STT < Brere SON POSTA eİER BAA ) İTTİHAT .- TERAKKİ Na Her hakkı mahfuzdur — » Ziya Şakir Nasil Doğdu ?.. Nasıl Yaşadı?.. 14-6- 844 — Nasıl Öldü?. Halâskâran Grupu Mensupları Mecli- Mahmut — Şevket Paşanın istifasından — yedi gün sonra (3 temmuz 1328) kabinedeki ih- tiâfı.. Arnavutluk — hareketinde ika edilen müşkilâtı.. İtalya ile hali harpte bulunmasına rağmen Halâskâran — Zabitan — Fırkasının (vazifei mukaddesci askeriyelerini ve orduda vücudü elzem olan itaat ve intizamı unutarak serke- şane harekâta tasaddi) de devamı bahane eden Sait Paşa istifaname- sini yazarak padişaha göndermiş.. kabineyi bu suretle sırtüstü yere devirmekle — İttihat ve Terakki hâkimiyetine hitam vermişti. İttihatçılar, bu elim sukut ve | inhizam karşısında şaşırmış kal- mışlardı. Buna binaendir ki bu lrlohıhklı 'L.ondıı Sefiri Tevfik aşaya sarılmışlardı. Tevfik Pa: hWk hislerinden uzak yıııy:: Iııllıın selim bir zattı. Efkârınmu- miyede de bir sempâtisi vardı. Onu derhal sadaret m tirmekle büyük — bir betmiyecekler; hatta Sait Paşa- nin da — alargaya ekilmesi hasebile kudret .vıyidırc;i slkiça bir itiraz ve münakaşaya maruz kalmadan- — yine — &le i - receklerdi. Fakat Tevfik Paşa, büötün bu zan ve tahminleri hercü- Mmerç etmiş; (halihazırdaki meb'u- evkiine ge- şey kay- #an, cemiyetin ve hükümetin cebri | ile teşekkül etmiştir. Buna binaen cemiyetin körükörüne bir aletidir. Eğer - bu meclisi feshederseniz, sadareti kabul ederim.) Demişti. Tevfik Paşanın -hiç umulmayan- bu celâdeti, tini bir kat daha müşkülleştir- mişti, Tam bu sırada Halâskâran grupu da harekete gelmişti. İtti- hat ve Terakki erkân ve mensup- larına tehditkâr haberler gönde- riyorlar; İttihatçılardan mürekkep olan hükümet kuvvetinin dağılma- sını kâfi görmeyerek meclisin de ayni şekilde dağılmasını istiyor- lardı. Bunlara bir göz dağı vermek için İttihatçı zabitanın da bir mukabil nümayiş yapması tekaryür etmiş; (1328 senesi Temmuzunun 4 üncü Cuma günü) iki yüze ya- kın İttihatçı zabit, ( Hürriyetiebe- diye ) tepesindeki gazinoda bir- leşmiş; hararetli nutuklar söylen- Mişti, Fakat çok şayamıhayrettir ki, Halâskâren grupunun nümayişle- rine ve etrafa savurdukları kanlı tehditlere karşı süküt gösterenler, harekete — gelmişlerdi. — İttihatçı zazitan tarafından yapılan bu İçti- main ertesi günü, Şürayı Askeri Azasından Birinci ğ:îi: N::ııı Erkânıhabiye Reis Vekili Haği, Birinci Kolordu Kumandanı Vekilı Osman Paşalar - üçü birlikte olarak - saraya gitmişler : — Harp devam ediyor.. Ar- navutluk isyan ateşleri içinde ya- nip tutuşüyor.. Halbuki ordunun zabitanı biribirile uğraşıyor. İtaat ve askerlik — intizam kalmadı. Efendimiz. bunun — bir çaresine baksınlar. Demişlerdi. İttihatçı zabitan ve - daha açıkçası - İttihat - Te- rakki cemiyeti aleyhinde yolsuz- İttihıtçılınn vaziye- | sin De Dağılmasını İstiyorlardı .. g Mahmut Şevket Paşanın gerine vekâleten herbiye nazırlığına geti- rilen, bahriye mnazırı Hurşit Paeşa ca bir şikâyetten başka hiçbir mana istihdaf etmeyen bu sözler l karşısında saray erkânı mütehay- yir kalmışlar; ayni zamanda Ma- nastır ve Selânikten gelen - tel- graflar üzerine büsbütün şaşır- mışlardı. Bu hayret ve şaşkınlık derhal ittihatcılara da sirayet et- — İtâlyanlar ( Baştarafı 1 inci sayfada ) neşrettiği bir açık — mektupta, muahedelerin ve bilhassa Maca- ristanı haksız yere ezen, — orta Avrupanın — kat'i sürette — sulha kavuşmasına mani teşkil eden hükümlerin —derhal — tadili lüzu- muna cihan — efkârıumumiyesinin dikkatini celbetmektedir. Roma, 13 (Havas) — İtalyan matbuatı Hitler - Mussolini mülâ- katının arifesinde, Cenevrede ak- tolunan Fransız - İngiliz - Ameri- kan itilâfının ferdasında başlamış olduğu mücadeleye şiddetle de- vam etmektedir. Bu — neşriyatın istihdaf Çettiği gaye — Avrupaya bloklar siyasetinin hâkim olduğu- nu ileri sürmektedir. İtalyan ga- zeltelerine göre, bu siyaset Avru- pa için bir tehlike teşkil etmek- tedir ve tabil neticesi de muha- Kf blokların teessüsü olacaktır, —— Unutkan Bekçi ( Baştarafı 1 inci sa) yete çektiği bir telgral yetini ve davasını bildirmiştir. memurları dinlendiler. Bunlar eve girdikleri zaman madmazelin perişan bir halde yer- de yattığını gördüklerini söyle- diler. Şahadet sırası bekçiye ge- mişti. Mehmet Ağa polislerle be- raber içeri girdikleri halde bam- başka Şşahadet etmiştir. Hâkim Salâhattin Beyin ihtarlarına rağ- yan şahadetlerde bulundu. Hâkim, Mehmet Ağanın ha- kikati bildiği haldı mediği- ne kanaat hasıl ettiği için hak- kında tevkif kararı verdi ve Met- met Ağa derhal jandarma neza- retine alındı. Mehmet Ağa geç vakit hâkime müracaat ederek: — Mahkemede şaşırdım, bik diklerimi unutmuştum, Şimdi ha- | mişlerdi. mişti. Çünkü gelen telgraflar, artık Rumelide kopan kasırganın önüne geçilmiyecek derecede bir şiddetle hükümferma olmaya baş- ladığını göstermekte idi. Asi Arnavutları tedip için gönderilen taburlardaki Arnavut zabit ve efrat, tamamen asilere iltihak etmişlerdi. (Başkım) ve (İşkiptar) ismindeki Arnavut ku- lüpleri harekete geçmişler, hü- kümetin vaziyetine hakim oluver- (Gürice) de, bu kulüp- lerin şimarıkça icraatının öni atılan Gürice tabur kumandam (Poğan Recep) Bey, kahvede otururken önünde diz çökerek ne mavzerle ateş eden iki Arnavut | tarafından şehit edilmişti. |!) ve nihayet.. (Arkası var) cep ) Bey, en eaki Meşrutiyetin ymetli hizmetleri rüldüğü halde, bunun en küçük m fatını bile ygörmekten çekinmiş, arka- daşlarının aramında temiz bir iz bıra- karak hakkın rahmetine intikal et- Dün hâdiseye şahit olan poliş | miştir. ——— —zr z - Zırhlı Yapıyor, Macarlar Ve Almanlar Hazırlanıyor M. Musolini ile M. Hitler ara- sında — vukubulacak — mülâkatın mevzuu İtalyan matbuatınca ta- mamen meçhul olmakla beraber bu neşriyatın havayı hazırlamak maksadile yapıldığı intıbar mev- cüuttur. (Bu mülükata dair bir kisıma baber- ler de beşinci sayfamızdadır.) * Londra, 13 (A.A ) — Yeni hava kuvvetleri programına göre ilk senede 150 tayyare yaptırı- lacaktır. Sopraki tayyare inşaatı milli müdafaanın ihtiyacına göre tesbit edilecektir. Bu programın hazırlanmasındaki —esas maksat İngiltere hava kuvvetlerini Fran- sanınkinden üstün yapmaktır. Halk arasında bavacılığa rağbet kazan- dırmak - için pilot toplamak pro- pagandasına başlanmıştır. Samsunda Bir Inhidam ( Baştarafi 1 inci sayfada ) neticesi olarak otel evvelsi gün korkunç bir gürültü ile yıkılmış- tır. Ancak oötel sahibi davranarak, — inhidamdan — evvel duvarda gördüğü bir çatlaklık Üzerine müşterileri derhal ikaz etmiş ve bu ikaz Üzerine otel tahliye edilmiş, bu suretle de | nüfus zayiatının önüne geçilmiştir. Apartımanın inşaatına nezaret eden Macar mühendis M. Jozefin hâdiseden bir müddet evvel otel men karışık ve biribirini tutmı- | sahibi Hüseyin Efendiye ötelin temelinde — çatlaklık — olduğunu, | müşterilerin dışarı çıkarılmasını söylediği de ileri sürülmektedir. | Zabıta bu hususta tahkikat yap- maktadır. —l_ı.rîı. edi ve hâkim yeniden ifadesini tesbit ettikten sonra da | doğru söylediği için kendisi hak- l. aldı kında verdiği tevkif kararını geri | ya, ve ağlamıya mahküm bir za- | için birçok kara: | dar, bilhassa Türkiyeden gidenler çabuk | l;c—ehlevî Hz Gelirlerken .. —errz Dürkü Ve Bugünkü İrana Bir Bakış (Baş'arafı 1 inci sayfada ) basın körüğünü bile açtıramazdı. Kadının tamınmış hiçbir hakkı yoktu. O, yalnız. çalışmıya, doğurm- vallı idi. Rıza Pehlevi Hz. — tahta çık- tığı zaman İran kadını işte bu idi. * Bügün İranda siga memnı- dur. Bir karısı olan bir adam, bu kadının rıza ve muvafakati olma- dan bir daha evlenemez. Her tarafta kız mektepleri açılmış, yüksek mekteplere — kız- ların da devamına müsaade edi- miştir. Kadin iş Sahasına da atıl- mıştır. Bankalarda, birçok —mü- essesatta kadınlar serbestçe ça- lışmaktadırlar. Üç sene evvel Tahranda, bir- çok memleketlerin iştirakile ak- dolunan (kadınlar kongresi ) ne Tahran Büyük Elçimiz Hüsrev Beyin refikaları da iştirak etmiş- tir, Bu kongrede Şark kadınları r alınmıştır. Şimdi İranda kadının kıyafe- | tine karışan yoktur. İstediği gibi giyinebilir, dilediği gibi gezebilir. Bu sebeple münevver hanım- çarşafı almışlardır; ve bu cereyan gittikçe genişlemektedir. Rıza Pehlevi Hz.nin erkeklere giydirdiği vizyerli Pehlevi külâhı ve bizzat giydiği ve askeri mek- tep talebesine giydirdiği şapkadan | sonra kadınların da kıyafetlerini tamamile Avrupalılaştıracakları za- ten beklenmiyen bir şey değildi. İranda geçenlerde ilk defa yapı- lan (Hacı Ağa Aktör) filminde İran kızları rol almışlar ve çok alkışlanmışlardır, ve çok - alkış- lanmışlardır. — Halkın bu - tak- diri hâlâ köhne zihniyeti taşıyan bazılarını uyandırmıya — kifayet etmiştir. Yeni yapılmakta olan filim- lerde de birçok genç yıldızlar vardır. İranda nikâh ve talâk işleri ile artık mollanın zerre kadar alâkası yoktur. Yeni yapılan bir kanun ile (Defteri resmi) denilen evlenme dairesine gidilir ve orada medeni bir şekilde nikâh akto- lunur. Parlâmentoda en kuvvetli fır- kalardan biri olan ( Teceddüt ) fırkasının bellibaşlı isteklerinden biri kadının hürriyetidir. Bu fırka ayni zamanda lâtin hurufatının. kabul edilmesine de çalışmaktadır. İranda okur yazar- ları çoğaltmak, milleti uyandır- mak, maarifi yaymak için lâtin hurufatını kabulden başka çare | olmadığını bütün İraniler anlamış Bu sebeple yakında halledileceği ümit gibidirler. bu işin de olunmaktadır. Vakıâ Pehlevi devrinden evelki ile bugünkü maarif vaziyeti mu- kayese edilince aradaki büyük fark ve ilerleyiş inkâr edilemer; yeni yeni birçk mektepler açılmış, bu mekteplere muallim yetiştiren kız ve erkek muallim mektepleri ıslah - edilmiş, buralara birçok Avrupalı profesörler getirilmiştir. Bu mekteplerin çoğunda yeni tedris üsülleri kabul -olunmuştur. Aymı zamanda, tamamile ihmal edilmiş olan beden terbiyesine de ehemmiyet — verilmektedir. — İzci teşkilâtı da yapılmış ve bu teşkilât beynelmilel — izcilik —merkerince kabul olunmuştur. Şimdi yavaş yavaş, muallim yetiştikçe eski usuldeki hususi makteplerin kapatılarak yerlerine resmi mektepler tesis edilmel tedir. ü Bir yandan da her sene Avru- ğ paya birçok talebe gönderilmek- tedir. Son talebe kafilesini teşyi ederken Pehlevi Hz. bu gençlere şöyle demişlerdi: — “ Avrupada bulunan tale- belerimize dair aldığım - raporlar beni sevindiriyor. Siz de oraya gidiyorsunuz. ve oradan bir müde det sonra aziz vatanımıza ilim ve irfan yükü ile dönmek üzere na- sıl çalışacağınızı bilerek gidiyor. sunuz. Eminim ki beni ve benimle beraber İran milletini memnug edecek tarzda çalışacaksınız. O zaman İnanınız ki her birinizi ayri — ayrı sevgili evlâdim Veliaht Hz, gibi seveceğim ,, ” İranda bilhassa ilk tahsile çok ehemmiyet — verilmekle — beraber bugün hukuk ve ulümu siyasiye, hp, dişşi, eczacı, sSanayi, ticaret, ziraat ve müsikl âli mektepleri vardır, ğ İran Maarif bütçesi bizim para' — ile iki buçuk milyon lira kadardır. Avrupada bulunan — talebe - için de ayrıca bir fasıl vardır ki bu da bir milyon Hradan fazladır. Bir taraftan da farsçanın W- lahı, yabancı kelimelerin dilden çıkarılması Birçok mücas isimleri — değiştirilmiş lerin arapça olan (Darülmuallimin) in ismi nişgâh) olmuştur. 3 Fakat maarifin lışanların — ileri esas nokta İâtincenin mutlaka kabulüe Ş dür. Son defa İtalyadan alınan mektedir. Memlekette Vak'alar Bir Adam kâ;ı;h;;ın;, Bir Diğeri De Karısını Bıçaklıyarak Öldürdüler — Ayvalık (Hususi)— Birkaç gün evvel Araplar köyünde bir cinayet olmuş, Halil oğlu Ahmet isminde biri, kaynanası Ayşeyi bir ağız kavgasından — sonra verilmiştir. — *« * Tavşanlı (Hususi)— Domaniç nahiyesinin öldürmüştür. Katil yakalanmış ve adliyeye & * oğlu Ahmet karısı Hadiceyi muhtelif yerlerinden bıçaklıyarak öl. müştür. Cinayete sebep, karı koca arasındaki geçimsizliktir. Katil bu | cinayeti, karısının dayısına kaçmasından sonra yapmıştır. — *« için — çalışılmaktadır. — yerlerine — farsçaları konmuştur. Bu meyanda SA de (Mül ğ ıslahi için ças — İran — gambotlarının isimleri lâtince yas — zılmıştır. Bu hal, lâtincenin kabus — lüne doğru ilk adım telâkki edik — 'Sariin. köyünden Halif * )