18 Temmuz 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

18 Temmuz 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Ne yapıyorsun.. Vurula- caksın... Diye o bağırıyorlardı. Gâvur Mehmet, hiç aldırmadı. Meşalenin ışığını aşağıya doğru uzattı, Bak- tı. Burada, adeta dibi bulunmiyan bir kuyu vardı... Elindeki meşa- leyi bıraktı. Arkasında isli bir alev bırakan meşale, o korkunç © © karanlık içinde döne döne süzül eder etmez, söndü. Gâvur Mehmet, sevinçle geri çekildi. barekâtını endişe ile ta- kip eden'arkadaşlarına: — Hayır.. Kaçamamışlar.. Kaç- salar bile, burada kolayca tutu- lacaklar. Çünkü alt tarafı büyük bir sarnıç. Dedi, Ve sonra Hüsnü Efendi- ye sordu: — E, ne duruyoruz. Köprüyü indirelim. Karşıya hücum edelim.. kerataları, oldukları yerde tepe- liyelim. © Hüsnü EF,, acı acı güldü: — Aldığımız emirşudur, Meh- met... Canileri oldukları yerde bastıracağız. oEtraflarını abluka altına alacağız. Eğer teslim olur- larsa, alıp götüreceğiz. Yok, eğer — teslim olmazlarsa.. i — Kusura bakmayin.. sizleri rahatsız ettik, diyip geri dönece- Ziz.. öylemi?... — Yok canım.. teslim olmaz- “larsa, derhal Müşir paşaya haber — vereceğiz. Gâvvur Mehmet, fena halde © öfkelenmişti. — Canım, buna ne lüzum var.. © yetler, rezaletler yaptıktan sonra kolayca teslim olurlar mı?.. Nasıl © olsa, darağacına gideceklerini © anladılar. o mademki öleceğiz; hiç olmazsa sonuna kadar daya- © malım. derler, yine kolayca teslim “ olmazlar... İyisimi, hazır ele fırsat © geçmişken, köprüyü indirelim... üzerlerine yürüyüverelim.. Allahm — dediği olur.. ya karnı, ya sırtı. Hüsnü Efendi, Gâvur Mehme- © din yüzünü okşadı: — Hakkın var oğlum.. kırk, — kırk beş gündenberi bu kadar “mihnet, meşakkat çektik.. ölüm- — lerle pençeleştik.. bu mel'un ca- © navarları şu deliğe tıkabildik... © Şimdi onların etlerini cımbızla çekmek.. en acı bir surette ceza- olanını çektirmek, tamamen hak- © kındır... Fakat unutma ki; sen de, © bende, hepimizde birer emir > kuluyuz.. i Hüsnü Efendinin bu makul - sözleri üzerine, Gâvur Mehmet © biraz yumuşamıştı. Mütevekkilâne “bir tavır alarak sordu: —E, pekâla.. “ yapacağız?.. 5 — Şimdi, üç defa, teslim ol malarını teklif edeceğiz. i — Hay hay.. Onuda yapalım. © Duvarı siper aldı. Avuçlarını bir © boru gibi yaparak ağzına dayadı. > İtalyanın cenup ahalisinin konuş- “ tukları lisam alaylı bir surette “taklit ederek; — Eyy, Şimdi ne Kara Yürek Çetesi dü ve sonra geniş bir suya temas |. herifçi oğulları bu kadar cina- ; Tefrika No. 562 İK iniler, Feslim Olmamıya © (Karar Vermişlerdi Gâvur Mehmet canilerdeki bu pervasızlığa hayrette kaldı Yani, Gâvur Mehmet.. Burada bulunan © amirlerimden aldığım emir mucibince, sizleri teslim ol mıya davet ediyorum!.. Karşıdan müstehçen küfürler. sövmeler.. Domuz gibi haykırma- malar..Öküz gibi ( bagırmalar.. Köpek gibi havlamalar.. İğrenç şeyleri andıran çirkin sedalar işitildi. Gâvur Mehmet, alaycı ifade- sile devam etti: — Zahmet olmazsa, sözlerimi sonuna kadar dinleyin.. Ondan sonra ne halt ederseniz edin... Eğer teslim olmazsanız, kırk gün kırk gece burada bekliyeceğiz.. sizi açlıktan öldüreceğiz.. Şimdi içeriden, kedi gibi mi- yavlamalar.. kurbağa gibi virak- lamalar.. Horoz gibi ötmeler.. Yine iğrenç şeyleri andıran çirkin sedalar, tekrar edildi. Gâvur Mehmet, Hiç aldır- mıyor sözüne devam ediyordu: — Galiba, buharlı Venedik şa- raplarile, sarmısaklı domuz su- cuklarının baharı beyninize vur- muş.. Şimdi ei ediyor- sunuz (Oamma.. izi (o elimle birer birer darağacına çeker ben de karşınıza öeceğla” Ka kahalarla güleceğim. Şimdi içeriden hakiki bir kah- kaha tufanı boşanmıştı. Caniler katıla katıla gülüyorlar. — Ho lala.. Ho lala. Diye haykırıyorlardı. Gâvur Mehmet, canilerdeki bu pervasızlığa hayrette kaldı. Başını geri çevirdi. Omuz başında duran Hüsnü Efendiye: — Görüyor musun, şu do- muz herifleri. (O Bizimle, adeta alay ediyorlar. Dedi. Vaziyetten, Hüsnü Efen- di de müteessirdi. — Aldırma, Gâvur Mehmet.. Biz vazifemizi ifa edelim. Cevabını verdi. Gâvur Mehmet, yine itidalini topladı. Yene a; ekilde: lr Size.. üç deli kanun na- mına (söylüyorum. teslim olun teslim olun... Testim olun... Ola- cak mısınız?.. İçeridekilerin sesleri, birden- bire kesildi. Dehlizde, söz söy- lemiye hazırlanan bir (Oadamın öksürükleri.. ve sonra o sahne Usanını andıran tekellüflü sesi işitildi. — Sinyor, Gâvur Mehmetl.. Alhiretten geri geldiğine (oOpek fazla hayret ve teaccüp etmedik. Bu da şüphesiz, semâvatta olan pederimiz, o Hazreti Mesih'in bir mucizesidir... — Teslim teklifine gelince: Burada bulunan asılzade arkadaşlarımın vekâletlerini haiz olarak cevap veriyor ve diyorum ki, eğer kaiimen iş yap- mak ve lüzumsuz yere kan dökmemek ( istiyorsanız.. osefa- rethanemizer habe veriniz. Bir memur getirtiniz. Onan huzurun- da sizinle her şart üzerine müza- kereye girişebiliriz. Yoksa, kırk n kırk gece değil.. kırk sene- v orada İİ ceeniz. bizi teslim alamazsınız. Çünkü kendimizi her suretle müdafaa “edebilmek için, her tertibatımız o mükemmeldir. ( Arkası var ) SON POSTA Tok Açın Halinden Anlamaz — Karnını doyurdun, parasını vermeden gidiyorsun ha biz ne ile geçineceğiz?.. — Ne yapayim hazret, benim karnım doydu. Tok açın halinden anlamaz ki ben senin ne ile ge- çineceğini bileyim 1... Resminizi Bize Gönderiniz » * ize Tabiatinizi Söyliyelim Resminizi kupon Ile gönderiniz. Kupon diğer sayfamızdadır 16 İstanbul'da Ahmet Muhtar B.: İşini bilir, olur olmaz şeylere kapılmaz, baş- kalarına uy makta müşkül- pesent davra- nır, elbise ve eşyasını hüs- nüistimal oet- mesini o bilir, Kusurları çabuk görür, fikirlerini, beyenir, intizam kuyudatına ria- yetkârdır. Kadın ve sevgi bahsin- de lâkayt kalmak istemez. a 42 Kirşebrinde ve mücadele- cidir. o Çabuk kızar, hırçın laşır. Menfa- atlerine, do- kunmıya, tek- dire gelmez. Çabuk müşte- ki bir vaziyet alır. Takdir ve ” teşciden hazzeder. Kendisini gös termek ve kendisine kiymet ve ehemmiyet verdirmek temayülle- rinden mahrum değildir. —z Spor Hareketleri E— Dağcılık, Yürüyü- cülük Ve Kış Sporları Kulübü Her hafta seçilmiş ve yalniz gidilmesi güç yerlere giden bu kulüp 30 Haziran Cuma günü Tuzlada Kâmilbey adasına, 7 Temmuzda Pavli adasına gitmiş ve öğleye kadar orada kaldıktan sonra Büyükadanın cenüp kısmın- da kâin büyük yarığı gördükten sonra adaların arkasından, Hayır- sızadalardan geçerek büyük bir deniz gezintisinden sonra avdet etmiştir. Geçen hafta Cuma günü de Kilyosa gitmiştir. Vakit gayet hoş geçmiş, ve burasının güzel plâjından kimse ayrılmak isteme- miştir. ?1 Temmuz Cuma günü ise Dolmabahçeden saat 8 de hususi motorla kalkılarak Yalovaya gi- dilecektir. iz ai olak şeri Kel li pd Olga iki i ve halis vermeden birdenbire “İ ğsünün üstüne doğru çekerek: HİKÂYE ! m4 Bu Sütunda Hergün t Fransızcadan, Tercüme Eden: Hatice ———.İ — Bonsuvar ! l — Söyleyiniz, dedi. Ne zaman Bertrand dalgın olduğu için , avdet edeceksiniz? bu sesle birdenbire ( irgildi. — Yarın akşama doğru zan- Seslenen Olga idi, kendisi de şu | nediyorum, Haydi artık gitmeli- anda bu kadından başka bir şey | yim Betrand bana böyle mahzun düşünmüyordu. gözlerle bakmayınız. gündür otelde yoktu » Betrand gis kadının, otomo- şimdi otelin tarasasında karşısına | pile klaştı çıkıyordu. . re gum tarğalize e Genç adam, kadının elini | den doğrulu. Birşöye karar ver- öptükten sonra beraberce tarasa- nın kenarına dayanarak konuş- elefona koşarak uzun müd- mıya başladılar. Önlerinde, meh- | det konuştu, birkaç dakika sonra, tabın altında parıldıyan güzel bir | o da ME lk hududa deniz vardı. doğru süratle gidiyordu. Se : mi z R An otomobilinde artık Mon- — e e tulonun ışıklarını görüyordu. , Diye mırıldandı. Genç adam | Genç kadın, diğer bir . otomobi- birden onun ellerini tutarak sordu: | lin, kendisini bir müddettenberi — İki gündür nerede idiniz? | takip ettiğin görmüştü, Mütema- Ne yaptınız? diyen kıvrılan yollarda sur'atini — Bertrant çok meraklısınız, fakat mütecessis olmıyacağınızı bana vadetmiştiniz. Hatırlamıyor musunuz. OYeni itatanıştığımız zaman, bün ki ay evvel buna karar overmiştik. (Ben sizin Okim olduğunuzu bilme- arttırarak ilerliyordu. Ve başını çevirdikçe arkadan gelen otomo- bilin fenerlerini görüyor. o bu bozuk yola daha, kestirme git- mek için ap i, Arkadan len otomobil de bu yola Eeee takip edildiğinden şüphesi kalmad' diğim gibi siz de benim hayatım- | çehresi bozuldu. Bir elini yağmur- dan hiçbir şey bilmiyorsunur. Bu | luğunun cebine sokarak küçük böyle kalmalıdır. bu şey | tabancasını yokladı. geen dala ve mi? Acaba kendisini eden lerşeye rağmen biraz biribirine | Bertranmı idi? Eğer böyle ise yabancı kalmak. onu bir daha görmiyecekti, Peki öyle olsun. Fakat şunu söylemeden geçemiyeceğim | almıya başla , Asıl kabahat ki yine gidip şu Tüçük Fonlon kendisinde bi Berirani'a karşı Vareche'i gördünüz. N hissettiği zaaf pek münasebet- , Birden Olga'nın çehresi de- | sizdi. Onun mesleğinde en küçük di bir kalp rabıtası bile — Rica ederim bana mülüzim | bir şeydil Hem Bertrant'a Vareche'ten bahsetmeyiniz. hissettiği şey küçük bir rabıtadan — Niçin? daha fazla bir aşk değil mi idi? v m kaçmış, ortadan | O şimdi; kadar oBertrant'tan -aybolmuş. başka hiçbir erkeğe karşı kal- Bertrant genç kadının gözle- | binde bu merbutiyeti bulmamıştı. VEN şam m in yel > mi — Dün giderken kumandanına | | Arkasından gelen otomobil bir kâğıt bırakmış ve ortadan | Şitgide yaklaşmakta idi. Bir kilo- kaybolmuş bu kâğıtta yaptığı metrelik yol kat'edebilse emin namussuzluktan sonra bir mahalle vasıl olacaktı. Fakat arasında artık yaşayamıyacağım kendisini ören kimseden yazıyormuş. kurtulması lâzımdı. — Bir para meselesimi? Ca- bi Belki de bu. teli; -ieyme. susluk mu? ir şeydil — Hiç anlaşılır şey değil! w — Fakat siz onu bir gün evvel oto- görmüştünüz. — Bunu nereden biliyorsunuz? — Size evvelisi gün Zonlonda rast gelmişler. durttu. son derecede sarar- — i takip mi ettiri. | mıştı. Küçük tabancasını avucu ii hemi beni takip mi ettiri- ida Kli ordu. Bekledi. Yolumu f — Hayır. Fakat sizi sevdiğimi keson ağ bilenler var. Şimdi tarasada ağır adımlarla siz Olgu fakat “sizi takip etmek leri süküttan © sonra | lâzımdır o zannettim. Siz otelden Bertrant yavaşça: çıktıktan: beş on dakika «- sonra — Yarm bir gezinti yapalım! iki adam gelip sizi me Hik Ddedi. lerin beğenmesi sis. beberder — Hayır, kabil değil. Ben bu ii gece yeniden gidiyorum. d di adamlar şimdi o nere- — Ne? bu gece mi? niçin? nereye gidiyorsunuz? İstirham ederim Bertrand — Onların da sizi takip et- tiklerinden korkuyorum. ine beni istiçvaba başlamayınız. m sini fırladı. yua ğer böyle devam ederseniz sizi | pakt, Evet tekil bir daha hiç görmemiye mecbur dı. “Bir otömebilin fenerlerini olacağım, bunu eyi biliniz! > — Olga siz beni seviyor mu- gördü. Aşağıda sahilden de bir motör sunuz! i a : ... | sesi geliyordu. Etrafını çevirmi Olga genç adamın ellerini | Çep Tdi? Dişlerile alak tuttu. sıktı : — Sizi seviyorum Bertrand, dedi, emin olunuz ki ömrümün en tatlı ve en güzel saatleri sizin yanınızda geçirdiklerimdir. Siz yanımda iken kendimi tahtı emni- — Bertrand, dedi, beni ger- çekten seviyor musunuz? Hayatım tehlikededir. Beni kurtarmak ister misiniz? Alınız şu zarfı ve ka- yette hissediyorum. Sizden başka | çınız.. Sizi görseler bile ehemmi- kimseye emniyetim yok. Bir bil | yeti yok.. Kimse sizi takip etmi- miş olsanız hayatım nekadar güç | yecektir. Nasıl gecenin bu saatinde tehlike içinde sizi yalnız bıraka ( Devamı 1 inci sayfada ) hatta ne kadar tehlike içindedir” Bertrand teheyyücle onu gö- e e e

Bu sayıdan diğer sayfalar: