Dünya Hüâdiseleri :tjf Horlama Hastalığına Dair... Bundan bir müddet evvel İn- giliz gazetelerin- de bir kadıncağız bir name Neş- | geşretti. Bu kadın retti yeni — evlenmiştir. Kısa bir hastalık geçirmiş ve bu hastalıktan sonra uykusunda hor- lamıya baş'acaıştır. Halbuki has- talanmadan evyel hiç te böyle bir huyu yoktu. Bu hâdise, onun kocasile arasını açtı. Adeta ay- rılmaları *tehlikesi başgösterdi. Bu kötü huydan kurtulmak için birçok doktorlara baş vurmasına rağmen bunların hiçbirinden bir netice hasıl olmadı. Bunun üze- rine biçare, gazetelerde, - yukarı- ya kaydettiğimiz şekildeki feryat- nameyi neşretmiştir. Kadıncağız, bu mektubu neşrettikten sonra birçok mektuplar almıştır. Bü mektuplar, kendisine türlü tavsi: yeleri ihtiva ediyor. O da, bunları yine gazetelerde ilân ediyor. Fa- kat aklına yatkın gelen tav- siyelerin hepsini tecrübe edeme- diği için, vardığı neticeyi söyle- miyor. Fakat şu garip tavsiyelere hedef olduğunu anlatıyor: Bir mektup sahibinin tavsiye- si: Yatarken burnunuzu tıkayın ve bir miktar gliserin için. Bir diğeri: Ağzınıza bir yu- düm petrol alın, bir dakika tu- tun, sonra gargara edin. Bu tavsiyede bulunan adam yetmiş beş yaşında olduğunu ve ilâcım birçok kimselere tavsiye edip istifade ettirdiğini kaydedi- yöor, Bir. Kadın Bir Feryat- munuzla teneffüs etmiye alışın. Ta ki uykunuzda horlamayasınız. * Bir başka tavsiye: Gece ya- tarken ayağınızı hardallı banyoya koyunuz ve ilâhiri.. * Kadıncağni tecrübelerinin ne- #cesini ilân ederse-ki edeceğini wadediyor. Biz de karilerimize arzedeceğir. : * t undan bir müddet evvel Amerika Cumhur Reisi M. Roozveltin fik- I Bl!; Masraf irlerini Londrada eselesi | Ki Amerikan he- yeti reisine bildirmiye memur edilen — saray müsteşarı M. Moley'in Londra seyahatı mü- nasebetile — garip —bir vaziyet hasıl olmuştur. Çünkü bu zatın ve beraberinde götürdüğü gaze- teci Mister Svop'un masrafları meselesindet, heyeti murahhasa reisi ile Amerikan hazinesi ara- sında ihtilâf çıkmıştır. Amerikan murahhas heyeti için hükümetin verdiği tahsisat 50 bin dolardı. Fakat M. Moley ile beraberin- deki gazeteci müşavirin masraf- ları da 3000 küsur dolar tutmuş- tu. Bu paranın heyeti murahhasa tahsisatından mı, yoksa ayrı bir şekilde mi verileceği tereddüdü mucip olmuştu. Maamafih mese- il:ıfı heey”'ııln lıhı:lzhmı olmak in eti murahhasa reisi M. Cordell Hull M. Moley'in masraf E;ıılıınu hükümete iade etmiş, leyeti mnrahasa emrine verilen masraf tahsisatına sokmamıştır. Hâdise, umumi bir hayret uyan- dirmiş ve M. Cordell Hullun i sorulduğu —zaman — şu — cevabi vermiştir: “Bizim paramız bize bile kâfi elecek miktarda değildir. Nere- kaldı ki resmi işi olmıyan masraflarına dayana- bilelim. Nereden isterlerse ora- dan - bulsunlar, fakat bizim tahsi- satımıza ilişmesinler, feryatname | .Bîr başkasının mütalâası: Bur- | SON POSTA Böceklerin A._lemrindde Bir Arı Kovanı İle Bir İnsan Cemi- yeti Arasında Hiç Bir Fark Yoktur Arı ve karınca gibi bir arada yaşayan böceklerle biz insanların âdetlerimiz arasında büyük benze- yişler vardır. . Meselâ bir arı ko- vanı ile bir köy veya kasaba hal- | kının yaşayışı arasındaki bu ben- | zeyiş insanı şaşırtacak kadar bü- yüktür. Her ikisinde de öyle içti- maj müesseseler görülür ki her sınıf halka, salâhiyet ve vazifele- rini bu mücsseseler tayin eder. Aramızda göze çarpan sevgi ve düşmanlık tezahürleri, aynen arı ve karıncalar arasında da vardır. | | İnsan cemiyeti ile bu nevi bir | böcek cemiyeti arasındaki başlıca fark şudur ki bir böcek cemiye- tine hâkim olan ananc ve âdet- ler değişmek bilmez bir surette © cemiyetin hayat seyrini tayin ederler. Umumi arzu ve iradeler her türlü ferdi teşebbüs imkân- larını - ortadan kaldırmıştır. Şu şartlaki bazı iptidai cemiyetlerde olduğu gibi, umumun münasip göreceği zaman — ve vaziyette, | cemiyetin hayatına yeni bir isti- kamet - verilir. Bu, bir nevi “hükümdar de- giştirme,, hâdisesidir. Malüm olduğu üzere her arı kovanında bir “Bey,, vardır. Biz, yanlış olarak bu — hükümdara “Bey,, deriz. Hakikatte bu bir “Hanım,, veya “Bir Kraliçe,, dir. Çünkü bu kovan hükümdarı dişi- dir. Kovan sakinleri, bazen çok ihtiyarlamış olan bu “Kraliçe,, değiştirmek lüzumunu görürler. Bunun için epey evvelden ha- zırlıklara başlanır ve birzat deği- şecek olan kıraliçenin kendisi de dahil olmak üzere herkes, el bir- liğile bu mes'ut hâdisenin bir an evvel vukuunu temin etmiye çalı- şır. Çünkü işe yaramıyan bir kıraliçe ile bir kovan yaşayamaz. Hele -kıraliçesiz. hiçbir. arı kova- nına hayat hakkı yoktur. Çünkü her kovanda, günde birçok zayiat vardır. Bu zayiat, bilhassa kovanın amele arıları aresında — vukua gelir. Bunlar, dışarıda gıda tedarik ederlerken ya düşman tecavüzile mahvolur, yahut yollarını — şaşırır, birer kö- şede kalırlar. İşte bunların boşluklarını dol- durmak için kıraliçe her gün bin kadar — yumurta — yumurtlamıya mecburdur. Bu yumurtaların be- heri, umumiyetle altı köşeli olan balmumu — höcrelerine — konulur. Amele arılar, dışarıdan aldıkları gıdaları getirir bu höcrelerdeki rüşeymlere verirler. On altı gün sonra yumurtadan arı çıkar. Fa- kat bu arı, kemal bulmuş değil- dir. Çünkü gıdalandırılmıya baş- landıktan bir müddet sonra gıda miktarı azaltılır, bu suretle hay- vanın inkişafına had çekilmiş olur, ve çıkan hayvan, bir amele arı olarak meydana atılır.. Çünkü kesilen gıdası, icabettiği derecede neşvünemasına imkân — vermez. yi Bir arı grupa,yeni kovane girerk n Eğer kovan hbalkı kraliçelerini değiştirmeye karar vermişler ise, © takdirde bir kaç yumurtanın gidaları kesilmez, bunlara tam kalori verilir. Bu sayede rüşeym büyüdükçe altı köşeli höcrenin kenarları yıkılarak rüşeym - bilmek için böcre genişletilir. İlk çıkan — kraliçe derhal faaliyete geçer, —iktidar mevküni — ele alır, kendisi gibi birer kıralıçe olmak Üzere yetiştirilen, fakat henüz kabuklarından çıkmamış olan diğer kıraliçeleri öldürür. Bu kıtalde, ona, kovanın amele anları da yardım ederler. Bundan dolayı, kovan sahip- leri, ellerinde ihtiyat “ kraliça arı,, bulundurmak için kovanın vaziyetini gayet dikkatli bir su- rette takip etmiye ve böyle bir kıtalden evvel müdahele ederek anları ayırmıya mecburdurlar. Anm kovanlarında, diğer mü- | him bir hâdise de, bizzat kraliçe Amele arılar, höcreleri yaparken, bir kısmı-da müstakbel kıraliçelere gıda verirken arıların bazı — teşebbüslerinden ileri gelir, Bunların faaliyetleri- ne, hergün meydana getirdikleri yumurta miktarına nisbetle kova- nın umumi vaziyeti dar gelir. Sahayı genişletmek isterler. O zaman, bir kısım arıları başi- na alarak başka bir kovan kurmıya teşebbüs eder. Maamafih hareketten evvel, geri kalan ko- van halkının kıraliçasız kalmama- sı için, harekete hazırlanan grup, başta gidecek kıraliça olmak üze- re lazımgelen faaliyete girişirler ve yeni bir kıraliçe meydana gelmeden hareket etmezler. On altı gün höcresinde kala- rak tam nemalanan kıraliçe, dün- yaya gözlerini açar açmaz derhal bir bal ayı seyahati yapar, dö- nüşte, kovanın - idaresine vazıyet eder ve beş sene, bu vazifeyi görür. Bu müddet zarfında her- gün bin yumurta yumurtlar. Bun- ların bir kısmı erkek, diğer kısmı dişi arılara hayat verir. Beş sene- min hitamından sonra yine kovan- da yaşamak hakkına malikse de saltanat değişmesinin önüne ge- çemez. Hitit Müzesi Ankaradaki Yeni Müze Çok Zengin Olacak Ankara, 1 (Hususi ) — Bir müddettenberi profesör Eğİ ta- rafından plânları yapılmakta olan Ankara müzesinin inşasına önü- müzdeki ay içinde — başlana- caktır. Verilen —malümata nazaran, yeni müze 20000 lira tahsisat ile yapılacak ve sırf Hitit eserlerine tahsis edilecektir. Balıkesir'de Yerli Mallarımız İçîn Bir Sergi Açıhyor Balıkesir, 30 (Hususi) — Yerli mallar sergisi Ağustosun yir- misinde açılacak, 3 Eylüle kadar devam edecektir. Sergiye mem- leketin her tarafındaki müessese- lerimizin iştirakleri için — büyük kolaylıklar gösterilecektir. Ayrıca diğer şehirlerimizdeki halkın ser- giyi ziyaret edebilmeleri — için tenzilâtlı tren seyahatları temin olunacaktır. b ! İçki Ve Yeşil Hilâl |İkinci Reisin Son NeşriyatHakkın- lda Fikirleri : Cümhuriyet gazetesinde Yu- nus Nadi Beyin şarap müsalahası diye anılabilecek başmakalelerini ben de okudum. Bu vesile ile Yeşil Hilâl Cemiyeti namına yıl- başı gecesi radyoda verdiğim konferans hakkında yine Yunus Nadi Beyin yazdığı gayet tasvip- kâr başmakaleyi hatırladım. O makale bütün içki düşmanları üzerinde ne kadar müsait bir tesir yapmıştı. Şarap propagandası ve içki düşmanlığı meselesine gelince: Türkiye içki düşmanlığının pek uzun olmıyan mazisinde bir aralık mutediller grupu teşekkül eder gibi olmuştu. — Malümdur. ki dünya- nin — birçok — yerlerinde de kat'iyet ve mutedil içki düşman- lığı taraftarları vardır. Bizde de şarap ve biraya müsaade eden ve munhasıran rakı düşmanlığinı temsil eden bu grup ©o zaman kongre intihabatında — ekseriyet kazanamamış ve kat'iyet taraf- tarları heyeti idare teşkil etmiş- lerdi. El'an da öyle gidiyor. Hakikat şudur ki * 15 alkolü havi olan şarapla lâakal 9640 - S0 alkolü havi olan rakı ve ağır içkiler arasında mühim - farklar vardır. Biz buna ehveni şer diye- biliriz. Rakı yerine bira ve şarap içilmesini tercih ederiz. Fakat en büyük emelimiz hiç birisinin içil- memesidir. Fransız Nazırlarında — şarap propagandası şekilleri ve tarzları yeni değildir. Geçen sene Fransa seyahatimde sabık — Maarif Na- zırın bütün leyli mekteplerde genç genç çocukların bile muhak- kak şaraba alı larını - istes ?. Fakat muvaffak olamadan igtü. &IıTiıdl; bağcıları için en :İ | yi meyva propaganda- ' sına ehemmiyet vermektir. Artık şarap propagandasının modası geçtiğini gören Fransızlar da meyva meselesine çok ehemmiyet vermiye başlamışlardır. Yine Fran sada bundan bir buçuk ay evvel toplanan ve iki yüze yakın muh- telif memleketler murahhaslarınım iştirak ettiği beynelmilel meyva kongresini bizzat Fransız Reisi- ürü açmış ve kabineye men- sup iki nazır bütün kongre müd- detince gayet sıkı bir surette alâkadar olmuşlardır. Yeşil Hilâl İkinci Reisi Doktor İbrahim Zati gö — — Yeni Neşriyat Yürkiye Turing ve etomobli Kkulübü mocmuası — “ Türkiyede caki ererler ,, isimli "şayam dikkat bir mısı ile Temmuz nüskası çıktı. 1 İstanbul Ticaret ve Sanayl Odası mecmuası — Ayda Bir. çe kan bu mecmuanın haziran nüshası intişar etmiştir, Fiatı elli kuruştur, Deniz mecmuası — 465 inci yılını idrak eden ve her üç ayda bir intişar eden bu mecmuanın 329 numa- rahi nüshası çıkmıştır. Fiati 20 - ku- ruştur. Yeşli Tire — Tiredo çıkan bu mecmuanın S1 inci sayısı” çıktı. Fiatı 10 kuruştur. " Azarbaycan Yurt Bilgisli — Bu aylık mecmuanın haziran nüshası çıkmıştır. Fiatı 20 kuruştur. Sıhhat almanağı — Kıymetli dok- torumuz Mazhar Osman Bey tarafından tertip ve neşrolunan bu eser 1136 sayfa olup Gati 8 liradır. Doktorluğun her şabesine ait yazılar ve daktorlarımızın resimlerini bavidir. 983 senesi Sıhhat almanağı mütaleası şayanı tavsiye bir €© ı(ı;.oıınln — Her ayın on beşin- di kan " K eratif , mecmuasınnı 44 dacür a iyi bir tabıla pek zengib çıkmıştır.