24 Eylül 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

24 Eylül 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tefrika No. 4- Bir Harem Ağasının Hâtıraları KENDİ LİSANINDAN Yazan: Suat Derviş Bu Akşam ikinci Kadın Efendinin Dai- relerinde Bir Eğlence Tertip Edilmişti Murat Efendinin dudakların- daki acı ve müstehzi tebessüm « baki idi. Sararmış duvarlara, iki mumla adetâ karanlık görünen — odanın her köşesine, en sonra da — röp döşambrımın eskimiş kolla- — rina baktı, ve gözlerini ağır ağır paşaya çevirerek: — Sayei şahanede hiç bir şeye ihtiyacınt yoktur! Diye gülümsedi. Biraderime beni bu kadar çok düşündüğü için kendisine minnet- — tar ve müteşekkir olduğumu söy- leyiniz! Müsterih olsun, siz de gözlerinizle bir kere daha gör- — dünürz ki burada gayet iyi muha- — faza ediliyorum... Çırağandan d- — şarı çıkabilmekliğim imkânsızdır. Bazı günlerim oluyor ki şu gör- düğünüz koltuktan bile kalkmı- yorum. Beyhude endişe etmesin!... Paşa ile Ağa Etendi bakıştı- “lar. Kimsenin sesi çıkmıyordu. Murat Efendi yerinden kalk- mak ister gibi bir hareket yapa- rak: " — Maalesef sizi daha fazla yanımda alıkoyamıyacağım, dedi. Biran evvel Zatişahanenin müste- rih olması lâzımdır. Biraderimin gözlerinden öperim. Onu selâmlıyarak odasından çıktık. * $ Çırağandan çıkarken kapmın önünde ve sarayın civarındaki — nöbetçilerin fazlalaşmış olduğunu — gördük. -. Sarayı hümayuna muvasalat edince, mabeyn kapısında yaver * Paşa ile kızlarağası biribir- lerinden ayrıldılar. Ben de kendi daireme çekilmiye hazırlanırken — Ağafendi bana başile bir işaret — ederek kendisini takip etmekliği- mi anlattı. Koridorun bir. köşe- — sinde tevakbtuf etti ve yavaş bir sesle: — Hayrettin Ağa, dedi. Al- lahın ve Muhammedin namına ve Kur'anın üzerine yemin et ki bu akşam şahit olduğun şeyleri tamamile unatacaksın ve bir da- — ha onlardan hiçbir yerde ve hiç bir fırsatta babsetmiyeceksin. — Yemin ederim efendim. , — Hayır benim — söylediğim gibi. Bu şekilde Allahın Peygam- berin ismine Kur'anı azimüşşan Üstüne yemin ederim ki vallahi, billâhi derimki, ben bu akşam gördüğüm, işittiğim Şeyleri bir — daha... ğ Onun, söylediklerine şu su- retle devam ettim: — Kimseye hiçbir yerde ve hiçbir fırsatta söylemiyeceğim. Esaszn ben bu akşam sarayı hümayunu terkettiğimi hatırlamı- — yorum. Beni bu gece sarayı hü- mayunda gördüğünü biri iddia — edecek olursa tamamile yanıl- — maktadır. Hatta bunu iddia eden — yaver paşa ile muhterem kızlara- gası dahi olsalar bile yanılmak- tadırlar. Kızlarağası yüzüme bak- tı ve ben yeminimi bitirdiğim zaman gayet kısa: — Haydi Hayreddin Ağa çe- — kilebilirsiniz. dedi. Ve ben koridorlardan salon- lardan geçerek kendi daireme giltim. -: ; E Odama — gelince fesimi — ve Hİ ıınbolınımı çıkırdım Yüzümü gözümü soğuk su ile yıkadım. Harem dairesine gitmeden evvel biraz düzelmek - istiyordum. Kalfanın yanına gitmek - için koridorlardan geçerken ses seda işitilmiyordu. Epiyce geç olmalı idi. Tesadüf ettiğim — genç bir ağa bana: “Bu akşamki — eğlenti geri kaldı, deye mırıldandı. Kadın efendinin — dairelerinde — olacak olan davetten son dakikada sar- fınazar edildi. Bir görseniz kal- faların cariyelerin hallerini.. kaç gündür. ne büyük bir hahişle buna hazırlanmışlardı!,, Kapı yoldaşımın — bu sözleri bana unutmuş olduğum bu eğ- lenceyi hatırlattı. Bu akşam ikinci kadın efen- dinin — dairelerinde bir eğlence tertip edilmişti. Bütün saray bu eğlenceye davetli idiler. Kadın efendiler, — sultanlar, şehzadeler, gözdeler, hazinedarlar, bütün ca- riyeler haftalardanberi bu geceyi bekliyorlardı. Halbuki bu akşamki hâdise- den sonra tabiatile bu eğlence techhur etmişti. Böyle eğlence- lerden başka meşguliyetleri olmı- yan saray kadınları pek meyus- tular. * Yavaşça Melekper — kalfanın odasına girdim. — Kızlarağasının bana ettirdiği yeminden sonra kalfama nerede kaldığımı nasıl izah edecektim? Odaya girdiğim zaman Me- lekper kalfa minderde oturmuş genç bir cariye ile konuşmakta idi. Beni görünce kaşlarını çattı. Bir sual sormasına meydan br- aakmadan hemen: - H.unednr usta meşgül ol- ALEMDAR Sinemasında Âzu ve tülebi ümümü üzerine İstaubul'da sön defa olarak- KARIM BENi ALDATIRSA artistleri — Sarafından psli ve sözlü Darilbedayi oynasmış Tü kçe opereti gösterilmektedir. 2,30 - 5 gece 9445 o2 Matin: ler: REX TÜRK Takin'e(TÜRK SiİNEMASINDA ) silik İNGRAM'ın milyonlar sarfile vücuda getirdiği Fososrzon sözlü Silm ZEYNEBİN GÜNAHI (BAROUD) ğ muvaffakiyetle gösterilmektedir. PİERRE BATCHEFF-ROSİTA GARCİA -COLETTE DARFEUIL Hüâveten: ITALYA MANZARALARI ve FATTY'nin 2 kısımlık koın.gî aai 28 Eylüi Perşembe .ık;ııı adan itibaren SiNEMASINDA EDWARD ROBİNSON tarafından temsil edilen dünyanın en heyecanlı deniz filmi: DEMIR PENÇE (Fransızca sözlü ) Yüzlerce kişinin hayatlarını tehlikeye tarak deniz canavarlarile boğuşarak çevirdikleri |öılııuılı sahneler, Hüveten: Dünya haberleri - Varyete - Rövü filmleri duklarından kendilerini göreme" dim efendim. Dedim. İhtiyar kalfa hayretle I yüzüme baktı. Muhakkak Hünkâr dairesinde olanları o da biliyordu fakat herhalde benim kızlarağa- sile beraber Çırağan sarayına kadar gıltıgımdeu haberi yoktu' Bunun için, bu kadar uzun müd- det işimin başına avdet etmiye- rek, niçin ortalarda sebebini öğrenmek istiyordu. Sert bir sesle: — Neden bu kadar geç kal- dınız? Dedi. Ona cevap vermiyor, ve önüme bakıyordum. Kalfam çok hiddetli görünüyordu. Acaba bu hiddeti sahimi idi, yoksa mahsusmu böyle görünüyordu? Olanları bilmiş bile olsa, haberi olmamış gibi dav- ranması lâzımdı. Hiç şüphesirki bunun için beni sıkıştırıyordu. — Bukadar zaman nerede l(ılduııı? diye sordu. Titrek bir sesle: — Odamda idim — efendim, dedim. Bir lahza istirahat edeyim derken uyuya kalmışım! Kölenizi af buyurunuz kalfacığım! Bu sözlerimle kalfamı gerçek- ten hiddetlendirmiş oldum, âdeta yerinden sıçrayarak: — Hayrettin ağa, dedi. Bili- yor musunuz bir köle için vazife- sine ehemmiyet ve: B D e ASAT AM Başımı büsbütün yere eğiniş- tim, Ellerim göğsüm üzerinde, hiç ses çıkarmıyor, nefes bile almak- tan korkuyordum. Bu sükütum onun büsbütün canını sıkmıştı. Genç cariyeye dönerek dişleri arasın- dan fısıldadı: ( Arkası var) Şehrimizde görülmemiş bir muvaffakiyetle GÜN DOĞARKEN Tamamen TÜRKÇE sözlü muazzam şahesere devam ediyor! (Tedi) ve ZİTA JOHANN i,u p Yanm Mılyon Halkın Gördüğü Yer İzmir Her Sene Panayır Yapacak! Gelecek Seneki Serginin Beynelmilel Mahiyet Almasına Çalışılıyor İzmir, (Hususi) — Geç kalıt- mış bir tasavvurun mahsulü olan dokuz eylâl panayırı, memleketi- mizde bir buçuk ay içersinde hazırlanması imkâmı olan eserle- rin en iyisini teşkil ediyor. 40000 Metre murabbalık geniş bir sahayı kaplıyan panayır, maa- lesef ötedenberi panayırlarda ya- pilması zaruri olan tasnif ve kısımları ihtiva etmiyor. Buna sebep, panayırın pek acele ola- Panayır, istihsal mevsiminde açılmış bulunmasına rağmen her gün binlerce kişinin ziyaretine mazhar oluyor. Panayır komite- sinin ziyaretçilerin adedi hakkında tuttuğu istatistikte rakam şudur: — 177,316... On gün panayırı 177 bin kişi ziyaret etliğine göre; ay sonuna kadar ziyaretçi adedinin yarım milyonu aşması pek muhtemeldir. Gündüzlün panayir sahasında oka- dar kalabalık görülmüyor. Gece- leri bilhassa saat sekizden itiba- ren panayır sahasına halk akını başlıyor, bu vaziyet dört beş saat bilâ fasıla devam ediyor. Panayır yerinde güzel bir ga- zino, mütenddit eğlence ve oyun yerleri vardır. Panayire girenler içeride kalabalıkla bir, iki saatini geçirebiliyor; bilhassa yerli malla- rını teşhir eden müesseseler rağ- bete mazhar oluyor. Bununla berazber; panayıra işti- rak edenler için bu işte fazla bir menfaat umanlar yoktur. Çünkü İz- mirin kazanma devresi olan ağus tos, eylül ve teşrinievvel aylarında halk sarfetmekten ziyade birik- tirmeyi düşünür. Bu itibarla işler biraz kesat gider. | Sergiden bir iki intıba İstanbuldan panayire iştirak eden — müesseselerden — bazıları işlerden memnuniyetsizlikle bahse- diyorlor. Onlar ihtiyar ettikleri masrafları çıkaramıyacaklarından endişe ediyorlar. Halbuki panayirin bir manası ve faydası da kazanmaktan ziya- de, temsil edilen mlülessesenin reklâm edilmesidir. Yarım milyon Şebrimize 308 kişilik bir İtalyan izci kafilesi geldi, misafirleri- miz karaya çıkar çıkmaz Cumhuriyet âbidesine giderek bııçokl* koydular, sonra şehrimizin görmiye değer yerlerini - gezdiler. Res- mimiz misafirleri taksim meydanında göstermektedir.- S. KA AA MA A çL z irüi * 4 iRüme dae M

Bu sayıdan diğer sayfalar: