( Baştarafı 1 inci sayfada ) İşte Alman.. O da tanzim ettiği ıııl ';“f_“'î""“?i“ sıkılığını med- Bilmem, talimatnamesi sıludir. da Almanya; * haya! tezgüâhlarının , ba- şında gelmeten neye kurtal İşte Bulgar da coşkun, Bulgarista- nit Bugün dünyaya zehir kusan em büyük merkez olduğunu hesaba bila katmıyor. ü dÜ ı a muhakkak ki dünyaya yalnır lıvınlı,:nimıın bir madde değildir. Hattâ bilâkis, Küzumundan fazla kullanılmamak şartile, en kaymetli bir <Âç, en müessir bir. müsekkindir Bile ve munhasıran tıpta — kullanıldıkça, zararı değil faydası dokunur. 290 torda bw wliyaca ı yeter... ğ Halbuki dünya afyon istiksalitının | tetkikinden çıkan rakamlara bakın: Sade İran 1924te 800 ton ihraç or. | ..!İük!yrüı vasati 600 tov Çıkardığı görülüyor... Yu;:ılıvyı, 160 Bin kiloluk stoku ı bulunduğumu itirsitan çekitmiyar!. Çine gelince; yalgız “ Yungam »a yalmız bir senede, 1,5 milyon — kilo | f | & istihsal ettiği söyleniyor! : '”:ıı ı.,-ııııîi müthiş rakamlari | Eğer bu miktar azalmıyorsa, se- | bep, şüphesiz ki, zengin ve muktedir | tüccarların, Bankaların işi elden bir. | rakmamalarıdır. | 14 Vazgeçmiyorlar. Çönkü — evvelâ, | öm ve lerinin men- | faati mevzubahatır, sonra da; sipariş> * lerin ardı arkam kesilmemektedir. — | el yarii BB eei ü saeteele.| u. | B at | x ettiğimiz kuvvetli #dereesine iş görmelerine bayret et- mekte ne mana varki? Para ve zekâ Caların en kuvvetli silâhlarıdır. Bitmez tükenmez —altınları işlerini | kolaylaştırıyor, her memlekette hi> maye görmelerini temin edebiliyor. milletlerin İ mev- Zubahs oldukça zehir ticaretinin neti- | M:Bııuıuiyaeji muhakkaktır.., u sözleri, bütün dünya Tarının isminden mw= Tam bür adara, birçok hülya tezgühla- Tnin kapanmasında âmil olan bir adam söylüyor: Kabire Polis Müdürü ve zehir- lezle Beyncimilel Mücadele İstihbarat Dairesi Müdürü Rumsell Paşa.... Russell Paşa, Mısır zehirin müthiş ahribatını da ygııı.dı.ıdıııı'ılı etmiş, dfıııııı amelenin Yiyeceğinden, içeceğinden, giyeceğin- den kısarak zehir tedarik ettiğine #ahit olmuştur. Hatta günün birinde, Nilis hu Mada sefil bir insan sürüsünün, bir lokma ekmek ve iki paket eroin Mukabilinde, kanter içinde, günde temsil $ # [gf | İş ğğfı ğîrî y İ i | YE demektir. hudutlarına kim neza- | D < £ 1 * G, İMle, mücadelenin — bitmiyeceğini Mbst eden bu yeni yeni celiller T ki, yapılan kanunlardan — bek- T A (p OT lar, Ü v olun salâhiyettar zevatk — 'lüptelalar azalacağına müte- :;_'l'!ı. rlaaküede diyeler Ken- | eçi zebirliyenler — yanlır. — işsizler — Tkildirler. Ameleler, seyyahlar, tüc- daktarlar, İf Kagıf Vıren ğelu'rler.. lerin cazibesine Nşııu kalamıyaorlar. Maamafilı içki de, ercin, kokaln, morfia, afyon bir millete, bir beşeriyete, cemiyete zarar bem de çok zarar veren mükeyyif değil midir ki? Günün birinde ihtimal ercin, — ko- kain, morfin m; ortadan Kkalkabilirler. Fakaf zehir müptelâlarınt etmek gayrı kabildir. Onlar zehirle asaplarını teskini itiyat ödin- miş, tablat edinmiş, zevk edinmiş kiraselerdir. Demekki asıl mücadele zehirle değil, müptelâsı ile almalıdır. olacaktır. Kaçalıçıya tatbik edilecek ceza V apır da, hafifte olsa ehemmiyeti yok. Asıl mühim olan nokta, müptelâya Muhtelif Eşya Satışı değilse bile, yine Bu Dava Bugünkü Mücadele Şeklile Halledilemez yapılacak muameledir muamele al- -.ı(ı)tı———._b y mec- b’ııı- edilmelidirler. hl—_ı zehirlerle mü- eadelede esas edinilmesi elzem olan nokta budur. » Zehir meselesini bütün çıplaklığile dehşetile ortaya koymaya çalıştım. Bu kemiren afetle uğ- raşmak her borcudur. Ve unutmamaâlı ki mücadele, para ile, menfaatle ve zevkledir. Bu üç esas mevcut oldukça, hülya t ölüme a- rında durmadan eeıl.leı’:bw Nakleden : Naci Sadullah İstanbulda Eminönünde İst. Güm- rükler Başmüdürlüğünden: Her Cumartesi gümrüksüz kontenjansız toptan satış yapılmak- tadır. Bu meyanda ; t — 3, 6, 13, 20 Temmuz 933 tarihli Millyet, Cumhuriyet, Vakit, Son Posta, Akşam ve Akın gazetelerinde 928 mali senesi nihayetine kadar gümrük anbar ve antrepolarında toplanıp 1549 numarak kanunun muvakkat ikinci maddesi mucibince Gümrük resmi aranılmaksızın kapalı zarf usulile satılacağı ilân edilen eşya- lardan 10,000 lirayı mütecaviz kıymetteki aşağıda fasılları, cins ve maktarı yazılı eşyaların satış günleri tebdil edilmiş ve yeni müza- yede günleri hizalarına işaret 2 — Satılan eşyaların izahatl listeleri hem İstanbul ve Galata gümrüklerinde ve hem de Başmüdüriyette asılıdır. İsteyenler bu eşyaları gümrüklerinde de aynen görebilirler. Satışlar şartname mucibince yapılır. Bu şartname 15 kuruşluk pul mukabilinde her- kese verilir. 3 — Satış İstanbul Gümrükleri Başmüdürlüğünde müteşekkil satış komisyonu tarafından yapılmakta olduğundan isteklilerin şart- name dahilinde ihzar edecekleri teklif mektuplarım her fasıl için gösterilen cumartesi günlerinde saat on altıya kadar komisyon riya- setine verip mukabilinde numaralı bir makbuz almalıdırlar. Bu saaften sonra vaki olacak teklifat kabul edilmiyecektir. 4 — Satışa çıkarılan eşyanın kontenjan müsaadesi alınmış ol duğundan ihaleyi müteakip derhal taliplere teslim edilecektir. (4993) TYTahmin edilen kıymeti Fasel No. ı7 Kap Lira Adedi LET 14269 06 19 — 4899 12446 54 24 3750 21325 48 25 46 10020 20 1516 16179 25 Tesinde Hattat sakazında Mehmet Elen- dinin Tf numuralı hanesinde mukim | ve Cumhuriyet Merkez bankası Memur- Tarındacı iken elyavm ikametyühı meçhul Necmi Beye,: Karınız Mestinigür Hasımım aleyhi- mize Açtığı nafaka davasından — dölayı namınıza gönderilen arzuhal ikametgü- | kanızın meçhül olduğu şerhile mahalle / heyeti ihtiyariyesinden tasdikan muba- şiri tarafından inde edilmiy ve bu es- bap ile müddei “vekilinin talebi ile ve bir ay müddetle ilânen tebliğat ierasmı- na karar verilmiş olduğundan muhake- me günü olan MA 10983 terihine müsadif Seh günü saat 1 te mahkemede hazır Bulummanız Tüzümu bukük usülü mu- hattâ | hakemeleri kanunun 4F invi maddesine tevfikan ilân olunur. (7707) lli ae ee Br — Tei — l Kuruş Müzayede T. 4/11/983 YUW LLGB3 2/12/933 9/12/933 23/19933 “Sultanahmat beşinci sulhtu- | — YA Eşyanın cinsi İpekli mensucat, kadifeler, çoraplar, kravatlar, atkılar ve sair ipekli eşya. Yünlü, İpekli, Elbiseler çamaşırlar, şapkalar ve sair yünlü eşya. Muhtelif san'atlara ait pi rinç, demir, alât ve edevat, kablolar, teller, düğmeler, sofra eşyası, çatal, bıçak, kaşık ve saire. Folosbit, otomobil ve ak- samı ve saire, Eczalar kundura boyaları, yağlı, vernikli beyalar, çivitler, yazı mürekkeple- lstanbul İkdaci Ticzret Muh- I kemesinden: Müddei D. A. Mango ve A. Niko şirketi vekili avukat Li- Galatada Mertebani sokağında kefeli hanında kefeli zade Yusuf aley- hine 386 lira 65 kurugun ma faiz ve rif ve ücreti vekâlet — tahsili hakkında ikame olunun — davada müddaaleyhin — ikametgühiının — meç> ' hul olduğu — anlaşıldığından - ilânen tebligat icrasına karar veril, ve bu leı-ı:. dahi hakkında mılırı- mahkemede İspatı vücut etmediğin- den müddeaaleylk mumaileyhin gıyas bında mahkemeye devam — oluna: uhakeme olurak &W—uu& da mubakemede bizzat veya bir vekil gönder takdirde mubakemenin bindi mâ- gıyabında — bakılacağı A—* N Onaa a ge e L Bu ne garip ve, ne ibretli bir tesadüftü. Muharebe bütün şiddetile devam ediyorken haçlılar mukaddes salip dedikleri tepenin etrafında kıral- Tarının otağımı kurmiya - çalıştılar ve kurdular, Otağın yanı başında bir kaç çadır da dikilmişti. Haç- hların maksadı, mukaddes salibin mekti, le yaparlarsa a- caklarına kanidiler. Çüönkü onlara göre mukaddes salibin etrafında ğ edilmezlerdi. haçkıların fayda vermez! Bu hareket olsa olsa felâketlerini arttırır. | Taarruz tekrar başlamıştı. Mü- | cahitler dalga, dalga ilerlediler ve haçlıların karargâh kurdukları hattın dağına hücum ettiler. ettiler. Onlara göre artık iş beşe- rin âciz elinden çıkmış, Mesihin kurtarıcı eline geçmişti. Artık mukaddes salibin yapa- cağı mucize bekleniyordu. Halbu- NM F | Fi Ü i ) | F F t 3 SHf ğr'jdîl Ş TeritE t K Ş ; ? Ş m yaralanmışlardı. Buna rağ- & Sultan iki kardeşi gördükten sonra yamıbaşında duran kuman- dan Haydar Beye emretti: B iki yiğidi karşılıyalım! Ve ikisi ilerlediler. İli taraf karşılaştığı zaman GÜL HANIM Haçlılar, Mücahitler, Fedailer Arasında 67 amaam Yaran: — Hainler! Zaten Ben Sizin Casus ; Olduğunuzu Biliyordum LĞ —i Ömer Rıza Kurt ile Doğan sultanı se- lâmladılar. Sultan sordu: — Bizim tarafımıza nasıl ge- diniz? Doğan kısaca anlattır — Satvetli, Muzaffer Sultan! Şeria nehri ile Celil deryası ar- kanızda idi, cenahlarmız ihata oraya atarlar, ordunuzu tarümar ederlerdi. Yahut haçklar olduk- ları yerde durüp sizi beklemiş olsulardı, bu çölde onların başmma gelen, sizin başınıza gelirdi. Ya- pılacak bir İş vardı. Haçlıları ilerlemeğe — sevketmek, ve çöle sürüklemekti. Kardeşimle ikimiz bunun için çalıştık. Ve buna muvaffak olduk. Bunun neticesi- ni görüyorsumuz. Salâhaddin hemen atından in- di. Haydar Bey de derhal imdi. Salâbaddin evvela Doğam, sonra Kurdu kucakladı. Haydar Bey de öyle yaptı. Selâhaddin daha som- ra kılıcının kemerini çözdü ve onu Doğan Beye uzattı. Doğan Selâhaddinin elini öperek kılıcı aldı. Haydar Bey sarığınm - üze- rindeki müşa'şa mücevheri çıka- rarak Kurda uzattı. Hattın vak'ası böylece nihayet bulmuş ve bu defa haçlıların Şarktaki satvet ve şevketi kırı- mıştı. R MA Haydar Beyin Kurt Beye ver- diği hediye, yıldız şeklinde işlen- miş, pırlantalarla süslenmiş - bir zümrüt parça idi. Doğan Bey sultanı memnun etmek için he- diye ettiği murassa kılıcı kuşa- - nırken Kurt ta Haydar Beyin hediye ettiği mücevheri serpuşu- na taktı. Kumandanlar, bımstiyan esirle- ri getiriyorlardı. Sultan Salâhat- : tin banları karşıladı. Kurtla Do- mı? ma girin. Ve benimle bulunan. Frenklerin - dillerini bik diğiniz için bana tercümanlık edin. Çok geçmeden frenkler kıralı ile Prens Arnot namile şöhret kazanan Reginald Chattilon ile asillerden müteşekkil maiyeti ge-