Dempsey Boks Maçında.. Sabik ve meşhur dünya boks şampiyonu Jak Dempsey, hayatı- | :ın hcyı:nıâıhhnlve izzat müdahale- Böle. Yaşmyrnlerı ye mecbur olduğu ta Bayıltlı | koks maçlarından ikincisini de Kaliforniyanın San - Bernardino şehrinde idare etmiş- tir. Çünkü Jak Dempsey artık hem menacerlik, hem de hakem- lik yapmaktadır. —İdare ettiği boks maçı Franki Şrol ile Leslie Grimes arasında icra ediliyordu. Müsabakanın heyecanlı bir saf- hasında be'sörler yumruk yum- ruğa geldiler ve biribirlerine giriştiler. Bu arada, her iki hasım biribirine memnu yumruk- lar - indiriyorlardı. Çünkü vazi- et itibarile kollarımı idare ede- Llccek vaziyette değildiler. Jak Dempsey — mücadeleye serbesti vermek için iki hasmı ayırmıya lüzum gördü. Fakat Leslie Grimes Bir Boksörül bu müdahaleyi haksız buldu. Demp- ' seye bir yumruk indirdi. O da, mukabelede bulundu ve bir yum- rukta hasmını yere serdi. Yumru- Euxiyen boksör Grimes bayılıp aldı. Jak Dempsey bununla, ikin- ci defadır ki müsabaka esnasın- da, mücadelelerini idareye memur olduğu boksörlerden birine yum ruk vurup bayıltınıya mecbur olu- yor. Bundan evvelki hâdise ge- çen sene vukua gelmişti. * ıılu şaka yerine, ister cid- diye alınız: İngiliz fen aka- demisinin son top- Geçireceği ıf.ı"h""dğ' çoğrııfî dB iya şubesi şefi değişiklikler) glup söz alan Lort Meston, Avrupanın şimal ve gar- bi hakkında insanın tüylerini ür- ertecek birtakım hâdisatın vu- mnu haber vermiştir: Meselâ İngiltere buzlarla örtülecek, Fran- sa ile İngiltereyi ayıran Manş ve Şimal denizleri nihayet bir nehir kadar küçülecek, Şimal ve Cenup Amerikaları bir Okyanus ile ay- rılacak, Afrika kıt'ası ise ikiye bölünecek imiş. Fakat bütün bu dehşetli hâdisatın vukua gele- cekleri tarih hiç te yakın değil- dir. Daha birkaç asır vardır. x Jıpnnyanın hazırlıkları - bir türlü durup bitmiyor. Mem- leketin hariçteki emellerini tahak- kuk ettirmek mak- sadile bütün fırkalar birleştirile- rek bir milli blok vücuda getiril- mek istenmektedir. Bu hareketin başında, Başvekil ile grupa riya- set eden Ceneral Araki vardır. Ce- neral Araki, Maliye nazırı ile yap- tığı bir itilâf neticesi olarak ordu ve donanmaya lazım olun- bütün tahsisatı almıştır. Bu proje, daha ziyade Ceneral Araki ile arka- daşları tarafında tanzim edilmiş- tir. Hükümetin tasvibi temin edil- Dünyanın dikten sonra derhal tatbik edile- | cektir. Bunun haricinde — Ja- pon donanmasını azami derece- de kuvvetlendirmek için bir başka program daha yapılmıştır. Bu program hakkında milli müdafaa ve bahriye nazırları sıkı surette görüşüp — konuşmaktadırlar. bu müzakerelerin - neticesinde Bah- riye Nazırı bazı gazetecileri ka- bul etmiş ve kendilerine gayet mühim — beyanatta bulunmuştur. Nazırın bu beyanatına göre 1933 | den 1936 senesine kadar olan devre, Japonya için son derece müşkül şeraitle dolu olacaktır. Bu noktadan Japonyanın her tür- lâ hâdiselere karşı hazır bunması isapi! eylemektedir. “Yapılan . be- zırlıklar, vücuda getirilen plânlar Böre Nie irahidır. | , Buda mabedinin yakından görünüşü Kolombo - Seylan adasmdan - (Hususi) — İşte Kolombo'dayım. Hindistanın en cenup noktasında; Âdem peygamberin cennetten kovulduktan sonrr nefy edildiği adanın başlıca şehrindeyim. Ko- lombo ahalisi Bingalelilerle müs- lümanlardan müteşekkildir ve son derece yapışkandır. Sizi dükkânına alış, veriş — ettirmek yalvarır. Eğer yüzünüzü bir ax yumuşak bulurse adeta kolunuza yapışır, içeri çeker, Bunun sebebi şudur: Seylan adası mühim bir seyyah uğrağı- dir. Azim ekseriyeti zengin olan bu seyyahlar yerli halka karşı çok cömert hareket ederler, Es- naf ve tüccarın yüzsüzlük adde- dilebilecek olan yapışkanlığı bun- dandır.| sokmak ve için adeta Fingaleliler Bingale ahalisi kadin gibi saç uzatır. ve bu uzun saçlarını düz tutmak için yarım ay şeklinde tarak taşırlar. Halkın mühim bir kısmı Buda mezhebi — mensubudur. Bunların en büyük mabetleri Kolombo'ya otomobil ile dört saat mesafede Kendi denilen mahaldedir. Her sene temmuzun yirmi dokuzuncu günü bütün Budistler burada top- lanırlar. Bu bayramdır ve ağustos beşe kadar devam eder. Bu bay- ramda muazzam bir araba ,tertip edilir bu arabayı iki öküz çeker. Arabanın üzerinde Buda'nım büyük bir heykeli vardır. Bu araba, bu heykeli şehir so- kaklarında ve ihtişamlı bir mera- sim —arasında dolaştırır. Önde sırma işlemeli şal örtülü bir sıra fil gelir. Bu fillerin arkasında muhtelif renkte şemsiye taşıyan papazlar vardır. Bunlardan son- 3ON" POST Son Ppîtq_ Hiıîdiştgn 'da ——— Cenubi Hindistan'da Buda Mezhebine Mensup Olanların Bir Âyini Mukaddes alay yolda ra da zurna ve tamtamlardan mürekkep musiki heyeti gelir. En nihayette ise mukaddes araba vardır. Merasime iştirak eden fillerin adedi yüz elliden eksik değildir. Bu geçit, gündüze ait- tir. Bunun birde gece - rasimesi vardır ve ben, bu gece merasi- mini şöyle seyrettim: Temmuzun — otuzuncu - günü akşamı idi. Otelin taraçasında oturmuş, o gün bulunduğumuz at Kendi'de Buda mabedi yorduk. Dışarıda bir gürültüdür koptu. Baktık: Gündüz geçen mukaddes araba geri dönüyordu. Fakat büsbütün başka bir şekilde. e ve arkada sayısız meşaleler vardı. Araba, elektrik - ziyaları içinde pınıl, pırıl yanıyordu. Ara- banın önünde ise iri yarı bir İn- giliz polisi yürüyor. Eli kırbaçlı ve boynuna çiçeklerden örülmüş bir halka geçirilmiş. Kalabalık müthiş yaygara koparıyor. Etrafımdakilerin ikaz ve ihta- rına rağmen ben de kalabalığa katıldım. Fakat derhal pişman oldum. Çünkü halktan yükselen kokuya burnumun tahammül et- mesine imkân yoktu. Mütemadi- yen cigara içmek suretile vaziyeti idare ediyordum. Böylece on beş yirmi dakika kadar ilerledik. Bu sırada kalabalıktan bir adam çık- tı, arabanın önüne kadar ilerledi. Ellerini biribirine yapıştırarak ye- re kapandıktan sonra tekrar aya- ğa kalktı. Kalabalığa bir işaret yaptı. İşaret ettiği noktadan — sırtı çuvallı bir adam Mmeydana çıktı. Çuvaldan aldığı hindistan ceviz- lerini şiddetle yerlere atmıya ve kırmıya başladı. Kırılan - ceviz parçalarını ahali kapışıyor, kapı- şirken — biribirini itiyor ve kak- yordu. Bu, Buda'ya karşı şükran borcunun ödenmesi imiş. Az son- ra yolun üzeri ceviz kabukların- dan geçilmez bir hale geldi. Bu sırada gözüm önde giden fil- lerden birine ilişti. “Mübarek,, hayvan ağzına bir parça hindis- tan cevizi almış, tatlı tatlı çiğni- yor ve “sevaba,, giriyordu. Bu sırada İngiliz polisi bir işaret daha yaptı. Alay tekrar yarışlarının münakaşasını yapı- | harekete geçti. —L Halil Eylül Ayında İthalât İle İhracatımız Arasındaki Fark İstatik Umam Müdürlüğü istatia- tiğine göre eylül ayının ilk on beş gününde — ithalâtımızın — ( 1,666,858 ) hiralık bir kıymet göstermesine karşı ihracatımız bunun (151,204) lira fazlası ile 8,062 | lira olmuştur. Bu senenin sekiz ayına ait rakam- lar bu son rakamlarla birleştirilince sekiz buçuk aylık ithalâtın (51,439,385) Bra ve ihracatın da ( 49,976,982 ) lira | olduğu görülür ki bu sekiz buçuk | ayda — İllalâtımız, — ihracatımızdan (1,462,403 ) lira fazla olmuştur. 932 senesinin Bekiz buçuk ayında ithalâ- tımız — ihracatımızı — (7,382,209 ) lira geçmişti. Eylâl ilk 15 gününde 20153 Jiralık mensucat, 130522 İiralık petrol ve benzin 1,334,799 liralık muhtelif eşya ithal edilmiş buna mukabil canlı hay- yanlar 213,835, yumurta 125,182, ham deriler 81,088, tiltik 79,572, tütün Ercişte Bakkal Dükkânları Erciş ( Hususi ) — Belediye bütün bakkallara bir tamim yapa- rak dükkânlarının içini, kum. kireç ve çimento ile döşetmelerini, dükkânlarının önüne behemehal camekân yapmalarını ve dükkânla- rını badana etmelerini emretmiştir. —- İM AKVT — Gün PERŞEMBE Hımz 30 EYLÜL 933 146 D3 Rumk — Eylâl Vahit |Ezan! |Vasat! n Bi Arabi | g Cema, ahar — 1382)| 15 * Vekit | Ecanl|Vasnatli YD S4| 5 53) Akşam 06 | 12 05 | Yatsı 9 27 | 15 2g) unsak 2 — |17 58 V8 | 1031 mujfe 13 Günct Öğle iktiadi 336.601, afyon 74,860, Bladen 180,710, sair eşya 726,714 Hiralık satılmışlardır. Sındırgı'da Beş Kaçakçı Yakalandı Balıkesir, (Hususi) — Sındırğı kazasında bir haftada beş kaçak- çilk vak'ası — olmüştür, inhisar takip —memurlarile — jandarmalar tarafından yapılan aramada İşık- lar köyünden Osman oğlu İbra- himin evinde 30 kilo, Medrese boğazı köyünden Hacı Halil oğlu Hüseyinin evinde 6 kilo, Halil Kâmilin evinde 23 kilo, Örek köyü ihtiyar azasından - İsmailin evinde 25, Ahmedin evinde de 17 kiloki ceman 101 kilo kaçak yaprak tütün bulunmuştur. Ka- çakçılar tahkikat evrakile birlikte ihtisas — mahkemesine — verilmek üzere şehrimize getirimiştir. ”» JEylül - 28 Kari Mektupları Mektep İsteriz. Mektep ! Trabzonda Maarif hemen yok gibi. On sene içinde Trabzondan başka her vilâyet, kaza ve nahi- yelerde yeniden ve yirminci asrın ihtiyaçlarına göre pek çok mek- tep yapıldı, maalesef ki Trabro- numuzda tek bir mektep yaptır- mak şöyle dursun mevcut olan mektepler bile ıslah edilmedi. Memleketimizde —on ilkmektep vardır. Bu mekteplerin bugünkü mevcudü — sınıfların — istiabından » SO fazladır. Otuz veya lark kişi istiap edecek bir sınıfa sek- sen talebe yerleştiriliyor. Artık muallim beylerin ve talebenin va- ziyetlerini düşününüz. Bundan başka da mekteplere hergün yüzlerce talebe müracaat ediyorlar. Aldıkları cevap ise (yer yok alamayız) dır. İlk tahsil mecburiyeti kanunu nerede kaldı? Evlâtlarımızı okutmak istiyoruz. Sevgili Gazimiz de bunu emredi- yor. Mektep isteriz mektep. Yav- rülarımız sokakta mı gezsinler. Trabzon: A. R, Buradaki mekteplerde çocuk- larımızı okutacak yer bulamıyoruz. Hemen her çocuk velisi çocuğun eline — yapışmış, — mütemadiyen mektebe koşuyor: “ Maalesef kadromuz doldu, yerimiz yok , diyerek menfi cevapla karşılaşıyor. İlkmekteplerin birinci sınıfla- rındaki mevcutlar yüzü müteca- vizdir. Talebe velileri buradaki makama müracaat etmiş, kadro- nun darlığı ve muallim olmaması yüzünden vaziyetin bu merkezde olduğunu — söylemiştir. 9-9-933 tarihine müsadif cumartesi günü umumi kayıt olarak bir gün tesbit etmişlerdi. Bugün de —herkes — çocuğunu kaydettirmek için koştu. Tatmin- kâr ifadelerle velilerin ellerinden | cüzdanları alındı. Mektep açıldığı zaman 339, 340, 341 doğumlu çocuklar tefrik edilerek diğer çocuklar — mektepten — çıkarıldı. Okumak çağındaki çocuklarımız hazin bir matem totmaktadır. Mektebe elverişli bina bulmak imkânı vardır. Elverir ki Kütahya Valisi bu elim vaziyeti lütfen derpiş ederek Uşak'ırıza 2 - 3 muallim versin. Açıkta 500ü mütecaviz talebe vardır. Uşak: Avni İki sene evvel tahsil çağında 100 çocuklu köyümüze muallim istedik. Mektebiniz. küçük dedi- ler, üç sınıflı nümuneye muvafık büyük bir mektep yaptık, şimdi- de muallim yok diyorlar. Hiçbir emre hacet bırakmadan halkımız çocuklarının tahsilden kalmama- ları için kendi hamiyetlerinden büyük bir mektep dahi yaptığı ve gazetenizle bu muallim ihti- yacımızı — bildirmiş — olduğumuz halde bu sene de muallimsiz kak dık.. Çocuklarımız da büyümekte ve tahsilsiz. kalmaktadır. Bu se- ne köyümüze muallim tayinini Maarif Vekâletinden reca ederiz. Babaeski: Kumrular, Müsellim köyleri muhtarları Resim Tahlili Kuponu Tabiatinizi öğrenmek intiyorsanız resminizi S adet kapon ile birlikte gönderiniz. — Rexminiz — sırayâ tübidir ve iade edilmez. İsim, meslek | veya san'at | bulunduğu memleket !';uim intişar | edecek ni7 |