24 Aralık 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

24 Aralık 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA İTTİHAT vEe TERAEKİ — Her hakkı mahfuzdur. — Hamdi B. Cemil Beyin Göğsüne bancayı Dayadı Ve Kargaşalık Başladı Tefrika No.*ııı Nasıl dofdu?.. Nasıl Yaşadı?.. Nasıl Öldü?.. .. Söz, ( 0 esnada hükümran | olan seramedanı ) na ve ( bütün | İslâm hükümetlerinin istibdat ile idare olunması) na — İntikal etti. Mısırlılardan bir talebe, (Hidiv) i İranlılardan bir talebo ( Şah ) 1, Hintli bir genç te (Raça ) yı çe- kiştirdi. Sonra.. Operatorluk tah- sil eden (Cemil Bey) isminde bir Türk talebe ayağa kalktı. Osman- lıların maruz kaldığı zulüm ve istibdadı birer birer saydı. Abdülhamit — aleyhinde — acı sözler söylemiye başladı. Söyle- dikçe hararetlenen hatip, Ab- dülhamit hakkındaki tahkirat ve tel'inatımı o kadar artırdı ki, dok- torlak tahsil eden ( Bol Hamdi ) lsminde bir Türk talebe dayana- madı ve arka cebindeki rüvelveri çıkararak Operatör Cemil Beyin göğsüne dayadır — Cemil sus. Şimdi — seni öldürürüm. Diye bağırdı. ( talüin ne garip eilvesi vardır. Bunlardan Cemil Bey; pek az bir zaman zarfında gösterdiği kudret, maharet ve liyakati sayesinde ( Müşir ) olmuş. Hamdi B. ise hayılını ( Mektebi Tıbbiye ) hocalığına vakfederek güçhal ile bir (Liva) lık bulmuştu.) Hamdi Beyin tabancası, Cemil Beyin göğsüne dayanır dayanmaz, saloa altüst oldu. Her taraftan Hamdi Beyin üstüne bir hücum vukubuldu. Tabancasımı elinden aldılar. bağırıp çağırarak salon- dan çıkardılar. Yeniden bazı nu- tuklarla sinirleri yatıştırdılar. Bu esnadada orada bulunan Ahmet Riza B. sekinetle hareket etti. Hamdi B. aleyhine pek fena bir galeyan hâsıl olmuşken bir fenalığa meydan vermedi. Sefaret, derhal hâdiseyi haber aldı. İstanbula yazdı. İstanbuldan (bu içtimaa —sebep olanlarını maaşlarını kesiniz ve ilk vasıta ile İstanbula gönderiniz. ) Di emir geldi. tertip heyetinin va- ziyeti da fena halde müşkül- leştil. O zaman Ahmet Rıza Bey ortaya atıldı. Sefarete gi- derek: — İçtiman ben yaptırdım. Ne yapacaksanız, bana yapınız. Diye haykırdı. Vakıa, öteki- leri mesuliyetten kurtardı. Fakat, bu bâdiseden sonra İstanbula avdeti de bir muhâl halini aldı. * Artık, tamamen — (Paris) e yerleşiniye karar veren Abhmet Rıza Bey, (Lâjüstis) gazetesin- deki neşriyatına ehemmiyet ve- riyor, gazete idaresi de kendi- sine o nisbette para vwermekten çekinmiyordu. Fakat o, diğer bir- çokları gibi bu bol paraile sefahat hayatına dalmıyor, bilâkis sıkı bir tasarrufa riayet ederek, her ay bankaya bir miktar para yatırıyordu. Nihayet bir gün Ahmet Rza Bey kendi kudret ve kabiliyetini tarttı. Müstakillen çahlışabileceğini anladı. Bankada biriken paralarmı aldı. Meşveret gazetesini çıkardı. Bu esnada, Ahmet Rıza Be- yian muhitinde kim vardı ? Buna, isim lıym edilerek cevap verile- mez, Bunun cevabı, olsa olsa, şu olabilir: Hiç kimşe,. Veyahut, herkes.. * (Meşveret) in Çıkması, Ahmet Rıza Beye yeni bir poz vermişti. Bu gazete, yalnız Paris'te intişar etinekle kalmıyor; — gizli vasıtar larla- İstanbulla gönderilerek mü- nevver fikirli adamlara dağıtılıyor; payıtahtın riyakâr matbuatından usananlar arasında büyük bir heyecanla okunduktan sonre yine gizlice elden ele dolaşıyordu. Saray, bunları haber aldıkça, çıldırıyor, kuduruyor, önüne geç- mek istiyor.. hergün miktarı yük- selen para ve memuriyet vaitle- rile Ahmet Rıza Beyi susturmiya çalışıyor, bu mümkün olmiyordu. Fakat. bu vaziyet bir çok muhterislerin gözünü — açmıştı... Avrupa'ya kaçmak.. orada bir gazete çıkarmak.. Yıldızı telâşa sokmak.. ve nihayet -Ahmet Rıza Beye olduğu gibi- bir çok parlak — teklifler karşısında kal- mak., ve en nihayet yaldızlı bir külâh kapmak... İstanbul'a döne- rek ve Buğaziçinin lâcivert dak gacıklarına karşı bir yalıda yan Balya 'da Karısına Ve Çocuğunı Kıyan Eir Baba Balya (Hususi) — Orhaniye nabiyesi Çırpılar köyünde bir cinayet olmuş, Ali oğlu Mehbmet Isminde biri karısı Ayşenin kafa- sina bir odun vurarak feci bir şekilde öldürmüştür. Katil bun- dan başka, hızını alamıyarak iki yaşındaki — çocuğunun ölümüne sebep olmuştar, Mıhınu( oğlu İbrahim, cinaye- ü karızının cesedini köy haricindeki dere kenarında bir ağaca asmış, ço- cuğunu da anasının yanına br rakmıştır. Çocuk günlerce ağlamış, aç kalarak ölmüştür. Mehmet tutuk muştur. Mete Piyesi Tepebaşında Duhuliyesiz Olarak Seyredilecek İstanbul Halkevi Reisliğinden: 26-12-932 Pazartesi günü saat | 21,30 da Tepebaşı'nda Darülbe- dayide, Temsil şubemiz sanatkâr- ları tarafından, (METE) piyesi temsil edilecektir. tur. Arzu edenler hergün idare Duhuliye yok- | gelerek (sayel şahanede) tatlı bir hayat yaşamak.. ve şayet, günün birinde memlekette bir inkilâp olursa orltaya atılarak: — Efendiler!.. Bu inkilâbı biz yaptık... Evlerimizi, barklarımızı feda ederek Mısır'lara Paris'lere kaçtık. Orada aç ve sefil yaşa- dık. O zalim ve müstebit Padi- şaha karşı mücahede bayrağını açtık. Milletin ruhuna, hürriyet tuhumlarını saçtık. Çok şükür cenabı hakka, işte bugünleri ya- rattık,.. Diye bağırmak.. ve o inki- lâptan sonra da bir mevki ka- zanmak... işte bu fikir, birçoklarında doğu- yor ve yavaş yavaş bir moda halini alıyordu. Babasından miras kalan bir dükkânı satan, karısının üç beş parça elmasını rehine koyarak beş on lira borç alanlar, derhal ( Mesajeri ) ve ( Pake ) kumpan- yalarının Galata acentelerine s0- kuluyor; Üçüncü mevki bir bilet alıyor; usulcacık vaporlara sıvişi- yor: Marsilya veyahut Mısır top- raklarına ayuk basar basmaz, artık sarayı tehdide başlıyor- lardı. ( Arkası var ) Kozan'da Muhtarlar İçin Bir Kon- ferans Tertip Edildi Kozan, (Hususi) — Kayma- kam Bey her bafta cuma günleri nahiye ve köylerdeki muhtarlar için bir konferans terlip etmiş- tir. Bu konferanslarda muhtarlara ve ihtiyar heyetlerine köy kanun- ları izah edilecek, ihtiyar heyeti- nin vazifeleri anlatılacaktır. Kasabada Türkçe Ezan Kasaba (Hususi) — Ramazan- dan itibaren burada bütüa cami- lerde ve mesçitlerde ezan ve kamet türkçe okunacaktır. Usule aşina bir — muallim tarafından bütün müezrzinlere türkçe ezan | ye kamet talim ettirilmekte: Bugün ea ŞIK SİNEMADA Mevsimin yeni filmlerinden İHTİRAS FIRTINALARI CHARLF3 BOYER - FLORFELLE ve sevimli komik ARMAND BERNARD farafından tekml'i Franmzca sözlü Aşk ve ihtiras filmi. Dikkat: Bu fila'n EMİL JANNİNGS tarafından temsil edilen Almanca kopyesl — hörgün yalnız — 6 1/x matinotinde gösteriliyor. memurluğuna müracaatla davitiye | alabilirler. hınııı Belediyesi Şehir' ıgaîroxu ı'mımımıı M 21,30 da Üç Saat Opereti 3perde 77 table Yazan: Ekröm Roşit Bestoliyen : Cemal Reşlt Umuma “20 uncu temeli BİR MİLLET - UYANIYOR: #lnomasında — tariht bir cuma oldu. İik matineden gece yarısına kadar halkın akını devam eti ve film mütemadi alkışlar arasında çevrildi. Muzztam muvaffakiyetle devam edi- yot. Matlnelor: 2-4-0 göce 8,16-10 ALEMDAR SİNEMASI Dün Alomdar Ta- | | rarlardı. Kânuauevvel 24 "Dıpîomatlaraî—' ükmeden GizliKuvvetler Amerikan Bahriye Neza- ı'etınmEsrarıNasıİÇalındı aştarafı | incl aayfada ) ve büyük kıymette birtakım ka- Meselâ bir harp zuhu- Amerikan Japonyaya nasıl hücüm ve ruz edeceği, sahil'erin nas | dafaa olunacağı tesbit olunuyor- du. Tomas, bu hbakikate varır varmaz, o da, elde ettiği muvaf- fakiyetinden — dolayı dehşete düştü. Maamafih bütün bu netice, bir günde edilmemnişti. Daktilo Betty'nin altıncı defa kendisine getirdiği kopye kâğıt- larından sonra temin olunmuştu. Çünkü bunlar, silsile — halinde birtakım plânlardı ve biribirlerini tamamlıyorlardı. Maamafih yeni dostlarına verdiği kâğıtların kıy- meti bakkında hiçbir fikri yoktu. Esaşen umumi kâtip, bu hususta kendisine herhangi bir şey söyle- mediği için bilmesi de, ma'üm eehaleti ile, mümkün — sayıla- mazdı. Betty ile Tomas'ın temasları başladığının yedinci günü, genç kız, yine birtakım kâğıtlar getirdi. Bu kâğıtlardan anlaşılıyordu ki bahriye nezaretindeki gizli komite epey zamandanberi faaliyettedir. Umumt kâtip ise, komite zabıt- larını uzan zaman ihmal ederek tanzim etmemiştir. Fakat işlerin müstaceliyet kespetmesi Üzerine bir gün oturmuş, hepsini birden çıkarıp — tamamlamıştır. — Gelen kâğıtların çokluğu — işte bum dandı. Tomas, eline geçen bu yeni malzemenin Üstüne bir aç kurt iştihasile atıld. Fakat bunlara bir göz atıp ta Ffotoğrafilerni çkarınca derin bir bayret içinde kaldı, çönkü bunları metninden bir şey anlaşılmıyordu. Bu kâ- gıtlar, komite tarafından yazılmış müphem ve anlaşılmaz cümleli mektuplardan ibaretti. İçinden — çıkarılabilen — ye- güne mana, gizli komitenin otuz kadar eşhasa para dağıttığından ibaretti. Tomas düşündü: — Bu da ne demek - oluyor? Dora'nın küçük — salonunda, içine gömüldüğü ipek koltuktan kalkarak bir müddet ayakta ge- zindi, tekrar yerine oturdu. Bu sırada bizzat Dora da pijamasile bir şezlonga uzanmış, Tomas'ın harekâtını takipediyor ve kendi kendine soruyordu! — Acaba iş yürüyor mu? Tomas'ın ıılnnl h düşüncesi donanmas.nın tanr- mü- runda elde Betty'nin, bıı n.'ıyh zaman devam etti. Fa- kat bir türlü bir netlceye vara- mayınca Dora'ya döndü: — Dinle, dedi. Belki senin aklına bir şey gelir. Meseleyi biliyorsun, Kâğıtlarda gizli ko- mitenin bir takım adamlara para verdiğinden — bahsediliyor, Sen bundan ne mana çıkarırsın? Dora güldü ve cevap verdir — Aptal, madamki işin içim da para var. Demek ki bazı kimseleri satın almışlar. Tomas, sanki dünyayı; keşfet- miş gibi yerinden fırladı ve o vakit bütün bakikat — gözünün önüne yayıldı x Betty'nin —mesaisi epey <2a- mandanberi devam ediyor ve daima memnuniyet verici netice- ler temin ediyordu. Bu yüzden barr kaya bir hayli de para yatırmaya muvaflak olmuştu. Fakat Japon amelesine karşı nezaretteki gizli komitenin asıl Ffaaliyet sahası anlaşılamıyordu. Bir gün Tomas Betty'yi yanına çağırdı ve dedi kir — Nerzarette, kendilerine pa- ra verilen adamların listesi var mı? Betty düşünmiye başladı. Çüm kü bu kızcağız yazı yazmak için kallandığı makineye benziyordu. İşini, onun gibi, bir makine hall ile yapar, başka bir şeye dikkat etmezdi. Hatırasını bir hayli yokladı ve nihsayet dedi ki: — Evet hatırlıyorum. Böyle bir liste mevcuttur. Hattâ verilen pacanın miktarı bir milyon doları bulmuştur. Hem para verilen adamlar da öyle bilinmiyen kim- seler değildir. Hergün gazeteler- de resimleri görülen adamlardır. Tabil isimleri hatırımda kalmadı. Tomas güldü: — Ehemmiyeti yok, — dedi. Fakat mümkünse bana bu liste- nin bir kopyesini getir. — Dur bakalım, — çalışırım. Fakat liste bir tanedir ve kâtibk umuminin odasındadır. Eğer ye- rinden kaybolduğu görülürse ker yamet kopar. Maamafih Tomasın ısrarı karşısında Betty listeyi de getirmiye — muvafakat — gösterdi. Yakında, nezarette bir toplantı olacaktı. Bu gibi — içtimalarda Betty telefonun başında bulunu yordu. Listenin saklandığı dolap ise telefonun yanında İdi, İçtima devam ederken o da, maharetle bu listeyi kopya etmiye çalışa- caktı. CArkas var) Dünkü Mubta İntıhabatı ş Şehrimizde yeni sena intihabatına dün de devam edilerek intiha- bat bütün semtlerde tamamlanmış oldu. Buradaki resimde Halk Fırkası Alemdar Semt Ocağında yapılan Mollafenari, Mahmutpaşa ve Alemdar görüyorsunuz. mahallelerinin - muhtar atına ait bir safha

Bu sayıdan diğer sayfalar: