Ziraat Bahsi Ağaç Eşyanın Daynmasını Arttırmak Bize zirast husuşundaki müşktllerinizi sorunuz. Son Poata'nın «Çiftçi> #i sizi güçlükten kurtaracaktır. p çe S — Ağaçtan yapılmış eşya- mn Ömrünü artırmak, fazla da- yanmalarını temin etmek mümkün müdür ? Kandıra — Ali C — Alelümum ağaç ve ne- bati şeylerden yapılmış eşyanın dayanmasını artırmak - İçin bu eşyayı göztaşı banyosuna batır- mak kâfidir. Bunun için taştan bir oluk ve bahusus bir havuz içine kâfi miktarda su konularak beher yüz kilosuna beş kilo hesa- bile göztaşı — Sülfat dö Küvivr katılır ve iyice karıştırılarak banyo mahlâlü bazırlanır. Ondan sonra kullanılacak olan saban — sapı, araba oku, kürek sapı, Lerek, sırık, sepet, küfe, hasır, urgan, sicim ve her türlü mebati eşya büyüklüklerine göre bu suya bar tırılır. Banyo müddeti şöyledir: | — Dünyada | | yük muharebenin İki Düşman Tesadü Alman harp tayyarecilerinden Fon Şlayş, bü- hava — mücade- lelerine ait bir batırasını nakle- diyor, Bütün tayyareciler ara- #ında mevcut umuüml — dostluk ve — mubhabbeti gösteren bu ha« tıra, acı olduğu kadar bu dost- Tuğun kuvvet ve derecesini ifade etmektedir, Vak'a 1918 senesi mayısının 21 inci günü ce- reyan — etmiştir. Fon Şlayş Garp cephesinde — bir tayyare — filosu — kumandanıdır. Emri altında 12 tayyare vardır. fi Karşılaşması Ol.p Bitenler — * Tayyarecinin Türkiyede Nerelerde Petrol Var? Elektrik —Mühendisi Hasan ğ . | Hâlet Bey “ Türkiyede elektrik M n ::Şd':ı:)';:leı;:. sanayii ve kuvayı — muharrike < Eeki düşmanlar, membaları , isminde çok kıymetli v tıyyıre—ı bir eser neşretti, ü kogil Bu eser, biza memleketimizin * - Terle — İngiltere işlenmiş veya henüz el değmemiş Üzerinde uçarak servet membalarını öğretiyor. Bu İngiliz — halkına servet membalarından ( petrol ) dünkü düşmanın | kısmını naklediyoruz. bugünkü — dost Bu eserin verdiği malümata olabileceğini f- | göre Türkiyede akalli bir milyar len — gösteriyor. ğll;lı lirıııî::maeıl;:du pe&:ı!v mem- ıa'ıın g) arı varı a assa €re Ve tenniııı";lgı:tgü' İrandaki petrol kuyularını: r ON .| şubesi demek olan Bitlia, Ve ve tayyare karargâ- | Erzurum taraflarında zengin pet- bına — indikleri | rol damarları vardır. Bu damarlar sırada Fon Şiayş | 300 kilometre uzunluğunda * bir sima görü- Van'da — Van'da Kortog c» yor ki kendisine | varında Van şehrinin 6 kilometre yabancı değildir. | #imali şarkisinde geniş mikyasta ve bağrolar't petrol damarlarına tesadüf edi- — MA Rİz miştir. Fakat bu petrollardan iss K tifade edebilmek için demiryolu. puttan ayrılan genç İngiliz tay- Adam dönüyor ve derhal m:.'"""k':-::? Eııııımlnu'ı':d; yarecisi futbol elbisesiledir. Bu hale ikisi de gülüyorlar. Fakat bu gülme, on Şlayş kapotunu çıkardığı zaman kahkahaya kabk tanışıyorlar. Fon Şlayşın garp cephesinde yere inmiye mecbur ettiği genç — tayyareci — şimdi ovun maruf otomobil fab- kilometre cenubu şarkisinde Şey» tanderesi sabillerinde petrol bu- lunmuştur. Burada 1917 de bir Herek ve sırıklar 15 gün | Cephe Üzerinde bir keşif uçuşu Kuru keresteler M « yaptıktan sonra filosu ile bera- Sicim ve ipler 24 saat | ber dönerken 4000 metre yük- Urganlar 36 , | seklikte 18 tayyareden mürek- Sele ve sepetler Wi kep bir İngiliz hava filosunu Hasırlar, küfeler 48 görüyor. Bu filo, yan taraftadır. Oda Almanları görmüştür. AL- man filosu, muharebe hazırlığı alarak — İngilizlere doğru ilerler- ken başka bir vazife alan İngiliz tayyareleri, istikametlerini değiş- tirmiye lüzum görmiyerek yolla» rına devam — ediyorlar. Fakat içlerinden küçük bir tayyare, mensup olduğu filodan ayrılıyor ve Almanlara hücum ediyor. Bu tayyareyi, tesadüf, filo kumandan Fon Şlayş ile karşılaştırmıştır. Kısa bir muharebeden sonra İngilizlerin motörü bozuluyor ve Böylece göztaşı banyosundu bırakılan ağaçlar ve ağaçtan ya- pılmış eşya yağmurlardan çürü- mez ve kurt yeyintilerinden mü- teessir olmaz. ( Reçineli ağaçlar mutlaka kuru olmalıdır. ) Son derece dayanıklı ve ömürlü olur. Çittçi Bir Hâkim Yaptığı Müdafaa- boluyor, çünkü © erken uçmıya mecbur kaldığı için giyinmiye va- kit bulamamıştır. ve pijamalıdır. Bu hâdise, iki tayyareciyi can, ciğer dost yapmıştır. O akşam — Fon Şlayş esir ettiği ngiliz tayyarecisi mülâzim Reece şerefine tayyareciler kulübünde ziyafet verdiği zaman esir doıhjz |kulağına fısıldıyar: — Azizim, ben kaçmıya ka- rar verdim, I:ıbcrin olıu:. Alman cevap veriyor: — güle, güle, fakat kaçmıya' muvaffak olabileceğini — zar- netmem, * Bundan bir ay evvel İagiliz rikalarından birinde müdürdür, Eski — düşmanın — İngiltereye geldiğini — duymuş, — görüşmiye gelmiştir. O akşam İngiliz tay- yareciler kulübünde yine bir ziyafet vardır. Fakat bu defa, daveti yapan eski mülâzim Ree- cedir. Ve bu ziyafet, Fon Şlay- gn vaktile kendisine Almanyada verdiği Ççayın bir mukabelesi olmuştur. Bu münasebetle şunu da kaydetmek lâzımdır ki mülâ- zim Reece söylediği gibi Alman- yadan kaçmıya teşebbüs etmiş, fakat — muvaffak — olamamıştır. Dünün düşmanları, işte bugün bir tesadüf meticesi sağ k. ve geçmiş hatıraları tatlı, tatlı kuyu kazılmış ve günde 300 kilo kadar mazot alınmıştır. Naftik'te — Kömürdağı bo- yunca ve Kömürdağının cenubun- da Naftik köyü civarında 1-2 metre derinliğinde petrol kuyuları vardır. Pellek'te — Mamahatun'nun 32 kilometre mesafesinde ve Bel- lek'in şimalinde petrol kuyuları bulunmuştur. Hasankale'de — Hasankale civarında muhtelif yerlerde zene gin petrol damarlarına tesadüf edilmiş ve 15 metre derinliğinde iyi cins mazot çıkarılmıştır. Zoko'da — Zoko havalisinde, gı Beğenmedi Londranın (Old Bailby) ismi verilen — mahkemesi... Kürsüde münferit İngilir hâkimi Mister Havk, maznun mevkiinde do genç bir adam var. İsmi Kristo- fer, mesleği ressamlıktır. Ha- valename tahrif ederek pos- tabaneden ayrı, ayrı Üç defa üçer İngilizden —dokuz — İngiliz liraı para almakla müttehimdir. Hâkim soruyor: — Müdafaanızı yapınız! Maznum — Yaptım efendim. — Bu kâdarcıkda olmaz. Avw- katınız yok mu? — Yok efendim. — Tutunuz. — Param yok. Hâükim, bir saniye kadar dü- şündü. Vakit vardı. Adliye mari- Fetile baroya müracaat ederek bir avukat tayin ettirmek te mümkündü. Fakat bu, maznunun belki fuzuli yere mahpus kalma- sını İntaç edecekti. Şu teklifte bulundu: —Avukatlığınızı ben yapsamn kabul eder misiniz? — Maalmemnuıniye, Hâkim efendi derhal kürsü- Alman cephesi gerisinde yere iniyor. Fon Şlayş düşmanının peşini bırakmamıştır. O da arka- sını takip etmiş, İngilizin indiği bir çayırlığa inmiştir. Bekliyor ki İngiz her türlü kurtulma imkâm larının kalmadığını — görerek tes- lim olsun. Fakat İngiliz oralarda değildir. Tayyaresinin arkasına çekilerek sipere yatmiş, yerinden hareket etmiyor. Fon Şlayş ise adamın Üzerine gittiği takdirde bir kurşun yemekten çekiniyor ve bağırıyor: — Arkadaş, ne sun, teslim olsana? İngiliz'de cevap yok. sadece tayyarenin arkasından başını uza- tıp bakıyor. ve tekrar çekiliyor, bu hareket, Fon Şlayş'ı biraz da kızdırmıştır, tekrar soruyor: — Saklambaç oyaamanın sı- rası değil. Çık meydana, İngilyde vaziyetin gülünçiüğünü anlamış- tır, bu defa da meydana çıkıyor, arkasında uzun ve meşin kapot vardır ki Fon Şlayşın ho- şuna gitmiştir. İngilizin arkasın- dan alıp kendisi giymek arzu- sundadır. — Çünkü, saklanıyor- Bitlis civarında ve Elcezire hudu« dunda zengin petrol membaları vardır. Kastamunu'da — Kastame- nu'da Kızılırmak sahillerinde mü- bim petrol damarlarına tesadüf edilmiştir. Jeolojik tetkikatı he« nöz bitmemiştir. Trakga'da — Trakya'da Mar« mara sahillerinde, Gelibolu civa- rında petrol membaları mevcuttur. Deliosman'la Milâs nehri arasında Keşan'nın 65 kilometre cenubu şarkisında — sondaj yapılmış — ve. petrol — bulunmuştur. — Şarköy'le Ganos arasında 24 kilometre üze- rinde petrol vardır. Bunlardan maada Konya'nın cenubunda, Kavak'ta, Muğla'da, Kuşadası köşesinde ve İznıkgölü civarında petrol membaları vardır. Türk petrollerinin büyük bir istikball vardır. Bugün memlekete 10 milyon lira kıymetinde petrol itbal eden Türkiye, yarın ihti- yaçlarını kendi menfaatlerinden temin ederek bu parayı tasarruf edebilecektir. nin ilk tahbribatı — küçük Antil tayyarecilereri, mubarebede bur lunmuş — Alman tayyarecilerini Görülmemiş Bir Fırtı- nanın Tahribatı Bir Kasabanın 301)_0 Nüfusundan 2500 ü Öldü anmışlardır. Fakat yarn? Ya yarın ne olacak ? n Sanla Krüz şehri, Kkasırgadan sonra den çıktı, avukatlara mahsus ma- umumiyetle balle geldi ve ressamdan dinlediği. Esaa dahilide müdafan da bulun- du. Sonra tekrar kürsüye çıktı, maznun rossama ayağa kalkması- mı ihtar etti ve şu kararı bildirdi: - iki ay hapse mah- kümsunur, Hâkim efendi, avukat sfatile yaptığı müdafaayı — kendisi de beğenmemişti hava muharebelerinde, esir vazi- yetine düşen tayyarecinin eşyası onu esir alana aittir. Fakat İn- giliz bu umuml kaideyi bilmesine rağmen — kapotunu çıkarmıyor, fakat zaruret karşısında — ister istemez — kapotundan ayrılmıya rnra gösteriyor. Fakat — onun |kâpatunu çıkarmasile Fon Şlayşı “|;bir gülmedir. alıyör, “Çünktü “ka-' Bu ayın tam dokuzunda Küba adası müthiş bir kasırga ile sili- nip süprüldü. Deniz sularının kilometrelerce — toprak — içlerine girmesini intaç eden bu hava felâketi neticesinde Santa Kruz del Sür isminde kocaman bir şehrin şimdi yerinde yeller esi- yor. Tek bir duvar veya bina dikili kalmamıştır. * Buna ilâveten dönki - “euları dü şehre — höcüiy - ederek fırtınanın yarı biraktığını ©o tamamlamıştır. Bu facianın hazin tarafı şudur ki kasırganın vukua geleceğini Havana adası rasathanesi müdürü — mühendis Millas iki gün evvel tespit eti her !uıfııı haber v.ı.rpdiğı :iilş.î Santa Krüz şebri ahalisine de şehri bırakarak uzaklara kaçma- ları bildirilmiştir. Fakat balk bu ihtarı dinlememiştir. Kasırga- adaları civarında başlamış, ayın sekizinde Zamayık adası üzerine gelmiş, fakat adayı rahat bıra- karak yanından geçmiş ve a doknıııîıdı Küba adasını Iııı’: rarak Öönüne gelen her şeyi de- virmiştir. Kasırganın arkasından deniz suları, — yüksek duvarlar gibi. adaya hücum h:lı:l'du' Şehrin ( 3000 ) kişilik undan m)l: hıu:ı ile beraber or- tadan kaybolmuştur.