Tekrar Başlıyan Hicaz - Yemen Muharebesi Uzun bir müddettenberi —dünya efkârı umumiyesini şiddetle alâkadar eden Hicaz - Yemen harbi kısa bir durgunluktan sonra yenidön başlamış bulunmaktadır. Son defa iki devletin müşterek bir sulh üzerinde çalıştıkları ve battâ mayısın 22 sinde iki taraflı bir muahedenin imzalanacağı mevzu. bahe olmakta idi. Fakat Mısır gaze- telerinin verdikleri malümata göre, yapılan müzakeroler neticesiz kalmış ve Hicaz orduları yeniden taarruza geçmişlerdir. — Anlaşamamazlıkların başlıca sebepleri, İbnissuudun derme- yan ettiği sulh —şartlarının. İmam | Vabya tarafından şiddetle reddedil- | Tesldir. Olısir gazetelerine göre bu Vartlar şunlardır: Yemene ait olan Tehame, Asir, ke yde Hmanı meselesi sulh müza- Tesinin başlıca esasını teşkil ede- v ve harp tazminatı olarak İmam KA Hicaz kralına 1 mülyon altın D'N!-ıı.u-.ı,v Hiçaz kuv-t ::r:wm:l:ı-ıımı- » Bürnlarçi CZ. hâkimiyetine - verilerek un — oğullarından Körilerine Tanın lçlu;N— ,.,:::.'__v*ıı. İbnlssuadun — ileri v 'N #artlardan harp tazminatı rdıletnl:—: fahliyesi işini şiddetlö e memur SS Yo e. — e bir mukabelede bulunmaları tallm Yermiştir. İmamın bu h:—ıl.uıi::“ #onra, Hicaz kuvvetleri daha .ud.::ı Şı o şekilde harekete — geçmişlerdir. :ıılu baberlere göre, İmam Yahyayı €a kıralı ile harbö teşvik öden ve Sülh esazlarımı reddettiren" İmamın Oğle Seyfülinlamdır. Yemen, şimdi, Hicaz kuyvetlerini Yemenin dayanıl Maz çöllerinde —tuzağa — düşürmiye Şalışıyor. — & asabiyetle karşı- Rusyada Kuraklık | Moskova, 28 — Cenup mmntaka- "iuda kuraklık yüzünden ekinler zarar Kördüğü için ekmek fiyatları yük- Aelmiştir. Hükümet bu vaziyet karşı- Nuda o mıntakalarda memur ve işçi maşallnaı pahalılık nisbetinde artbır ÇÖL Berlinde, Adlon - otelinde ... aumaralı oudada kimyager Necdet Beye | 10 Nisan 1932 | Necdet, kardeşim; i Sana evvelâ “ hemen gol »» | ertesi günü de “ sakın gelme, | Güktim. » diye iki telgraf I Neden ikinci tel, i c igrafımı dinle- din de İ'll_ulı? Neden aradan evet , imle « hayir ,, larımla hareket edersin. Ne olurdu, biraz dı. bu hayırlarda saklanan “evet,, leri, “peki,, leri anlamasını bilmiş olsaydın. Bilmiş olsaydın, belki de bu- gün orada, sen, burada da ben “Son Posta,, wın Milli ve Edebi Tefrikasır 4 H E A İ;V VÜN Mebrure Sami Bahrimuhit Kahramanları Nevyork, 28 — Uzun mesafe reko. runu kırmak için Paristen Amarikaya uçah maruf — Fransiz — tayyarecileri Kodos ile Rossi'nin bindikleri tayya- reye merak içinde intizar edilmekte- dir. Rasathaneler havanın çok güzel gittiğini tesbit etmişlerdir. Ancak burada büküm süren kuvvetli bir siz- ten dolayı tayyarecilerle telsiz mu- haberatı yıpız Nevyork, 28 — Kodos ile Rossiden telsizle ilk haber alınmıştır. Tayya- reciler yarın sabah Nevyok üzerinden uçacakları ümidini göstermişlerdir. * — Nevyork, 28 — Bahrimuhiti aşan Fransız tayyaresi saat 9,20 de Kanada da Yeşil "Körfezin üzerinde görün, müştür. Felâketler Müthiş Bir Tayfun Bir Şehri Harabeye Çevirdi Jipson, (Amerikada) — Bir tren bir kamyonu çiğnemiş, bir kadın öl- müş bu kedının doküz çocuğu ile üç yolcu ağır sürettö yaralanımışlardır. * Konsepsiyon, (Cenubi Amerikada kişi Glmi yüzlerce ev yıkılmıştır. Zarar 15 m yon dolardır. Roma, 28 — Altın liktör kupası için yapılan 4000 mil moesafe moto- siklet yarışı esnasında İtalyan Gilli ve Marzetti telef “olmuşlar, Mazafero yaralanmış, İngiliz Valter Harropda sakatlenarak hastaneycc — sevkolun- muştur. Bunlardan başka Romanyalı Berlesku ve — Olteano — ile İtalyan Vilhoresi de ciddi surette zedelen- mişlerdir. Alman * Fransız Spor Müsabakaları Berlin, 28 — Altianya otomobil kulübü yarışlarında birinciliği saatte 183 kilometre ile Fransız Piyer Vern — kazanmıştır. iklıdlil Almanyada kalmıştır. Fransız koşucu şerefine Alman — Başvekil Muavini Fon Papen'in huzurile merasim ya- =uı| ve Fransız milli marşı olan rseyer çalınmış ve Fransız bayrağı çekilmiştir. İkinci yarışı da yine Gi- mol isminde bir Fransız saatte 205 kilometre ile kazanmıştır. FT j, A VA 29 V p JA v ĞA Ka / | / h GİBİ bu kadar çok dertlenmez, acılan- mazdık. Her şeyden çok benim Üüzül- mememi — düşünmüş ,, olmasaydın, bana kafa tutmasını, isteklerime, deliliklerime karşı komasını bil- seydin, ne olurdu! Halbuki sen, benim gönlüm, benim sevgim - şimdi bu iki ke- limeye ne acı acı gülüyorum bir görseni » evet, benim — sevgim mevzubahs olur olmaz hiç müca- deleye lüzum görmeden, kendini sildin ve sustun. Hatta okadar llll:hı Iıiı.dbıııi üÜzmemiş olmak için * sanki 18 yaşındaki bir. kız, kendine hhl gözlerdeki #aşeyi» e bilmezmiş gibi - o adamla aramızda verilen evlenme kararının seni memnun — ettiğine bile beni inandırmaya çalıştın. Güya, ümitlerime, hülyalarıma, T Cei e mümkün olamamıştır. Avrupanın Hiddeti Amerikanm” Evvelâ Kanını, Sonra Da Altınını Emdiği İddiasındadır — —— li Bu resim, bir İtalyan gazetesinde çıkmıştır. Amerikayı, insafsız bır surette Avrupanın harpte kanını emdiğini, ondan sonra da altınımı çektiğini tasvir ediyor. Ve “ — Artık yöter! » diye bağızıyor. Onlar Konuşa Dursunlar, Herkes Hazırlanıyor Kılıçlarımızı Keskin, Barutlarımızı Kuru Bulundurmak Mecburiyetindeyiz,, lıl;hlııı bı'ı:;ıı x.::ıı” ııılı l Hıllılı konferansı kurtarmıya karar toj » Fakat top! atelesinde | yörmişlerdir. eticesi olarak gelen . haberler bilün ördileri kıyecak * d_'_"_:_' =4,: Sdiuleğnin zannedilmektedir. Konferans bu sefer teknik meses leleri bırakarak Avrupanın umuml emniyet meselesile meşgul olacaktır, Sovyet Rusya w-h-d:':üd Am_ıı: karşılıklı yardım mul SGl prağoı ..Sn :dllı!ıı! de muhtemeldir. ( Devamı 10 uncu sayfada ) Sonra da kaç akşam, benden gizli, oturup küçük rayları lehin- lemiye, oyuncağın şurasını bura« sını tamire çalışırdın. Ne olurdu Necdetl! O zaman- lar, biraz da sen beni hırpalasay- dın. Anlıyamıyor muydun ki, sade ezmekten, daha © vakitler bile hoşlanmıyordum. Bir kız çocuğuna yakışmıyan kalpsizliklerimin çoğu da, her afacanlığıma — sessizçe başını eğişindendi. Senden bir tokat yemek için neler yapmıştım, neler, Amma bu yaramazlıklarımın' hiçbiri de seni delirtmedi, Hiçbiri mahiyettedir. Cenevre, 28 — Silâhsızlanma Kon- feranmı bürosu ortada hüküm süren müşkül vaziyeti tenvire çalışacaktır. Büronun toplantısında konferana relsl M. Henderson bir nutuk söyliyerek herkesi hüsnüniyete davet edecektir. Hariciye — nazırlarından — birçoğu el kendi ıstırabınla karartı verme- mek istiyordun. Halbuki zanne- der misin ki, seni ve içini bilmi- yordum? Ben onu belki de sen- den bile çok evvel biliyordum. Küçükken bilhassa seni en çok hırpaladığım günlerde, bunu an- lardım. — Yalnız - bilmem neden içimde, sanki bir şeytan saklı imiş gibi senden daima, daha çok fedakârlıklar ister, dururdum. Bakalım ona şu acıyı da ve- reyim yine susacak mı? Şu nan- körlüğü de yapayım yine cevap vermeden beni okşayacak, yüzüme gülümsiyecek mi? Derdim. Bu, daha altı, yedi yaşımda iken başlamıştı Necdet, * Muhakkak ki, daha o zaman bile bana karşı komanı, nihayet senin de bana acı bir şeyler yap- manı isterdim. Yüzünü tırmala- dığım, küçük şimendifer takımıni kırdığım, yeni pantolonuna mü- rekkep döktüğüm vakit bekler- dim... Hatta belki de isterdim. Kalkıp yüzüme iki tokat atmanı, ırtmanı isterdim. ana bir şeycik- Görzyaşlarını içine tevekkül ve acıyışı silemedi. Ne kadar da kuvvetle bu mer- hameti, bu ağabeylik tahammülü- nü aşılamışlardı, sanal “ Nesrin - senin küçüğündür. Hem öksüzdür. Üstelik de velini- metinin kızıdır. O, ne Mnıll—du—h. yapmamazlık — etme, zavallı 1,, demişlerdi. Sen de bu gözü her yaşında, her dakkanda unutmadın Necdet. İşte ben bunu istemiyordum. Ve- linimetinin kızı olmak! Bu, hoşu- ma gitmiyordu. Benimle çekişmeni didişmeni istiyordum. Can acıtıcı bir oyunumuzda, sade can acıtan kendim — olmak — istemi imi esvabı lalbuki sen ler yapmazdın. akıtır : bel —No Körön vüz, ıımm:; H » Zaten ari d=ı== oynamıyordum | ,, derdin. de senin gözlerindeki ohudutsuz Senin hep öyle, ı...ııu'.'-“",—;"ı: Karilerin Suallerine Cevaplarım “Beş senelik evliyim. Kocamın Avrupada bir kardeşi vardı. Has- talandı, İstanbula geldi, yanımıza aldık, tedavisile ben, meşgul ol- dum. Bu meşguliyet kalbimi de ona bağladı. Kendisine bir şey söylemedim. Kocama da bir şey sezdirmedim. Fakat içim yanar- dağ gibi yanıyor. Gayet müşkül yaziyetteyim. —Beni kurtarabilir Şükriye Yanlış bir yola “girmişsiniz. Kayınbiraderiniz iyileşir iyileşmez evden uzaklaşmasını temin ediniz ve onünla;mümkün ıılduiıau h= az görlişmiye çalışınız. Bu ya: aşk hümn sizi, hem evinizi, hem kocanızı mahvedebilir. * 421 yaşında bir kızım var, fakir genci seviyor ve onuün la evlenmek istiyor. Ben muhale- fet ediyorum. Kızım güzel ve se- vimlidir. İyi yetiştirilmiştir. Daha iyi bir koca bulabileceğine ka- “ misiniz ?,, ediyor. Ne yapacağımı bilmiyorum. * Müsaade edeyim mi?,, Talklü in müsaade R niz? Fakr bir Syıp değildir. Ça- lışkan bir er zaman parâ k_.ulımr.'nlşıkıt zengin — bir genç her vakit sefalete düşebilir. Kızınız. seviyorsa ve birleşmesi için bundan bir * *Karım mütemadiyen bana başka erkeklerin güzelliğinden, | sebep olamar. dinleye bıktım — usandım. yapayım.,, İüsnü Karımza şunü söyleyiniz! Hiç- bir evin içyüzünü bilmeyiz, Güler yüzler - arakasında gizlenen bet- baht —insanlar — tasayvurumuzun çok fevkindedir. Rahat ettiğini gördüğümüz kadınları bahtiyar a sanırsınız? » HANIMTEYZE oyunun hızından çok sade beni düşünmene dayanamıyordum. O günlerin birinde beni iyice bir dövseydin ne iyi olurdu. Bunu da hiç sen yapabilir miydin! Hatırlarsın, büyük hesap cet- velini başıma vurap alnından kan akıttığım — gün ağladığımı görmüş, kendi acını unutup yine beni susturmıya, beni avutmya çabalamıştın. Ne kadar, ne kadar çok iyi idin Necdet ! Banim, bu derece iyi bir insamı sevemeyecek kadar fena olduğumu hiç anlıyamadın. Zaten belki de, seni sevmemi ne bekledin. ne de düşlindün. Beni seviyordun ya! —bu sana ötte aidinlili e Salü, gebdün' başka “ bizini sevebileceğimi — düşünememiştin. Bu ne cetvelin, ne de eski hır- mıkların açtığı yaraya benzedi. Fakat yine bir şey yapmadın. Sustun. Mücadele etmedin. Üzül- miyeyim, — hülyalarımdan — aşağı bile, korkudan — yuvarlanmıyayım, düşündüklerim- İ de hiç'bîr kırışık görmiyeyim deye sustun! Ne bana kendini — anlattın,