14 Şubat 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

14 Şubat 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Artistler Âleminde Bir Dava Meşhur Fransız sahne ve sine- ma artisilerinden Gabi Morlay, ken- ini — çırılçıplak bir surette resme- derek bu resmi bir barda teşhir eden bir resam aleyhine dava açmış ve resmin kaldırılmasını — İstemiştir. Filvaki artistin elbisesiz bir surette vücu- dunu teşhir eden adam, bunu, asıl san'atkâra okadar benzetmiye muvaffak olmuştur ki, ilk bakışta resmin kime ait olduğunu anla- mamak mümkün değildi. Mahke- me, artistin davasım haklı görmüş, fakat bütün resmi de ortadan kaldırmıya —baklı — olamıyacağını söyliyerek tablonun yalnız Gabi Morlayı teşhir eden kısmını bo- yatmıştır. Her nokadar bu tabloyu yapan ressam, bunun bir karika- tür olduğunu ve karikatür san'a tinde çıplaklık, örtülülük olamı- yacağını iddia etmişse de bu iddi- ası muvafık görülmemiştir. Şimdi artist, ayrıca, bu teşhir münase- betile oğradığı manevi zarar hak- kında da dava açabilecektir. Mudur ? T * lemin nizamı baştan başa bozuldu, vessolâm, Her Hangi tarafta kıyam, is- yan, memnuniyet- sizlik... Kimsenin rabat olduğunu — söylediği yok. Hatta avuç içi kadar bile tutm- yan memleketlerde bile., Meselâ Amerikanın yanında bir Küba adası vardır. Bu ada, harici me- selelerde Amerikanın himayesi altındadır. Fakat dahili noktadan müstakildir. Bir müddettenberi, bu küçük adanın halkı ikiye ayrıl- mıştır. Riyaseticümhur makamını paylaşamıyorlar. Bu hareketin ön ayak olanları bilhassa yüksek mektepler talebesidir. Gençliğin bu hassasiyetinden fena halde ürken Maşado isimli yeci cümhur reisi, adanın — vaktile İspanyol idaresi zamanından kalma bir kanununu ele geçirmiş. Bu ka« nunda, zabta kuvvetlerinin her Şüpbeli adam Üzerine haber ver- meksizin ateş edebi'leceği yazılı imiş, Vaktile ve korsan devrinden kaldığı için bu kavun, o zamana göre haklıdır. Fakat bu adam, şimdi bugün de bu kanunu tatbik ettirmiya başlamış; bu suretle 150 - 200 talebe, sokak ortasında karga avlanır çibi avlanmiş, Medenf memleketler, bu reza- lete bir nihayet verilmesi için Cemiyeti Akvama baş vuracak- larmış. * vusturya — bükümeti, — bir müddettenberi resmi ve yor, fakat hâdiseyi kat'i olarak bir türlü tesbit etmek mümkün olmuyordu. -Çünkü komşu bir devlelin hal ve tavırlarında, bu gifrenin çalındığını hiseettirecek bazi bareketler seziliyordu. Avus- turya zabıtasının uzün boylu tet- kik ve tahkiki neticesi olarak, Berlin harbiye mektebi telgraf memurlarından biri, bu şifreyi satmak cürmile tevkif edilmiştir. Bu münasebetle ayrıca on sekiz kişi daha tevkif edilmiştir. Satılan bu şifre sayesinde Avusturya or- düsunun " birçok — esrarı, şifreyi alan hükümet tarafından öğrenik- miş bulunmaktadır., - a b l Dünya Hâdiseleri ! AA —— TARİHİ MUSAHABE POsSTA < Kulları - Abdi Memlükleri Gördün Mü Evlât.. Yazdığım Kelime Veli Nimet Efendi- mizin Hoşuna Gitti — Sen benim kadar Bilsen benim gibi ferik olurdun!... 303 senesinde, mabeynin hış- mınma uğrayarak Erzincana nef- yedilen babamın yerine, pek sev- diğim ordudan alınarak saraya getirilmiştim. Daha doğrusu o za> manki “usülü mahasim şümul,, veçhile rehine olarak alakonul- muş, babamdan açılan gediği “yaveramı hazreti şehriyari,, &- fatile cebren yerleştirilmiştim. Babam menfasında öldü. Rah- metlinin sürgüne gitmesile saray- da açılan boşluğunu sultanın bir iradesile nasıl doldurdu - İsem, ölümile menfasında bıraktığı yeri ayni sultanın bir fermanile yine ben tıkadım; babamın zindanına sür- gün edildim. Yalnız, babam mers fasında bir senede ölmüştü, ben iso hâlâ yaşıyorum. İşte, rahmetli pederle aramızdaki fark burada. Yıldız sarayında, bizim mensup bulunduğumuz yaveran postasının şefi, “Mabeyni hümayunüu cenabı mülükâne hademei hazsai şahane ve mızıkai hümayun kumandanı yaverani hazreti şehriyariden,, Fe- rik Süleyman Paşa idi Aslen Gürcü olan Süleyman paşa iri, yarı, fil cüsseli bir adamdı; şimdiki “boksör Karnera,, gibi bir şey... Çok hasisti ve her hasia adam gibi paraya ve midesine çok düşkün- dü; kızlar ağası, başmabeynci, başkâtip gibi mabeyin kuman- danlarının sofrasında hemen hiç eksik olmazdı. İşin en garip ta- rafı, Süleyman Paşa sarayın mi- zıka kumandanı olduğu ha'de bando takımlarının İsimlerini doğ- ru dürüst söyliyemez, nota şöyle dursun, basılmış yazıyı bile hece- lemeden okuyamazdı. Onun için- dir ki, Süleyman Paşa, husust kâtipliğini bana yaptırır, padişa- ha takdim edeceği bütün jurna- ları bana yazdırırdı. Abdülhamit çok evhamlı ve evhamı kadar da ihtiyatı seven bir adam olduğundan saray- da — töbet — tutan — zabit ve memurların — İsimlerini — evvelden öğrenmek — İsterdi. Onun lçiııl Ür- ea ;uvıp için mektupl ara (6) kuruşluk | Adres değiştirilmesi (20) kuruştur. mabeynde, nöbetçi memurların isimlerini doldurup (huzuru İâmi- Ünnurü cenabı mülükâ) ye takdim için hazır nöbet jurnalları vardı. Bu hazır ve basılmış nöbet cet- vellerinin imza yerlerinde her dairenin — hulüskârlık kıdemine göre (abdi memlülderi), (kulları), (çakeri dirineleri) çibi Yıldız sara- yına haş sadakat damgaları bu- lunurdu. Bizim yaveran postasının nöbet jurnallarında ise ( kulları ) kelimesi yazılı idi. İşte, bizim postabaşı Süleyman Paşa da bu matbu möbet jurnallarını her akşam bana doldürtur; matbu, (kulları) kelimesinin Üstüne paşa- nin iki satır tutan sıfatlarını sıra- ladıktan sonra altını mühürlerdi. Bu iş bitince de (ibsanı şahane) çıkması için dualar okur, bana da ( Amin| * dedirttikten sonra jurnal padişabın dairesine gön- derilirdi. Bir akşam yine nöbet jurnalını doldurmuş, ( kulları ) damgas nın Üstüne paşanın rütbe ve unvan- larını çırpıştırmıştım. Âdet olduğu Üzere paşanın, jornalı mühürle- mesini bekliyordum. Fakat paşa jurnalı mühürlemeden evvel iri kemikli elini uzattı; parmağını SON POSTA Ka Nü "ı_""w b İdarç: Çatalçeşne sokağı 'Telefont İstanbul - 20203 Posta kutusur İstanbul - 741 'Telgrah latanbul SONPOSTA ABÖNE FİATİ mes'uliyet alınmaz Gul Hüvssl Tamımdır. Garetemizde çıkan rezla ve yamlara bütün hakları mahfaz ve gasatesıis Blttir. (kulları) kelimesinin Bzerine bastı; bana — Evlât, dedi.. Sen — şunun yanına bir de (abdi memlükleri ) yaz bakayım. Hayretle Paşanin yüzüne baks tım; fakat Pş. emrini tekrarla- yınca : — Paşa Hazretleri, dedim, * Kulları ,, “abdi memlükleri ö nin mukabilidir. Herikisi de bir kapıya çıkar, Buyurduğunuz biraz tubaf olmaz mı ? Süleyman Pş. enli kaşlarını çattı; gür sesinin bütün şiddetile gürledi : — Sen benim kadar bilsen, benim gibi ferik olurdun! Bittabi sustum ve ferik Pa- şanın emirlerini yerine getirdim. Paşa, “ kulları -abdi memlük» leri , imza başl ğının altına gü- müş mührünü bastı ve jurnal “atebei felekmertebei cenabı ta- cidarı azami ,, ye takdim edilmek Üzere gönderildi. O akşam, Başkâtip dalresinin nöbetçilerinden öğrendim : Meğer, Süleyman Pş. © Başkâtibin yahinâ gitmiş vc'l= aralık Başkâtibin nöbet jurnalının imza yerinde “ abdi memlükleri , yazılı olduğunun farkına varmış. Anlaşlan Paşa, manasını anla- madığı bu çetrefil tabiri kem- di nöbet jurnalına da yızdır. makla hünkâra, sadakat bahsine de başkâtipten aşağı k anlatmak istemişti. — , Çok garip bir tesadüf olarak o gecenin — sabahı, — “ İhsanı | gahane,, çıkmıştı. Ertesi akşam nöbet jurnalnı doldururken Sü- 'eyınan Paşa neş'esinden -kabına sığamıyo”, bana: — Gördün mü evlât, diyordu. Yazdığım kelime velinimet efen- dimizin hoşuna gitti; bizi ihsanı şahanelerine mazhar eyledi. Düşündüm. Süleyman Paşanın hakkı vardı. Çünkü bhünkârın, paşanın cehalet ve hamakatini sık, ek teşvik ve tergip ettiğini lerini biliyordum. Bu hâdise, bu kanatimi büsbütün kuvvetlendirdi. Ahmet Naim Hayvan Pazarının Yeri Osküdardaki tariht Atpazarı» ve ovalarımız huyvan yetiştirmeğe çok müsaitlir. Hayvancılık çok tir. Hükümet te hayvan c'nalerk nin —slahı. için — çalışmaktadır. Hayvan pazarının yeri, bütüm bunlar nazarı dikkate Aalınarak tayin edilmeli; bilâhare tekrar değiştirilmesine lüzum kalmama: hdır. Pazar daima merkeil - bir yerde ve geniş araziye sal:p olmalıdır. Üsküdar bayvanpazarı için benim aklıma gelen en mys valık yer Haydarpaşada İbrahira Ağa civarındaki tuğla harmanının şimalindeki arazidir. Tesisat yapıe lnca burası mükemmel bir hays van pazarı olur. a l_ıııho_prıll Borvet Vilâyete Bir Şikâyet Evvelki akşam Sariyerde bit hâdise olmuş, iki mektepli kavga ederek — biribirlerini yaraladıkları bâlde, Belediye doktoru bulunu; mamıştır. - Sarıyerliler, bu büdise müne sebetile vilâyete gikâyette — bus lunmuşlardır. Kartalds çimento — Fabrikaaı ame Tesladen Yakup Etendiye: — Mektubunuz müddel umu miliğe tevdi odil*ınulb. Çeşmede Alaçıtıda saatçı Niyazi Beyin oğlu M., Üzeyr Beyeı — Mektepli gazetesi ila ge- zetemizin alâkası yoktur. Müddel ummiliğe müracaat ediniz. * Göztepede mütekalt Binbapı FPazı) Beyot — Boğaziçinin hemen bütün iskelelerinde, bilhassa — Sarıyer, Ortaköy, — Bebek, Emirgân, Büyükdere, Beylerbeyi, Kanlıca, Paşabahçe, Beykoz iskelelerinde ilkmektep vııdn*dııdiı. Uzunköprü Yeniköyde K'rami Boyot | Bursadaki irtica hadisesini — teşrih eden yazınız çok güzeldir, — fat çok uzundur. Maalesef derces demedik efendim. * Kadıköyünde Ahmet, Ayşs, Osman imzasile mektup gönderen gayrimü- badillere: — İdare hoeyeti- aleyhindeki mektubunuzun — neşrinde kanuni imkân yoktur, İdare heyeti bü- tün — gayrimübadilleri fevkalâda kongreye davet etmiştir. Bu kon- grede söz ekseriyetindir. Ekserik | ayet isterse yeni bir. idare heyeti intihap — edebilir. Tahmin etmk yoruz ki idare heyetini teşkil edenler iki bin gayrimübadilis menfaatına — çahsl menlaatlerin! tercih etsinler. ü a ; İmzasız ve adrossiz mektup — gölr deren karilmize: — İmzasız ve adressiz mele tupların gazeteye girmesine vt bu mektuplar - Üzerinde meşgül olunmasına maalesef imkân yok” | tur efendim. * Adapazarında Gedikoğlu maballesik” |P do Fazıl Süreyya Beyit g — Bahsettiğiniz meseleyi t6t kik ediyoruz. efencim. ğ

Bu sayıdan diğer sayfalar: