I Yuananistanda Amele İle Asker Arasında Çarpışma ( Baştarafı 1 inci sayfada ) sabahtan liman önünde - toplandı | ve husumetkârane — nümayişlere başladı. Bunun üzerine mahalli | hükümet zabıta ve asker kuvve- tile siloyu muhafazaya teşebbüs etti. Başında bir yüzbaşı bulunan bir müfreze de buğday yüklü olup boşaltılacak bir vapurun güğertesinde mevzi aldı. Diğer taraftan 30 amele bir sal üzerine binmişlerdi. Bu vapu- ra doğrü ilerileyorlardı. - Bunu gören yüzbaşı, kumandası altın- daki efrada ateş kumandasını verdi. Rıhtımda bulunan asker ve jandarma da ateşe iştirak etti. Ecş amele öldü, on dokuz - kişi yaralandı. Silâh sesleri üzerine şehrin bütün mağazaları kapandı. Amele, kiliselere girip çanları çalmıya başladı. Ve şehir sokak- larında kanlı bir müsademe başladı. Bu hal altı saat devam etti. Denilebilir ki o sırada Ka- lamata şehri bir ihtilâl manzarası arrediyordu. Ancak civar kasaba ve şehirlerden gönderilen kuv- vetlerle sükünet, © da kısmen olmak üzere ertesi mbe nü öğle Üzeri temin edilebi Bunun üzerine şehirde umumi bir grev başlamıştır. ve halen devam etmektedir. Bu busustaki müza- kereler tamamen neticesiz. kak mıştır. Bütün Yunan amele ce- miyetleri, yirmi dört saatlik bir tesanüt grevi ilânına karar ver- mişlerdir. Muhalefet, bu yüzden hükümete şiddetle hücum et- mektedir. — A. V. Fırkalar Arasındakli Mücadele Atina, 14 ( Husust ) — Fırka- lar arasındaki anlaşma meselesi suya düştüğü için dahili siyaset vaziyeti çok vahim bir aya girmiştir. Hükümet intihabat ka- nununu kendi — arzusuna göre hazırlayarak meb'usan meclisine verdi. Meclis bu kanunu tasdik edecek, fakat kanun âyan mecli- sinde reddedilecektir. Hükümet, kanunun tatbik mevkine girmesi için meb'usan meclisinden ikinci bir tasdik kararı almanın kâfi olduğunu I:':!l' sürmekte, muhalif- ler buna kat'iyen yanaşmamakta- dır. Fakat reis meh'ıı:ın mecli- sini toplantıya — çağırmazsa ne olacak? İşte bu suale karşı çok korkunç ihtimallerle dolu cevap- lar - veriliyor. — A V. Bir Tramvay Da Yoldan Çıkıp Bir Dükkâna Cirdi Saat 9 sularında Beyoğlunda bir tramvay bir kamyon ile çar- pışarak yoldan çıkmış yaya nl- dırıma yürümüş, bir mağazanın cemekânına dayanarak parçala- mıştır. Yaptığımız tahkikata — göre kaza şöyle olmuştur: Şoför rin — idaresindeki 3593 numaralı taş yüklü bir kam- yon, Beyoğlundan Taksime doğru giderken Galatasaray ile Parmak kapı arasında, önünden gitmekte olan vatman Şükrünün idresindeki 139 numaralı tramvayı geçmek için yolun sol tarafına geçmiştir. Bu sırada şoför Ömer karşı ta- raftan da vatman Mustafanın ida- resindeki 177 numaralı tramvayın gelmekte olduğunu görmüş ve yan iyana gitmekte —olan tramvayı geçmek için sür'atini arttırmıştır. Tam yanındaki tramvayı geçeceği mrada çarpışmış ve bu çarpışma- nın şiddetinden tramvay yoldan çıkmiştir. Tramvay yoldan çıktık- “Yine Müthiş Bir Faciat! — Bir Ölu, Dört Yaralı Seksen İki Otoirrıo_biriçindeı_ı 40 ıncı Otomobil- Nasıl Çiğnendi ? ı e Facianın “Son Posta,, objektifile tesbit edilen tüypler ürperticl manrarası Dün Eıt (13,5) ta Saraçhane başında İbrahimpaşa caddesinde feci bir kaza oldu. Bir otomobille bir tramvay çarpıştı. İngiliz sey- yahlarından bir madam öldü, ikisi seyyah olmak üzere dört erkek te tehlikeli surette yaralandı. | Bu facianın bilânçosuna pa- ramparça olmuş bir otomobille sahanlıkları çökmüş, — motörleri parçalanmış bir tramvay romor- kunu da ilâve etmek lâzımdır. İstanbulun otomobil faciaları tarihi pek yüklüdür. Fakat dünkü kaza E:dar bir fecji — şimdiye kadar kaydedilmemiştir. O sırada facia mahallinde — bulunan bir muharririmizin müşahedelerini ve tetkiklerini bütün tafsilâtile ya- zıyoruz: 82 Otomobil İngiliz - bandıralı ( Orontes ) vapuru dün sabah — saat yedide limanımıza ( 350 ) İngiliz seyyahı getirmiştir. Bu seyyahlar (82) oto- mobille ve bir grup halinde şehri gezmeğe başlamışlar, saat (12) de de dirnekapıyı — ve Kariye camüni — gezmişler ve — Top- kapı — Sarayınmı — görmek- — için yine bir - kafile- halinde Kariye camiinden ayrılmışlar, otomobiller beşer, onar metre fasıla ile Fatih tramvay — durak — yerinden ve Yoldan çıkan tramvay tan sonra da hızını kesemiyerek yaya kaldırıma yürümlüş ve ,cıtoğ- rafçı Pavli Efendinin vitrinine çarparak parçalamıştır. Tramvayın ön tarafı ile camları ve kamyonun AAi li e'i n d a e e Seisin ü e d e Otomabili paramparça eden tramvay parkın — önünden — Saraçhaneye doğru —akmıya — başlamışlardır. Tramvay şirketi Saraçhanebaşında 70 Nolı tramvay direğinin karşı- sında ve 114- 116 Nolh evlerin önündeki parkeleri söktürmüş, ta- mir ettiriyor.Tamir yeri otomobil- lerin Fatihten geliş istikametine göre sağ tarafa tosadüf ediyor. Seyrüsefer nizamnamesine göre sağ tarafı takip ederek gelen otomobiller — burada — önlerine açılan çukuru görünce - içine düşmemek için - derhal sola Ş yaya kaldırımında sağ tarafı parçalanmış ise de ne şoför Ümere ve ne de tramvay- dakilere birşey olmamış, yalnız vatman Şükrü sol elinden bafifçe yaralanmıştır. kıvrılarak — tramvay — raylarının üstünden yolun soluna — geçi- yorlar. Böylece kafilenin ta- mam 39 otomobili yolun soluna geçmişlerdir. Kırkıncı Otomobil 4700 sicil No. lı şoför Kegam Ef, nin idare ettiği 1845 No.lı otomobil de — kafilede kırkıncı geliyor. Bu sırada Sirkeci - Edir- nekapı — seferini apan — 14 Numaralı tramvay da Şehzadebaşı karakolunun önünden — kalkmış Fatihe doğru sür'atle ilerliyor. Şoför Kegam çukura düşmemek için derhal dreî::ı'yunu sola kırı- yor ve sür'atle tramvayın önün- den geçmek istiyor, Bomba mı patladı? İşte bu sırada tramvay ara- basının şiddetli bir vuruşu oto- mobil katarını tam ortasından ikiye — bölüyor — göz açıp kapayacak kadâr — geçen - kısa bir. zaman içinde bomba tarrakasını andıran sert bir ses ve onu takip eden çığlıklar ve iniltiler duyuluyor: Herkes pen- cerelere, kapılara Üşüşüyor. Tram- vay bütün şiddetile otomobilin tam sol tarafı ortasına vurmuş ve önüne alarak sekiz metre ka- dar sürükledikten sonra hattın üç metre kadar sağına hallaç pa- muğu gibi atmış ve hâdise ma- hallinden (80) metre kadar da ilerledikten sonra durabilmiştir. Tüyler Ürpertici Manzara Otomobil yol kenarında, orta- sından tutularak atılmış bir bez ası yığını hâlinde duruyordu. 'am orta yerinden bir kavis gibi bükülmüş, bülün camları ufalan- mış, — tekerlekleri, — çamurluklar barçalanmış, Üst kısmı paramparça olmuştur. Solunda iki metre uzak- :ı*lmburmnd.ıhn ve ağzından kanlar ı ir genç yatıyor. Kaza mahalline ilk koşanlar bu genci otomobilin — parçaladığına zahip oluyorlar. Halbuki o, — şoför Keğamdır. ük Sesler Otomobilin arka kısmındaki yastığın altından fiskiye gibi kan akıyor, boğuk iniltiler duyuluyor. Yetişen polis memurları ve halk otomabilin — ka, açarak leri kurtarmak - istiyorlar. akat kapılar açılamıyor. Otomo- Karilerimizin Suallerine Cevaplarımız Mütekaitlerden Selim Beyet — Maaş yoklaması hakkında 26 nisan tarihli nüshamızda ma- lâmat vardır. efendim. * Adana posta ve telgraf başmüdür- lüğünde Sezsi Beye: — Bahsettiğiniz. mesele bir dolandırıcılık mahiyeti arzediyor, bir istida yazarak İstanbul müd- deiumumiliğine gönderiniz. Müd- deiumumilik takibat yapar efendim. bilin üstüne çıkılarak esasen açı- lan delik genişletiliyor. Burada ikisi erkek, biri kadın üç İngiliz seyyahı var, Bu, ancak otomobilin bunların üzerlerine yıkılan arka- hğı kaldırıldıktan sonra anlaşılı- — yor. Otomobilin solunda İngiliz tabaasından Madam Elli İren ile kocası M. Belfurt Vilyam - ve arkadaşları M. Moris Birtmau var. Ağrından, burnundan kan fışkıran Madamı, kocası kolları arasına — almış, — kendisinin de ağzından ve burnundan kan aktığı halde şuursuzca sıkıyor. ya kamır dudaklarını Madamın alnına gö türüyordu. Madam İren son 0e- fesini veriyor, ağzını ve gözlerini son bir hayat kapıyor. Bu srada M. Vilyamda ken- disinden — geçiyor ve karısının üzerine döşüyor. Bunlar otomobis lin yukarısından dışarı çıkarılıyor- lar. Önünde, şoförün yanındı oturan tercüman Hayreddin Bey de yüzünde ve gözünde cam çaları, kelleri ve yüzü kan çinde yatıyor. Evvelâ yaralılar çıkarılarak sediyelerle İsmail Hakkı beyin karakol karşısındaki eczanesinde pansımanları yapılmış ve buradan Cerrahpaşa hastahanesine nakle- dilmişlerdir... En — son çıkan- lan Madam sediye üzerine konur- ken ölmüş ve cesedi — karakola kaldırılmıştır. Hâdiseye Müddei- umumi muavinlerinden Celâl Bey vazıyet etmiş ve tahkikata baş- lamıştır. Tlhlhıdll Enver Bey de karakolda madamın cesedini mu- ayene etmiş ve gömül! at saade ettiği — için cw hastahanesine nakledilmiştir. Ma- damın sol kolu — kırılmış ve ke” mikleri dışarıya fırlamış ve kafa tası da arkasından parçalandığı için nezfi dimağiden öldüğü tes- bit edilmiştir. Madam İren (42) yaşında sarışın ve güzel bir ka- dındır. Ayağında siyah iskarpin, Ti ipek çorap, Üzerinde — mavi giı entari vardı. Kolunda bir altın. saat ve — marmaklarında da biri pırlanta olmak Üzere Üç yüzük vardı. Öldüğü halde bile koltuğunda — kalan — çantasının içinde iki cigara paketi, 5 İngiliz lirası, bir gözlük, bir ağızlık ve bir kalem çıkmıştır. Müddeiumu- mi Celâ! Bey tramvayda bulunan bütün yolcularla kazaya uğrıyan etomobilden evvelki otomobilin şoförü Osman ve sonraki otomo- bilin şoförü Cavit Efendileri din- lemiş ve vatman Mehmet Efen- diyi nezaret altına almıştır. Has- tahaneye — kaldırılanlardan . M. Moris başından ve sol elinden yara almış, sol ayağı da kırılmış- tır. M. Vilyamın yarası da başın- dan yüzünden ve gözündendir. Tercüman Hayrettin Beyin gol kaburga kemiği kırılmıştır. Şoför Kegam Efendinin yaraları da başından gözlerinden ve vücu- dunun — muühtelif — yerlerindendir. Vaziyeti çok tehlikelidir Hâdiseden sonra seyrüsefer mühendislerinden Lütfi ve Mu- zaffer Beylerle Belediye makine şefiŞefik Beyler tarafından kazayı yapan tramvay — ve (34) No. h başka -bir tramvayla - tecrübeler — yapılımıştır. iştiyakile açıp — 21 50N POSTA Mayis 715 I A tü üklliÜ |