çok yüksek- teki tavanda, aç açına yattım. Senenin de en uzun günleri bun- lar. Akşam ve karanlık ne güç geliyor. Bu yerin en paralısı sa- yıldığım için hatırımı sormağa gelenler de oluyor. Onların sesi.. Onların sözleri, hele — sorguları beni büsbütün harap ediyor. |— Son haftalarda döri defadır geler | Necdete de inmedim inemedim. Ar | tık dayanamamaktan korkuyorum. | Buda korkuların en müthişi olu- yor. Ben bunu iyi bilirim. Kara günlerimde, çok kereler ne deh- şetle duyduğum bir şeydi bu. Bir defasında, her şeyi göze almıştım. Küçüktün. — Bağrımı, çiğerimi, her şeyimi sökercesine senden uzaklarda kalah, — seni görmiyeli aylar olmuştu. > ( Arkası vur) ”a _'—M-WM-M