a SÖON POSTA © ı Afacan Dî;or Ki: l S EE İ Havadis Getiren Albüm Aldı Biz de benim gibisiniz değil Wel çocuklar; ben bilmecelere çok düşkünüm. Hani hem — bilmece bulmak - hem de biraz müküfat kasanmak - için. Bizim çocuk sayfasına — kaç. defa — bilme- ee verdiğim halde. bir şey çık- madı. Geçen gün büyük efendi sordum da bana dediki: — Sen bizimsini. Sana bir şey yok.. Mükâüfat falan çıkarır- san, İltimas yapıyorsun! derler, Ne yapalım boyun eğmek a.. Siz bizim gazetemizi görseniz M6 çok seversiniz.. Geçen gün matbaaya benim gibi afacan bir gocuk geldi.. Soluk soluğa bir —ageyler anlattı galiba bir yerde ble kadın zehirlenmiş te onu ha- ber veriyordu. Bizim amcalar, ağabeyler ona dediler ki: — Git aşağıya sana mükâfat Hakikaten ©o kırmızı — yüzlü Glacan aşağıya — gitti. Büyük #fendi amca ona kocamân bir #lbümle bir takvim verdi. Kırmı- B yüzlü afacan seke zeke, sevine sevine gitti. Hani bende öyle tal... Bir gün ben de birinin ölüm habarini getirsem acaba bana albüm verirler mi? Meselâ babam Hasan Bey öldü! desem ben de © mükâfatlerdan alabilir. miyim? Fakat Allah etmiye... Ben ne fena gocuğum böyle.. Neler dü- Şünliyorum. Afacan Feriha Abla 46 tir senin adın, Kırılmıştır. kanadın, Bu işte kazanmadın, Ay benim güzel ablam 1. Mademki taht senindi, Niçin yirmi üç bindi, Acaba bak kimindi ? Dudağı benli ablam !.. Dönya kime kalır ki, Vasgeç bu işten abla, BMerkes gelip geçecek, Er geç bu işten abla! Afacan Aynaya Bakanlar Minik Ali Afa Gana sordu ; —Gectleyin ays Baya bakanın kare HOMA maymün çi kar, dilinl uzatır- miş.. Doğru mu A- facan?, — Eğer sen bar karsan doğru, ben bakarsam yanlış.. "Kabahat Afacan bizim res- sama kizgındır... As rasıra matbaaya ge dikçe surat asar du- rur.. Birgün Afaca« na sordum * — Sen “bizim Orbana niçin öyle kızgin kızgin bakı- yoraya.. — Söylesene. Seni kızdırdı mi yoksa ?. — Hayır. — Ya?. Afacan gözlerini kırparak elini sal- müddet hep ayni Doğru Değil Mi?.. Ihlamur Ve Çay Afacan çayı dee Hoesine sever.. Fas kat akel gibi, ba- bası Hasan Bey, ta- #arruf olsun diyo evden çayı kaldıre di ve yörine ihlar mur koydu. Birkaç hafta Afas gan bir türlü ıhlas mura — alışamadı.. Çayın hasretin! çe- kip durdu. Birgün annesi onu bakkala gönderdi! — Git on ku- roşluk çay al.. De di. Afacan hırlaya barlaya bakkala koş- ta. — Amaa, dedi.. Bana on kuruşluk gçay ver amima, 1h- lamurlu olmasınl... Ne İştir? Afacan — küçük kardeşine çıkıştı: — Son utanmr yor musun ?. Bak beboğin çırılçıplak ridekileri dinledi. ladı: —Şu benim ba- olınuş.. şim “ikide birde Küçük — itiras çekip çokip boynu- etti: mu uzatıyor.. Yüz — Şafak ne zaman atar Af ? — AA, görmü versem kolumu bar 'acan *., ? ÂAyar " h — Bakkalın, kasabın, ekmekçinin evin kı dayandakdarı ger massa TÇ UN 8 da ıkâar , me n evin ) y gan ;fî:m ŞBEe man, bizde şafak atar. e Ür '.::',“ DeplaEN Bir — akşam NU GEL GN A LEK M G HG S Y A GGG GU G DS G aa gibi beyar bez hepsi de toplan- ' “İ kümesi hareket mışlardı: Afacan, . ediyordu. Pinpin, Fino ve Pinpin —oda Cingöz. Canları kapısına gelince sıkılıyordu. Uzun l “ y dürdü. ve içe- oyunu oynamak onları — sıkmıştı. Nihayet içlerin- den birl teklif etti: — Masal anlatalım! Dedi. — Hay hay! Diye kabul ettiler ve sıra ile cin, peri, cadı masalları anlatılmıya başlandı.. Cadıların — tırnakları, cinlerin parlak gözleri, perilerin kanatları derken hepsininde içine bir korku girmişti.. Bu sırada Afacan müthiş si- rette susadığını hissedince Pinpine döndü: — Haydi Pinpin, git bir az bana su getir.. Pinpin ayak diredi: — Ben korkarım, dedi,. Cingöz alay etti: — Zaten sen hep korkaksın yal.. y Bu söz Pinpinin canımı sık- mıştı. Gürürüna yediremedi, bir- Müallim talobe- ye lokometifi an- hatıyordu., sözünü bitirince sordu: — Lokomatifin nasıl yürüdüğünü artık anladınız de- BÜ miz. * — Evet, evot., — Boracak - bir şeyinlz var mıf, — —— Boğuluyordum, baban « Tevekkeli değil beni kurtardı, aldı. anne, babam bana yüzme sasıl yürüyort. Afacan oturdu- Ku yerden ayığa kalktır — Bir şey so- racağım efendlim.. ufak — bir. nokta. lokomotif beygirsiz DÖĞ oe in Hikâyesi L-————-—------———----—--— Anlamamış denbire ayağa kalkarak çıktı.. Odadakiler korkuyla, — hayretle | ... biribirlerinin yüzlerine baktılar.. Fakat Pinpin oda kapısından dışarı çıkinca birdenbire aklına bir muziplik gelmişti. Merdivenin başında durdu. Kenardaki su maşrapasına bir tekma savurunca ortalıkta mütbiş bir gürültü koptu. Pinpin yalancıktan : — Eyvah... Aman, amaamıil.. Diye bağırdı. Artık siz oradakilerin halini seyredin. Pinpin yavaş yavaş karşı odalardan birine girdi, Sandıktan -büyük bir patiska aldı, Iki tara- fından yuvarlak, yuvarlak - kesti, uzun kulaklarına patıskayı geçirdi, Yine sandıktan iki siyak bez alarak her iki kulağında büyük birer topus yaptı.. Ve yürüdü.. Bu halile tam bir cin olmuştu... Kulaklarını oynattıkça iki topuz ağır ağır sallanıyor, bir bayalet “Afacanın chlzelorl Çocuğun ilk yaşı tatlı, orta yaşı daha çok tatlı, son yaşı ise tuzludar, * Çocukları severken — onların #eviyesine İniniz.. Çünkü çocuk- lar ancak böyle kimsoleri se- verler.. * Çocuk ÜUç şeyden skılırı Misafirlikten, yağmurdan ve ser sizlikten.. * Kendi arzusu bilâfına sevin- dirdiğiniz bir çocuk — #izin en büyük düşmanınızdır. Ve tam sirar sıdır diye kapıyı 4 yavaş yavaş Üç defa vurdu ve kanadı Mti. “Eişlikle onun o vaziyetini gö- renler —derhal - donakalmışlardı... blele düyah topuzlu kulaklarını oy- -natinea -odadakilerde yürek kab- mamdğik Hopsi de sapsarı kesil- mişti.. Birer köşeyo çekilen Afa- canla onun Üzerlerine do; düğünü görünce boğuk -vım Hnığlı kupırdıîığr':. — Annecececel!.. Ve -merdivenlere doğru koşuş tular İ altütst olmuştu. Komşu- “lar budorkunç sese koştukları zaman -Mıı:ııılık Clııglılil';odfxıo- yu amettfnkta, n ve l”ıı'ııp“ bıhçı:opn havuzda çır pinirleen bulduülar... | Rlülacek hafta: Pinpin deli ) Ne İyi! Cingös Afacana dedi: —Bana — bak, ok “yümmiş yeme :ııu-n.. Atagan güldür — İyiya. Ha Olagüs Afacana sordu: — Paran mi Afayaap? n — Ne yapacak- aa? — Borüyorum.. — Yaok.... — Paran yok- sa hiçbir çoy yar pamazan. — AÂMNmA yapr tan hüae biraz da borç yapamaz —- yımı?, VaAr Hikâyecik l Davul İsterim De, - Davul İsterim! — Tarrrrer; tarrrrr 1 - Sokaktan bir oyuncakçı geç yordu.. Kocaman - İküfesi içinde Bir “elirü oyuncaklar, * davullar, trampetler, arabalar, atlar, dü- dükler “yardı.. Afacan, evdeki misafirden —cesaret alarak avam Bastıt — Davul isterim de, davul isterim, diye tutturdu.. Eve gelen misafirler kibar kimselerdi. Hanımteyze içini yere ken gülerek Afacanı oleşadı: — Alayım — evlüdim, alayım, sen Üzülme.. Ve kapıya çıkarak — seslendi : — Davulcu.. Baksana buraya.. Bir davul çıkarsana bakayım. Davulcu koştu : — Buyurun büyük hanım. Bayram davulları bunlar.. gitti, azı kaldı. Halis deri, te- banca siksan patlamaz.. Top atsan bana mu demez.. 20 şer kuruş.. — A, tanim çok söyleme.. Ben parasında değilim.. — Peki hanımcığım, işte al bunu san, çocuk memnun olacak.. Hanimteyze — yavaşça — mirik dandı: — Yalnız bana bak. Sen şanların çörüğünden, bir tane ver.. Bugün bu davul patlamazsa benim kulağımın zarı patlıyacak!., Ü e B b — ae Nazire Abla Keriman ablam gibi, Sen de gürültü yedin. Yaygaralar sam gibi, Esti esef etmedin!. Güzelmiş, yok değilmiş, Diye millet boğuştu, Hakkıymış, yok değilmiş !.. Diye âlem de coştu.. “Kalbini sal sevince, , “Düşünme uzun İnce, , Hakkın sana gelince, Rahat et, güzel abla 1, — Camı kırdın değil mi? Bak baban akşama gelsin de namıl söyliyeceğim.. — Kadın değilmisiniz. wır tutmazsınız ve ağır mızda saten bakla wlanmaz kdi...