17 Künunusani BÖN POSTA Elill PAZAR OLA HASAN BE — Ne güzel mahyal.. — Ne güzel mahyal.. l Ne Düşünüyorlar? I T İey ll L Bir şey nazarıdikkatimi cel- betti. Son Postanın epey zaman- dır devam eden bir anketi var.. Garete münevver gençlerden ne düşündüklerini soruyor.. Ve gelen cevapları bergün neşrediyor. Şimdiye kadar Ahmedin, Meh- medin, Alinin Velinin dediklerini okuduk. Fakat nedense Ayşenin, Fatmanın bu hususta biç se: çıkmadı. Ben bizzat bunu nazarı dik- kate aldım. Vazifem olmadığı bâlde kâğıdımı kalemimi elime alım münevver — tanıdığım — bir genç banımın yanına giltim. — Hanımefendi biliyorsunuz, bir inkilâp geçirdik.. Bunun sizin Özerinizde tesirlerini bugün nasıl karşıladığınızı ve yarına nasıl bazırlanacağınızı öğrenmek — isti- yorum.. Birdenbire aklına birşey gel miş gibi.. — Sahih, Hasan Bey.. İyi aklıma geldi. Size sorayım, Mat- buat balosu ne vakit.. — Bu ayın 28zinde Hanıme- fendi. Fakat benim anket sualk mo covap verecektinir.. — Evet evet yalnız şunu da #orayım.. Bu seno tuvaletler na- tıl yapılıyor. — Vallahi Hanımefendi pek bilmiyorum.. Şa bizim anket Bualine.. — Cevap vereceğim merak etmeyin.. Yeni bir rop yaptırdım Size göstereyim de. Gardroptan alacahı — bulacalı Paçası uzun kollu kısa bir entari gakarıp getirdi.. Baloya bunu giysem nasıl olur. — İyi olur, fakat bizim anket.. — Söyliyeceğim Hasan Bey, yalmz bir dakika, saçlarımı, dömi- c'h':nmi?: kestireyim.. — Yoksa — Güzele hangi, #r Hanımefendi hî:lı :::.iıııı.. İ — Evet evet sizin balod.: berkesten gık herkesten gözel Olmayı istiyorum.. — Ol&ursunuz fakat.. — Neye fakat diyorsunuz Ha- San Bey, ayağa kalkayım da bakın #üdamım, — yüzlha, — gözlerimin Pengi... * Yüzü, endamı güzel, münev- genç kadın söylemekte devam Sdiyordu.. Fakat bizim anket e gitmişli.. Kendi kendime soruyordum: — Genç hanımlarımız ne dü- Vinüyorlar 7.. Hanımefendi Pazar Ola Gazetelerin birinde Galata saray kulübü için anket yapılıycr. Ve en son sual olarak muharrir Eşref Şefik Beyin kulüpten çıka- rılmasının doğra bit hareket olup olmadığı soruluyor. Ankete iştirak edenler bu suale hep ayol cevabı veriyorlar.. — kulüp — doğru — hareket etmemiştir. Geçen gün Hasan Bey yine bu anketlerden birini okurken... — Keşki, dedi, biz de Ga- latasaray kulübünde olsaydık.. — Neye Hasan Bey.. — Günün birinda —külüpten çıkarılırsak etrufımızdakilerin söylediklerini dinler.. Dostumuz mt” çok, düşmanımız mı — çok Ramazan Manileri Bak ramazan bugün yirmie Gökyüzünde ay değirmi Hasan Beye kısmet çıksa; İstenmez mi, istenir mi?'. Beyler, beyler, aman beylera Boş geçmesin zaman beyler; Bayram üstü masraf lâzım, Haliniz çok yamân beylera Hanımlarım. hanımlarım; Canım canım canımlarım, Bu dünyada sizi seven Kimse yoksa, bir ben varım.. Küçük Hanım gel bir kere, Neş'o dolsun gönüllere; Hasan senin kulun oldu Görür görmez birdenbirela Davulum var sırtımda yük, Çalsam dinler küçük, büyük. Peşimde hep dolaşıyor Kadın erkek bölük bölüke L Geliyorum kapılara, Düştüm çünkü yine dara; Kimse yokmu çağıracak?« Bugün beni bir iftara? P. O. H. B. Ölüm Kulesi Hasan Beyle karısı Şehzade- başında Ölüm Kulesine - gidiyor- lardı. Çığırtkan avazı çıktığı ka- dar bağırıyordu: — Burada size hiçbir şeyden korkmıyan bir karı kocanın neler yapabileceği gösterilecek.. Bun- ları her an ölümle karşı karşıya bulundukları için hiçbir. sigörta şirketi sigorta etmiyor.. Katısı Hasan Boeye sordu: — Bu bağıran adam muharrir Ziya Şakir Bey mi?, Darulbedayi Gişesinde Hasan Bey Darülbedayi gişe- sine sordu: — Bu akşam ne var?. — Sarı Zeybek!.. — Esmeri olduğu zaman geli- riz.. Bizim hanımı sarılardan hazet- İ ŞAĞ İ "/ Na %, P V //ğ» Ü — Kocacığım sana kendi. ölimle bayramlık bir. atkı ördüm.. — Ben de karlcığım sana kendi ellmle bir bayramlık entari diktimi. ESANS Arkadaşlardan biri, bir şişe esans almıştı. Matbaada hepimize ikram etti.. — ÖF bu ne pis kokul.. — Berbat bir şey bul. — Allah aşkma bana sürma. Hasan Bey de bizimle bara- berdi. — Şu esansı versenel Dedi. eyi aldı içinde ne yvar ne yolışıı: n’ılmnı bı:ı,:: sürdü, Hep birden sorduk.. — Ne yapıyorsun Hasan Bey.. — Eve giderken tramaya bi- neceğim. Belki bu yüzden birkaç kişiyi kaçırır kendime yer —bulu- rum. Nadir Hasan Beye sordum: — Sigara içmez misin?.. — Karım iyi bir yemek pişk rirse içerim. Fakat pek nadir. Hasan Beyle beraberdik.. Be- yoğlunun iyi lokantalarının birim de ayni masaya karşılıklı otur« muştuk. Bir aralık gözüm biraz ileride oturan güzel bir kadına ilişti. Fazla dikkatlice bakmışım ki Hasan Bey de bunun farkma vardı : — No o bazret, dedi, kadın boşuna gitti. — Nefis Hasan Beyl, — Şimdi bir şey değil, sen onu on beş sene evvel görme lidin, hem © zaman şimdikinden beş yaş daha gençti. Ev Hasan Bey — bir ev almiştı, yeni aldığı evin — şerefine bir ziyafet verdi. Ziyafette bulunan: lardanbiri Hasan Beye sordu: — Evi sigortaya koydun mu Hasan Bey.. — Lüzum yok.. Ben de her» kes gibi yapacağım.. — Herkes ne yapıyor.. — Emniyete koyuyor.. Tesssür Hasan Beyi yolda düşünceli, düşünceli yürürken gördüm.. Yar nına sokulduğumun farkına bile yarmadı. — Hasan Bey, dedim, seni mütecessir görüyorum, nen varl.. — Doktor kaynanamı muz- yeneye gelmişti. Ümitsiz dedi.. — Merak etme Hasan Bey ihtimal yanılmıştır.. — Ben de o ihtimali düşüm dükçe müteessir oluyorum yal.. Özür Hasan Beyin bir hizmetçisi var.. İyi, hoş amma odaya girer bken kapı vurmayı bilmiyor. Hasan Bey hizmetçisinin bu huyundan çok müştekidir. Geçen gün Ha san Bey odasında çamaşır değiş- tirirken yine pattadak içeri girer Hasan Bey hiddetle bağırır: — Ben sana kaç defa kapıyı vurmadan odaya girme diye tenbih ettim. Bir şey söyliyecek isen bana dışarıdan seslen budala. Hizmetçi özür diler: — Ben size budala diye nasıl senlenirlm Hasan Bey!