SON POSTA Sayfa 5 ' Gönül İşleri Erken Evlenmenin Fenalığı Küçük İtilâf Fransa'dan Yeni Uzak Şark'ta Kan Ve Ateş Vazifeler Aldı Fransa İle İtalya devletleri arar snda yeni ve eskileri derecesinde giddetli bir gazete münakaşası baş- ladı. Bu hâdise, esasen mevcut, fakat son zamanda İzalesine çalışılan ger- ginliği izale etmek şöyle dursun, bilakis artıracak bir. mahiyet ab mıştır. Bunum sebebi şudurm Fransız Hariciye encümeninde, bu encümenin reisi M. Heriyo'ya bir sual soru tur. Bir meb'us — encü- men r tile M. Heriyo'dan, Almanya-İtalya - Macarlatan arasında bir Ittifak yapıldığına dair malümatı olup olmadığını Öğrenmek İstemlştir. P ak'a, derhal Fransz gazetelerine #ksetmiş İve bir emri vaki şeklinde tesbit — olunmuştur. —Halbbuki — M. Heriyo'nun bilahara verdiği cevaba dair çıkan beyanatı, bu —meb'ust. böyle bir hâdiseden haberl olmadığını bildirdiğini kaydetmekte İdi. Maamafih geç kalan bu beyanatın mrf zevahirl kurtarmak İçin yapıl- İlk Çarpışmaları Müthiş Ve Kanlı Bir Harbin Takip Pekin, 21 — Gelen haberlere gö- 22 buçukta Jehol hududuna olan Şasyangsu mevkiinde Çin pon kuvvetleri arasında harp başlamıştır. Japonlar muharebenin, Çinlilerin bir taarruzile başladığını töylemektedirler. Japonların asıl büyük harbe bap- hıyacakları an çok yaklaşmıştır. Japonlar Taarruza geçtiler Tokyo, 21 — Şaoyangsu muhare- besl hakkında gelen son baberlere göre Japonlar mukabil bir. taarruza geçmişlerdir. Japonlar demiryoluna hâkim olmak için Peypiyao şehri üzerine doğru yürümektedirler. Yeni Mançurinin Ultimatomu Londra, 21 — Yenli Mançurl “Mancukuo,, hükümetl Çine 24 saatlik dığı da şüphe götürmez bir meseledir.| bir ultlmatom göndermiştir, ultlma- Fransa hükümeti, merkez! Avru- pada yapıldığı söylenen anlaşmaya, bir diğer mukabelede bulundu ve buna, beynelmilel bir nümay ü verdirdi. Şimdiye kadar Aayrı, ayrı ittifaknamelerle biribirine bağlı olan küçük İtilâfa mensup Romanya, Yu- goslavya ve Çekoslovakya devletle- rini Cenevrede tam bir birlik halins getirdi. Bu devletler biribirlerine haber vermaden başka devletler ile anlaşamıyacaklar, muahedeler yapa:- mıyacaklardır. Şimdiye kadar senede bir defa toplanırlarken senede Üç defa toplanacaklardır. Harlct siya- setleri bu devletlerin üç Harlciye Nazırı tarafından tesbit edilecek, bu Heyete bir Iktısadi komlsyon bağlı bulunacak ve bu blokun #siyasi ve Uktasadi menfantleri, bu heyet tara- findan takip edilecektir. Yepyeni bir » hiç şüphe yok, Fransanın teşyiki ile varmıştır. Anlaşma için Müddet tayin edilmemesi de, vaziyes tin n>zaketini gösterir. Demek oluyor ki küçük Hilöfa, Fransa tarafından Almanya, İtalya ve diğer merkezi Avrupa devletlerine karşı bir nöbetçi Vazifesi verilmek lateniyor. Alâkadar devletlerin bu mütemadi Meydan okumalara, vasıtalı, vasıtasız tazyiklere uzun müddet tahammül #demiyeceklerini — gösteren — esbap, Maalesef çok'aşıyor. — Süreyya tomda Nankin bükümetinden Jeholk: deki Çin askerlerinin geri çekilmesi İstenilmektedir. Japonyada Nümayişler Tokyo, 21 — 30,000 & yakın we« bik müharip- Yasukunide “Kahra- man askerler, mabedinin avlusunda bir toplantı yapmışlardır. Toplantı heyecanlı olmuştur. Sabık mubariple yetinin yaptığı tavı edilemiyeceğini beyan etmişler ve bükümete yardımda bulunmağı ka- rarlaştırmış'ardır. Milletler cemi« Sabık muharipler cemiyetinin re- İsi, süylediği heyecanlı bir nutukta bugünkü hal ve vaziyetin çok vahim olduğunu, sabık muhariplerin mem- leketleri için her — türlü -fedakürlığı ifaya amade — bulunduklarımı - bildir- miştir. Halk tarafııdan tertip edilen il- yasi bir içtimada da buna benzer bir karar sareti kabul ©o unmuştur. Bu son toplantıda 8,000 — kişi barır bulunmuştur. MileHer Cemiyeti Bugün Kara- rını Veriyor Cenevre, 21 — Çin - Japon - ihti- lâfı hakkında son kararı verecek olan milletler cemiyeti fevkalâda meclisi bugün saat 15 te toplanacak- tır. Celsenin kısa ve sakin - olacağı anlaşılmaktadır. — Tahmin — edildiği ıı(ıçhlıı' eğer Fevkalâde meclls 19 lar BAA UZUN HİKÂYE EEZAEMEMN Dağda Başladı Bağda Bitti! LA YAZAN M T. GA Ü GF Ya o nefis koku?.. “Salıncağın İleri ye geri her hareketinde tanki havanın göğsü yarıl:ıyordu. Orhanın bütün benliği, sarhoşla- tan bir koku şelâlesile sarıl- Yordu, Zavallı adam, bütün bayatn- da böyle muattar ve müse'sel derağuşa uğramış değildi. Bir taraftan sevgilisinin. bir demet Bur gibi uçup uçup tekrar yanına Belişini bahtiyar bir hayretle Seyrediyor, bir taraftan da ruhuna Yordu. © şelâlenin sekrile “sarsılı- Bu sarsıntı arasında aşk hak- 'ıll:dılıi düşünceleri de zelzele ç - yordu. Evvelce aşkın: “Zevke, « yale en uyğun çelen bir. vücu- * bütün insanlardan fazla seve » olduğuna hükmediyordu. e Şimdi meşkur füoz.f (Descartes)e bak vererek aşkın “ Ruhi - bir heyecan olduğuna, bu heyecan sebebile — sevenlerin - sevilenlere mutlaka vas.| olmak - istiyecekle- rine ,, inanımak iİstiyordu. Bu inanış, onun için bir su- kut olabilirdi. Çünkü Nazımaye vusul, aya çıkmaktan da müşkül- dü. Ö genç ve güzel bir kadı, kendisi evli ve yaşlı bir adamdı. Fakat şu uçuş ve ruhuna akan muattar - hava, onu ııı.lmılıllıEı için ani bir ihtirasın — tazyiki altnda çok başka şeyler düşü- nüyordu. Bu zelzeleli düşünce nihayet iradesinede sirayet etti, zavallı aşık mantıkla alâkasmı kesmek ıst rarına düştü; herşeyi ve herşeyi unuttu, salıncağı itmek icap eden bir dakikada bu harekeli yapa- madı: in vesaşasını kabul edecek - . Edeceği Amerikanın yen! Rolsloümhuru M, Ruzvelt'e geçenlerde Zangara isminde bir İtalyan Anarşisti sulkast yapmak istedi. Sulkastta M. Ruzvelt'e bir şey olmadı. Yağında bulunan Şikago be- leldiye reisi — M. Çormak ağır surotte yara.andı. Zangara muhakemesl esna- Bında Avrupanin Lirçok devlet reis- lerine de euikast yapmak İstediğini itiraf etti. Sulkastçı muhakeme neti- le BO sene kürek cozasına mah- küm oldu. —— ——— —x olursa Japonyanın milletler cemiyeti- ni terketmek — tehdidini — yapacağı şüphes zdir. Fakat Cenevre mahafili, milletler cemiyeti misakınA göre cemiyetten kendi arzusile çekilecek bir devletin keyfiyeti iki sene evvel malümat vermeni lüzumundan va bu vaziyete teki devletin beynelmilel vazifelerini ifa etmeden çekilemiyeceği zarure- tinden bahsetmektedir. Cenevre'de Japonyanın bir. takım müstemlekelerdeki — mandasının ne o'acağı suali ortaya atılmıştır. Filhas kika Karolin Marahall ve saire ada- larında mandası olan Japonyanın ta- ahhütleri ile milletler temiyet nden — ön .— Oh gözel çocuk, seni çok seviyorum! Diyebildi. Gökte yanan büyük — fener, asfalt şoseyi gümüş ve enli bir şerit haline koymuştu, Alemdağı yolcuları o şeriti çiğneyerek yürü- yen otobüs içinde cıva çibi kay- naşıyorlardı. | epsi — memnundü ve hepsi sarboştu. — Yeşildağ kuvvetli sihrile onların ruhlar nda bir likör tesiri bırakmışlı, çılğınca gülüyorlar, Şarkı okuyorlar, ve ara sıra mehtaba buseler yollu- yorlardı. Naziıme ile Orhan yanyana oturmuşlardı, dağın — güzelliğini konuşuyorlardı. Bir aralık Na: zme, gözlerini onun şenç bir saadat taşıyan yüzüne dikli: — Bilmem, dedi, memnun kal- doxz mi? Ben biraz — 5 kıldığ mzı san yorum. O, eski Lir mesra okudu: —"Benim de bir anacak rüz- ” gürün oldu bu Ünk.,, * Aşkn itiraf , bir nevi değur- madır. Annelerin dünyaya çocuk gelirirken çektikleri © kutsl w- Lrabi, sevgililerine aşkiar.nı ilk Söyleniyor Şanghag'da Müthiş Ve Feci Bir İnfilâk Şanghay 21 — Bir kauçuk ima- Tâthanesinde müthiş bir infilak ol muştur. İnfilâk bir garolin deposun- da olmuş ve yanında bulunan iki mürekkep bir yığın baline gelmiştir. İnfilâkta kazan dairesi berhava ol- muştur. Kazan — dairesinin üstünde çalışmakta olan 160 kadın hakiki bir cehennem ocağınıa İçine yuvarlan- mışlardır. Şimdiye kadar 80 ceset çıkarılmıştır. 70 — yaralı hastahaneye kaldırılmıştır. 100 — kişinin akibetl meçhul bir haldedir. T A latifasının ne süretle telif edilebil- Fevkalâde meclise dahil olan kü- gük devletlerden bir çoğunun mümes silleri mecliste yapılacak müzakere esnasında nasıl bir hattı hareket ta- kip edeceklerini terbit etmek üzere dün akşam uzun urzadıya rede bulunmuaşlardır. Japonya, Asya Asyalılarındır Diyor müzake- Tokyo, 21 — Milletler cemiyeti büyük meclisi 19 lar komi raporunu babul ettiği takdirde Ja- ponya milletler cemiyetinden çekile- cektir. Hükümet bugün bu bususta ayan meclisinde izahat verecektir. Bütün milletin hükümetin bu fik- rine taraftar olduğu zannedilmekte- dir. Japonyanın milletler cemiyetin- den çekilmesine, bu hareketin bir harp doğuracağı korkusile, muarız olan #ol cenah fırkaları müstesna bütün fırkalar hükümetla kararını kabul etmiştir. Gazeteler, bu hare- ketin (Asya Asyalılarındır) kaldesi- nin vücuda getirilmesi için atılmış Ük adım olduğunu söylemektedir. Amerika Ve Japonyanın Silâhları Nevyork, 21 — Amerika Filosu başkumandanı beyanatta bulunarak, Amerikanın kruvazörlere, tahtelbahir we torpitolara muhtaç olduğunu söyle- miş ve demiştir ki: Japonyanın biz- den fazla cüzütamları vardır. Yalmız battı barp gemileri müstesnadır. Bu “mf gemileri de kuvvet itbarile bizimkilere müııvldl;:___A defa söyliyenler de ayni kuvvet ve kutsiyetle duyarlar. O büyük kıvranış ve üzülüş, çocuk doğduktan sonra nasıl tatlı bir — inşiraha münkalip olursa aşkın itiraf sahnesini de derin bir haz takip eder. Bu haz, bir sürü düşüncelerle karışıktır. Çün- kü doğan çocuğa süt vermek, bakmak, ninni söylemek ve onu büyütmek lâzımdır | Orhan Bey, şimdi bu vazi- yette — bulunuyordu. * Tehlikeli bir sır , olarak saklamak iste- diği aşkını, şuursuz bir an içinde sevgilinin kulağına — fısıldayıver- mişti, Artık bu büyük muvaffa- kiyetin sonunu getirmek, haykı- rılan hakikati sevğilisinin kalbinde yaşatmak iktiza ediyordu. Ne evliliğini, ne yaşlılığını dşünmüyordu. O büyük mahzur- ların ciddi bir aşkı öldüremedi- ğini sevgilisinin takdir - ettiğine inan yordu. Nazıme, o mahzurlara kiymet — verseydi aşkımı — itiraf ettiği gün filrlal — söyliyebilirdi, kendisini “ sevmekten ,, mene- derdi. H Icuki kız, susmuştu ve... kızmamışlı. .ğöylı vaziyetlerde K S ee Bi c l bi i büLeRe - senedenberi On beş yaşında mektepte iken ailemin ısrarı Üzerine çok mutaas- sıp ve görgüsüz bir kızla evlem dim. Bal ayı denilen o tatlı günleri maalesef tatmadan ikinci ayda istemiyerek aldığım kızdan nefret etmiye başladım. Bugün evlendi- ğimin sekizinci #senesi oluyor. Bu müddet zarfında mes'ut o madım. Her günüm bir zindan ve istirap içinde geçti. Görgüsüz aileme hayatta yaşamak yolunu ve cemiyet içinde İâzım olan her şeyi öğretmek İstedim o ha- I4 köhne hayatından bir lâhze olsün dönmedi, Bu acı hayatıma bu güne kadar katlanmaklığım bir yavrumun yüzünden. Fakat bugün artık tahammül edemiyecek de- receye geldim. Beşerin bütün im- sanları aileleri etraflarında tatlı tatlı konuşup gezerlerken ben bu görgüsüz aile ile, böyle sönük bir lâmba gibi neden durayım? Gezmek, eğlenmek aile cemiyet- lerine girmek hakkım değilmi? Ben bu hakkı neden İstimal etmeden durayım? — İşte bugün ne çocuğumu ve ne de ailem efradınmı görmek — istemiyorum. Ondan uzaklaşmak onu ebediyen unutmak istiyorum. Bugün ©o benden uzakta ba- basının yanında bulunuyor. Bir biribirimizi görmi- yoruz. Bu müddet zarfında ne o vene de yavrum haltırıma gelmi- yor. Hatta mektuplarına — bile cevap vermiyorum. Ne yapayım şaşırdım kaldım, bana bir yol gösterir misiniz ? Ankarat Y. $. Bu genç erken evlenmenin cezasını — çekiyor. — Çocuklarını daha gözlerini açarken evlendi. renler bu vak'adaa ibret alsınlar, Fakat bir defa evlendikten, bir çocuk babası olduktan sonra, bu yük omuzdan bu kadar kolay atılamaz delikanlı! Kadının ve çocuğun bu İşte günahı ne ? Sen eğlenmek - isterken, başkalarını betbaht etmiye hakkın yoktur. Sen ıviııgirclı:ı:ı'._ bu 'lııklıı'ıâı: vi mi , Feragat ve k.l:l!ıleıçlı i'::cık ııı::tı erişebi- lirsin. HANIMTEYZE süküt, biç olmazsa, teşvik de- mektir. Kızmamak, kırılmamak ise teşvikten de fazla bir şeydir! Orban B. böyle büşündü, aylardanberi taşıdığı aşkı — sev- gilisine bir hamlede itiraf ettik- ten sonra, bher fişık gibi vaslat bahçeleri tahayyül etmiye ko- yuldu. İlkin, Alemdağı hâdise- sini aralarında — ebedileştirmek için, bir mensur şilir yazdı: Sü- lönler uçarken!.. Onu cebine koya- rak Nazımenin evine gitti, bir sıra- — Bdi getirdi, yazıyı ancak kızın görebileceği bir köşeye bıraktı ! Fakat bunu yaparken, tıpkı bir çocuk gilıi. sararmıştı, elleri titriyordu. Nazıme, parlayıp sönen bir tebessümle, bu telâşı dindirdi ve onu - evvelleri olduğu gibi - dostça teşyi etti. Bir ay, tam bir ay zavallı Orhan, o tebessümle aşkını gıda- landırdı. Naz meden neümit veren pede — Ümitsizliğe — getiren bir muamele görmedi. Aşk, bazen kanaatkâr olur. Bu, bir mahpusun hürriyetsizliğe alşması — kadar gayrı tabiidir. İlk fırsatta o kanaul, coşkun bir ihtirasa inkilâp ede- cektir. ? ÜArkani vanı, —