27 Ağustos 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

27 Ağustos 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—e '_'__"""' ü SÖON <BOTEML : <SH9 ÜŞ Ziya Şakir Kâmil Paşayı Sevmiyenler Kendileriri Meb'usluğa Lâyık G Üçüncü Kısım İntihap — zamanı yaklaştıkça, cemiyetin maruz kaldığı tehlike, artıyordu. Muhalefeti, tedhiş siya- | seti ile bastırmak istiyenlerin fi- kirleri; gerek Selânikteki Merkezi Umumide ve gerek İstanbul mer- kezinde nihayet galebe çalmıştı. Cemiyetin, bütün kudret ve Batvetini göstermesi; her ne pa- hasına olursa olsun, intihapta ekseriyeti ihraz etmesi elzemdi Anadoludaki rakiplerle uyuş- mak, pek o kadar güç olmadı. Esasen bunlar; herne olursa olsun bir mevki ve nüfüz sahibi olmak istiyorlardı. Bu mevki ve nüfuzu ister hükümet ve ister cemiyet versin; onlar için bunda büyük bir fark yoktu... Rumelide de, üç beş vak'a müstesna olmak üzere bütün islâmlar, cemiyete karşı besledikleri rabıtayı sârsmıyorlar- dı.. Manastırdaki mubalefetin en başında bulunan süvari kaymaka- mı sadık Beye - şimdilik - Debre mutasarrıflığı — verilmiş; — kısmen memnun edilmişti. Eğer Selâniği istisna edersek, Rumelide de mu- hâlefet biraz sükün — bulmuş gibiydi. Fakat İstanbul.. Buradaki mu- halifler; bir türlü ikna edilemi- yor.. Gün geçtikçe bunların kud- ret ve nüfuzu artıyordu. Cemiye- yetin ve henüz cemiyetle yürüyen Sadırazam Kâmil Paşa hüküme- tinin ef'al ve harekâtım tenkit edenler, kendilerini mebusluğa kın birer zümresine istinat edi- yorlar; perestişkârlarının beheme- hal kendilerine rey vereceklerini tahmin eyliyorlardı. Cemiyet, hiçbir suretle kendi- kerile itilâf imkâmı olmıyan bu zevatı, teker teker avlamak; faa- liyetlerine birer suretle nihayet vererek intihap esnasında atıl ve mefluç bırakmak istiyordu. Bunların en başında, Murat Bey geliyordu. Bir taraftan Tanin ve Şüraytümmet gazeteleri Murat Beyin neşriyatına makul ve man- tıki bir surette cevap vermekle meşgül iken diğer taraftan da avam arasında Murat Bey hak- kında propagandalar yaptırılıyor.. Bu zatın Kafkasyalı bir lezgi ol- duğundan, bu memleketle hiçbir alâka ve rabıtası bulunmadığından » bahsediliyor.. gözden düşürmek için en iptidai vasıtalarla bile hücumdan — geri durülmuyordu. Hatta, (99 uncu bölük ) efradın- dan kolağası H. Bey, bilhassa mesele için İstanbula getir- tilmiş.. Mizan gazetesi idareha- nesine gönderilerek Murat Bey, Yovelverle tehdit edilmişti. Murat Bey, iddia ettiği - bak- tan emindi. Onun için bu tehdi- de hiç kulak vermemiş hatta Reşriyatına — biraz daha — şid- det vermişti... Nihayet, eylülün €© cuma günü akşamı, Mizan gazetesi idarehanesindeki Murat in odasına bir sivil memur girdi: — Zaptiye nazırı paşa hazret- İTTİHAT » TERAKKİ — Her hakkı mahfuzdur. — Ü.ç.lncü Kısım No. 1 Nasıl doğdu?.. Nasıl Yaşadı?.. Nasıt Öldü?.. örenlerdi Murat Bey, Biraderi, kerimeleri, mahtumları milli kıyafetlerile leri, selâm söylediler. Biraz teş- rifinizi rica ettiler. Dedi ve bu davet, meşrutiyet hayatında —matbuat hürriyetine ilk kahir darbeyi indirdi. Murat Bey, meşrutiyetin mev- cudiyetine o kadar kani ve emin- di ki; aklından en küçük bir şüphe bile geçirmeden Zaptiye nezâretine gitti. Ve orada tevkif edildi... Murat Bey, polis müdü- ründen, hakkında sadır olan tevkif müzekkeresini istedi. Fakat, böyle bir tevkif müzekkeresi, mevcut — değildi. Buna — binaen sadrazam Kâmil Paşa tarafından zaptiye nazırına çekilen iki satırlık bir telgrafname kendisine göste- rildi. Bu telgrafnamede Murat Be- yinde ( emsali misillâ tahtı mu- hafazaya alınması ) emredilmişti.. ve ( emsali misillâ ) dan mak- satta, Harbiye nezaretinde mev- kuf — bulunan — sabık — devrin ricali, sarayın bazı büyük ve kü- çük hafiyeleyi idi. Demek ki Murat Bey, başka suretle iskât edilemeyince, — nihayet milletin nefret ve hakaretle — gördüğü adamların derecesine - indirilmiş ve böylece cemiyetin kudret ve satveti gösterilmişti. Burada, dikkate şayan olan bir. mnokta — vardır. ki © da. — şudur: Cemiyet — Murat Beyi hotbehot tevkif ettirmekle meşrutiyet hak ve — umdelerini payimal ediyordu. Fakat, Kâmil Paşa gibi daima hür ve müstakil düşünür bir zat, acaba na- sıl bir tesir altında kalıyor ve cemiyetin bu kanunsuzca hare- ketine alet oluyordu.? ÖO zaman birçokları bunu Murat Beyle Kâmil Paşa arasın- daki husumete atfetmişlerdi. Da- ha makul düşünenler ise; Cemi- yet tarafından Murat Beyin - katli ihtimaline — binaen, — memleketin huzür. ve sükünunu — muhafaza etmek için Kâmil Paşanım bu ehveni şerri ihtiyar ettiğini söyle- mişlerdi. Ertesi gün intişar eden gaze- telerde, şu resmi ilân görüldü: Hânı Resmt Mizan gazetesi, ezrhanı umumi- yeyi tahdiş ve tehyiç edecek yol- da neşriyatı muzıraada devam et- mesinden dolayı, icra olunan tah- kikat neticesine intizaren devletçe görülen lüzum Üüzerine mezkür gazete, baemrisami muvakkaten tatil olunmuştur. 27 Eylül 324 Nezarelti Umuru Zaptiye Osmanlı meşrutiyet tarihine lü- zumu olması ihtimaline binaen ay- nen dercettiğim şuresmi ilân, İstan- bul'un mütefekkir zümresini hay- retler içinde bırakmıştı. Şu dört sa- tırlık ilân; sabık devirde matbuat serbestisine karşı hükümetin bir silâh olarak kullandığı adi bir kılişeden ibaretti. Bu kailişe, hiç- bir harfi, hiçbir kelimesi değiş- tirilmeden — meşrutiyet devrinin daha ilk aylarında kullanılmış.. artık iki devir arasında, idare sis- temi itibarile hiçbir. fark kal- mamıştı. Hiçbir. mahkemenin hükmü, hiçbir. müddeiumuminin emri ol- madığı halde, Abdülhamidin ya- verlerinden Çerkes Mehmet ve Rahmi Paşalar idareten sürgüne gönderilmişler.. Sabık vükelâdan bazılarile, büyüklü küçüklü beş on hafiye, yine ayni maksatla hapsedilmişlerdi. Mevcut — olan kanunuesasi ile telif kabul etmi- yen bu (idareten nefi ve hapis ) ler, koca bir milletin kin ve nefretini kazanmış olan o zevata tatbik edildiği zaman bile hakiki ve hür meşrutiyetperverler tarafın- dan hoş görülmemişti. ( Arkası var ) zi Yanan Frkaları men N_Iüjttefhit ( Baştarafı 1 inci sayfada Altı Balkan devleti bu iptidai mukavelenin imzasından itibaren altı ay zarfında kısmi bir güm- rük ittihadı — vücude getirmeyi teahhüt ederler.,, Denilmektedir. Yunan heyeti bumukaddeme- yi müteakip kısmi gümrük ittiha- dının hangi esaslara istinat etme- si lâzim geleceğini anlatmaktadır. Atina 27 ( Hususi ) — Harici siyasette —muhtelif — siyasi — fır- kaların ve bugüne kadar Baş- vekillik — ve hariciye — nazırlı- ğt etmiş olan zevatın ne dü- şündüklerini anlamak için yapı- lan teşebbüs münasebetile bütün bu zevatın Türkiyeye karşı takip edilen siyaseti müttefikan tasvip etmekte oldukları şimdiden anla- şılmıştır. Bu itibarla seyahat esnasında konuşulacak meseleler tamamen tesbit edilmiştir. Yunanistanın Türkiye haricinde Balkan komşularile takip edeceği siyas.te gelince, bu da vâzıhtır. Muhakkak olan bir şey varsa Yunanistanın hukukunu muhafaza etmek — şartile Bulgaristan ve Yugoslavya ile ortada ihtilâflı mesele bırakmak istemediğidir. Yunan Meclisinde Bir Kanun Atina, 26 (Hususi)— Meb'usan Meclişi muhacir mahballelerinin büyük şehirler belediyelerinden ayrılmasına mütedair olan kanun lâyihasımı aynen kabul etti. Bu münasebetle — muhalifler ile mavafıklar arasında şiddetli münakaşalar oldu ve celse sa- baha kadar sürdü. Elefteron Vima Gazetesin'n Bir yazısı Atina 26 — (ALA.) — Hariciy nezaretindeki siyasi işler şubesi sabı': müdürü M. Georges Melas, Türk-Yu- nan dostluğu hakkında Elefteron V MA gazetesine bir yan göndermişt M. Melas, bu yazısında, boğarl bakkında Türkiye — Hariciye - Veki i Tevfik Rüştü Beyefendi tarafında ileri sürülen tezi müdafan edere diyor ki: — Şark'taki — komşumuzla — olan münasebetlerimizin en bariz — vâsfını teşkil edön ve bu münasebetlere anl hususiyetini — veren — doğruluk — ve açıkgözlülüğe uygun bir — surette hareket eden biz Yunanlılar, silâh- ları — azaltma — konferansının, — do tumuz Türkiye cumhuriyetinin bir..< müvazenesiz bir halde bulunan mü- dâafaa vamıtalarının eski haline gelme- sini temin edecek bir karar werme- sini görmekten başka bir temennide bulunamayız. Boğarlar hakkındaki mukavelede Türkiyeye komşu hükümetlerin de- gil, fakat büyük devletlerin imzaları bulunmaktadır. Şarki Avrupanın nihayetinde ha- kiki bir sulh amili olan, karada de- nizde münakalâtın serbestliği hususu- nun çok dikkatli ve uyanık bir mu- hafızı olarak anılan Türkiyenin hakh dileklerini alâkadarların yerine getir- diklerini görmek istiyorur Dünya Neler - Okuyor ( Baştarafı 1 thci sayfada ) moda halinde rağbet gören bir eser bulunur. Buna en çok satı- lan eser ismi verilir ve milyon- larca satılır. Bir zaman H. G. Wells'in * Tarihin hulâsası , isimli eseri bir ay içinde bir milyon nusha satmıştı. Ertesi sene Sinclair Lewis isminde bir romancının Babbits ismindeki romanı piya- sayı işgal etti. Evvelki sene şöhret ve satış rekoru Wil Du- rant isminde genç bir feylezofta idi ve en çok satılan eser onun felsefi kitapları idi. Bu sene de en çok satılan ve halk tarafından vesika ekmeği alır gibi sıra bekliyerek kapışılan eser ne bir roman, ne bir biyog- rafi, ne de alelâde bir eserdir. Bu eser, 1000 kelimelik bir kitaptır, adı “Birinci cihan har- binin fotoğraflı taribhi, dir. Bu kitabın hususiyeti resimlerinin canlılığındadır. Bu resimler, oku- yucuya harbi binlerce kelimeden daha büyük bir vuzuh ve - kat'i- veya iki kelimeden ibârettir. Fa- kat öyle ince bir istihza veya hicvi ihtiva eden kelimeler seçilmiştir ki, bu kelime resmi okuyucunun gözü önünde canlandırmaktadır. Meselâ harbin tahribatı hak- kında dört resim vardır. Yıkık bir ev resminin altında “bu vak- tile bir evdi.,, harabe haline gel- miş bir şehrin altına,, burada vaktile bir şehir yardı,, bugün bir düz mer'a haline n bir saha nin resmi altına “ burası - vaktile bir ormandı,, kömür olmuş bir askerin resmi altına,, bu vaktile bir adamdı.,, Gibi yazılar kon- muştur. Resimlerin bir kısmı ha- kiki, mühim bir kısmı şaheser addedilecek kadar mükemmeldir. Bu kitabın satışı akıllara hayret verecek derecede mühim- dir, Eser ancak bir ay evvel neşredildiği halde basılanlar der- hal kapışılyor. Makineler geceli ündüzlü baskıya devam ediyor. e halk satış yerlerinde sıraya girerek nöbet bekliyor. Kitap ucuzda değildir, fiyatı yetle — anlatmaktadır. — Müellifi | 5 hiradır. Lawrence - Stalling isminde - bir ( Bü makâlelerin &rkasını yarından muharrirdir. itibaren her gün sütunumuzda göre- Resim altları ekseriyetle bir | ceksiniz. | ö ni — aa ea -- mrrama İstanbul Üniversitesi Mübayaat Komisyonundan: 1 — Beyazıtta Askeri Tıbbiye mektebi binası dahilinde yeni yapılacak mutfak ve müştemilâtı pazarlık suretile ihale edilmek #zere münakasaya konulmuştur. “2 — Paviyon inşaatına talip mütcahhitlerin asgari “20000,, yirmi bin liralık tek bir binayı yapmış olması şarttır, 3 — Talipler Maarif Vekâletinin güzel san'atlar akademisinde bulunan resmi mimari bürosuna müracaatla ehliyetlerini gösterir evraklarını tetkik ettirecekler ve mezkür bürodan ihaleye iştirak edebileceklerine dair alacakları tezkere ile Üniversite Mübayaat onar Jira mukabilinde şartname, komisyonuna müracaatla MA0 lâhıka, mukavele ve projelerin suı 4 — Talipler kendi teklif edecekleri bedelin yüzde 7,5 yedi buçuğu nisbetinde teminatı muvakkate mektuplarile birlikte ihale günü olan 2 Eylül 1933 cumartesi günü saat om beşte Üniversite mübayaat komisyonunda hazır bulunmaları. *4419,, retlerini alacaklardır. aei simeeksiz. oei D e d

Bu sayıdan diğer sayfalar: