e İTTİHAT vEe TERAKKİ — Her hakkı mahfuzdur. — Kurşunlar Vınlayordu Şuayp Yandım Tefrika No. 100 Nasıl doğda?.. Nasıl Yaşadı?.. Nasıl Ölda?.. Diye Haykırarak Yere Devrildi « Aman, bizim Müftü Ef. ye iyi bakın. Yakında, rütbe ve nişanla taltifiniz. muhakkaktır. Diyor, ve Mithat Şükrü Beyi için için güldürüyordu. Tahkik beyeti, artık vazifesini unutmuştu, Yegâne ııqgnl.îyei: leri, sık sık telgrafhaneye adam göndermek ve İstanbula avdet- lerini tebşir edecek olan telgrafın gelip — gelmediğini — öğrenmiye münhasır kalmıştı. İsplândit ote- linde bulunan Mülâzim Selim Beyle Reji Başkâtibi Asım Bey, heyet üzerindeki tarassut vazife- sini ifada devam ediyor, şifrenin bir an evvel elde edilmesi için garson Anastası sıkıştırıyorlardı.. Bir sabah erkenden Selim Beyin karısı vuruldu. Anastas telâşla odaya girdi : — Paşalar, İstanbul trenina yetişmek için acele acele eşyalı- mını topluyorlar. Dedi.. Selim Bey derhal ya- tağından fırladı. Hemea giyinip aşağıya inerek bir arabaya atladı. Doğruca Talât Beyin evine gilli. Paşaların hareket etmek Üüzere olduklarını söyledi. Tam istasyona girerlerken bir elbombası ile bunların — imhasını — teklif etti. Fakat Talât Bey gülümsedi : — Buna, hiç lüzum yok. Daha iyk. Vârs.n gitsinler.. Efetidilerinö burada gördüklerini söylesinler. Dedi.. Paşalar, İstanbula yak niz gitmediler. Hastanede yatan Mustafa Efendiyi de aldırdılar, beraber götürdüler. Paşaların bu kadar - telâş etmekte hakları vardı.. Çünki, tarassut zabitleri tarafından adım adım takip edilen Hacı Hakkı e Şuzyp te, kendilerine mu- kadder olan akıbete kavuşmuş- lardı. Bu iki hafiye, akşam Be- yazkule — bahçesine — gelmişler. Yemek yemişler. Geç vakte kadar oralarda dolaşarak güya malâmat toplamışlar ve artık pansiyonlarına avdetle raporlarını yazmıya hazırlanmışlardur. Cad- deden, pansiyonun — bulunduğu sokağa sapar sapmaz, arkaların dan bir silâh patladı. Kurnaz Hacı Hakkı derhal upuzun yere yattı. Atılan karşunlar biribirini takip ett. Şuayp: — Yandım.. Diye haykırarak yere devrildi. Bu vazifeyi de, topçu mülâzimi Hakkı Bey ifa etmişti. Attığı kurşunlarla Şuaybin belkemiğini kırmış, barsaklarını sekiz yerin- den delmişti. Hacı Hakkıya ge- Hacet Bu kurnaz tilki, bir. müd- det bareketsiz olarak yerde yat- mış, sonra gecenin karanlığından istifade ederek sürüne sürüne bir köşeye — çekilmiş, bir müddet saklanmış.. nasılsa kolayını bulas rak İstanbula kaçmıştı. Bu sırada, Şemsi Paşa Selâ- niğe gelmişti. Asilere karşı kazar macağı zaferden emindi. Şemsi Paşanın — refakatinde üç — tabur askerden maada Metroviçe, Pizren ve Firzövikten topladığı yirmi sekiz — Arnavut — asılzadesinden mürekep bir de silühşor müfrezesi vardı. Bunlar, doğrudan doğruya pasanın mubafızlari idi. Pasa, Osmanlı Terakki ve İttihat cemiyeti Manastır, vilâyel heyet) merkeziyesi Metroviçadan hareket etmeden evvel Piriştine, Pizren, Yakova, İpekteki Arnavut rüesasını ora- lardaki telgrafhanelere getirtmiş; makine başında bunlarla muba- bere etmiş: — Manastırda bulunan bazı din ve devlet hainleri, Bulgarlarla anlaşmışlar. Müslümanları kese- cekler ve Rumelide bir hıristiyan hükümeti — vücude getirecekler. Firzövikte — toplanınız. Benden talimat bekleyiniz. Damişti. Paşa, bunu da kâfi iş Selâniğe: gelirken:uğ- radığı İstasyonlarda yine Arna- vut beylerini toplamış, aynı emri vermişti. Cemiyet, en tehlikeli ve en bubranh — günlerini — yaşıyordu. Merkezi Umumi, vilâyet merkez heyeti ile mütemadiyen birleşiyor, fasılasız ve heyecanlı mürakere- ler cereyan ediyordu. Eğer, Şemsi Paşa salimetn Manastıru gider ve icraata da geçerse, cemiyete mü- a TAK&W E—-' Gün ÇARŞAMBA Kasım 31 22 MART 6933 15 Rumt 9 > Mart - 1340 Vakit JEzani |wssn't Vakit | Ezan! jvasa'! ıınF 01 ŞAkşan İ Güneş Ve Özle ilaiadi B 58/ 1i Zi | Yataa İ.zıuu basak — aa ——— SON POSTA Ka GN TETAMAN AAAT Yevmi, Siyasi, Havadis ve Halk gazetesi l buls Eski ti İdarer İsdulı vki taraşaı 'Telefont İstanbul - 20203 Posta kutusut İstanbul - 741 'Telgrafi latanbul SONPOSTA ABONE FİATİ ECNEBİ &1COKr cevap için mektupl ara (6) kuruşluk Gul lâvssl İâzımdır. Adree değiştirilmesi (20) kuruştur. KaT yamemr aa F A him bir darbe indireceği muhak- kaktı. Buna binzen berşeyi göze almıya ve bu korkunç Şşahsiyeti ortadan kıldımıyı kat'l bir ihti- yaç. vardı.. Cemiyetin umum! heyeti, nihayet son hükmünü ver- miş; Manastıra gitmek için trena binerken, paşanın öldürülmesi takarrür etmişti... Fakat bu karar, bir türlü tatbik edilemedi. Çünkü: Biribirini müteakip yapılan suikast- ler, gerek Paşaya ve gerek muha- fızlarına bir ibret dersi vermiş.. böyle bir akibete uğranılmamak için fevkalâde ihtiyat tedbirlerine müracaat edilmişti. * Şemsi paşa, bilâhâdise trene binmiş, Manastıra müteveccihen hareket etmişti. Bu esnada, Ma- nastır'da bir telaş ve heyecan başlamıştı. En tehlikeli vaziyette bulunan, başlıca iki kişi 1di. Bun- lardan biri, alay kumandanların dan ve erkânıbarbiye kayma- kamlarından Salâhaddin, diğeri de Manastır. mımtakası erkân- harbiyesine memur binbaşı, Ha- san Tosun Beydi. Bu (iki zat, istiçvap edilmek Üzere İstanbul ve Selânikten mütemadiyen iste- niliyor; fakat bunlar bu emirlere icabet etmiyor Ve gitmiyorlardı. Şimdi Şemsi paşa Manastıra gek diği takdirde, ©ü evvel bunları ele geçirecek ve şüphesiz derhal Selâniğe gönderecekti, Vilâyet heyeti merkeziyesi, kaza heyeti ile birleşmiş, umuml! içtima akdetilmiş, en evvel şu kararları vermişti: 1 — Cemiyetin amâl ve maksadını. Siç bir kuvvet ve şiddetle bu azminden geri dönmi- yeceğini mübeyyin bir beyanna- me hazırlamak ve bunu hemen © gece cadde ve sokakların du- varlarına — yapıştırmak... (Bu su- retle Şemsi paşanın korkutula- cağı ve harekâtın durdurulacağı.. ve yahut, halkın cemiyete müza- harette bulunacağı — ümit edili- yordu.) 2 — Şemsl paşanın damadı olaın ve az çok cemiyete muhip bulunan Manastır. Jandarma ta- bur. kumandanı — binbaşı Rifat Beye müracaat olunarak, paşayı hareketten vaz geçirmiye — çalış- masının ci ( Arakası var ) 'w!.bx' *Üâ—, —— İiı Toprak Bayramı İstanbul Köylüsünü Neşelendirdi ( Baştarafı 1 inel sayfada ) Daha saat ondan itibaren İstanbuldan Bakırköy kazasından davetliler gelmiye başlamış, mek- tebin geniş salonları ve bahçe- leri ziyaretçilerle dolmuştu. Ci- var köylerdeki mektep çocuk- ları ellerinde yemek çıkınları olduğu halde etrafa neş'e 've se- vinç dağ.tarak geliyorlardı. Saat ©n birde Safra, Kalfa, Küçük ve Büyükçekmece, Çihteburgaz, Ay- fa, Nifos, İkitelli, Şamlar ve Vi- ranbosna köylülerile çiflik sahip- leri, önlerinde davul zurnalarla yerli havaları çalarak geldiler. Daha önde süvari köylüler Türk bayraklarını — taşıyorlardı. Köylüler, talebeler ve hocaları ta- rafından hararetli alkışlarla kar- şılanarak mektebin laboratuvarla- rına, — kütüphanelerine — misafir edildiler. Mektebin iç bahçesinde küme küme toplanan köylüler yerli havalarla güzel — danslar yaptılar. Mektep ve bahçeler kendileri- ne gezdirildi, ameli bir şekilde kzahat — verildi. Bu eğlentilere civar köylerden gelen kadm- lar da iştirak ediyordu. Bü- tün misafirlere soğuk ayranlar ikram edildi. Geçen sene ilk defa tes'it edilen toprak bayramı hava müsait olmadığı için dünkü ka- dar güzel geçmemişti. Dün hava çok güzeldi. Çifçilerimiz, maktep talebe- leri arasında samimi bir gün geçirmiş oldular, Saat birde çif- gilerle mişafirler hep bir arada yemek yediler. Misafirlere yemek olarak kuzu kızartması, irmik helvası verildi ve mektebin bu sene yeni tecrübe ettiği lapirtosuz şaraplardan da ikram edildi. Yemekten sonra mektep mü- dür vekili Muzaffer Bey hararetli bir hitabe ile bayramı kutluladı. Bundan sonra mektebin bağcılık ve şarar çılık mütehassısı Necati Bey eski devir çifçilerile Cümhu- riyet çifçilerini mukayese etti ve mektebin bu sene köylüye yaptığı yardımların bir plânçosunu an« lattı. Bu sene mektez köylülere 7865 avı köklü, 65274 köklü 3392 meyvasız ve meyvalı ağaç, 1500 damızlık yumurta, (200) damızlık tavuk ve horoz — dağıtmış ( 100) inek boğaya çekilmiş (3) çifçinin pulluğu mektepte tamir ettirik miştir. Necati —Beyden sonra talebeden Atıf Bey inisafirlere samimi bir surette teşekkür etti. Çiflik sahiplerinden Atf Beye de bütün çifçiler namına mektep talebesine ve talim heyetine te» şekkür ederek sürekli alkışlar topladı. Davetli köylü'erin mek- tebin geniş bahçesinde çayırlar özerine kurulan sofralarda ellerile kuzu kızartması yemeleri, davetlilcr rin kendilerine karşı olan samimi duygularını izbara vesile yermiş ve çok alkışlanmışlardır. Dünya Veİnsanlar Bizim Açtığımız Yola Geliyor ( Baş tarafı 1 irci sayfada ) akim kalmıya belki zarar vermiye mahkümdur. İktısat Konferansı üzerinde müspet veya menfi en ziyade müessir olacak meselelerden biri silâkları bırakma — meselesidir. Silâhların — bırakılması — buhranı hal veya teşdit edecek olan Amillerden biridir. Fakat silAhları bırakma Konferansı torlanalı bir sene geçtiği halde şimdiye kadar müspet bir netice elde edile- memiştir. Fransanm — teklifin- den sonra ortaya bir- çok — plânlar — sürüldü. Fakat bu muhtelif görüş ve teklifleri birleştirerek — kat'i bir neticeye varmak için yapılan bütün teşeb- büsler şimdiye kadar akim kaldı. Bu suretle Cenevre'de 60 millet murahhaslarının toplandığı gün- denberi tam 12 ay kaybedildi. Bir taraftan Uzak Şarkta, bir taraftan Cenubt Amerikada harp yapıl.rken, bir taraftan da Avrupa- da harp tehlikesinden bahsedi- lirken kaybedilen bu 12 ay bet- | binlere hak vermektedir. Hıl-' buki cihan iktısat konferansının muvaffakıyeti, silâhları b rakma konferansının — muvaffakıyetine bağlıdır. Eğer Londra konferansı, borç- lar ve silâhlar meselelerinin hal- linden sonra - toplanırsa, netice- sinden Ümitvar olabiliriz. Bugün cihan devlet adamların- dan beklenen şey kararlı olmak- tır., Dünyanın — karşılaşmakta olduğu meseleler kat'I bir siyaset istemektedir. Bir defa karar ver- dikten sonra da, bu kararımızı senelerin önümüze yığdığı buhran- dan çıkıncıya Kadar tatbik etme- liyiz. Benim kanaatimce ber tarafta mühim meselelerin müşterek bir tarıda — halli lâzımgeldiği fikri “yayılmaktadır. Fakat bütün mik- letler, devlet adamlarının — tered- dütlü hareketlerinden bıktığı için artık — onlardan kat'i bamleler beklemektedir. Eminim ki bütün dünya ricali, beynelmilel hâdiselere İtalya gibi kat'? bir. mazarla — baksalardı, şimdiye kadar iktsadi buhran halledilmiş ve dünya tekerlekleri üzerinde yürümiye başlamış ola- caktı. Bugünün en büyük ihtiyacı, yaptığını bilen, gideceği yolu ren azimli ve kararlı İnsanm lardır. Halbuki cihan, ne yap- tğinı ve memleketinin neye ih- tiyacı olduğunu bilmiyen devlet acamlarile doludur. Hadisat onlara bu ihtiyacı öğretecek ve her mesele hak- kında kat'? ve muayyen fikir sabibi olmak lâzımgeldiğini am- Iptacaktır. İnsanların harpten bahsetme- leri, buhranın sinirleri nekadar bozduğunu —İspat eder. - Harp, Ümitsizlerin Ümididir. Halkın bu rahl hâleti, devlet adamlarına büyük mes'uliyetler yüklemekte- dir. Hakikt — devlet adamı, bu mes'uliyeti duyup vazifesini ya- pabilendir. Yeni İrak Kabinesi Londra 21 — Irak hükümeti istifa etmiştir. Yeni kabine Raşit Ali Beyin reisliğinde teşekkül etmiştir. yit ö