26 Temmuz 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

Armutlu Köyü Nasıl Bir Yerdir ? Armucü (Hususi) — Kemal- paşa kazasına merbut olan köyü- müz 900 haneli olup Türkiyemi- ze nümmne olacak bir şekildedir. Caddeler ve binalar asri bir şekilde yapılmıştır. Bilhassa be- lediye, Halk fırkası, okuma salonu, posta şubesi belediye tenvirat dairesi, kooperatif şirketi şubesi ve jandarma karakolu gibi gayet muntazam — binaları mevcuttüar, belediye reisimiz İbrahim Bey zeki, fa'al bir xattır ve gayretle- rile köyümüz baştanbaşa tenvir edilmiştir. Köyümüzden eyi bir sânatkâr olarak yetişen Abdullah Efendi tarafından 27,50 beygir kuvvetinde ve 93 amperlik bir tenvir" makinası — çalışmaktadır. Tekmil sokak ve evlerimize mun- tazam bir şekilde tenvirat lamba- ları takılmıştır. Muş'ta Köprü Ve Yol İnşaatı Mithat B. Erzurum, Muş - Kulp, Muş - Di- yarbekir, Muş - Elâriz yollarını mektedir. Mithat Beyin yol siya- seti bütün halkı memnun etmiştir. : , Akhisar'da Üzümlere Bir Hastalık Arız Oldu Akhisar (Hususi) — Son gün- lerde şehrimiz bağlarınm bemen kâffesinde (Porlos poros) ismi ve- rilen bir. bastalık peyda olmuş- tür. Koskoca üzüm salkımları kuruyup yerlere dökülmektedir. Bir kısım bağcılarımız bunun önü- ne geçebıhek gayesile, bağlarına l:ınçlı we tuzlu su dökmek - gibi bır faide temin etmeyen maş- 'da bulunmuşlardır. Bu Yüz- den bü sene bağlarda üzüm ga- yet azdır. Akbhisarda tütün mahsulli çok eyi Akhisar (Hususi) — Tütün istihsalâtımızın bu sene iyi neti- celer vereceği tahmin e! dir. Kargı halinde kurumakta olan tütünler üzerinde hiç hasta- hk eseri görülmemektedir. . ., Diyarıbekir'de Belediye 25 Bin Lira Ver- miye Mahküm Oldu Diyarıbekir ( Hı_ııF) Bek— diye ile su mühendisi arasında tesisat yüzünden çıkın ihtilâf mahkemeye intikal etmiş- tir. Neticede Fehmi Bey davayı kazanmış, mahkeme Belediyenin Fehmi Beye - tesisatı ikmal emek şartile bakiyei matlubu olan 25 bin Hrayı ödemesine — karar üştir. Belelediye davayı tem- m:kh'r. -SON POSTA Temmuz 26 Edebiyat azıllı eledıyesı Çalışıyr Akademisine Su, Elektrik, Yol İşlerine Ehemmiyet Veriliyor Ve Bır Spor Salıası Yapılıyor Nazilli ( Husu- si) — Narilli Be- lediyesi (58,000) Hiralık bütçesile şehrin — umumi ihtiyaçlarını te- mine çalışırken, bilhassa su, elek- trik ve yol işle- rine fazla ehem- Hk kazanıyor. Belediyenin genç reisi Şükrü Beyin bana verdiği izahata göre Şehir Meclisi bu sene bazı mühim kararlar ver- miştir, Foçanın yukarı kısmından aşağı Nazilliye doğru geniş ve asri yeni bir cadde açılacak ve bu caddenin tam müntehasındaki mezarlıklarda geniş bir halk .. 7-.)9 Güdül'de Her Derde Şifa Olan Bir Kaynak Var Güdül (Hususi) — Burada ka- raçamur suyu denilen bir su var- dır. Kasabaya 45 dakika mesa- fede bulunan bu suyun şifa has- şaları tecrübe ile sabit olmuştur. Fakat su pek bol değildir. Mem- bamndan pek az olarak çıkmak- ta ve ancak civarın ihtiyacına te- kabül etmektedir. Bu su mide bastalıklarının tedavide kullanıl- makta ve çok İiyi neticeler alın- | maktadır. Teressübatı kara bir çamur lıılıııde olduğu için suya kara- suyu ismi verilmiştir. Te- ıeıılbm- da göz hastalıklarının tedavisinde istifade edilmekte, bu çamur sürülünce gözlerdeki arpa- tıklar derhal zail olmaktadır. Bu su ile banyo yapılınca cilt hasta- hkları da geçmektedir Bir Kaçakçı Öldürüldü İzmir, Bergama- Kınık yohı(ndı çolz feci bir cina- yet olmuş ve bir kaçakçı, muh- telif —yerlerinden bıçaklanarak öldüülrmüştür. Kaçakçı öldürüldükten sonra iple de boğulmuş ve dereye atılmıştır. Katil henüz malüm değildir. Z'dlııtı tahkikata devam etmek- tedir. —— . $ Mersin'de Bir Köylü Bankası Açılıyor! Mersin, (Hususi) — Şehrimiz- de bir köylü bankasının açılma- sına karar verilmiş ve faaliyete geçilmiştir. Bankanın sermayesi 450 köy- lünün ekeceği mahsolün satışın- dan elde edilecek para olacak ve köyün bankaya iştiraki hissesi yüz lirada aşağı olmıyacaktır. Kaplumbağa ihracatı Mersin, (Hususi) — Geçen ay şehnmızden İıkendeıeye 168 de- niz ihraç edilmiştir. l ; | | | Narilliden bir manzara bahçesi — vücude — getirilecektir. Böylece kasabamın cenup mınta- kası halkının yeşillik ve gezinti ihtiyacı karşılanmış olacak ve bu her iki kışmın birleşmesine doğru esaslı bir adım olacaktır. Belediye Meclisi memleketin spor işlerile de yakından alâkadar olmaktadır. Spur -hı.ıııdı bir Rize' banyo dairesi in- şası için bu sene bütçesine tahsisat koumuştur. Saha- ihtiyacına da kismen cevap ve- rilmiş olacaktır. Şehir Meclisine faaliyetinde muvaffakıyetler dilerken yaz s- caklarının şiddetli anlarında ka- saba sokaklarını bol bol sulat- masını ve bu iş için münasip bir sulama makinesi getirtmesini de bekleriz. de Bakalorya İmti- hanları Bıttı Örtamektep müdü?'ve muellimleri bir arada — Orlımektî mezuniyet imtihanlarında biri hanım Rize (Hususi) olmak üzere 19 talebe muv: Terbiye Heyeti büyük bir ciddi bir itina ile olmuştur. fer.ııgıtle çalışmakta ve yarının neslini . Örtamektebin Talim ve Tekırdağda Da Sesli Sınema Yapıldı Tekirdağda sesli sinema Tekirdağ (Hususi) — Birkaç sene evvel Belediyenin iskele ya- nmda yaptırmış olduğu sinemaya sesli sinema Mmakinesi getirilmiş ve faaliyete başlamıştır. Yeni ııumının resmi küşadı dolayısile ilk gece umuma mahsus olmak X azSezİi üzere parasız sinema gösterik Çarşı içerisindeki Hacı Meh- met Beyin sinemasına da sesli ve sözlü filim getirilmiştir. Tekir- dağında bu iki sinemadan başka veüLinki u n dlar t eilüre S aa A Nurullah Ata Bazı memleketlerde — olduğu gibi bizde de fikir ve edebiyat sahasında tanınmış, sözü geçer kimselerden mürekkep bir aka- demia kurulması lüzumundan çok defa bahsedilmiştir. O kadar ki böyle bir müessesenin ifa edebile- ceği hizmetler yanında hiç şüp- hesiz nhep olacağı zararları da görmi başladık; çünkü öbür meml etler emsalinin dai- ma fıydılı olmadığım biliyoruz. Akademia azalığına seçilen kimselerin vakıa bilhassa gayret- leri, güzel ve “şahsi, eser vücu- de getirmek için çalışmış olma- ları örnek diye gösterilir; fakat ekseriyet onların eşerlerini de güzelliğin örneği, — fikirlerini de değişmez hakikatin ta kendisi zannetmekte — gecikmez. Bunun içmdîı ki akademialer; muharrir- leri taltif edıp edebiyatı inkişaf ettirmek için kuruldukları hâlde onun y:rııık saymasına sebep olurlar. Sanatin öbür şubeleri için açılanlar da daha iyi bir neticeye varmazlar. Böylece her akademia şahsiyeti, güzelliği değil taklidi teşvik etmiş olur. Yeni kurulduğu zaman hakikaten de- gerli kimselerden mürekkep olsa bile zamanla — onlardan kaçıp kapılarım ancak orta derecede, hattâ büsbütün bayağı sanatkâr- lara açar. Meselâ dünyanın en meşhur akademiası olan Aca- demin — française'in Baudelaire, Zola gibi zamanlarına şeref ver- miş şairlere, romancılara, bugün isimleri büsbütün umutulmuş kim- seleri tercih ettiği, Balzac, Stend hal, Flaubert, Verlaine, Mallarmi gibi büyük ediplerin de o heyete girmemiş oldukları malümdur. Bizde böyle bir müessesenin lüzumundan bahsedilirken — temin edeceği faydalar arasında, her sene vereceği mükâfatlar da sayılıyor. Bu mükâfatları hemenhemen daima ikinci derecede eserlerin kaza- nacağı muhakkaktır. Fakat bir an için böyle olmıyacağım, onla- rın Iııln'kııeı dcfulı sanatkâr- lara verileceğini tasavvur edelim, faydalı ola; yine çok şüp- helidir. Çünkü akademia mükâ- fatları, tutarları itibarile değil, seçilen eseri halka tavsiye mahi- yetinde oldukları için ehemmiyet- lidir. Akademia verdiği mükâfatla müuharriri — tanıtımış olur, onun artık yarısı ile maişetini temin edip endişesiz, kendisine ikinci bir meslek aramadan yaşamasını mümkün — kılmağa çalışır. - İşte bizde bu kabil değildir; çünkü, belki gazetecilik eden bir iki tanesi —müstesna —ene, tanınmış muharrirlerimizin bile ııdcce ka- lemleri sayesinde yışıyımıdıklın meydandadır. Hem iyi düşünü- lönce gnıetecilık de bir romancı bir şair için mhıyel ikinci bir ll işi ılc Bizde bir akademia kurulma- sm istemiyor muyun? — Bilâkis. Çünkü — faydaları da — olduğunu, hatta göstermek istediğim zarar- ların da birtakım faydaları tevlit edeceğini biliyorum. Fakat ken- dimi bir sukutu hayalden koru- mak iıüyonım. eğlence yeri yoktur. Şdınıııudekı yol faaliyeti gün- den güne ilerlemektedir. Bir iki ay içinde şehir dahilinde iki bü- yük cadde açılmış ve döşenmiş- tir. Mahalle aralarındaki yamrı yumru yollar da yapılmaktadır. e ahati £ d Z Dü l el | |