8-6 Dâ;refğii Mi “ Dilini Kedi Mi Kaptı, Elmasım... Söylesene.. Nakili: A.R. safirler .. Buraya Gülmek, Söylemek İçin Galinir..,,) — Nadire, biraz haklı gibi idi. Fakat ona açıktan açığa hak vermedim. Hak vererek cür'etini arttırmak istemedim. Bilâkis pek çok yatıştırmaya çalıştım. Fakat yapacağı işi o derece kuvvetle kafasına koymuş ki, bir türlü onu iknaa muvaflak olamadım. Has- talığımda ve en muztarip zaman- larımda bana büyük iyilikleri do- kunan bu vefakâr kadını - böyle tehlikeli bir macera karşısında - yalnız da bırakamazdım. Orada onu taşkınlıklardan korumak için ben de kalktım, hazırlandım. * Aman Allahım!.. Gittiğimiz yer, ne iğrençti. Sanki, otuz iki esnafın en haşarı gençlerinden mürekkep bir mahşerdi... Herkes bağıra bağıra söyliyor, herkes kahkahalarla — gülüyor, — herkes kurtlarını dökmek için en kü- çük bir fırsatı bile kaçırmak istemiyordu... Salon kapısından girip te kuytu bir köşede unutul- muş tek masaya gidinceye kadar, çimdik yemeden vücudum pestil | kesilmiş.. içime çöken can acısı, | dayanılamıyacak hale gelmişti. — İki gözün kör olsun Nadire, Yediğin haltı beğendin mi ?.. Hadi bakalım; Aayıkla princin taşını, şimdi... Her taraftan aç kurt gibi bakıyorlar. Diye Nadireyi haşlıyordum. Birdenbire masamızın önüne iki kişi dikildi. Bunların hangi sınıfa mensup oldukları, kıyafet. | lerinden belli idi. Siyah, kıvırcık | bıyıklısı elterini masaya dayaya- rak bize eğildi. Dudaklarında “wahşi bir tebessümle: — Güzelleri.. Yalnız — canınız sıkılır. — İzin verirseniz, biz de şöylece masanızın bir. kenarına tüneyelim. Ve.. Cevap beklemeden, ya- nımdaki sandalyayı çekti, Büyük haşır — başır MNNEkeenaeesesasenEesEşereceREKAAE : So!ı Posta Y e Halk gazetcsi çeşme sokuğı, 26 İSTANBUL SŞ (;nır(gmiıılq çıkan — yazı ve resimlerin bütün hakları mahfuz ve gazetemize aittir. ABONE FiATLAR! # LA H Senel Ay | Ay | Ay _E’S, Kr. | Kr 1400| 750 400 150 2340 lmo' 710 ı 270 2700 (1400| 800 | 300 Abone bedeli ândir. Â değistirmek 28 kuruştar " 1 TÜRKİYE YUNANİSTAN ECNEBI Gelen evrak Bgeri verilmez. ilânlardan mes'uliyet alınmaz. Cevap için mektuplara 10 k Cpul'ilâresi amdür ” Posta kutusu: Til İstanbul Telgraf :Sonposta Telefon :20203 | etmeyiz.. bir teklifsizlikle oturuverdi. Ben, itiraza hazırlanıyordum. Nadire ağzını kulağıma yanaştırdı. — Aman Melek, sesini çıkar- ma.. yalnız kalırsak daha fena olur. Bunlar varken, hiç olmazsa başkalarının hücumundan kur- toluruz. Deye fısıldadı. Tabiidir ki bu vazlyette hiç- bir şey münakaşa olunamaz.. sanki birer davetli gibi masamı- za yerleşen bu cür'etkâr ve per- vasız adamlar, değme lâhavle ile kolayca kovulamazlardı. Bukadar kalabalıkta bir rezalet çıkararak herkese maskara olmamak için sesimi çıkarmadım.. Artık cere- yana tâbi olmaktan başka hiçbir #ey yapamıyacağımı anladım. Nadire, işi pişkinliğe vurmuş- tu. Yanındaki ince bıyıkbı, siyah çatık kaşlı delikanlı — ile hem k?mll"yor: hem de kıvrıla kıvrıla gülüyordu. Birdenbire - ellerimin üstüne sert bir et dokundu. Başımı, yanımdakine çevirdiğim zaman, yanımdaki hem uzun- ca - bıyıklarının — sivri uçlarınt büküyor; hem de kalbime birer ok gibi saplanan koyu elâ gözle- rile gözlerimin içini süzüyardu: — Dilini kedi mi kaptı, elma- sım.. Söylesene... Buraya herkes gülmek, söylemek için gelir. Dedi. Buna cevap vermek el- zemdi. Bu hayata herhalde pek yâbancı olmadığını sonradan an- ladığım Nadire, bereket versin herşeyi nazarıdikkate almış; kar- şılaşmamız ihtimali olan adamlarla ne suüretle konuşacağımıza dair yolda bana talimat vermişti. Yanımdaki konuşmasına de- vam etti; — Adın ne senin ?.. — Melâhat. — Vay canına yandığım.. Şu İstanbulda, amma da çok Melâhat var yahu. — Hangi esnafın yakasına yapışsan, adı Melâhat çıkıyor.. Bereket versin ki biz bunları yutmayız. Çünkü burada Melâhat olanın, kapıdan çıkar çıkmaz Sabahat olacağını biliriz.. Onun için biç aldırış Ne ise, ol, ister Sabahat.. Söyle bakalım nerede çalışıyorsun?. — Şimdi işsizim. — Desene sen de benim gibi metelik tutmuyorsun. Hele bu | | akşam öyle tırılım ki.. Burada püf deseler, Okmeydanına uça- cağım. Demin — arkadaşlardan birine rastgeldim. — Aman, Hurşit.. Bana bir papel uçlan. Dedi. — Ulan, papeli bulsam, dişimi karıştıracağım, Cevabını verdim. Fakat he- - rifçoğlu çamur mu, çamur.. Sır- naştıkça, sırnaştı. Dehleyinceye kadar akla karayı seçtim. Adının Hurşit olduğunu öğren- diğim bu adamın yüzüne hayretle bakıyor; söylediği sözlerin arasın- daki garip kelimeleri anlamıya çalışıyordum. (Arkası var) ister Melâhat | SON POSTA Akılsız Başın Cezası Müteahhit — Hey, durun bel, | Yeniden yapacağız!.. Plânı tersinden tatbik etmişiz!. Bir Takas Kor: Sovyet Rusya müzakere safkasında | silya hükümetile takas işi teşkil etmektedir. Brezilyadan deri ve yün almak milyon İngiliz lirası kıymetinde ayni mahiyette bir teklifte bulum- İngiltere ve Amerika ile anlaşmak Fakat bu yeni teklifin bugün alâkadar iktısadi mahafilde bu .— .. Büyük , . ŞıI Riyo dö Janeyro'dan bildirili: ükümeti mümes- silleri burada Bre- temasta bulunmaktadır. Bu müza- keratın — mevzuunu — büyük bir Sovyetler Brezilyaya petrol ve buğday satmak, mukabilinde , de istiyorlar, Haber verildiğine göre bu takas anlaşması, iki buçuk olacaktır. ( 1930 ) senesinde Sovyetler muşlar, fakat ©o zaman Brezilya hükümeti ayni mevzu dahilinde fikrinde olduğunu ileri sürerek Sovyet teklifini reddetmişti. Brezilyada büyük bir hüsnü kabul gördüğü — muhakkaktır. — Yalnız işten zarar görecekler endişelerini gizliyemiyorlar. * Büyük iktısadi meseleleri tet- kik ile oğraşan AL 'l::::::ı man iıl:t*i:ü.k da- iresi dünya tica- azalıyor | çetinin 1934 senesi ilk üç aylık devresi hakkında bir rapor neşretmiştir. Bu istatistikte dünya ticaretinin yüzde doksan beşini yapmakta olan (52) memle- ketin vaziyeti göz önünde tutul- | maktadır. Alınan neticeye göre dünya ticareti 1934 senesi ilk üç ayında 1933 senesi son üç ayına kıyasen | yüzde sekiz azalmıştır. Rapor, bu azalışın başlıca sebeplerini mevsim tesirile fiyat düşkünlüğünde ara- maktadır. . Meksika hükümeti büyük ser- mayeli bir - pet- rol şirketi — tesis etmiştir. Serma- yesinin yarısı hü- alıyor kümet, yarısı da Meksikalılara inhisar eden bu teşebbüs «Meksika petrolları» is- mini taşımakta ve petrol istihsa- lâtımı tanzim ile meşgul olmak- tadır. Meksika dünyanın büyük pet- rol müstahsillerinden olduğu halde şimdiye kadar Ayvrupa ve Ame- rika sermayesinin tahakkümü al- tında bulunuyornu. İstihsalâtının ancak yüzde kırkını sarfeden bu memleket, hiç olmazsa kendi is- tihlâkâtı için lâzım olan maddeyi milli bir teşekkllle temin etmek istemiş ve bu maksatla verilen karar neticesinde de yukardaki şirket doğmuştur. Bu şirket, memleketteki pet- bir renk | Din Propagan: dası Yapan Müessese.. ( Baştarafı 1 inci sayfada ) müfettişi Dr. Keyits şehrimize gelerek Amerikan kollejini teftiş etmiş; (420) mevcutlu bir mekte- bin talebesini nihayet (82)ye kadar indiren sebepleri araştırmıştır. Bu zat, İzmirde yaptığı temaslarda Amerikan — kollejinin İzmir halkı üzerinde uyandırdığı anti patiyi bilhassa kaydederek hazırladığı raporu Nevyorktaki (Bible House) umumi merkezine göndermiştir. Dün bu müesseseden İzmir kolleği müdürlüğüne sed kararı teblig edilmiş; mektep müdürü Dr. Rit cenapları keyfiyeti İzmir maarif müfettişliğine ve ayrıca Maarif Vekâletine bildirmiştir. * İzmir halkı bu mücsseseyi ne- den — sevmiyordu? Diyeceksiniz. Bunu izah etmezden evvel mekte- bin açılış sebeplerini hulâsa ede- yim: — Amerikan kolleji, İzmirde bir tesadüfün sevkile bundan yir- mi iki sene evvel açılmıştı. O zaman ÂAmerikadan Misis Kenedi isminde zevci Amerikalı olan bir Hintli kadın İzmire gelerek (Pa- radiso) denilen, Kadife kalesinin üüst kısmında bir arazide ikame- te başlamıştı. Bu kadın putperest Hint mihracelerinden birinin kızı idi. Başından bin bir felâket ge- çiren bu kadın bir müddet Ame- rikada ikamet etmiş, sonra ko- casından ayrılarak Hindistanda uzun bir seyahat yapmış, niha- yet İzmire gelerek (Polikarp) ın güya semalara yükseldiğiL.. yer- de Kadife kalesi üstünde kendi- sine basit bir kulübe yaptırmıştı. Her hafta pazar günleri civar köylerden Paradisoya inen Rum halkı bu kadının etrafında topla- narak onun nasihatlerini ve sihir- bazlıklarını dinler ve akşamları bütün köylüler para ve erzak alarak köylerine avdet ederlerdi. Bu kadın haddi zatinde ha- yırhahtı. Amerika tebaasından olan bu kadın ölmezden evvel Amerikada Federal Reserve Ban- ka yatırdığı servetinin mühim bir kısmımı çekerek Kızılçullu arazi- sinin — nısfından fazlasını satın aldı. Orada bugünkü Türk para- sile üç milyon liraya muazzam bir mektep binası, bir jimnasyum (bu jimnasyumun Türkiyede he- nüz başka bir örneği yoktur), bir tiyatro ve kilise salonu, mu- allimlerin — ikametlerine mahsus beş büyük bina inşa ettirdi. Yine Kızılçullu arazisinden büyük bir kısmını satın alarak muazzam bir de çiftlik meydana getirdi. Türkiyede daha radyonun ismi işitilmeden radyo — tesisatı, sis- moğraf ve bir elektrik enstelüâs- yonu meydana getirdi. — Cıvar köylerden — Kızılçulluye — hususi tertibatla su getirdi. Misis Kenedi bu tesisatı İk- mal ettikten sonra öldü ve mek- tebin orta tarafındaki ( Hint me- elinde tutacak, Meksikada çalı- şan ecnebi şirketlere el uzatacak memleketin dahili sarfiyatı için lâzımgelen saf petrolu elde etmek için İicap eden tesisatı yapa- caktır. Meksikayı bu suretle harekete getiren en mühim âmil şimdiye kadar ecnebi şirketlerin Meksi- kada gaz fiatlarını tahammül olunamaz derecede yüksek tut- muş olmalarıdır. | zarlığına) gömüldü. Bu kadın ölürken servetinin nısfını mekte- be, kalan nısfını da Amerikadaki diğer hayır cemiyetlerine terketti. * K Şimdi mektep binasının hükü- metimizce satın alınması mev- zuubahs olmaktadır. Binalar için (600,000) lira istenilmesine muka- bil, bu binaların bugünkü değeri (250,000) lira tahmin ediliyor. Bir habere göre Kızılçulludaki Ame- rikan mektebi binalarında bir ( ticaret lisesi ) tesis edilecekmiş. Bu hususta henüz resmi hiçbir haber yoktur. Bununla beraber, mektepten başka hiçbir işe elve- rişli olmıyan bu binalarda herhal- de bir Türk lisesi tesis edileceği zannediliyor. — A. Adnan Sıcaklar İstanbulu Cehenneme Döndürdü Diğer Şehirlerimizden De Hararetli Haberler Geliyor Bugün dördüncü gündür. ki sıcaklardan duruyoruz. Haziranın daha başındayız, fakat sıcaklar, gökten alev yağdığı vehmini veriyor. Dün, bilhassa sabahleyin — boğucu bir sıcak hüküm sürüyor ve bize güç nefes aldırıyordu. Dün hararet derecesi gölge- de, kapalı yerde (31), açık yers lerde (28) di, Güneşte ise (45) dereceye kadar yükselmişti. Rasathaneden aldığımız malü- mata göre dün, senenin şimdiye kadar geçen günlerinin en sıcak günü idi. 20 senedenberi haziran ayında bukadar sıcak olduğu gö- rülmemiştir. Adapazarı, 7 (A. A.) — Se caklar başlamıştır. Hararet dere- cesi gölgede 30 dur. Denizli, (A. A.) — Üç gün denberi havalar ısınmış ve bugün gölgede termemetre 34 e çıkmıştır. Malatyada Dolu Malatya, 7 (A. A.) — Dün akşam üzeri hava birdenbire ka- rarmış ve etrafa mühim mıktarda dolu yağarak seller basıl olmuş- tur. İsmetpaşa köyünde üç ev ile bir değirmeni Gündüzbey kö- yünde de bir evle bir değirmeni ve 150 davar ile 30 sığırı sel götürmüştür. Bu iki köyle Bonazı köyünün üzüm bağlarile meyve bah çeleri dolu yüzünden mühim hasara oğramıştır. Malatya muhi- tindeki köylere de dolu düşmüş ise de zayiat ehemmiyetsizdir. Derme suyunun mecrasını seller getirdiği çamurla doldurmuş oldu- gundan mecra temizleninceye ka- dar tahminen bir hafta Malatyada elektrik tenviratı yapılamıyacaktır, Ceyhan, (Hususi) — Kazamıza tabi Mercimek köyü ve civarıma birkaç gün evvel şimdiye kadar misli görülmemiş bir şekilde buz parçaları yağmış, mahsulât haylı zarar görmüştür. rol sahasından büyük bir kışmı Dü Arjantine Iki sene için ihracat Yine kontenjanını art- biziday tırması :::ımdı pılan bi teklif konferansı yn:ulnı beynelmi- lel buğday konferansının muvaf- fak olması ümitleri yeniden can- lanmıştır. Yeni teklif Arjantine 30,000,000 yerine senede 40 milyon buğday ihracati temin etmektedir. Bu kontenjan Arjantinin istediği nis- bete hemen müsavi gibidir.