5 Mart 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

5 Mart 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kahraman bir Türkün maceraları OKIZİL KİLIĞLI ASLAN ———> Yazan ; Ömer Rıza <—— İ Aymm İzi Üzerinde İdik Bir Uçurumuu Kenarında İdik. Ötede Bir Orman Uzanıyordu — — Kurguna yayrusa — güzel görünür | Ben anneme yalvaran gözlerle bakarak susmasını diledim. Ata Bey, düşündü, düşündü, #sonra kararını bildirdi : — Nedense ben bu evlen- meden hayır ummuyorum. ” Ben kızım çiçeği daba zengin, daha anlı şanlı bir gence verebilirim. Fakat herkes benim, kızımı se- nin oğluna vereceğimi biliyor. Amma hangi oğluna?. Bir kimse bunun Ffarkında değil Kımmı oğlun Aslana veriyorum. Yalnız bakalım, kızım ne diyecek ?1. Bir kere de ona danışayım. Ata B. kalkıp gittk Annemle babam da yanımdan aynlarak besi — yapyalnız — bırakmışlardı. Kendi kendime düşünüyor, neti- cenin ne olacağını kestiremiyor- dum. Derken bir ses duyarak dön- dum Çiçek H. bana doğru ge- liyordu. Ben de ona - doğru yürüdüm, Biribirimize yaklaştığı mız zaman Çiçek H., bana bir Ceylân gibi bakarak sordu! — Siz beni babamdan İste- diniz mi ? — Eyvet, dedim. Sonra nasıl oldu bilmem, bir- birimize sarıldık, öpüştük. Dilimin bağı çözülmüştü. Çiçek Hanı:. 1 aşkımdan, sevincimden bahsedi- yordum. Anlattım anlattım. En sonra Çiçek Hanım: — Haydil dedi. Babamın ya- nına gidelim! Elele vererek içeri girdik. İki taraf n akrabası içeride toplan- mışlardı. Bizli elele görünce hepsl de anlaştığımızı ve evlenmiye ka- rar verdiğimizi anladılar, Hepsl de anlaşmamızı kutluladılar. Ar- tık nlzanlanmış sayılıyorduk. Dü- günümüzün ilkbaharda yapılması kararlaşmıştı. Ertesi gün hareket edecektik, Çiçek Hanıma veda ettim. Önü- müzde yalnız bir kış vardı. Fakat ben işin bu kadar gecikmesine de razı değildim. Çünkü Ata B. Özü, sözüne uymaz, maldan baş- ka bir şey tanımaz ve bir şeye tapmaz fena bir adama benzi- yordu. Onun böyle olduğunu sonradan da anladım. Gemilerimize binerek tekrar yurdumuza döndük. Günler geçi- yordu. Kıştan bahara ulaşmak Üzere olduğumuz günlerin biri ldi. Ortalık hâlâ kar içindel komşularımızdan bir ihtiyar, bo- yaz bir ayı gördüğünü — söyledi. Böyle ayılar bizim bulunduğumuz yere pek nadir İnerlerdi. Onu vurmak büyük bir şerefti. Ağabeğim Turhanla Tekin ve ben hazırlandık. Babam uzak bir. yere gitmişti. Annemden müsande İsteyerek yola çıktık. Süt ninem, bu maceramızdan pek memnun değildi. Bize: — Beyaz ayıdan size ne? — Gitmezsek — herkes bize güler! dedim. — Çocuklar! benl dinleyin de gitmeyin! — Olmaz hineciğiml.. — O halde siz bilirsiniz. Fa- kat dikkat edin. Bu beyaz ayı- lar, son derece vabşi olurlar. — Merak etme ninel Hareket ettik. Yolda hanğl- mizin beyaz ayıya ilk mızrağı atacağını konuşuyorduk. Fakat ben Çiçek Hanımı diülşünüyor- dum., Oncunla birleşeceğim zaman yaklaşmıştı. Çiçek Hanımı düşü- nüyor, Onunla birleşmak ve yaşar maktaki saadeti hayâlimle cam landırıyorken ayıyı unutmuüştünü bile. Gide gide karlar üzerinde ayının ayak izlerini gördük. Der- kon koca bir kafa ve Üzerinde bir karğa ile karşılaştık. Ağabe- ğim Lağırdı: — Ayı - ölmüş, yorgunluğu- muz boşa gittil Tekin de onu tasdik etti. Ba- na da fikrimi sordular: Sustum. Geri dönecektik. O zaman ben itirar ellim ve:; — Diri ayıyı bulalım ! dedim. Ağabeyim hayret ettit — Diri ayı bulunduğunu ne- reden anladın ? — Öl Ayıdan! Bu ayıyı bir kimse vurmadı. Olsa olsa bir ayı diğer bir ayıyı öldürmüş ve ye- miş olacak | Ağabeyim bana hak verdi. Atlarımızın sırtında ilerledik. —— Beyaz Ayı Ben en önde gidiyordum. Turhan ile Tekin konuşarak ge- liyorlardı. Birdenbire — elimle işa- ret verdim. Onlar da sustular ve dikkat kesildiler. Ben atım- dan inince onlar da indiler ve yanma geldiler. Ağabeyim etrafa bakındı ve — Bir şey görmiyorum! dedi, — Beu göılhumml dedim, Avrupa Güzelleri 00 G aü SON POSTA ayının ayak İzlerine dikkat edin. Çalılıklar- arasına — girdiğim zaman bağırdım : — Ayının izindeyiz ! Kardeşlerim de yanıma geldi- ler. İlerledik, Çok geçmeden ayr nn bütün pençesini karların Üzerine basılmış gibi gördüm: Ağabeyim: — Yaman hayvan! dedi. Tekin da onu tasdık etti. — Doğrul fakat yerimiz çok fenal Bir uçurumun kenarında idik. Gteda bir orman uzanıyordu. Tekin etrafa bakındıktan son- ra: — Gerl dönelim! dedi. Yarın toplyabileceğimiz adamlarla bir- Ik o geliriz. Üç mizrak bu işe yetişmez, Ben kayadan kayaya sıçrıyor, ayının izini kaybetmemiye çalı- şıyordum, Bugün cesaretimi gör terecektim, — kardeşlerimin gerl dönmektea — bahsettiklerini gyö- rünce onlara: — İsterseniz gidin, — dedim, ben yalnız başıma da bu İşi ba- şarırım, çünkü şimdiye kadar be- yaz ayı görmedim. İkisi de geri dönmeyi kibirle- rine yediremiyerek arkamdan gek gdiler. Fakat ben hep ileride idim. İne çıka, düşe kalka ormanın kenarına vardık ve durduk, izi kaybetmiştik. İleri gittim, geri, geldim, ben araniırken geriden agabeyimin bağırdığını duydum ve koştum. Ağabeyim olduğu yerde dona kalmıştı. Çünkü beyaz — ayı ağaç arasında — bir — hayvanı yiyordu. Ayı, ağabeyimi — gör- | müş ve rahatsz — edilmesine | kızarak ulumiya başlamıştı. Ay aın sesi fezayı, inletiyor, yerl adeta sarsıyordu. Tekin ağabeymin ya- nında idi, ayı ona bamle eti ( Arkanı var) Bugüne kadar Avrupanın birçok şehirlerinde 933 güzellik kıra- liçeleri seçilde. Burada sağda Madrit güzelini, solda da Avrupa ( Baştarafı 1 incl sayfala ) eden memleketlere muadil kıy- mette Türk ımalı göndermelidirler. Bu şekil kabul edildiği takdirde her hangi bir grupa komisyon ve fop ve sif farkı diye bir para vermek lüzumu da kalmaz. İktısat Vekâleti eğer bu şekli muvafık bulmazsa diğer bir şekil de bu işin İzmir ve İstanbul'da bulunan kahvecilerden mürekkep bir şir- kete verilmesidir. Bu takdirde de kahveye mukabil muadil kıymette Türk malı ihracı mavruu bahs olacağından kahveye İncir karış- tırılmasına ihtiyaç yoktur. Çünkü nobut ve arpa mustahsilleri de nohbut ve arpa karıştırılmasını isteyeceklerdir. Bir kuru kahveci ise ıüyhmıklıdır — Hükümet kahveyi kendi- # getirip doğrudan doğruya ku- şunu ' Yakında Saf Kalive Bul- |mak Mümkün Olmıyacak ru kahvecilere vermelidir. Bu tak- dirde kahve fiatı bir miktar düşeceği çibi hükümat te mükey« yifattan olan kahveden bir inbi- sar resmi almak surelile varidat temin edecektir. ,, Kuru kahveciler de büyük ve küçük olduklarına göre ikiye ayrılmakta ve ayrı, ayrı fikirler ileri sürmektedirler. Büyük kuru kahveciler şirket teşkiline veya serbest ithalâta, küçük kuru kah- veciler ise devlet inhisarına ta- raftardırlar. Vaziyet Dağişmedi Ankara, 5 (Hususli) — Kahve meselesi hakkında bir sermayedar | grup tarafından yapılan — teklif müsait bir telekki doğurmuştur. | Fakat benüz kat'l bir karar yoke tur. Maamafih kabvenin serbest satıştan — çıkarılmasına — doğru mübim bir temayül vardır, DAVET Kadıköy Havagyazi Şirketi Süreyya Paşa sirfemasının müsamere salonunda havagazile yemek pişirme dersleri ihdas etmiştir. Dersler ayda iki defa verilir. ve meccantdir. En nefis ve mütenevvi yemeklerin pişirme tarzını öğretmek için Kadıköy Havagazi Şirketi muhterem Hanımefendileri bu derslere devama hürmetle davet eder. İlk ders 6 Mart 1933 Pazartesi günü saat Üçte ve gelecek dersler her on beş gündı bir Pazartesi günleri verilecektir. GUMAYI BEKLEMEYİN Çünkü. yine yüz binlerce insan arasında güçlük çekeceksiniz! KARIM BENİ ALDATIRSA!.. alkış ve kahka- halari duyanlar tekrar, tekrar görüyor. Türkün en nelis ve en kuvvotli opereti HemALEMDAR henHALE Sinemalarında Matineler: 2-4-6 gece 8,15- 10 OPERA'da Buyuk macera ve ipnotizm filmi olan ŞANDU kemali muvaffakiyetle devam ediyor, Baş rollerde: EDMOND LOWE, İRENE WARE,BELA LUGOSİ ve pek sevimli JUNE WLASEK Hâveten: FOX JURNAL Bugün son gündür ŞIK Sinemada Movsimin en büyük harikası MAVİ TUNA muhteşem filmini ancak bugün ve bu akşam görebileceksiniz, Başka hiç bir sinemada — OPERA Sinemasında 8 Mart Çarşamba akşamı Şimdiye kadar tari. hin kaydetmediği muazzam ve emsalsiz TANNENBERG HARBİ filmini görmek için hazırlanınız. Halkımızın sevgilileri? HAZIM-HALİDE NAŞİT Türkçe sözlü - Şarkılı - Taklitli büyük halk komedisi ÜĞÜN GELEŞİ filminde — sizi kahkahalarla güldürecek ve eğlendirecektir, İstanbul'da İPEKFİLM studyosunda yapılmıştır. Şıhir'î'ı'qıîmı l |ııııı Sabri Bey UMUMA Mart ayı sarfında pazartesi günleri de Hiaile & perde Yazan: Şiller Tercüme eden gösterilmiyecektir. tomeli vardır. dedi. ı güzelini görüyorsunuz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: