25 Şubat 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

25 Şubat 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Arap Âleminde Asir İhtilâli Bitmek Üzere Berat, 22 (Hususi) — H'caz ve Necit Mümessili — Mehme- dürrauf Bey Asir ihtilâli hakkın- da Son Posta için şu beyanatta bulundu : — Asirdeki ihtilâlin önüne geçilmek üzeredir. Bu ayın ilk haftasında müteaddit tedip kok lârı gönderilmiş ve İdrisilere tâbi Abtilâlcilerle mösademeler vuku- bulmuştur. Vadiyülebyazda vuku- bulan müsademedae ihtilâlcilerden 25 kişi ölmüş, 40 kişl yaralan- mıştır. Şimdi — tedin — kuvvetlerimiz yadiyülmuhsam'da — bulunmakta- dırlar. Vadiyölmuhsam ihtilâlcıla- ma - karargâhıdir. ve buradaki ihtilâl kuvvetleri Abdülvahhabül- ldrisinin kumandasındadır. Burada vuükubulan müsademede - ihtilâlci- lerden 120 kişi ölmüş, 200 kişl yaralanmış, 500 kişi esir alın- mıştır. Buna nazaran şark mıntaka- sında bulunan ihtilâl kuvvetleri Ha işimiz bitmiştir. Diğer garp mıntakasında iş Hasanülidri: mandasında — diğer — ihtilâlciler Ebuhacer mevkiinde bulundukla- rım haber alan — kuvvetlerimiz ilerilemiya — başlamışlardır. — İlk müsademe — Ebuarişte — cereyan etmiş ve ihtilâlciler 37 maktul ve 100 imecrüh vermişlerdir. Takip ve tedip hareketi devam etmektedir. Suriye Bütçesi Berat, 22 (Hususi) — Suriye cümhuriyeti — senelik — bütçesi 8,464,587 lira olarak tesbit edi- miştir. —Bütçede — maarif — için 1,077,295, emniyeti ümumiye için 864,840, maliye için 873.828 lira ayrılmıştır. Bütçe resmi ceride İle neşredilmiştir. Suriye - Mısır Berut, 22 (Hususi) — Fevkak #de Komiserlik resmi! bir beyan- name neşrederek Suriye ile Mısır erasındaki ticaret muahedesinin fesbedildiğini bildirmiştir. Suriyede Haydutluk Berut, 22 (Hususi) — Son zamanlarda Suriye eşkiyası Türk | hududuna yakin olan arazide faaliyete başlamış bulunmaktadır. Geçenlerde altı kişilik bir Türk kafilesi Cerablusa tâbi Ka'rajıkuyu mevkiinde bir çete larafından soyulmuş ve Türklerden - birisi katledilmistir. Yine Türk tabilyetinde bulu- nan Abdi oğlu Ossa Cerablusun Şark tarafında Üç eşkiya tarafın- dan soyulmuş, eşkiya kaçmıştır. Abdi ve Mustafa isminde iki kişi de Suriye hudadunda Alişar mevkiünde soyulmuşlardır.. Eşkr yanın tenkiline teşebbüs edil- miştir. Soğuktan Ölenler Elâziz, 24 (Hususi) — Bir metra boyunu geçen karlar erimiye baş- lamıştır. Baskil yolunda soğuktan Aki — köylü donmuştur. Bundâan başka Maden yolunda ayaklar n- dan donmuş iki kişi teshit edik miştir. Mülhakata giden yollar benüz açılmamıştır. İzmir'de iki Klüp İzmir, 24 ( Husust) — Şehri- mizdeki ecnebiler bir tüccar klü- bü tesisine karar vermişlerdir, Bundan başka şehrimizde bir da bir. Klübü tesis edilecekti. hir Klübünün bazırlıkları bir- miştir. -— TARİHİ MUSAHABE —— Bir Kelle Kesin De Kimin Olursa Olsun! İ Bi üüü 'Aman Sultanım.. İkinct Mahmudun urun yıllar yularıdı elinde tutan bir adam vardıe. Halet Efendi l.. Bu adam çok zeki, ve çok hilekâr bir insandı. — Rüzgâürdan nem ka- par, gözlerde yürek okur, ayak atışlarından meram sezerdi! | O devirleri tarihlerde oku- yanlar bilirler ki, birçok yıllar Osmanlı devletinin hakikt bir hükümdarı idi. Rütbesi *meselâ defterdar denilen maliye nazırına nazaran - küçüktü. Dev- let ricali arasında üÜçüncü veya dördüncü derecede bir makam sabibi idi. Lâkin nüfuz, kuvvet ve iktidar itibarile padişahtan bile Üstündü. Çünki icabında Ikinci Mahmudu da korkutacak, sindirecek vasıtalara malikti, Ye- niçerilerin sevgilisi idi. Halet Efendinin mevkii, Os- manlı tarihinde bir başkasına nasip olmıyan mevkilerden idi. Hem padişahın gözdesi, hem ordunun sevgilisi olmaktan doğan bu mevki, iki yüzlü kılıca benzi- yordu. Zeki adam, — Yeniçeri ocağını padişah ile, padişabı da ocakla korkutarak gününü geçi- riyordu, devlet idaresini avucunda tutuyordu. Sadrazamlar, hentz “ paşa , bile olmuyan bu yaman 'Efendinin yanında sıfırdan aşağı kalmışlar di Nasıl kalmasınlar ki - onun en küçük bir arzusuna karşı gelmek istiyenler hemen cellâda veriliyorlardı. Ali Paşa, o yolda kurban giden- lerden biridir. Bu adam, çok tck sözlü idi, Sadrazamlığa getirilince serballi tavrile harekete baş'adı, yani ne düşünüyorsa açık söylü- yordu. Riya ve entrika bilmiyor: du. Bir mecliste “ bazı erazilin hergün şurada burada kan dök- düklerinden babsolunduğu,, & rada Halet Efendi: “Varsın, biraz kan dökülsün. Başka — türlü — halkın burnu - kırılmaz ,, deyince zavallı sadraram: * Yok, yok, halka suülmetmek günahtır. Bu rezalet- lere nihayet verilmeli , demiş ve manalı manalı Halet Efendinin yüzüne bakmıştı. Ertesi gün sa- raya çağırıldı, elinden mühür alındı, Kıbrısa gönderildi, ardın- dan da bir mübaşir gönderilerek kafası kesildi ! İşte bu Halot Efendi, İstan- Halet Efendi, | Meselâ - Benderli ! Zu0 AON POSYA bulda dedikodu yapanlardan soa derece huylanırdı. Çünki dediko- duüların kendi. İsmi — etrafında dolaştığımı — biliyordu, anlıyordu. Bu sebeple de bütün İstanbullu- lara diş bileyordu. Elinden gelsa * vaktile İmparator — Neron'un Romalılar için düşündüğü gibi - İstanbul balkının kafalarını bir tek kelle haline koyacak ve bir darbede düşürüp hıncımı yene- cekti. Bunu yapamıyordu, dediko- dunun da önüne geçemiyordu. Bir taraftan Mora ihtilâli almış yürümüştü, hergün acıklı haberler ve Türklerin yer yer katliâm edildiğine dair havadisler geli- yordu. Diğer tarsftan Tepede- len'li Ali Paşa meselesi bitirile- memişti, büyük bir ordu Yanya önünde savaşıp duruyordu. Menr- leketin her tarafında bir müna-! sebetsizlik, bir gürültü yardı. Halk, bu kargaşalıktan Halet Efendiyi mes'ul tutuyotdu. İşte bu vaziyette Efendi de taarruza geçti, İstanbulluların ağ- zım kapamak, kendi aleyhinde söz söyletmezinin önüne geçmek için şiddetli tedbirler almayı ta- sarladı. Sadrazamı, Şeyhislâmı, Vezirleri, Hocaları, ocak ağalar.nı topladı, Büyük Meclisi kurdu, Devletin dahili ve harici vaziyeti hakkında uzun bir nutuk söyle- dikten sonra şöyle bir mülâhaza yürüttü : — Dünya bir denizdir, devlet- SON POSTA | Yevmi, Siyasi, Havadis ve Halk gazetenl Jslanbul . Baki Zaptiye İdare: Çatalçeşme sokağı 25-' 'Telefonı İstanbul - 20203 Posta sur İstanbul - 741 'Telgrati lstanbul SONPOSTA ABONE FİATİ TÜRKİYE ECNEBİ 1400 Kr. 1 Sene 27COKr 750 » GAyY 400 » 3 . Kü0 d )Ü Gölen evrak geri verilmez Hanlardan — mes'uliyet alınmaz 'cevap için mektupl ara (6) kuruşluk dul İâvesl Tazımdır. Adres değiştirilmesi (20) kuruştar. Gazeteminde çıkan resim ve yamların bülün hakları mahfur ve güzetemize adttlr. O Benim Berberimdir l ler o denizdae yürüyen gemilerdir. ,ta cezalandırmalıydı, daha doğ- Haymana Sayfiye Oluyor Ankaranın koltuğunda adde dilebilecek bir yerde kaplıcaları ile meşhur olan Haymana kase- bası Ankaranın en mutena bir sayfiyesi olmıya namzeltir. Kaza belediyesinin on bin İlra yaridatı vardır. Bu para kasabar nm İmarma küfidir. Belediye sistematik bir mesai ile kasabaya parklar ve eğlence yerleri yapar bilir, harap — yerler temizlenir. Binalar ve çarşı tanzim edilir. Bu takdirde de buçünkü ihmar linden kurtulacak olan kasaba gezinti için gelenlerin Üzerinde şimdiki gibi fena bir tesir brak- maz, Küçük işlerle çalışmıya başlamak, büyük - işlere el atıp yarım bırakmaktan hayırlıdır. Haymana: D va vekili Fanl Çamurlu Bir Caylde Bizim cadde ve sokak Bole- diyenin bimmetini şiddetle bek- liyor. Su birikintisi, çamurdan berbat bir halde, bu hususta pazarı dikkati celbetmenizi rica ederim. ? Aksarayda (Horbor caddesinde 43 numarada Ziya Mengen Köylerinda Mengen köylerindeki köy kik tipleri kaldırılmış, vazifeleri köy ihtiyar beyetlerine tevdi edilmiş« tir. Fakat köy ibtiyar beyetleri bu vazifeyi lâyıkile ifa edeme- mektedirler. Köy muallimleri köy ihtiyar beyetleri meyanına fabrl aza (olarak ithal edilseler bu wazileyi mükemmel ifa ederler. Bu takdirde de fedakâr muallim- lerimiz yalmız köy çocuklarını irşat ile değil, köy halkını da irşat ile çok daha nafi ve müfit bir vaziyete gelirler. Mengen: O. Özdemir Uzayan Bir Muamele Davutpaşa — iskelesinde 239 numaralı evde oluran mürettip Ömer Vasfi Efendiden aldığımız bir mektupta malüliyet evrakının Öç (seneden beri Ankara Harp Zayiat komisyonunda bulunduğu fakat bugüne kadar henüz bir muamele yapılmamış olduğu bik dirilmektedir. Ömer Vasfi Efendi 929 senesinde Üçüncü Kolordu Sıhhiye heyetinin 209 numaralı Ki müra: etmiştir. Hepimiz biliriz ki gemiyi kaptan idare eder. Tayfadan, kürekçiden yolcudan - biri çıkıp ta kaptanın işine karışırsa gemi bocalar ve sonunda ya kayaya çarpar, ya karaya vurur. Halbuki bizim dev- let gemisinin Idaresine karışanla- rın haddi yok, hasabı yok. Daha dömen nasıl kullamlır, dalgaya karşı yelken nasıl açılır, bunu bil- miyenler gemimizin yürüyüşüne ilişiyorlar, şurada burada toplanıp dedi kodu yapıyorlar. Bu, bir nevi fesat bazırlığıdır. Şevketlü Padişahımıza hiyanettir. Sizden çenezi düşük dedikoducuları vus- turacak tedbirler İstiyoruz. Onun “istiyoruz,, demesi, “Pa- dişah istiyor, demekti. Mecliste hazır|) bulunanlar bu nükteyi am ladıkları için telâşa düşmüşlerdi. Fakat bir. tedbir bulüp söyleye- miyorlardı. Dedi kodu, müsbet bir cürüm değildi, mücerret bir itham halinde idi. Kimi yakalayıp rusu ağızlara nasıl mühür vuru- labilirdi? Halet Efendi, herkesin sustu- ğunu görünce yine ağzını açtı: — Anlıyorum, dedi, suçluları bulmaktaki güçlüğü düşünüyor- sunuz. Bence dedikodu umumldir, e z ceza da gelişi güzel yapılmalıdır. — Rumeli şimendiferleri tabe Meselâ Beyazıtta Simkeşhane ka- | vilâti meselesi Pariste cereyan pısmdaki berberi asalım, berber | eden müzakeratın neticesine bağ- dükkânlarında gevezelik kesiliverir. | hdır. Netice alınır alınmaz kur'a Mecliste — bulunanlardan bir | keşidel tekrar başlanacaktır. Yeniçeri çorbacısı telâş ile hay- kırdı : — Aman sultanım. O benim berberimdir. Ölürde yazık olur. Halet Efe>ci, sükünetle cevap verdi: — A camım, İstanbulda berber bir değil a. O olacağına Vezne- dilerdeki Fenerli berber - olsun. Maksat bir berberin başını kesip berber dükkânlarında dedikodu yapılmanın önüne geçmek. Ve sonra gözünü, davetlilerin yüzlerinde gezdirerek sordu: — Nasıl, muvafık mı? Fenerli berberin başı kesilsin mi? Herkes sustu ve “süküt, Ikrar demek olduğu için, hemen bir adam gönderilerek neş'eli neş'eli sakal traş etmekte olan fenerli berberin kafası kestirildil.. * Yedikulede dokumacı İsmall Hak- kı Blendiye: — Şiirlerkoizi neşrettirmek için haftalık — mecmualardan birisine müracaat ediniz. Maalesel bugün şalrlik para kazandırıcı bir mes- lek — değildir. Şairlerin hemen heplsl başka iş sahalarında çe- lışırlar. şiri * Bulgarlstantı Halil Necmettin Beyes — Mezun olduğunuz Bulgar mektebel İliseye muadil İse ve hükümetimiz tarafından tanınmış bir mektep ise Darülfünuna gire* bilirsiniz. Tasdiknamenizi ve gar mektebinin İiseye muadil olduğunu Maarifin tasdik etm lâzımdır. İş bulmak meselesi! gelince bu şahsi teşebbüslerinize bağlıdır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: