19 Şubat 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

19 Şubat 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

10 Sayfa — —— İSTANBULDA: | Bir Ölünün Hâtıra Defterinden l İNGİLİZ CASUSLARI SON POSTA Sahte Piânlar Bu Casuslar Zannedecekleri Gibi Atlar Takımından Değil! — 16— Greta'nın bugünkü gaybubetin- don bilistifade hemen Enverin yazı- hanesine gittim. Arkadaşıma hiç bir yalan ilâvesine, hiçbir muba- lâğaya lüzum görmeden bütün faaliyetimi, tasavvurlarımı, casus şebekesi ile olan temasımı noktası noktasına anlattım. Bugüne kadar Ümitsiz. olan arkadaşım, artık tamamile değişmişti. Enver de bu müthiş casus şebekesine karşı mükemmel bir oyun oynamak, azim ve İmanile, bana yardım edeceğini ve yüzde doksan beş bir ihtimal ile bunda muhakkak muvaffak olacağımızı söyledi. Bir aralık: — Evet, dedi, — İngilizlerin Entelicens servisi bütün dünyayı saran ve sarsan bir kara pençe gibldir. Aldanmaz, atlamaz bir teşkilâttır, fakat... — Biz atlatacağız! — Eminmisin? — Muhakkak.. — ©O halde muvalfakiyetimizi kolaylaştırmak — için ben de bir çare düşünüyordum. — Ne gibi? Enver korkarak söylüyormuş gibi pes bir sesle: — Son plânda tamamen mu- vaffak olmak için şebekeye kuv- vetli bir Ümit verecek bir delil göstermek İâzım, Evvelâ bunu hazırlamalıyız. —Ne gibi delil Ümit? — Onlarca matlup olan ve tertip edeceğimiz haritayı ver- meden evvel başka planlar te- min etmek ve bunları onlara vermek suretile Entelicen servise tam bir itimat telkin etmek Tüzım. Arkadaşımın düşüncesi haki- katen mühim idi. Fakat bana muhal göründü. — Bu, muvaffakıyetimiz için yegâne tedbirdir. Fakat çok müşkül ve hatta muhaldir, dedim. Enver sesini biraxz daha kıstı: — Merak etme, herşeyi dü- şündüm, ben bunu yapacağım, blr nasıl dedi. « Enverin bu teminatı bana heyecanlı bir sevinç — vermişti. Neler söylüyordu. Bu işe İştira- kimizi kat'iyen istemiyen Enver (merak etme, herşeyi düşündüm, ben bunu yapacağım ) diyordu. Ümitsiz arkadaşım, şimdi benden ziyade üÜmide döşmüş bulunuyor du. Demek, perde arkasından, © da casus şebekesile benim kadar meşgul olmıya başlamıştı. Ben Enverden muayyen bir iş beklerken” o, hiç umulmıyan bir zamanda bana yardım etmek istiyordu. Gayrühtiyar! : — Nasıl “olabilir ki Enver ben yarın Ankaraya hareket ediycrum, dedim. — Daha iyi yal. Sen malüm şekilde mesaine devam ederek casusları iİdare et. — Eve?7.. Ow Ankarada — bir — müddet çalışır göründükten sonra, Ma- damınız. Gretaya hissettirmeden bana yalnız ( gel! ) diye bir telgraf çekersin. O zamana kadar ben de plânları tamamen hazır- lamış olurum, — telgrafi — alınca hemen Ankaraya gelirim. — Enver, bu casuslar zanne- deceğin gibi atlar takımından kimseler değil. Ellerine vereceği- miz bu anhte plânlarla bizzat hayatımı tehlikeye koyabileceğini düşünmelisin. — Plânlarmız değil ki... -—Ydt Vatan ve milliyet, histsile bu casuslarla teması bile tehlikeli bir macera “ gören arkadaşımın, sahte — olacak haleti ruhiyesindeki tebeddiül bana derin bir hayret ve korku ver- mişti. (Ya ? ) istiiham nidasının infilâk edercesine ağzımdan fırla- ması, arkadaşımı ikax etti. Beni itidale getirmek için bir sükün ve inşirah ile izaha başladı: — Merak etme tertibatım mükemmel, düşüncelerim sağlam- dır. Seni temin ediyorum, Plân- larımız Filhakika sahte değildir, fakat bunların artık askerf kıy- meti de kalmamıştır. — Olur mu? — Bana itimadın varsa adam akıllı olur. Mesalme, (Enver)in bilfill işti- raki İngiliz (Entelijens servis) me- murlarile temasımda bana biraz da- ha kuvvet ve metanet verecekti. ( Arkası var) Tayyare Cemiyeti Mübayaat Ko- misyonundan: Şartnamesi veçhile 202 top kuşe kâğıdı satın alınacağından taliplerin 20-2- 933 komisyonuna müracaatları, pazartosi günü saat 15 te mübayaat | _Hirtlçrr' l_)ixorjlği: 'Muahedelerin İlgasını, Müstemlekelerinladesini lştiv)îoruz ( Baştarafı 1 İncl sayfada ) felâket memba: olduğunun sabit olmasıdır. Felâketi davet etmeksizin, düm yayı Versay muahedesinin yap- tığı gibi, ebediyen galipler ve mağlüplar diye iki sınıfa ayıra- mazsınız. Böyle bir ayrılık vücude getirmiye teşebbüs etmek, millet- ler arasında mütekabil itimadı izale eder ve binnetice onların iktısad! selâmetini ihlâl eder. Tekrar ediyorum, Versay mu- ahedesi, fena tertip edilmiş bir silâhtır ve ben, bu muahede ile milletlerfarasında vücude getirilen ayrılığa sonuna kadar muhalefet edeceğim. Bir harpten #sonra, bir dere- ceye kadar, ve muvakkat bir xa- man İçin galip İle mağlüp arasında bir ayrılık vücude getirebilirsiniz. Fakat bir dünya nizamı böyle sakat bir temel Üzerine kuru- lamaz. Biz bu muahedenin tadilini lstiyeceğimiz gibi, bunun yakında diğer — milletler tarafından da isteneceğini zannediyoruz. Dünyada devamlı ve sabit bir sulh ümidinin doğması İçin evvelâ bu muahedenin ortadan kalk- ması İâzımdır. Ben gerek bu meselelerde, ve gerek dünyayı alâkadar eden PARA-/ERVET KUMBARADAN DOGAR diğer meselelerde mümkün ok- duğu kadar sulhperver olâcağım. Fakat Fransaya 1919 da xorla kabul ettirilen vaziyetin devamlı bir vaziyet olamıyacağını da an- latmak zarureti vardır. Fransanın buna karşı alabi- leceği tedbirlere gelince, bu bizim her vakait karşı durabileceğimiz bir vaziyettir. Asıl mühim me- sele Versay muahedesinin haksız bir muahede olduğu ve bizim bu muahedeyi bozuncuya kadar mü- endeleye mecbur olduğumuzdur. Fransanın silâhlanmakta çok ileri gitmesi bu muahedede bazı tadilât İcrasını zarur! kılmakta- dir. Fransanin teslihat için sarfet- tiği para, bizi olduğu kadar, diğer milletleri de hayrete moktedir. Fransa sarfetmek darından âciz olduğu derecede büyük bir servet sahibidir. Fransa neye teslihata bu kadar para serfediyor? Fransanın — komşularına — ve şedit ihtiyaçlarına karşı emnü selâmetini — temin — endişesinde bulunmasıni anlariım. Fakat, Ce- miyeti Akvam itilâfı mucibinec, biz de ayni emnü selâmetin temi- nine muhtacız ve bunu temin İçin elimizden geleni yapmaktan çe- kinmiyeceğiz. Bugünkü misli görülmiyen variyettir. 1814 de, İngiltere ve Prusya da dahil olduğu halde, dünya, Avrupanın Fransa hâkimiyeti altına girme- sine mani olmak için birlikte çalıştı ve Napoleonun saltanatını yıktı. Fakat o vakit kimse Fran- sanın tabil haklarından mahrum mağlüp bir millet haline getiril- mesini düşünmedi. Bugünkü vaziyet baştanbaşa haksızdır. Biz de diğerlerile mü- savi bir. muamele görmeyi İste- mekte hak sahibiyiz. Almanya'ya —karşı — yapılan ikinci bir haksızlık, — Lehistan koridorudur. Bu vaziyat, bütün Almanlar için tahammül edilmez bir haksızlıktır. Diğer noktal nazarlar müs- tesna, fakat orada bulunan Ak- man nüfusu bamına, bu vaziyetin idamesine imkân yoktur. Muahe- deler haricinde Alman milleti bundan Fazla isyana ve nefrete sevkeden bir hâdise olamaz. Komünizme gelince, bu dün- yayı tehdit eden öyle bir tehli- kedir ki, her millet kendi başına onu halle mecburdur. Komliniz- min Almanyada vücude getirdiği dağınıklığa ve karışıklığa mu- hakkak bir nihayet vermek lâ« zımdır. Hohenzolera hanedanının ia- desi meselesi mevzubahs değil- dir. Eğer biz bunu bir me- sele yapmış olsaydık, memle- ket —Tüzumsuz. yere Cümbu- riyetçiler ve Kıraliyetçiler diye ikiye ayrılmış olacaktı. Müstemlekelere gelince, biz tabii müstemlekeye — sahip ok mak hususundaki arzularımırdan vaz geçmiş değiliz. Bu mesele de adalet dairesinde halledilmek lâ- zımdır. Biz de, herhangi diğer devletler kadar biz de müstem- lekeye muhtacız. Sözüme nihayet — vermeden evvel şunu söylemek İsterimki, mümkün olduğu kadar başkala- rını rahatsız etmekten çekinmiye çalışacağım. Benim dünyada en ziyade beğendiğim devlet adamı İngilizlerin Kromwel'idir. Bugün Almanya'nın da muhtaç - olduğu adam böyle bir liderdir. vaziyet, — dünyada B

Bu sayıdan diğer sayfalar: