Perşembenin Gelişi I Güzel Kadın Güneşe baktım : — Haydi, dedim, şu dağın arkasına gir ve kaybol; sen onun yüzünü aydınlatamazsın: Güneş sözümü dinledi. Battı. O anda ay doğdu. Bir gümüş yay gibi idi. Aydınlığımı onun açık kalan göğsünde, kollarında dolaştırıyordu. Birdenbire kızdım: — Sen kim oluyorsun, dedim, hasıl onun vücuduna aydınlığını dokundurabilirsin? Ay kusurunu anladı. Bulutlar arkasına gizlendi. Yıldızlar parlamak istediler. Fakat onun gözleri yıldızların ışı- Hindan * daba aşıldadı; yıldızlar söndüler. Ağustos böcekleri, onun seşini işitince sustular. O, gülünce ar- | tık derelerde sular - şırıltılarını duyurmadılar. Ve ipek Böcekleri; saçlarını görünce, biz bunun gi- bisini yapamayız dediler. Yakaladım yakasından dünya güzelini, attim öte yana: * — Ne yapiyordun? Diye sordum : — Eline su dökecektim. Dedi. — Haddini bil! Dedim. Sen önün: eline su dökemezsin? Çünkü o dünya güzelinden bin kat Daha güzeldi. Çünkü o güzel kadın değil, sevilen kadındı. İMSET parlaktı. Gözler | | Süzme Zarar Ar ka daşıma dedim ki: — Niye ka- şar peyniri alı- yorsun da yerli gravyer almı- yorsun? — Zararlı oluyor? — Nasıl za- rarlı. — Koskoca- man — delikleri Vari setsksesesen Boşuna Zahmet Hanım, hizmetçiye : — Seni ” sabahleyin bakkalla Uzun uzun konuşüp gördüm; bir daha bakkala kendim gideceğim ! — Boşuna zahmet etmiş olur- sunuz banımefendi. O sarışınlar- dan hiç hazetmiyor. Olamaz Eaki hizmetçi efendisine, ko- zasının Öldüğünü haber verdi; — Siz sağlığında onu sever- diniz, Yarın da cenazesine gi- dersiniz. değil mi? — Hay hay amma, yarın işim var, olamaz.. Öbür gün piderim | Pekâlâ Zengin fakire dedi ki: — Benden MruyFiıı::. iste- diğini Vereceğim.. akat — hiç pr ga eeei lini vereceğim! Bi G Fakir düşündü: — Pekalâ, dedi, bir gözümü çıkarın! Model yenecek şeylerdi. Meşhur çapkınlardan M. Beyin | telefonu çaldı, telefon eden Hlıy: bir Hanımefendi idi: — Allo, M. bey siz misiz? — Evet benim Hanimefendi siz kimsiniz ? gKt NELER DEDİM Dudağıta bakınca; Kiraz değil, nar dedim. Sokulmuştun bakınca; Arzun ne, ne var dedim! Lâf olmun diye yalmız; Şey, dedim, adın ne kız; Bir sinek uçtu vız vız; Korkma yök zarar dedim.. Çekinmek acep niçin? Yanmasak için için; Bil ki âşıklar için Her taral duvar dedim. Kalpleri bardı ateş, Böylelikle olduk eş; Atınca geldi düşeş, 'Talüm pek yar dedim.. Mizahçı SON POSTA çeşmin — gelmesin müjgüân müjgün — Üstüne ! | Ressam bir yandan resmi yapıyor; | Bir yandan da modelleri yiyordu.. | aaesekeresssssa aa ae A AAA AAA LA AAA BAA AA AA AAA Kibarlık Buna Derler — Ben M. | mefendi: — Birisi dün baloda — izdivaç — Doktor sana denize gir- meyi menetti, edip mayo aldın ? — Doktor — denize netmedi ya ! — Bir emriniz mi var Hane akşam bana teklif etmişti. ne diye masraf girmeyi menettise, mayo giymeyi de me- acaba siz midiniz? Unutmuştum da onu öğrenmek istiyordum! — İhtimal hanımefendi, amma iyi hatırlamıyorum, acaba size mi teklif etmiştim; yoksa — başka- sına nn BEN VARIM Bilmiyorum, a güzel, Hiddetin neden neden? Pişman olur ya güzel; Gün gelir eden eden.. Lâf değil, boru mudur? Kimsenin soru mudur? Ayrılmak — doğrü müdür? Dünyada senden sendean., Ne olmuüş - ne olacak, İstemem bunu hiç bak Bıraktıysa o bunak, Üzülme hemen hemen. Ses çıkarma, deme gık, Bu işten memnun artık; Kim varsa sana Âşik, Ben varım, hele ben ben. İMSET Modeller bitti, resim de! BUT eee Hoş Sözler Üç Çıkınca Bir sporcu yalniz kalınca ga- zetedeki spor havadisini okur, İki sporcu karşı karşıya ge- lirse spordan bahsederler. Eğer üç #porcu bir aradalarsa hemen oradan kaçmaya bakını muhakkak kavga çıkacaktır. Dedikodu İki kadın konuşuyorlardı: — Necmiye Hanım gibi ka- diın ömrümde görmedim. Fena, ahlâksız, — terbiyesiz, — yeçimsiz, kendini beğenmişin biridir. — Canım sen de çok — tuhafe sındır, tamımadığın — insanların aleyhine lâf söylersin! — Nasıl tanımadığım — insan.. en iyi arkadaşımdır. Ne Yapayım ? Çok zengin fakat çok hasisti. Trende üçüncü mevkide seyahat ederdi. Arkadaşları sordular : — Senin gibi bir adam üçüncü © mevkide seyahat eder mi? ” — Ne yapayım, dördüncü mevki yok ! Ezemem Kolunda bir tahtakurusu va- kaladı. Yere attı: — Ezsene| Dedim: — Ezemem! Dedi: — Neye? | — Damarlarında benim kamımil taşıyor. Ne Yapayım Amir, me- mura darıldı; — Daireye bir gün geliyor, bir gün gelmi- yorsunuz bu na- sıl İştir? — Ne yapa» yım — efendim, hergün gelmiye- cek olursam ev- de çanım siki- lacak! Belli Olmaz Denize girmeye hazırlanmıştı, denizdekine sordu: —. — Orası nasıil; ayaklarımız toprağa değiyor mu? h D::iıdegi. denize — girmeye hazırlanana cevap verdi: f — Belli olmaz, değil, amme benim ayağımda terlikler var! Lütfen Asri ( modern ) ev sahibi ha- mmefendi misafirine ikram ede- cekti : — Beyefendi ne almak isterleri Misafir açık pencereyi gösterdi: — Yalnız soğuk almayı iste- menmi hanimefendi.. Lütfen pens — cereyi kapayınız ! Sağlam Hava j Köyünü methediyordu: — Havası okadar sağlam- — dir ki, insana hiçbir şey olmaz.. * Herkes sıhhatlıdır. — Hatta okadar ki ben ora- — da iken bir mezarlığın resmi — küşadı — yapılacaktı. — Mezarlıkta — hiç olmazsa bir tek ölü bulun- — ması İâzımdı. Havamn iyiliğinden ! kendi kendine ölen - olmuyordu. mı ar bir kişiyi vaerup ök | D