I Yeni Bir Makine ! İ Geçenlerde gazete yazıyordu: Akıllının biri uğraşmış düşün- müş, yıllarca emek sarfedip bir makine yapmış bu makine kimin göğsüne konulursa bütün düşün- düklerini teker teker haber veri- yormuş. İ — Ne iyi bir icat!.. — Yahut ne fena bir icat!. Meselâ böyle bir makineye maliksiniz.. karşınıza geçmiş, biri anlatıyor: — Bugün bankaya oü - bin Hiralık bir çek bozdürdüm. Siz makineyi göğsüne koyuyeriyor- sunüz. Makine işin doğrusunü söyleyiveriyor: — Elime bir yerden üç kuruş geçirsem de iki simit alıp karmmı doyursam. » Genç güzel bir kadın görü- yorsunuz, hoşunuza gidiyor.. göz- leri gözlerinize baksa değil ya.. eteğinin —ucuna dokunabilseniz zevkinizden bayılacaksınız.. ken- dinize bir türlü lâyık göremedi- ğiniz bu fevkalâde kadına el çabukluğu ile makineyi dokun- duruveriyorsunuz., doğru haber onda: — Ah diyor, şu adam benimle | alâkadar olsa, hali nekadar ho- şuma gitti. * Bunlar iyi tarafları fena taraf- ları da var... İşinizde, patronunuz sizi pohpohluyor: — Sen benim göz bebeğim- sin, İstikbalini daima düşünüyo- rum. Yakında maaşa fazla mik- tarda zam yapacağım!.. Makineyi çıkarıyorsunuz.. pat- ronun hakikt düşünceleri belli oluyor: — Hele sen şu işlerimi gör, ben sana yapacağımı bilirim.. iş- ler biter bitmez kapi dışarı. Pazar Ola | beş sene çoktur bile.. rinden belli olur. ş ğ > ğ öğenli b_ık dfönriir)_';vlır. hîçn îdı;;mî;;n harmanı; | Akşam oldu, gün kavuştu, çok dolaştık, yorulduk.. S;lıı; dod.l;ıoı lnıl:şıhn_ıhıı' ;el:::ıl: ;:mıyı. I 3::;' ;'î'ı de atlayalım artık geldi zamanı.. Tarla gördük, harman gördük zevklerine vurulduk.. raberce dolaşalım - eğleniriz ya.. Haydi artık döneceğiz takılalım peşpeşe; Elele biz, kolkola biz, çıkıverip şehirden; Yayılalım uzaktaki tarlalara hep birden.. Arpa, buğday harman olmuş yığın yığın duruyor, Güneş altın ışığını yığınlara vuruyor.. sun? Çoğun yazana! demiş. Sabuna ler ki: Sen her lekeyi temizler misin? Yal- nız namus İekesini temizliyemem, de- miş. Pireye demişler ki: demiş- Neden yavaş yü- rTüyemezain? Tabia- tim biraz aeelecidir!! d'?':lhivmduıiş- ler ki: Ahmak — adam kirdir? — Bizleriz. Lâkin, bunu bana ikrar — ettirmeyin!! demiş. Plâj neye yarardı? aa —— Veremem Bir dilenci Hasan Beyin kapı- sını çaldı. — Bana bir sadaka verir misiniz?, — Ben tammadığım insanlara hiçbir şey veremem.. Dilenci ertesi gün yine geldi: — Bana bir sadaka verin, hani dün size kendimi tanıttımdı! Hasan Bey kaşlarıni çatttı. — Yine bir şey veremem.. beni tanıştığımıza pişman etmek mi istiyorsun!.. Mahkemede Hasan Bey bir mahkemede bulunmuştu dinlediklerini söyledi: Müddeiumumi iddiasını okudu: — Maznunun on beş sene ağır hapıs cezasına mahkümiye- tini isterim. Hâkim maznuna sordu: — Birşey ilâve edecek mi- siniz? — Hayır hâkim efendi on Kavuncu — Haydi top atanlar, top Atanlar. Hasan Bey — Yavaş söyle bazret üzerine alınanlar olur. ı ( ! Merak ettim ne vardı? : Bir alay esmer gördüm, Gözüm gönlüm karardı. ! — Genç / olsaydım. Türkiye'de ça- hışmak isterdim Hasan Beyl. — Hangi genç bu genç memleket- istemez ki dostum! Hasan Bey bağırdı: — Buldum!.. — Ne buldum? — Şairle çöpçü arasında bü- yük bir münasebet buldum. Her ikisinin de meslekleri kıyafetle- Kamçımızı ata vurup koşturalım, koşalım; Harman keyfi ne de hoştur bağıralım, coşalım. Yaba elde, savuralım samanları durmadan.. ' Buğday düşer bir yana hep hale bakın ne yaman!, 1 Hasan Bey anlattı Ahmet Bey karısının fotoğrafımı çektire- cekti. Mehmet Bey bir fotoğ- rafhane tavsiye etti. — Çok iyi resim çeker, ora- ya git 9* € pekalal.. Bir hafta geçti. Mehmet Beyle Ahmet Bey tekrar görüştüler. Mehmet Bey sordu: Şbe D;diğîm fotoğrafhaneye ittin mi GN Cüteş: Gakzi DÜd gitmem. Karımın resmini müthiş çirkin çıkardı! — Kendisine benzememiş mi? — Kendisine iği için çirkin olmuş yal.. Müslüman olsa- na'! Müslüman ol- sam namazı - çokl! “ Yahudi olsam bay- çokl! Biristi- yaşasın çipgenelik!' demiş. Ata demişler ki: Çulun pek eskit! Cins isem, eski çul altında da belli olu- Tüm, demiş. 8 Kargaya dömiş- ler ki: Sesin güzeldir!! Bir şazkı söylesene!! Ben meşgulüm, bu işe Bülbülü vekil ettim!! demiş. Birinci Bir genç hanım Hasan Beye | anlattı: — Hasan Bey, ben her şeyde birinci olmak isterim. — Her şeyde anladım amma kızım, sakın otomobil yarışlarında birinci olmıya heves etme! Samiye Bürhan Cahit Hanımın başına gelen senin başına da gelir, | mahkeme mahkeme dolaşırsın!.. müsrif Hasan Bey muktesit kıza sordu: — Nişanlından niçin ayrıldın?. — Müsrif olduğunu anladım — Ne yaptı? — Daha ne yapsın; yedi bu- çuk numara eldiven eline tamam geldiği halde, yedi üç çeyrek almış.. Salname Hasan Bey kitaba çok düş- kündü, karısının artık canına tak demişti: — Ne olur, ben de bir kitap olsaydım, dedi, bana da biraz düşkün olurdun! — Hakkın var karıcığım am- ma, sen bir salname olsaydın daha iyi idi.. Senede bir kere değiştirirdim!, ——— ——— ' A E Li Ca sm——İ— | Demişlerki o Domişlerki —H- ——0 —e .:_. Aza demişler ki: Çingeneye — de- | Su işi | me| — Nereye gidiyor- mişler ki: İ DÜ — ' Hasan Bey gazete okuyordu: “Belediye — tesisatı — olmıyan mahallelere de su verecek.., Hasan Bey bir müddet dü- şündükten sonra: — Anlaşıldı, dedi, bundan sonra onlar da susuzluğa mah- küm olacaklar!.. Kibar Hasan Beye sordum: — Kibar adam kime derler? — Çay finc.nma şekeri pens- le tutup koyan adama kibar derler. — Yal.. — Evet amma bir ziyafette herkesin içinde değil, kendi evinde yapayainız kaldığı zaman | bu işi yapacak! Nasihat Hasan Beyin l(oı.ıışuıu tatil günlerini ailesile birlikte evde genç | Veda edip ufuklarda gurup eden güneşe... Tatil günü güzel geçti tarlalarda kırlarda, Halimizi kıskanacak seyredenler civarda!.. taze yumurla arıyorum acaba nerede bulurum?. antikacı var, © sabyormuş diye işitdiml. kapanıp geçirirdi. Hasan Bey de çoçuk gürültüsünden* bizar olur- du. Hasan Bey nasihat verdi: — Çocukların tatil günleı;m de gezmek haklarıdır. — Bırakayım — gezsinler Ha- san Bey.. — Fakat babaları onları yal- nız. bırakmamalıdır. — Peki Hasan Bey ben de beraber giderim. — Kadınlar kocalarını daima takibe mecburdurlar, — Kanmı da beraber alınz. — Evde- hizmetçinin — yalnız kalması doğru değil.. Dünya bu, herşey ümit edilir.. O gündenberi Hasan Beyin komşusu her hafta tatil günlü bütün ailesile birlikte gezmiye gidiyor, Hasan Bey de başını Fi P. O. H. B. öi Ki eÜ ü cadkar 1 Sta b ÇT A A