28 Eylül 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

28 Eylül 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İngiliz Japon Konuşmaları Gerek Hindistan Umümi Valiliği, gerek Hint müstemlekesinin bağlı bulunduğu İngiliz Müstemleko Nezareti bir müddettenberi şiddetini artırmış olan Japon dampingi karşısında son derece endişelidir. Bu damping bil- hassa pamuklu eşya ve madeni mevat üzerinde tesirini gösteriyordu. Fakat son haftalar zarfında öyle genişlemiştir ki garbi ve şimali Hint piyasaları İngiliz malr «atamaz ol- muşlardır. Japonların bu piyasalara sevkettikleri eşya pamuklu mensucat, her nevi makine, elektrik alât ve edevatıdır. — İngiltere ile — Japonya arasında elyevm Londrâda” yayet mübim Hcari ve iktisadi müzakere- lerin cereyan etmesi sırasında Japon- lJarın yaptıkları bu iktısadi taarruz her tarafta umumi bir — şaşkınlık uyandırmış, Hint Umumi - Valiliğini İngiliz hükümetin€ müracaat ettirip bir an evvel tedbir alınmasını iste- meye meebur etmiştir. Fakat ne garip tecellidir ki iktısadi münasebetlerine son derece ehemmiyet veren, hattâ, bu maksatla ve İngiliz satış piyasa- larını genişletmek maksadile veliah- dim geçenlerde cenubi Amerikalara kadar bir ticaret komisyoncusu gibi gönderen — İngiltere, Hint Umumi Valiliğinin bu istimdat — avazesine cevap vermemiştir. Daba doğruzu, şimdilik sabır tavsiye etmiştir. Bun- dan da, İngilterenin, Londrada Ja- ponya ile mühim müzakerelerde bu- hinduğu hneticesi çıkarılıyor. Sade ticari olmıyan, bilhassa siyasi olan müzakereler bekleniyor. —- Acaba bu konuşmaların altından yine neler çıkacak ? — Süreyya Irlanda'da Karışıklık Dublin, 27 — Dün akşam İrlanda hapishanelerinde bulunan mevkuflar lehinde cümbhuriyetçiler — tarafından bir toplantı yapılmıştır. Bu toplantı .. Rus-Alman Gerginliği | Sovyet Rusya Alman Gazetecilerini esnasında de Valera hükümetine şid- | detle hücum edilmiştir. İçtima bittik- ten sonra geceyarısı Dublinda karı- şıklıklar çıkmıştır. Zabıta — küvvet- leri nümayişçileri dağıtmış ve asayişi dade etmiştir. 15 yaralı hastaneye kaldırılmıştır. M. Bek'in Beyanatı Cenevre 27 — Hariciye Nazırı M. Bek, Alman Hariciye Nazırı Von Nöyrat ve propaganda Nazırı M. Göbels ile görüştükten sonra Tas ajansının Cenevre mümessiline şu beyanatta bulunmuştur: “Bugün ortada bulunan müşkülât, Sovyetler birliği ile Lehistan arasın- daki — münasebetlerin —müsbet bir turette inkişaf — etmesinin — sulhan devamı için belli başlı teminatlardan ,biri olduğu kususundaki derin kana- atimi gittikçe kuvvetlendirmektedir.,, Hudut Moskova 27 — Tas ajansı bildi- riyor: Dün Hariciye komiseri M. Litvinof ile Alman maslahatgüzarı Von Tuvare dovski arasında bir nota teatisi vuku bulmuştur. Alman — maslahatgüzarı tevdi ettiği notada Alman gazeteci- lerinin Sovyet Rusyadan tardını pro- testo etmiş ve bu kararın geri alın- masını rica eylemiştir. M. Litvinof bu notaya — câvap vererek Alman makamatının haysis yetşiken hareketlerle Sovyet matbuat mümessillerini muttariden tazyik et« meleri ve mezkür mümessillere karşı vazifelerinin ifasını imkânsız bırakan hususi bir rejimin Almanyada ihdas edilmiş olması üzerine Sovyet hükü- melince mezkür tard kararının ittihaz edilmiş olduğunu ehemmiyetle kay- detmiş ve Tas ajansile İrzvestiya ve Pravda muhabirlerinin tevkifini, milli- yetperver sosyalist hücum — kıtaatının buanların evlerine zorla girmelerini ve daha Laypzik muhahemesinin bida- yetlerinde Sovyet matbuat mümessil- lerinin mahkemeye kabul edilmeme- sini hatırlattıktan sonra demiştir ki: “Bu hareketlere bir nihayet verile- ceğine dair Alman Hariciye Nezaı tince yapılan bütün vaitlere men Sövyet matbuat mümessil nin uğradıkları fena — muameleler duracak yerde bilâkis mütemadiyen daha ağır bir şekil almış ve mücrim- ler hiçbir cezaya çarpılmamıştır. Bi- naenaleyh Sovyet matbuat idaresinin ve Sovyet Rusya hükümetinin böyle bir vaziyete müsaade etmemelerinde ıııı:l:ıuılı hiçbir şey yoktur. Sovyet :ı' ümeti, Almanyayı taklit ederek Alman malbuat mümessillerini husust? bir rejime tabi tutmak istemediğin- den bunlara Sovyet topraklarında daha ziyade kalmalarının imkânsız olduğunu bildirmeyi tercih etmiştir,,, M. Litvinof notasının nihayetinde | bu gibi tedbirlere müracaat ıstırarın- da kaldığından dolayı teessürlerini izhar etmekte ve bu tedbirlerin Al- man hükümetine mensup teşkilâtların hareketleri yüzünden zaruret halini almış olduğunu beyan ederek tehad- düs eden bu vaziyetin bütün mesuli- yetinin Alman bükümeline terettüp etliğini ilâve eylemektedir. Aym za- manda Sovyet hükümeti de Moskova- da bulunan bütün Alman gazetecilerini hudut haricine çıkarımıya karar ver- miş ve kendilerini 26 eylülde üç gün zarlında Sovyet Rusyayı terke davet etmiştir. Haricine Çıkarıyor Fransız hava nazırı M. Cot tayyare ile Rusya'ya gitti. Resmimiz Fransız nazırının Moskova lığ)ın meydanında Kızıl ordu umum tayyare kumandanı Alkenit tarafından kal l edildiğini gösteriyor. Küçük itilâf Meclisinin Toplantıları Bükreş, 27 — Küçük İtilâf Mec- hisinin dünkü toplantımında — sade balkanlara ve siyasete ait meselelerin değil, ayni zamanda az çok ehemmi- yetli bazı askeri işlerin de konuşul- duğuna dair dün ah mâabfellerde birtakım şayialar dolaşmıştır. Meclisin bugünkü toplantısının « küçük — itilâf tarihinde ilk — defa olarak - Romanya ve Yugoslavya kıralları da bulundukları halde yapıl- miş olmasının ehemmiyeti kaydedil- mektedir. Ayni zamanda bu hal yapılacak konuşmaların siyaset çör- çevesini aşacağına bir delil sayil- maktadır. Bu müzakerelerin mahiyeti hak- kında hiçbir şey söylenmemekte ise de silâh kuvvetlerinin birleştirilmesi meselesinin ortaya sürüldüğü zanno- lunmaktadır. Bu zan ve tahmin neti- cesinde bugünkü siyasi müzakereler- den sonra bir de askeri mahiyette müzakere yapılıp yapılmıyacağı me- î ı Bununla beraber şimdilik bu hu- susta açık bir şey söylemeğe imkân yoktur. Bugünkü toplantı hakkında çıkarı lan röımi tebliğde sadece deniliyor ki: *Üç hariciye mazırı mecliste ce- reyan eden müzakerelerin ve bey- nelmilel siyasi vaziyet hakkında ya- pilan tetkiklerin neticelerini Roman- ya ve Yugoslavya kırallarına anlat- mışlardır. , Küçük itilâf — hükümtlerinin bu konferans hakkındaki son tebliğ yas rın neşredilecektir. M. Titulesko ile M. Benes, Cenev- reye gitmek üzere bu akşam Bük- reş'ten ayrılacaklardır. İtalyadaki Zelzelenin Tahribatı Roma 27 — Dün vukubulan - zel. zele neticesinde Lamam köyünde 8 kişi ölmüş, 20 kişi de ağır surette yaralanmıştır. 600 bişi yersiz yurtsuz lıılııı,uı. Karilecrimin Suallerine Gönül İşleri Cevaplarım * Genç ve güzel bir kızla üç sene süren bir sevişmeden sonra evlendik. Fakat evlenmemizde iki taraf ailelerinin de muvafakati yok- tu. Birçok iftiralara ve dediko- dülara maruz kaldık. Bizi biribi- rimizden soğutmıya çalıştılar. Fa- kat benim kazancımın — azal- ması — karımı Üüzmiye başladı. Nihayet kazançlı bir işe girinci- ye kadar kızı babasına bıraktım. 'akat birdenbire karım ortadan kayboldu. Bu ayrılık ve gaybu- bel beni yatâklara düşürdü. Şim- di hastayım. Kalkınca onu araya- cağım ve elbet bulacağım. Karı- mı çok seviyorum. Fakat iyileş« tikten sonra ne yapacağımı bil- miyorum, siz bana bir fikir ve- Aksaray: İstikbal Musut Sevmek ve sevilmek el şey, fakat yuva kurmak için biraz da kazanmak lâzım. Bir inşan evlendikten sonra karısını baba- sının evine bırakmaz, Taştan su çıkarır, fakat onu besler. İyileş- tikten sonra evvelâ kendinize bir kazanç yolu bulunuz. Ondan son- ra kızı yanınıza alıp bir ev açı- niz ve âlemin dedikodularına al- dırmıyarak mesut olmıya çalışınız, * İzmirde M. Ş. Beye: . Evvelâ kızın sizi sevip sevme- diğine kanaat getirmeniz lâzımdır. Onun da size ufak bir temayülü olduğunu hissediyorsanız, gözleri-« niz biribirlerinize hislerini anlat- makta güçlük çekmez. Gözler anlaştıktan sonra bu vazifeyi dile yermek kolaylaşır. Ufak bir fırsat, bir tenha yerde buluşuş kâfi gelir, ” Bdebiyat Fakültesinden M, Ş Hanımat Sevgilinizden uzaklaşmak is- tiyorsunuz zannederim. Çok ıstı- raplı görünüyorsunuz. Onun için zafınız büyük galiba! bu zaafınıza nazaran ayrılık sizi çok üzebilir, Yalnız niçin bu münasebetten memnun değilsiniz? neden bu ta- nışma ve sevişmenin birleşmiye varmayacağını liyorsunuz? vaziyetinizi iyi anlıyamadığım için size kat'i fikir. veremiyeceğim, HANIM! BiR MACERA — Otur evlâdım sıkılma. Ben halden anlarım. Saçlarım yüzüme — dökülmüş, pantolon buruşmuş, koltuğa iliştim. Hâlâ unütamam. O temiz kalpli kadıncağız ikimize de na- sihat etmiye başladı: — Cahilsiniz, tecrübesizsiniz, dedi. Gençlikte her şey olur. Fakat bir derecesi var. Mademki sevi- Şiyorsunuz. Bir nişan yaparız, ni- kâh yaparız. Aradan bu gizli ka- çamaklar kalkar. Sıkıntıdan kur- tulursunuz. —Âlemin dili kısılır. Vallahi sizin yerinize ben utanı- Yyorum. Bana herşeyi anlattılar. Evvelâ inanmadım. Sonra birkaç gece göz kulak oldum. Nihayet kafama dank etti. Amma ben öyle aksi analardan değilim, genç- lerin hakkını inkâr etmem. Yalnız İşin kıvamını kaçırmayı hoş bul- Mam, mademki birbirinizi seviyor- Bunuz. Allah ta kısmet ettise işi gizli tutmaya ne lüzüum var. Hem :ıun:ııııllıh bey duyarsa sade sizi ğil, niçin gözünü açmadın diye bîgıi de Şnılıîedeı. Oışun için lı:ııi Yazan: Romancı “Büyük Hikâye dinleyin. Böyle gizli münasebetler tehlikelidir. Âlemin de dedi kodusu eksik olmaz. Amma ben daha mektepten çıkmadım. İş tutmadım dersehiz onun da kolayı var, Alla-” ha şükür evimizin birşeye ihtiyacı yok. Birişe girinciye kadar, hatta istediğiniz kadar evlâdımız gibi sizi de bağrımıza basarız. Her ana evlâdının mürüvvetini gör- mek ister. Fakat ben evlâdınr kör körüne gözden çıkaran analar- dan değilim. İsterim ki kızım mes'ut olsun, hayayatını birleştireceği er- rakla sorulup ırı.hrflıııklıdıt. ni aldı, ayağa kalkarken: — Ben 'vazifemi yaptım ço- cuklar, dedi. Artık bundan öte- sini siz |düşünün. Her halde de- diğim gibi hareket ederseniz isa- bet olur. Düşünün ki bir ananın vezifesi kız evlâdının şerefini, ailesinin gururunu Muhafaza ct- mektir. Hiçbir. ana böyle bir vaziyet karşısında benim gibi sakin kalamaz. Her halde benim şefkatımı, sevgimi sulistimal et- mezsiniz, Ve yavaş yavaş odadan çıktı. Kapıyı da çekti. Şimdi ikimiz de suşuyorduk. Kadıncağız bizi ipnotize et- KA Nahidenin sükütundan annesi- nin fikirlerine taraftar — olduğu anlaşılıyordu. Benim ne söyliye- keği kendi seçsin. Eh, madem ki | teğimi beklediğini hissettim. aranızda bu kadar sıkı bir em- niyet var. Biribirinizi seviyorsunuz demektir. O halde hize birşey söylemek düşmez. Yalnız beyin haberi olmasın. Eğer aramızda birşey olduğunu sezerse çok kızar. İş güçleşir. Nahide yüzünü pencereye çe- virmiş, Ben kafamı göğsüme dü- şürmüş bu gece yarısı vaazını hürmetle, korku ile dinliyorduk. -| içinde Bu vaziyette ne söylenebilirdi. Evet desem, ertesi günü işe baş- lamak, işi resmi şekle dökmek lâzımdı. Hayır desem bu münase- beti kesip atmak demek olacaktı. Her ikisi de — düşünülecek mesele idi. Belki yarım saat süren süküt- tan sonra Nahideye sokuldum: — Annenin hakkı var Nahi- de, dedim. Böyle — dedikodular yaşamak doğru — değil. Kadıncağız daha birçok tatlı | Bu meseleyi biraz — düşüneyim. lakırdılar söyledi. Sonra lambası- | Seninle görüşürüz. Olmaz mı? Nahide kırık, yavaş bir sesle cevap verdi; — Nasıl istersen! Aylardanberi tatlı tatlı giden bu münasebete birdenbire soğuk- luk çöküvermişti. Evlenmek için hiç karar vermiyen adam böyle vaziyette ne yapabilirdi. — Kızın tabit hakkı var. Kırk yıl bu iş si idecek değilya, %’ıkıı :ıınwbâmiıde onun yüzünü kızartacak bir leke yok. Gayet uslu — sevişiyoruz. Amma böyle de olsa o bir genç kız. Elbette evlenecek! Eve geldiğim zaman sinirlerim bozuktu. İçime bir acı çökmüştü. Ertesi gece gitmedim. Ve hatta sokağa çıkmadım. Derken |yattım. Rüyamda ken-İl dimi evlenmiş, içgüveysi girmiş, akşamları elimde çıkınlarla köşke gzirkcn gördüm. Birdenbire kor- ile uyandım. Nahide iyi bir kızdı. Beni sev- diğinede şüphem yoktu. Çünkü Hisarın birçok delikanlıları ara- sında beni tercih etmişti. Bende ondan hoşlanıyordum. Bunların hepsi iyi. Fakat — evlenmek — meselesi çıkinca onu ve ailesini bu cephe- den tetkik ettim. İki kardeşi daha vardı. « Tabii onlar da yarın öbür gün yetişeceklerdi. Elbette onlar da evlenecek- lerdi. Bâbanı kazançlı bir: ademdı — Fakat evile alâkast pek sudandı, Hani kızlarını bir elden çıkarsa metresile — sefasına — bakacaktı. O zaman bu ailenin hali ne ola- caktı. Daha sonra Nahide iyi bir kızdı amma kafa itibarile bütün o zamanın kızları gibi zayıftı. Evlerinde kitap namına birşey örmemiştim. ektepte ne o- Eudıı ise onunla kılmı:ıtn. Maa- mafih zeki bir kızdı. Böyle ol- makla beraber ham bir kafada zekânın daha muzir tesir yapa-» cağı şüphesizdi. Ben işin böyle hep ters tara- fını düşünüyordum. — İçime — bir ürkeklik gelmişti. » İki gece daha gitmedim. Zaten son sınıf imtihanları bana göz açtırmıyordu. Kendimi kitaplara verdim Bir hafta sonra Küçüksuya hava almıya çıkmıştım. Hizmet- çileri olan Rum kadını göründü. Bana işaret etti. Sokuldum. Eli- me bir kâğıt tutuşturdu. Nabide on günlük gaip olu- şumun sebeplerini soruyor ve © gece beni bekleyeceğini yazı- yordu. ( Arkası Szizü ai H H e

Bu sayıdan diğer sayfalar: