İSTANBULDA: SON POSTA - İNGİLİZ CASUSLARI Artık Onu Sevmeyordum Casus Kadının Hareketleri Bende Derin Bir Nefret Uyandırdı Çok bahtiyar olduk diyorlardı. Biz bir oto ile doğru Perihan sokağındaki evimize geldik. Sıcak salonumuza girince gayet kat'i bir lisanla: — Madam, dedim, siz galiba ara sıra aklınızı kaybediyorsunuz Bir yemek salonunda sorduğunuz sözlerin manasını ve — tehlikesini düşünemiyormusunuz, — tecrübeli birer asker olan dostlarımızın bir an için gafletini kabul edelim, kapının dibinden, duvarın öbl_lr tarafından bizi başka kimselerin dinlemediğini nasıl tahmin edebi- Kiyorsunuz ? sizin bu delice hare- ketinizin bütün hayatımızı söndü- recek kadar tehlikeli olduğunu neden takdir edemiyorsunuz ? Sözlerimin şiddeti ve asa- biyetin karşasında casus kadın çok çaresiz ve kuvvetsiz kalmış hiç bir şey söylemeden susmuştu. Casus kadının bu hareketleri yüregimde derin bir nefret hissi uyandırmıştı. Karşımidaki kadını beynimi oymak isteyen zehirli bir yılan gibi görüyordum. Artık ne muhabbet ne sevgi.. Bütün bu haraketlerim, şebekenin reisleri tarafından şüphesiz büyük bir dik- kat ve alâka ile takip olunuyordu. Bunun için artık muvaffakiyete doğru kat'i bir bareket yapmak lüzumunu görüyordum. Son ziyafetten bir kaç gün sonra (S...) Bey vazifesi başına haraket etmişli. Ben düşündük- lerimi ( Grota ) ya söylemeğe lüzam görmeden münasip bir yerde Mister (Kend) ile görlüş- mek — istediğimi söyledim. Ca- sus kadiın bir emirber neferi itantile: — Bu akşam kendisile görü- şeyim, mülâkat mahallini bizzat kendileri tâyin etsinler, dedi. (Greta) Mister (Kend) | gör- © gitmişti. Ben de fırsattan =tlfıdı Enverin Galatada ki yazıhanesine gitmiştim. Beni gö- rünce heyecanla : — Nere”esin yahu, dedi. — Bir şeymi var? — Varya, dediklerini yaptım dedi. — Mufassal haritaların hepsi- ni tedarik ettinmi? — Mükemmel hem deniz hem kara haritalarını. Enver tedarik ettiği haritaları çıkardı. Hakikaten mufassal ve mükemmel, Bilhassa İngiliz hari- taları tepelerdeki büyücek taşla- rın yerlerini bile gösteriyordu. Deniz haritası daha mükemmel Denizin her noktadaki derinliği rakkam ile tespit olunmuş mu- fassal ve hakikaten mükemmel bir harita. Haritaları İstediğim gibi bulmakta cidden maharet ve kabiliyet göstermişti. Bunlardan üç tanesini seçtim İki tanesi, o civar dağların tepe- lerin mufassal haritaları, diğeri mufassal liman haritası idi, Bu haritaları yazısız olarak parşümen kladı Üzerine aynen kopya etmesini Envere söyledim. Bu zahmetin boşa gitmemesi için de kâadın şeki! ve eb'adını bizzat tâyin ettim. Arkadaşıma, bunları temizce hazırladıktan son- ( ra, ı-ınıılyollı benden — talimat beklemesini tenbih ettim ve ay- rildim. İ * Kar tipisi yolları kapatıyordu Beyoğlu caddesinde cereyansız alan tramvaylar, kızaktan gide- meyen otolarla dolmuştu: kuvvet- li bir şimal rüzgârı, yüksek apar- tımanlar arasından ıslık — çalarak geçiyordu. Otomobilimiz Perihan soka- âındı'ldımiı: (G";î) ve ben e- rarengir — birer ibi —eve girdik.. DEVL Evde mefruşatı hakikaten ne- fi ve ufak bir salon vardı. Ca- sus kadının emrinde olan evin lşlçulı ve temiz salonu bu şiddet- H, fırtınalı, tipili kış gecesinde İnsanı terletecek kadar ısıtılmıştı. Salona girince, rahat bir ne- fes aldık. Casus kadın bir tavus kuşu “hafifliği kürkünü - çıkardı. Salonun her penceresinden dik- katli bir itina ile sokağa baktı, oturmadan dışarıya çıktı ve ane cak on dakika so! İçeriye girince b: zahat verdi : — Etrafı bir defa gözden geçirmek adetimdir. Bakmazsam rahat etmem. Na olur ne olmaz cürmün başında yakalanmadan evvel, son tedbire kadar.... Onun için evin her tarafını bir defa gözden geçirdim, dedi. — Kış şiddetli, bu havalarda kim kime dedim. Casus kadın acı bir. gülüşle: — Bizler için en — tehlikeli mevsim ve hava budur. — Neden? — Şiddetli havalarda hiç - mit edilmediği için tâkip ve ta- rassut çok kolay olur. ( Arakası var ) Vîillî Müdafaa Vekâ- letinden: 1 — S3l ve 932 genelerinde mazeretlerine binaen vaktinde mü- racaat ederek ikramiyelerini alamıyan malüllerle şehit ve yetimlerinin istihkaklarına ait bordroları Maliye Vekâletine ve cetvelleri de Askerlik şubelerine gönderilmiştir. Buna göre eshabı istihkakın Askerlik şubelerine müracsat etmeleri. İşbu tevziattan sora müracaat edeceklerin pa tevziatında verileceğinden beyhude yere M. M. vekâletine müracaat edilmemesi, 933 — senesinde vaktinde müracaat etmemiş olanlar için ayrıca bir tevzi yapılamıyacağından malüllerle şehit yetin- Terinin behemehal 1 Nisan 933 tarihine kadar şubelerine müracaatla kayıtlarını yaptırmaları, bu tarihe kadar kayıtla- rini yaptırmıyanların müracaatlarının bilâhare — kabul miyeceği ilân olunur. Elstanbul Evkaf Müdüriyeti llânları! 13 Şubat 933 — Pazgrtesi No. Tarihi 1—13 14 — 27 4 d 28 — 41 a e 42 — 55 16 & 56 — 68 M ai 70 — 83 İ0 e B4 — 97 A0 Scle Mö c G0 (S0 e IZi — 150 22 » 151 — ilâ 22 » edil- Salı mba 'erşembe Cumartesl Pazar Pazartesi » Salı Çarşamba Perşembe Hayrat hademesinin ikinci kânun 933 vazifelerk yukarda yazılı tarihlerde hizalarındaki numaralara göre tediye edilecektir. Beykoz mıntakasındaki cevami hademesinin de geçen ay olduğu gibi Bey- koz şubesine müracaatları ilân olunur. İstanbul Gümrük Muhafaza B;ş- | müdürlüğünden : *“126,, Adet arka çantası ilânıdır. 1 — Gümrük Muhafaza Umum kumandanlığı Muhafaza kıtaatı için “126, adet arka çantası pazarlıkla yapılacaktır. 2 — Kırdırma şartları kâğıdının tasdikli suretleri İstanbul Güm- rük Muhafaza başmüdürlüğündeki komisyondan alınacaktır. 3 — Pazarlık: İstanbul Gümrük Muhafaza Başmüdürlüğündeki komisyon tarafından yapılacaktır. 4 — Pazarlık: 19-2- 0933 tarihine rastlıyan pazar günü saat 14 tedir. 5 — Her İstekli biçilmiş bedelin * 7,5 ğu olan 40 lira 58 ku- ruşluk muvakkat güvenme “ teminat ,, larile belli saatten evvel komisyona gelmeleri. 6 — Örnek; İstanbul Gümrük Muhafaza İstekliler orada — görebilirler. Başmüdürlüğündedir. avdet etti. | Bu Sütunda” Herqî'ın Nakili: Naci Sadullah YILAN O, ilk. tanıdığım zaman, 26 yaşında dürüst tabiatli kuvvetli bir gençti. Üç sene sonra ikinci görüşümde ihtiyarlamış, saçlarına ak düşmüş, eski haşin tabiatı, gürürü — yerine mülâyemet, ve tevarzu kaim olmuştur.. * Daha genç yaşında babası öldüğünden mühim bir servete konmuştu. Aynı zamanda şebir- de«i büyük çay şirketlerinden birisinde de sermayedar idi. Lon- dra merkerzindeki yeknesak - işler onu alâkadar etmiyordu. Şirket, Cenubi — Hindistanda yeni - bir arazi alınca orasının idaresini Üzerine aldı. Hindistan gibi, macerası bol bir yerde yaşamak, onun ara- | yıp ta bulamadığı birşeydi. Fakat, ilkten bu — vazifeyi teroddütsüz kabul ettiği halde sonra aklına karısı geldi. Karısı, ince, zarif bir kadıncağızdı. Yak nız, ekseri kadınlar gibi, birax korkaktı. Ufacık bir sıçan görse ödü patlar fakat hiç kimseye de bu korkusunu belli etmek İste- mezdi. İşte onu da düşündüren karı- sının — sinirliliği korkaklığı idi. Manmafih kararını vermişti. Kar- sını da çok sevdiğinden onu da memnun edecek bir şekilde işi yoluna koymaya karar verdi. Ve bir akşam neş'eli neş'eli meseleyi karısına açtı. Ve: — Karıcığım, dedi, İşte sana bir çek. Ne İâzımsa, ne hoşuna giderse al, Eğer bu para yet- mezse ben daha veririm. Kadıncağız hiç hoşuna gitm- yen bir teklifle karşılaşmıştı. Fa- kat birşey sezdirmedi ve mem- nun ble göründü. * Hindistan'da, karısının sinir- liliği büsbütün artmıştı. Bilhassa yılanlardan fevkalâde korkması da genç adamın çok caninı sik- yordu. Onu, bu huydan vaz ge- çirmek lâzımdı. Genç adam, bir akşam, evden dönerken, bir hışırtı duydu. Atı- mın Üzerinde bir doğruldu ve biraz Hleride büyük bir piton (1) gördü. Hemon, Ürken hayvandan atladı ve silâhını omuzlıyarak nişanladı. Kurşun tam can yerine isabet etmiş, yılan ant ölmüştü. Aklına bir fikir geldi, hemen ölü yılanı bağladı ve beraberinde aldı Bu yılanla karısımı korkuta- cak sonra ona, ölmüş bir hay- wandan bile korktuğunu söyliye- rek gururuna dokunup bu korku- dan vaz geçirecekti. Eve gelince, karısına görün- meden yılanı, cigarn - salonuna tabit bir vaziyette, pencerenin önüne koydu. Gören hayvanın, açık pencereden girdiğini zan- nederdi. * yediler, sonra: — Karıcığım, dedi, — cigara odasında, koltuğun Üzerinde, ki- tabım var, lütfen getiriver. Kadıin kocasının arzusunu ye- rine getirmek için kalktı. Genç adam, karısının koridoru geçti- () Bir cins boğa yılanı Yemeği yemekten — ğini ve kapıyı açtığım duydu. Bir iki saniye sonra, kulakları umduğu canbıraş foryatla doldu, aldırmadı. Birinci feryadı, — bir ikincisi, ikinciyi bir üÜçüncüsü takip etti. Sonra bir cismin yere yığılmasına benzer bir gürültü duyuldu. O aralık uşak ta gelmişti. Genç adam feryatların bu kadar tevali — edeceğini — ummuyordu. Uşakla beraber içeri bir koştu. İlk nazarda, Üç şey görmüştü : Birincisi, kendi getirdiği ölü yılan. O, konduğu yerde daru- yordu. İkincisi, ölünün arkadaşı olması lâzım gelen diri, başka bir yılan. Üçüncüsü de odanın ortasında karısının kanlı cesedi, Genç adam, ondan sonra ne olduğunu bilmiyordu. Gözlerini açtığı zaman, keadisini tanıma- dığı karanlık bir yerde buldu. Ondan ötesini, uşak kendi- sine anlatmıştı. Bu — manrzarayı görünce kendisini bilmiyen genç adam, hemen yerdeki diri yılanın Üzerine atılmış, fevkalbeşer bir kuvvetle onun kafasını burmuş, burmuş, boynunu koparmış sonra, sarfettiği müthiş kuvvetten, gör- düğü manzaradan bitkin bir halde kendisi de yere yığılmıştı. İşte genç adamın tabiatini değiştiren hâdise.. bunları bana bir gece, sakin, değişmiyen bir sesle anlatmıştı. Kendisine, bu hikâyeyi hatır- lamıya nası tahammül edebildi- ğini sorduğum zaman: “Onu hatırlıyabilmek mi? Bir şeyi, — hatırlamak — için, — evveli unutmak İâzım. Halbuki o, daima benimle beraberdir. ,, dedi. —— RADYO — 15 Şubat Çarşamba İstanbul — (1200 metre ) 18 Saz (Muzalfer B.), 18.45 Orkestra, S0 Ha- miyet H., 20.80 Mahmure HI., 20.55 Hafız Sadottin B., 21.80 — Orkoestra ajans ve borsa haberi, #aat ayarı. Ankı — (15938 metre ) 12,80 Ankara aa — orkestrası, 18 Ürkostra (Ali baba — operatinden — Üvertür, Zür- kus Prinzos'sindon popuri, 10 haber- ler, 19016 — caz, 20 hava raporu, 20.08 plâk. Varşova — (1411 — metro) 18.15 plâk, 17 keza, 18.26 keza, 19 cazbant, £0 muhteli? ıııııiyıg. 23 piyano kon- sori, 22.55 Katoviç'ten nakil, 24 dans musikisi, Poşte — (860 — metre) — 1805 Şubert'in eserlerinden konser, 19.85 Macar halk şarkıları (ikl piyano (le), 20.50 Oçkestra, 22.50 haberler vesai- re gramofon, 983.50 izci saati. Münih — (532 metre) 18 — Stut- gart'tan konser, 20.10 sıhhata alt kon franı, 20.30 hafif musiki, 22 Senfo- Hİk konser (Hindemlith. Hayda), 28.50 gece konseri, Viyana — (8517 metre) 18 yeni Avusturya musikisi, 19.18 — Hıfzıssıhı- ha, 20.40 Yohan Sirauss'un eserlerin- den «Die Fle dermaus>» operetinden biriaci pordesi, — 21,90 Sebubert'in eserlerinden piyano kuintot ( Sabt) konsori, 22.95 tagannili carband. Prağ — (437 metre) 19.35 Alman- ox neşriyat, 20.25 bando halk müsi- kisi, 21.10 tagannili Çek - filharmonik takıımı. Bükreş — (B0 metre) 19 gramo- fon, 14 keza, 18 radyo örkestrası. 19.80 Keza, 20440 gramofon, 21 Solo keman konseri, £1.23 Alman ve Fran- s1z balk şarkıları, 22 piyano milsame- resi (Bach, Brahme, Bösthoven), 22.20 viyolonsel konseri. Breslau — (385 metre) 17,85 pt yano — konsori, — 19.0ö hafif musiki, 2040 filharmonik konser, £9.16 koa: ferzus, 28.36 dana müsiklsi. E sr LĞ