5 Mart 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

5 Mart 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Sayla İ — e Ü ' Dünya Hâdiseleri ı— : v Zabit Kıgyafetine Giren Mahir Bir Casus Kadın Romen erkânmıharbiyesi, Ro- men denir kuvvetlerinin harekâtıni Romangya'da| tekip eden ve bu » kuvvetlerin içine Tevkif kadar girerek as- Olundu ker! ııgrlııı elde eden bir kadın tevkif ettirmiştir. Bu kadın, Romen bahriye zabiti #niformasını giyiyor ve bu suretle nazanı dikkati celbetmiyordu. Bu #ayede, donanmaya kadar nüfuz etmiş, birçok bahriye zabitlerile dost olmuştu. Fakat bu zabitin harekâjı bir müddettenb eri şüp- he uyandırıyordu. Oaua için Roe- men donanması — erkânıharbiye reisi, bu şöpholi zabitin vaziye- tini takip etmiye bir diğer zabiti | memur etmişti, Bu sırada bu za- bitin yürüyüşü dahi garip görünm müştür. Çünkü bir erkekten zi- yade bir kadın gibi yürüyordu. Nihayet, bu kadın, yanında diğer iki zabit olduğu halde, Köstence sokaklarında — dola n takibe memur olan zabitin — şüpheleri kuvvet bulmuş ve bunların ber Üçünü de tevkif ettirmiştir. Ka rakola sevkolundukları — zaman, üzerinde şüpbeler toplanan zabi- tin filvaki bir kadın olduğu anla- şılmıştır. O, bu tarzı hareketini sevdiği bir zabitle beraber yaşa- mak için ihtiyar ettiğini etmişse do sözüne İnanılmamıştır. Tahkikat devam etmektedir. Müsevi — lisesi komlnistler — tarafından bir propaganda Pepelan - KDĞ ” ballağ mnl'ığmı konulmuş, fakat Dair aylar geçtiği hak de hiç kimse bunun farkına var- mamıştı. Nibayet bir papağanın gevezeliği hâdiseyi meydana ç- karmıştır. Lise, gündüözleri talebe kabul ediyordu! Bir gün mektep müdürüne iki kişi müracaat ede- rek muayyen bir üÜcretle binanın geceleri kiralanmasını, burada bir gece mektebi açacaklarını bildir- mişlerdir. Pazarlık çabuk netice lenmiş, bir müddet sonra talebe- ler devam etmiye başlamıştır. Bu bal aylarca devam etmiştir. Bir gün adasuda oturan müdür, pa- pağanın birtakım isimler söyledi ğgine dikkat etmiş, dinlemiş ve görmüş ki hayvan “ Lenin ,,, * Marks ,, “ Proletarya , — gibi mektepte hiç söylenmiyen İsimleri tekrarlıyor. Düşünmüş, taşınmış ve bükmetmiş ki hayvan, bu İsimleri, gece dersleri esnasında işitmiştir. Kanaati — sağlamlaşır sağlamlaşmaz gidip Tabıtaya ha- ber vermiş, tertibat alamış ve bir gece mektep faaliyette iken memurlar gelerek talebeyli ve hocaların: teykif etimişlerdir. Bu suretle mektebin gayet emniyet içinde çalışan bir komünist pro- paganda mektebi olduğu moy- dana çıkmıştır. arşovanın * Povlekiıdı cehalet yüzlünden bu asırda aklın alamıya- ü cağı — derecede Bügğcuılüğs mâlhlq bir vak'a- di nin vüküü kay- dediliyor. Hâdise, büyü ve sihir- bazlık akidelerinden doğmuştur ve göyle cereyan etmiştir : Lizbon civarında Marko dö Kanavaz köyünde bir kadın has- talanmış, doktor yerine bir oku- yucu getirmişler. Bu okuyucu kadını evirip çevirip muayene ettikten sonra hastanın avsun- lanmış olduğunu, bunu yapanın iddia | YENİ BİR SPOR SON POSTA> — Hanımlarımızda Elörg ürüdü... Aldı usSu Merakı Bal Gümeci, Erik Yîı;:rağı, Limon Ucu, Midye Kabuğu, Hasır Örgü, Papatya D — Vallahi pek hoşuma gitti.. ” Aman ne cici şey 07. — Bilmem i.. Size öyle gek miştir.. Ben de daha — yeni öğrendim.. — Tığla mı yoksa şişle mi? — Tığla Iki gözüm. Adına papatye diyorlar. — Hiç görmedimdi.. Durun bakayım, iğne ardı, İğne ardı gidiyorsunuz. — Eveti.. — Ben de bir bal gümeci başladım amma, birtürlü Ürete- medim.. Üstüne bizim Şükran geldi. Ayağinı çok denedim... Bir şeya başlarken Üstüne geldi mi, artık aylarca #ürer o Örgu.. Eğer bazı akşamlar ailece bir yere — misafirliğe — gidiyorsanız, yukarıya sıraladığım muhaverenin benzerlerine siz. de — mutlaka kulak — misafiri — olmuşaunuzdur, Son senelerde el Öörgüsü işler, temiz aile kızlarımızın — başlıca meşguliyeti oldu. Öyleleri var ki dakika, hatta saniye boş geçirmiyorlar. Bir elde şiş, öbür elde yumak, dur- madan dinlenmeden çalışıyorlar, Ve bu çalışmanın İneticesi daima çok semereli oluyor. Hanımlar- mizin — elinden çıkan blüzlerin, kazakların, yelek ve hırkaların içinde insanın bakmakla doyam- yacağı tatlı renklerde müstesna el emeklerine rastlıyoruz. Hanımlarımız arasında, el ör- güsünün bu kadar çabuk yayık ması, belkl iktısadi sebeplere atfedilebilir. Fakat gitgide bu iş, moda salgını halini aldığı - için Örgü Ören hanıma: G T K Ü koraşulardan Amelina ismindeki kadndan başka birisi olamıyaca- ğını söylemiş, Amelinanın karnına şeytan — girdiği — için — bunları yaptığını da ilâve etmiş. Hasta- nın akrabasından beş kişi, bunun Üzerine, doğru Amelinanın evine gitmişler, karnına giren şeytanı çıkaracakları — iddinsile kadına mükemmel bir sopa atmışlar, sonra Üzerine petrol döküp yak- mışlardır. Kadının - feryatlarını işiten komşular gelinceye kadar biçare kömür haline gelmiştir. Bu cinayeti işliyenler yakalane mışlardır. Fakat büyücü şimdiye kadar ele geçmemiştir. Örüyorsunuz, A kadınım.. Çarşıdan bir | bölor alıp arkana — geçirsene.. döktüğün göz nuruna yazık.. De- mek kimsenin aklından geçmiyor. Bitükle, onun — örgüsünü taklit etmek, benzerini yapabılmek için gönüllerde derin bir arzn yerle- şiyor. Bazı hanımlarımız için ör ğü, — bir nevi spor oldu. Hem ne beyecanlı bir #apor bilseniz... Meselâ, iki genç kız, yabut iki çenç hanım, karşı kar- pıya geçiyorlar. İkisinin de elinde birer örgü var. — Acaba hangimiz bitireceğiz? İşte mesele burada... Arasıra, örgüden baş kaldırmadan soru- şurlar: — Sen nerdesin? — Kemerini bitiriyorum., — Ben kemeri çoktan bitir- dim, Hem bak, benimki lâstik kemer... — İyi amma « çocuğum., Ben senin gibi işkembe yapmıyorum.. İşkembe yapmayı, bizim bild ğimiz mana da, şişmanlamak yam netmeyiniz. İşkembe, bir nevl örgünün İsmidir. Bu örgü, ya çok pratik olma- sindan, yahut çabuk meydana gelmesinden, öteki örgülerin hep- sini bastırmış. Hangi hanımın eline göz at- sanız işkembe... Örgüler içinde gayet rarifleri var, öğrenmesi büyük dikkate ve uzün zamana bağlı olanları var, Görenlere bir bakışta parmak mırtacak kadar sanatkârane ya- pılmışları d Bilmem amma, bu salgın ayni şiddetle davam ederse Hanımla- rımızin - trikotajcıların başına bir çorap örmesinden korkarım. Çün- kü aşaği yukarı, aile kadınlar- mızın yüzde yetmişi, kendilerinin ve çocaklarının kışlık giyecekle- rini örüyorlar. K Hiç müdahene etmeden, siza doğru, dos doğru bir 14f söyle- yeyim mi? Hanımlarımızın elin- den çıkan örgülerdeki İnce zevki her bangi bir fabrika malı örgü- de bulmak Imkânı da yok hani... Size, kulağıma çalınan örgü nevilerinden bir kaç tanesini sa- yayimı Bal gümeci, erik yaprağı, li- çabuk Neler De Neler... örgü, papatya, kâtip çimdiği... Hele bu sonuncuya ne buyru- lur? demek, kâtıbin de kendine mahsus bir. çimdik atmak tarzı yarmış. Kâtip çimdiğini görmiyenlere, bunun mini mini kaparcıklardan ibaret çok zarif bir örgü oldu- ğunu söyliyebilirim. Daha kim- bilir, ne çeşit örgüler vardır ve daha ne çeşit örgüler peyda ola- caktır ? Dedim yaz İş, bir kere müse- baka şeklini aldı. Fatma Hanım, Suzan Hanımda bir örnek gör dü mü, mümkün değil, eline tığı veya şişi alıp © da bir aynını yapacak. Bu yüzden uykusu ka- çıp sabahlara kadar örgüyü elin- den birakmıyan hanımlar oldu- ğunu temin ediyorlar. El örgülerinde sürat başlıca lâzım olan nokta... “ Bakalım, kim kimden evvel bitirecek ? ,, ortaya böyle bir söz atılmıya görsün... Tığını kapan, yumağın başında soluğu alıyor ve onu en kısa zamanda bitirmek — için — değil eğlencesini, hatta yemeğini, uy- kusunu feda ediyor. Bir hanım geçen gün anlatı- yordu : — Bir blüz, Üzerinde Fazla çalışılırsa, bir hafta, nihayet on günde biter! Hele on beş gü den Farzla hiç sürmez, Fakat bazı profesyonel örgü- cüler, bir blüzüu otuz altı saat içinde bitirip yenisine başlıyorlar, Bana haber verdiklerine göre son günlerde hanımlarımıza bu sahada erkeklerden mübhim ra- kipler peyda olmıya başlamış. Sinemaların birinde çalışan bir delikanlı varmış, okadar ça- buk örgü Öörüyormuş ki, eline aldığı yumağın dakikadan daki- kaya azaldığını gözle görmek mümkünmüş. Eğer iş inada İ nerse, sabah başladığı bir kazağı ayni günün gecesi saat 11 e dağru bitirip teslim edebilirmiş. Böyle birkaç defa giriştiği paralı bahislerin hepsini kazanmış... Bu havadis, hanımlarımızın besabına benim hoşuma giti. Erkekler, söküklerini kendileri dikip, yır- tıklarını kendileri yamadıktan ve hele çoraplarını, fanilâlarını, ye- leklerini kendlıeri örüp sırtlarına | geçirdikten sonra bilmem kadın- lara yapacak başka ev işi kalır mı 7 lli KA l ği 5 v Kari Mektupları Bir Sür'at Rekoru Sarıhanlı ile Bahkesir arası azami! altı saatlık bir yoldur. Sarıhanlıdan namıma gönderilen bir bayram tebriki bu yolu tam bir ayda katetmiştir. Gülmek mi ağlamak mı lâzım ? Balıkesir? Yusuf Ziya Bir Tavzıh Ankara tevkifhanesinde bw kanan şoför Salâhattin Ef, gön- derdiği bir mektupta hanende Müyesser Hanımı kendi öldür mediğini, Müyesser H. tabancayı karıştırırken bir kazaya meydan kalmamak için elinden almak is- tediğini, fakat bu esanda maale- sef tabanca patlıyarak Müyesser Hanımın — yaralandığımı, — çabuk yetişilerek ifade alınması için derhal merkeze haber göndermiş ise de Müyesser Hanımın ömrü vefa etmediğini yazmakta, bir hakikatin anlaşılması için keyfi- yetin tavzih edilesini rica eb mektedir, Ağaçkışla'da BirKöprüye Şiddetle İhtiyaç Vardır Ağaçkışla nahiyesi civarında Kızlırmak taşmış, nehri geçmek imkânı kalmamıştır. Bu yüzden mücakalât durmuştur, Ağaçkışla mühim bir geçit mahallidir. Her sene ayni hal tekerrür etmek- tedir. Burada bir köprüye şid detle ihtiyaç vardır. Şarkışla: Baha B. Derbent İstasyonunda Ali Beygi — Mektubunuzun neşrine- im- kân yoktur. Kimsenin bürriyeti tahdit edilemez, berkes — şabıl bareketlerinde serbestir. * Ankara'da — Tasarruf — terzihanesi tahibi Madam Eleni ve İsmsil Baye: — Türk dili hakkındaki hissk yatmız şayanı takdirdir. Fakat artık hâdise kapanmıştır. Bunun için maalesef mektubunuzu derç edemiyoruz efendim. * Üsktidar'da Bağlarbayşında — Yegâne Bamma: — Şikâyetiniz nmazarı dikkate alınmış, — şirketler — komiserliği nezdinde teşebbüsatta bulunu- muştur efendim. * Ankara'da Nafia Günseli Hanım, Halil Ekrem ve Hakkı Beylere: — Türk dilinin yüksek tutuk ması hakkındaki hiasiyatınız şayanı takdirdir. — Hüdiseyi — kapanmış addettiğimiz için mektuplarınızı neşretmedik, mazur — görmenizi rica ederiz efendim. * Bakırköy'de Mehmet Şükrü Böye: — Sorduğunuz doktor İbrahim Zati Beydir, İbrahim Zati Bey hastalarını eski zaptiye civarında Çatal çeşme sokağındaki — mum- yenehanesinde kabul eder. —— TAKVİM —— Gün PAZAR Kasım | 81 86 MART 933 1_17 Arabt Ruml | S - Zükade J3si | 20 - Şubat - 1348 Vakit | Exanijvasati | Vakit (Exani iyasatt 224 |& za|Akşam | IZ— | 18 64 6 2i| 1225 | vam (1 30 | 1035 9 383 | 15 37) İmaak | 10 48 | 450

Bu sayıdan diğer sayfalar: