12-6 - 984 —. Nakili: A.R. Polis Karakolunâ «© Gözlerimi Açıp Kendime Geldiğim Zaman Karşımda Bir Polis Gördüm...,, Bu vicdanlı polise teşekkür edecektim. Kapı tarafından bir ses geldi. Yüzünü göremediğim bir adam: — Tahsin Efendi.. bey yok mu? Dedi. Polis, yanımdan çekildi. Kapıya giderken cevap verdi: — Yemeğe gitti, Sait Efendi. Çok lâzımsa buyrun, içerde otu- run.. nerede ise şimdi gelir. — Biraz işim var. Sonra ge- lirim. Hızlı söylenen bu sözler, bu- rada kesildi. Fakat kapının önün- de (ısıltı ile şu muhavere devam etti. Yüzünü göremediğim adam: — Bu yatan, akşam dayak yiyen oyuncu kız mı?.. Yahsin Efendi — Evet.. zavallı kızı fena patakladılar. Eğer vak- tinde yetişip te o azılı karıların ellerinden almasaydım, biçareyi didik didik didikliyeceklerdi. — Kavganın sebebi ne imiş?. — Hiç efendim. Kıskançlık... Bu kızın henüz böyle işlerde pek toy, pek acemi olduğu belli. Bunu kandırmışlar.. almışlar.. buraya getirmişler. Akşam ahali biraz fazlaca iltifat gösterince, öteki karılar bunu çekememişler. Böyle bir bahane le aralarından atmak istemişler. — Vah, zavallı... Acaba, nereli imiş?.. — Daha ifadesini alamadık. Fakat yaptığımız tahkikata naza- ran İstanbullu imiş. komiser merdivende - bir ayak sesi işitild. Tahsin Efendi: — İşte komiser bey de geldi. Dedi, Başımı, yavaş - yavaş kapıdan tarafa döndürdüm. Kırık yerleri kâğıtlarla yamanmış camlı kapının ğından gördüm. Tah- sin elendi ile görüşen o adam, komiseri karşıladı. Herhalde şahsi bir dostlukları olacak ki, teklif- sizce konuşmıya başladı. Ve ses- ler, birdenbire uzaklaştı. Polis Tahsin efendi, tekrar yanıma geldi: — Bir şey İster misin; kızım? Dedi... Yavaş yavaş kalktım, oturdum: — Acaba biraz su miyim?.. Diye sordum. Bu iyi yürekli adam derha! gitti, küçük bir te- neke maşrapa ile su getirdi. Maşrapa biraz fazlaca yağ ve sar- mısak kokmakla beraber o suyu kana kana içlim. Tahsin Efendi- ye de içim yana yana dua ettim ve sonra; zehnimde birdenbire canlanan bir kararla: — Sizden bir şey rica edece- ğim, Görüyorum ki, temiz kalpli insanlar arasındayım, Bu ricamın reddedilmiyeceğine eminim. Lüt- fen komiser beye söyleyiniz. Der- hal beni huzurlarına kabul etsinler. Dedim. Tahsin Efendi, birden- bire irkildi: — Fakat, kızım.. sen hasta- sın.. gece doktor getirdik. Mua- içebilir yeno etti. Yirmi dört saat hiç yerinden kımıldamasın; dedi. — İhtimal ki doktor yanılmış- tır; Tahsin Efendi.. ben, kendimi çok iyi buluyorum. Hakikatin an- Taşılması için biran evvel komiser beyi görmiye ihtiyacım var, Bu Yaziyetim devam ettikçe, üzülece- ğim. Belki de üzüntü üzerimde daha fena bir tesir hasıl eder. Rica ederim, beni biran evvel komiser Beyin karşısına çıkarın. Diye yalvardım. Tahsin Efendi, başını bir ta- rafa eğdi. Uzunca bıyıklarını çeke çeke komiserin odasına gitti. Uzunca . bir görüşmeden sonra geldi: — Buyurun. Dedi, Komiser, sert yüzlü bir adam olmakla beraber, beni nezaketle kabul etti. Oturmam için masası- nin karşısındaki sandalyayı gös- terdi. Biraz evvel polis Tahsin Efendi ile konuşan Sait Efendi, komiserin — yanındaki — koltukta oturuyor; elinde bulunan bir to- mar evrakı karıştırıyordu... Haya- tımda ilk defa olarak böyle ka- rakolda ve bir polis komiserinin huzurunda bulunduğum için kal- bim şiddetle çarpıyor; dudakla- rım, ağlamak — ihtiyacile bükülü- yordu. Vaziyetin ciddiyet — ve resmiyeti beni o kadar korkut- muştu ki, bir anda kendimi tuta- madım. Boynumu bükerek: — Komiser Beyl.. Beni bu- raya getirmişler amma.. Size yemin ederim ki., En küçük bir suçum, kabahatim bile yok, Ma- sumum. ÂAmma emin olunuz ki, tamamen — masumum, — Bakınız., Size herşeyi doğruca söyliyece- ğim, Benl dinleyiniz.. Eğer bu kavga meselesinde zerre kadar kobahatim — varsa.. Hapsetmek değil; isterseniz karakolun kapı- Sına asınız. Diye yalvarmıya başlamıştım. Kimbilir, bu sözleri ne kadar. acıklı bir. halde söylemişim ki; komiserin yüzünden bir ıztırap dalgası geçti. Mülâyim bir sesle; — Telâş etme, kızım. Burası, zabıta merkezidir. Buraya, sade suçlular, kabahatliler değil.. Hak- sızlığa uğrayanlar da gelirler. Baklarını aramamızı isterler. Ak- şamki vak'ada kabahatiniz olma- dığını biz anladık. Şimdi ifadenizi aldıracağım. Ondan sonra da kanunen — lâzımgelen müameleyi yaptıracağım . Komiserin ilk sözleri, kalbimin ateşleri üzerine sanki-bir bardak soğuk su serpmişti. Fakat sonun- daki ( kanunen lâzım gelen mua- moele ) sözleri de yine içime bir korku vermişti. Tekrar boynumu büktüm: — Komiser Beyli. Ben sizden büsbütün başka bir ricada bulu- nacağım. Mademki beni kanunen suçlu bulmıyorsunuz.. Ve betim hakkımda fena bir fikir beslemi- yorsunuz. Şu halde beni bir ko- miser sıfatile değil; bir baba gibi dinleyiniz. Mümkünse bana bir iyilik ediniz. ( Arkası var ) SON POSTA |(Bu Kad;r—ı Da — Atımı fazla yorma demiş- tiniz, sözünüzü dinlediğime emin olabilirsiniz! Dünya İktısat Haberleri Japon Pazarları Ve Sovyet AmerikaRekabeti Tokyodan bildiriliyor : Şarki Çin — şimeadifer hattı yüzünden Sovyet Rusya ile çıkan ihtilâfı ka- Amerikalı- lTar müza- keredeler pamak maksadile Japonya, edilen petrollardan Sovyet hissesine mühim bir kontenjan ayırmıştır. Bu hareket Amerika petrol müstehsillerini müteessir etmiş ve Amerikan kumpanyaları Tokyo hükümeti nezdinde pro- testoda bulunmuşlardır. Amerikan kumpanyalarının en büyüklerinden ikisi zati kontenjanlarını tesbit etmek üzere Tokyo hükümetile müzakereye girişmişlerdir. Bunlar Japon — hükümetine — verdikleri muhtarada Sovyet Rusya'ya ayr- lan fazla petrol kontenjanının bütün Japon petrol piyasasını altüst edeceğini ve bundan Japon iktisadi hayatının mütecesir ola- cağını bildirmişlerdir. * Varşovadan - bildiriliyor. Le- histan hükümeti Gdynla limanına gittikçe artan bir ehemmiyet — ver- Bu limanda vücuda getirilen askeri mıntaka Lehista- nın en mühim askeri İimanını meydana koymuştur. Şimdi bu askeri mıntakanın yanında ke- reste ihracatı için ayrı bir kısım — yapılıyor. maksatla (120) bin metre murabalık bir saha bu işe tahsis edilmiş ve inşaat başlamıştır. Gdynia bundan sonra Lehistanın hemen bütün kerestesini ihraç edebilecek ve serbest İimanına açtığı büyük rakabet savaşına bir mu- vaffakiyet daha ilâve edecektir. * Sofyadan bildiriliyor : Ziraat Tetar | Nezaretinden alı- ÜSİŞ k"" nan malümata gö- nın koza |.. gcakların bu mahsulü | Şene erkenden ge- mesi bütün Bulgaristanda ipek böceği mevsimini açmıştır. Bu sene satın alınan tohumların ek- serisini beyaz koza cinsi teşkil ediyor. Sarı koza yetiştiricileri nişbeten azdır. Şimdiye kadar alınan haberlere nazaran havalar bilhassa Cenubi — Bulgaristanda ipekçiliğe çok müsait gitmiştir. * Bükreşten bildiriliyor: Roman- ya lıulınıâıeıi Y“l; oslavyadan cani balık gııın iılığı ithal alıyor | edilmesi için mü- saade etmiştir. Şimdilik verilen müsaade bir milyon ley içindir. Yugoslavlar bu kontenjandan he- men istifadeye başlamışlardır. İlk parti olarak (50) bin kiloluk Yu- göslavya sazan — balığı -Roman- yaya ithal edilmiştir. Romanga — Mayıs 12 ı Borsada l Hafta î;in de -— Neler Duyduk? Afyon — Afyon piyasası çok durgundur. Bu hafta içinde ser- best piyasada hiç bir muamele olmamıştır. Uyuşturucu maddeler İnhisar idaresi de bulunmamıştır. Birkaç hafta evvel 300 sandık ince mal satılmıştı. Bu sebeple şimdi bir müddet ince yani Soft afyon üzerine harice satış yapılması ve dolayısile piya- sada muamele olması ihtimali zaif görülüyor. Uyuşturucu maddeler İnhisar idaremiz 1934 senesi ilk günün- denberi kaba afyonlardan satın almamıştır. İdarenin bugünlerde ihracat için kaba afyon satmak üzere esaslı teşebbüslere giriştiği piyasada duyulmuştur. Böyle bir vaziyet karşısında kalımacak olur- sa, yeni mahsule yaklaşılan şu sı- ralarda, afyon piyasasında bilhas- sa kaba yani Drogist afyonlar üzerine esashı bir hareket bek- lenebilir. Tiftik — İstanbul piyasasında tiftik üzerine işler durmuştur. Bu hal bir yandan hariçten talep olmayışına diğer taraftan da yeni sene mahsulü gelmiye başlarıası üzerine bunlara ne fiatten alıcı olmak lâzımgeldiği hakkında mü- kerrerci tüccarın henüz tam bir kanaat hasıl etmemiş bulunmala- rına atfolunuyor. 1934 senesi mahsulünden pi- yasamıza gelen mal henüz azdır. Şimdiye kadar gelen yeni tiftik- ler sekiz ile on vagonu tecavüz etmemekte olup bu malların hiç biri satışa arzolunmamıştır. İstihsal merkezlerinden piya- saya gelen haberlere göre oralar- daki satışlar oldukca hararetli bir safhadadır. Fiatlar İı(;:b:lk kapa- viyesi Üstünde olarak kilosu ;Ş iî: 4’1 kuruş arasında bulun- maktadır. Bu — mallara ihraç merkezine gelinciye kadar kiloda 6 ile 10 kuruş arasında masraf yapılacağı düşünülürse Anadolu- daki fiatların, bugünkü dünya tif- tik taleplerinin azlığı karşısında, karşısında, müstahsilin — lehinde bnlunduğu anlaşılır. Hafta içinde yalnız kaba ve de- rili mallardan mürekkep bir parti tiftik kilosu 39 kuruştan satılmış- tır. Bundan maada başka mua- mele duyulmamıştır, Alıcı Sovyet- lere mütecahhitlik eden firmadır. Yapağı — İstanbulda istok yapağı azlığından muamele olma- dığını bu sütunda birkaç hafta evvel de yazmıştık. Vaziyette bir değişiklik yoktur. Yerli mensucat fabrikaları — ihtiyaçlarını — temin için Trakya İzmir ve Bandırma havalisinde mübayaatta — bulun- makta oldukları söylenmektedir. Bu fabrikaların, Anadolu mal- larına 31 kürüş etrafında alıcı olabilecekleri tahmin edilmektedir. Av derisi— Av derisi piya- sası fena bir vaziyet almak üzeredir. Bilhassa tilki derileri bu halden çok — müteessirdirler. Alâkadarların — tahminine — göre satılmak Özere bugün piyasamızda 20 bine yakın tilki postu toplan- mıştır. Bunlara alıcı bulmak, fiat kırıldığı halde, müşkül oluyor. Havnların isınmıya — başlaması buradaki — mütevassıt — tüccarı, postlarını muhafaza için tertibat almıya sevketmiştir. Sansar ve tavşan postları istokları daha az J | mübayaatta | olduğundan nisbeten daha iyi bir vaziyette bulunuyorlar. Bu son iki cins deri üzerine bazı küçük muameleler de cereyan ediyor. Umumi vaziyet çok dur- gündür. Hububat — Buğday piya- sası geçen haflta işaret ettiğimiz veçhile sağlam ve tereffüe mey- yal halini muhafaza ediyor. Piya- sada duyduğumuza göre Ziraat Bankası bir müddet buğday sa- tışına fasıla vermiştir. Bu müna- sebetle yeni mahsul hakkında yapılan tahminlere ilâveten böyle mühim bir satıcının da piyasadan çekilişi bu müsait vaziyeti bir kat daha takviye etmiştir. Geçen hafta içinde piyasamı- ta Polatlıdan mal gelme: y Ekistra beyazların âmmlgıt;rs kuruşa — 40 — çavdarlıların — ise 4,50 kuruşa kadar satılmıştır. Pi- 'asamıza gelen mal yine azdır. asati de ancak sekiz ile on vagonu buluyor. Arpa piyasası ayni cansız hab dedir. Anadoludan biralık mallar gelmiyor. Eski yazılarımızda da tafsilâtile anlattığımız gibi Ana- doludan gönderilecek biralık ar- paların kilosu burada ancak 100- 110 para eder. Halbuki bu fiata sevkiyat verimli değildir. Yemlik arpa Trakyadan gayet az gelmekte ve İstanbul ihtiyacı için sarfolunmaktadır. Fındık — Fındık piyasası ayni seviyeyi muhafaza ediyor. Bu hafta içinde bazı küçük par- tiler satılmıştır. Perşembe günü geç vakit yarım vagon kilosu 33,50 kuruştan ihracat için satıl- dığı duyulmuştur. Piyasa bu fiat- larda sağlam görülüyor. İhracat bugünlerde bilhassa Çekoslovak- yaya yapılmaktadır. — * DABCOVİCH va Şürekâsı Tel: 44708 -7 - 41220 Avrupa ve Şark Timanları arasında muntazam posta. Anvers, Rotterdam, Hamburg ve Iskandinavya limanları için yakında hareket edecek vapurları ve dünyanın başlıca limanlarında transbor demena Fazla tafsilât için Galata, Frengyan han umumi acenteliğine müracaat Tel 44707/8 - 41220 THEO REPPEN Poltiti” “Blltetine Tine ol the poliah Transatlantio Silpping Co. Ltd. Güynia - America Line. 15.000 tonluk “POLONİA, TYransatlantik vapuru ile Köntence - İstanbul- Hayin - Yala- Pire arasında muntazam ve lüks azimet ve avdet seferleri 1, £ ve BSüncü sınıf kamaraları vardır. Hayfa - Yafa- ve Pire için selerler: 17 Mayıs saat 16 te S1 Mayıs saat 15 te 14 Haziran saat 16 te 98 Haziran anat 15 te Doğru Köstence için seterleri 14 Mayıs — enat 12 de 27 Mayıs — saal 19 da 10 Haziran saat 19 da 94 Haziran sant 19 da 8 Haziran saat 19 da Seyahat müddeti : Tstanbul — Köstence 16 sant İstanbul — Yafa &d . İstanbul — Hayfa — TL 5 Fazla tafsilât için Galatada Freng- yan hanında umum! acentalıklara müracsat. Tel. 4-4707/8-41220- Yolcu için atlantik vapuru — acentlasına. Galata rıhtım çaddesi Tel 40019 ve Wagonli - Kok ve Natta öeyahat acentalıklarına — müracaat. (16203)