Diplomasi Âleminde Söz Ayağa Düştü Avusturya arazisinden geçirilerek Macaristana gönderilen 50 bia tüfek va mühim miktarda mitralyoz, Av- rapa diplomasisini sarsan bir hâdise oldu. Mesele, Avusturyalı bir sosyalist gazetenin İfşastile meydana çıktı ve anlaşıldı ki bu sllâhlar İtalyadar geliyor ve Macarlstana gidiyor. Tah- kikatın bir safhası budur. Bir diğer safhasına göre, bu silâh'ar harpten kalmadırlar, tamire muhtaçtırlar. Eski hallerine getirilmek Üüzere Avusturyada, Hirtenberg — mülessesa- sine gönderilmişlerdir. Şeklil Itibarile İki mücssese arasında yapılmış ticari bir muameledir. Nitekim, bn müna- sebetle İtalya hühümeti nezdinde bir teşebbüs yapın İngiliz Sefirine M. Musolin! aynen bu sözleri söylemiştir. Maamafih, bu teminat kâfi gelmemiş iN Fransa ve İngiltere hükümetleri vusturya nezdinde müşterek bir feşebbüs yapmışlar ve — sllâhların elden çıkarılmıyarak gönderen mü- #sseseyo voya devlete İadesini İste- müişlerdir. Fakat verilen notanın edası bir ültimatom tini haiz olduğu Için, bu tarzı bareket, gerek İtalya ve gerek Almanyada şiddetli bir heyecan uyandırmıştır. Alman ve İtalyan gazeteleri, hiç- kir devletin, hattâ bir müstemleke ldaresine karşı dahi kullanmıya haklı olmadığı bir İisanın —Avusturyaya hitaben kullanılmasını diplomasi ne- Kaketine, siyaset tenı tama- mea aykırı bulduklarımı — söylemek- ten çekinmemişlerdir. ve çekinme- mektedirler. Bunun Üzerinedir. ki Londra hükümeti, aeşrettiği Lir tebliğ İle bu notanın dostane olduğunu ve Gltümatom mah yetini haiz bulunma- dığını beyan etmiye lüzum görmüş- tür, Fakat bu mesele hakkında veri- len malümata göre Fraamsa ve İngil- tere, Avusturyadan, bu silahlari asıl gönderene İade edeceğini yemin ile teyit etmes'ni İatemişlerdir ki bu tarz muamele dü: an büçbir tar fanda '%oııııı-ııı;qı’:.F ğ “Avusturya bükümeti bu garlp Hotaya henüz cevap vermemiştir. Fakat bu cevabın sadece bir ret sevabı olması muhtemel olduğu gibi bundan böyle, şimdiye kadar yapıla- geldiği üzere Çekoslovakyadan Yu- göoslavyaya gönderilegelen silâhların bundan sonra geçirilmemesi gibi bir akıbat doğurması da muhtemealdir. Küçük tilâf dev'etlerinin tesirl ile Fransa ve İngilt reyi harekate getiren bu bâdise de gösteriyor ki Siyaset #leminde —eöz, —bakikatan ayağa düştü. — Süreyya Lehistanda Komlnistlik Varşova, 24— Yarşova siyasi zabıtası, Ukraoya komünist fır- kasının merkez teşkilâtında araş- tırmalar yapmış ve tahrikçilerden Bi kizi yakalanmıştır. -— — -a SON POSTA S irelet emitüdlidü Harp Devam Ediyor! Demiryolu Kesi_lâîğ—iiçiı; jâp(;;ılar Cep- heye Takviye Kıtaatı Gön Pekin, 24 — Japonların Jehol hududuna yakın veya uzak şehir- leri kolaylıkla ele irecekleri fakat Jehol'un kısmına Çinlilerin ateşi altına girmekte büyük zorluklar çekı j zan> nolunmaktadır. Pey Payo'nun tahliye edildiği söylenmektedir. Çin — gönüllü — kuvvetlerinin Nanling ile Pey Payo arasındaki demiryolunu kestikleri, bu suretle Japon kıtaatı sevkiyatına da rivayet edi- mektedir. » - Japonyaya Göre iez Jekal yalülel ğ gea e Jel askeri =nlc!lılı kolaylık ve süratle biteceğinden emin görünmektedir. " Çünkü Jehol'un şark hududu boyunca taplanmış muntazam Çin kuvvetlerinin pek az mukavemet gösterecekleri tahmin ediliyor. Yeni Bir Emir Tokio, 24 — Japon — askeri mebafilinde söylendiğine — göre, Tiençin ve Pekin deki Japon mu- hafız kuvvetlerinin müdafaa va- ziyetinde kalmaları ve vaziyeti bir kat daha vahimleştirecek bir şey yapmamaları tenbih edilmiş- tir. On Dokuzlar Komitesinde Cenevre, 24 — On dokuzlar komitesi, vün siyasi komisyonun içtiman bittikten sonra akşama ağra toplanmıştır. Toplantı bittikten sonra aza çok ihtiyatlı bir Hsan kullanmışlar, bununla beraber Mançurideki va- ziyetin kendilerine pek ebemmi- îyıtâı göründüğünü — gizlememiş- erdir. Ş On dokuzlar komitesinin d gılacağı, yerine ayni devletlerin mümessillerinden ve fazla olarak Felemenk ve Kanada murahhas- lkınıd- 3&9 başka IHI' omite teşkil edileceği söylem mektedir. Amerika Harbiye Nazırı Nevyork, 24 — Utah hükü- meti sabk valisi M. Corç Dern Roosevelt — kabinesine — harbiye mazırı olarak girmeyi kabul et- tiğini ch:lirl#if. Üç Balkan Kıralı Bir müddettenberi bazı Balkan dovletleri siyast buhran geçirmektedirler. Romanya'da, kıral ile ekserlyet fırkası anlaşamamazlık vardır. Yugoslavya'da Slvon - olan ÇÜtçi fırkası arasında mühim bir Hırvat unsurları arasında müthiş bir muhalefot vardır. Balgaristan'da Makedonya komiteleri, “hükümete end şe verecek derecede menfi hâdisoler çıkarmaktadırlar, Ba münasebetle, meşhur karikatürist Kalrul gördüğüvüz harikalörü yapmığtır. Ona göre 3 Balkan kıralı taçlarını kaybetmok üzeredir. Resmimiz sağdan itibaren, Yugoslavya Kıralı Aleksandra, Bulgaristan Kıralı Borin ve Romanya Kıralı Aleksandı'ı gösteriyor. Silâh Konferansında Fransanmr İleri Sîr_tiüğîBir Teklif Ekseriyetle— Kabul Edildi Cenevre 24 — Silâhları azalt- ma konferansı umum! komisyonu Fransız murahhus beyeti tarafım- dan teklif edilen karar — sureti projesini 21 reyle kabul etmiştir. Bu projede selâmet rejiminin ancak ordu mevcutlarının mahdut askerlik hizmetinin kısa olmasını ve seferberliğin yavaş yavaş ya- Filmasını İcap ettirecek tedafül mahiyette bir asker! teşkilâtla ŞA « Mesele Heniz Bitmadi Cenevre, 24 — Küçük itilaf tarafından neşredilen bir tebliğde deniyor ki: * Hirtenberg silâh kaçakçılığı meselesi memnuniyeti mucip bir işse de kapanmış değil- dir. Küçük itilâf elde edilen son teklifler hakkında Fransır ve telif edilebileceği beyan olunmuş- tur. Umumi komisyon harp leva- zımı meselesinin ordu mevcutları meselesinden evvel — müzakere edilmesini istiyen Alman teklifini reddetmiştir. Umuml komisyon tedafüt ma- hiyette ordu tipinin umumlleşti. rilmesi ve daha tedafül teşkilâtın biribirinden farksız bir hâle ge- vermiştir, Londra, 24 — İngilterenin ve Gal memleketinin büyük şehirle- rinde geçen hafta grip yüzünden 630 kişi ölmüştür. Evvelki bafta ölenlerin miktarı 1306 idi, İnşiliz hükümetlerinin yapacakları tebliği beklemektedir.., Sayfa 5 Gönül İşleri Danstan Doğan Diğer Bir Facia Ban iki sene evvel İstanbulda her husust: temii tanınmış e:ki':o,.;llk:o,lk :r ııl: nin kızı ile tanıştım, Seviyeleri- miz, düşünüş ve görüşlerimiz bir birbirine tevafuk etmiş olacak ki, kız kendisi bana izdivaç tek- Kf etti. Yalmı, aramızda bir nokta hariç kalmak üzere, uyuş> tuk. Pek ziyade dansa müptela idi. Bu iptilâsın gayet samim! dostlarıma ve akrabalarıma söyle- dim. Artık kadınların eski - usul yaşayışları çeçmiş olduğunu ve mani olmamaklığımı — söylediler. Fakat ben yine kendisine ruhunu sıkmıyacak şekilde bu iptilâdan vaz geçmesini, bilhassa bu gibi yaldızlı hayatların bir kız veya bir kadın için daima tehlikeli olduğunu ötedenberi bu yüzden birçok kadın ve kızların fena akibetlere maruz kaldığını ve bu halin devamı kuracağımız yuvanın saadetine engel olacağını dana etmeyen baloya giltmeyen o gibi yaldızlı hayata sokulmıyan l:ın selerin meden? olmaması İâzım gelmiyeceğini söyledim. Benimle beraber ailesi halkı da bu itiya- dından vaz geçer ümidi ile nişan- landım. Bendeki zahirl müsama- hayı görünce bütün mevcudiye- tile bu yaldızlı aile hayatlarına daldı. ticede nezih ve temiz kadınları avlamak için kurulmuş olan bu yaldızlı aile hayatların daki kadın avcularının pençesine düştü. Kendisine kızım kelimesile hitap eden ve kendilerini mum gibi doğru bildiği bu erkeklerden bir gece Üçünün taarruzuna uğ- radı. Ertesi günü vakayı habar aldım, hemen nişan yüzüğünü iade ettim. Ötedenberi bana pek büyük bir aşk ile bağlı olduğun dan uzun bir müddet peşimi bırakmadı, affım istedi. Pek tabi- idir ki ret cevabı verdim. Bila. tesssüs etmiş bu gibi eğlence- lerden uzak fakir, nezih bir aile kızı ile övlendim. Güzel bir yuva kurdum. Ayda kazanmakta oldur ğum yüz eli? Hra kazancım ile gayet mesut ve bahtiyar yaş yo- ruz. Bu hayatımımı kimse tenkit etmediği gibi kimse de bizi dana etmediğimiz için ve karım kolları açık ve göğsü çıplak bir vaziyette ukoklıı'.'ır— çıkmadığı için bizi — medeniyetsizlik ile itham etmiyor. Nihat GA UZUN HİKÂYE gea Dağda Başladı Bağda Bitti! EZEREEEE e Gi Hele (iı.h:ııı: * Bana ac! , Demesini bütün tahaf bulup İrklliyorda. Onun kanaatine göre Acımak bir Fecaate İşaret eder, Halbuki aşk, nihayet bir tebes- Sümdür. .%ıbeullmü. ağ'amıya Şevirmek ne kadar biçimsiz bir teydi. İşte bunlar, bu mülâhazalar Snun klâsik aşklar hakkındaki ükmünü kuvvetlendirdi ve Ör- dan uzaklaşmıya karar alma- lina sebep oldu. Yirminci asrın İı.ı;'ıı'ü—h,“ ışkİ;. n:ı d:evrı'ı eri, rastıkları "snç gelmiştil. T x» Orhan ümit içinde bekliyordu. YAZAN: M. T. W #on günlerde sevgilisini evinde ziyaret edememekle beraber bunu fırsatsızlığa hamlediyordu. Yüre- ginin alevine Nazımenin güzel dudaklarından tek bir nefes bu- Taşmamasından, kendi dudakları- nn her yerde sürünmesinden de yese düşmüş değildi. Bir gün herşeyin düzeleceğine ve sevgi- sinin kendisine aranan cenneti göstereceğine imanı vardı. Yalnız hicran, içini kemiren bir kurttu. Evvelleri olduğu gibi her gece Nazımeyi görememek- fen, onun billür sesini işideme- mekten, mütebbessim bakışlarile sarhoş olamamaktan namütenabi bir eza duyuyordu. Kızlar artık toplanmıyorlardı. yoksa kendisini mi çağırımıyorlardı? Bunu — bilmi- yordu? Yalnız yakıcı bir. hasret içinde k.yranıyordu. * Uzunca bir hicran devresin- den sonra bir gün Nazıme, Or- hanın evine geldi, Erenköyünde bir bağ- eğlentisi tertip olundu- ğunu haber verdi, karı kacayı davet etti. Orbanın oraya naml Elttiğini #öylemiye lüzüm yoktur. Elinden gelse uçardı, karısından kork- masa zil takıp oyn'yarak giderdi. Tomkinini muhafaza etmek için dişlerini yiyordu, yüreğinin mara atmamasi için göğsünü yumruk- luyordu. Nihayet bağa geldiler, sevgi- lisile karş laşt ı"—bF;kıl bu kar- h doğması beklenen güneşi :ıı:.u;—od:r'kou görmek 'lııd.ı.r şaşırtıcı oldu: Nazıme, değişmi, ti. Dudaklarındaki ubeu-.lnınmırl- Orhan, ilkia onun neş'esiz- Hiğine bükmetti. Lâkin başkasile konuşurken bütün balâvetile gü- Tümsiyen o Jâtif dudakların ken- disine söz söylerken somu! nu, başka yüzlerde bir yıldız gibl dolaşan © nurlu gözlerin kendi mişti, gözlerini maskelemişti. yüzünde karardığını görünce sen- deledi, bir tarafa çekilip düşün- meğe koyuldu. No yapmıştı, nasıl bir kusur işlemişti?. Bunu araş- tırıyor. ve bulamayınca gözleri nemleniyordu. * Beri taraftan Nazıme, bir de- Kkanlı ile hararetli bir münaka- şaya dalmıştı, neş'eli neş'eli onu söyletiyordu. yan — gözle onlara baktı, Nazimenin genç komşusunu dinlerken yudum yu- düm baz içer gibi, tatlı bir istig- rak ini sezdi ve İiçinde bir m d:ıirılıı'hğıııı. zihninde de yeni bir şeyin doğduğunu anladı: Kırılan ümit, doğan hakikat idl. x Bağdan ayrılırken — Nazıma, nazik bir hanım tavrile ileri atı- mıştı, Örban Beye bitap ediyor- dü: — Pardeslinüzü ben tutayıml Estağfurullah efendim, kat'iy- yen olmaz! — — Siz benim babam yerinde- siniz, Size hizmet borcumuzdur! Bunu söyleken, elinde parde- sü, Orhanın yanına yaklaşmış ve fısıldamıştı: KA — Cebinize dikkat ediniz! Orhan, illk fırsatta cebindeki esrarlı tomarı gözden geçirdi ve bunların Nazımeye yazı mek- tuplar olduğunu anladı. Genç kız, paketin Üstüne sardığı kâğıt ku. şağa büyük harflerle şu cümleyi yazmıştı: “ Dağda başladı, bağda bittil,, * Bir balfta sonra Nastıme H,, bağda neş'eli neş'ali görüştüğü Sinan Beyle nikâhlanıyordu, Or- han Beye de şahit «fatile nikâb defterine imza attırılıyordul. SON