Dünya Hâdiseleri Berlin'de Gizli Bır Radyo Merkezi Bir müddettenberi Radyo sar bibi — Berlinliler, Berlin radyo ista- siyonunun — neşri- münistlerdi yı)lı arasına gizen ve muziplik yapan gizli bir ko- münist radyo merkezinin neşri> atile eğlenceli vakit geçiriyor- dı. Berlin radyosu neşriyata başlar başlamaz bu merkez de Böze ağaz eder ve onun söyle- diklerinin tamamen zıddı şeyler söylerdi. Meselâ bugün — radyo vasıtasile başvekil bir nutu'” mu #öyliyecek. Gizli komünis d« Lou da derhal faaliyete lem başvekilin nutkunu | hem de onun tavsiyelerinin tama- mon zıddı. şeyler söylerdi. Son günlerde bu gizli merkezin neş- riyab tehlikeli bir. şekil almıştı. Meselâ işsizleri isyana, evsizleri boş evlere hücum ederek zorla zgaptetimiye teşvik ediyordu. Al- man zabıtası, epey zamandanberi bu istasiyonu aradığı halde bula- mamıştı. Hatta son günlerde, bu lstasiyon, Berlin polisine meydan okuyarak kendisini bulamıyaca- g âleme ilân etmişti. Zanne- dildığino göre neşriyat, sık sık yer değiştirilmek suretile yapıl- yordu. Nihayet geçen akşam Al- man zabıtaşı, Berlinin şimal ma- hallelerinden birinden verildiğine bükmeylediği bu gizli merkezin yerini tesbit etmiş, gece ani ola- rak bu evi basarak hem mer- kezi susturmuş. hem de merkezi idare eden dört komünisti yaka- lamıştır. Bunların beraberinde, ayrıca bir haylı da komünizme &it propaganda evrakı bulunmuş- tur. Kendileri tevkif edilmişlerdir. Aimdiye kadar denizin derin- liklerine — inmek için yapılan tec- rübeler daima ya- rım muvaflfakiyet vermiştir. Çün- kü hiçbir kimse, 425 metreden aşağılara inememişti. Bu son mu- vaffakiyet te 1930 senesi hazira- nında temin olunabilmişti. Halbuki İngilir âlimlerinden Vilyam Beob ile Ottis Barton şimdi 650 met- reye kadar denize girebilmişler ve hiçbir. fenalık hissetmeden tokrar suyun yüzüne avdet etmiş- lerdir. Bu iniş ve çıkışta, İngiliz âlimleri hiçbir. fevkalâdelik gör- memişlerdir. — Yalnız — 550 - 650 metre derinlikte gayet zengin bahk sürüleri görmüşlerdir. Bu balıkların görü: biliyeti, vücut- lerinin neşrettiği kuvvetli ziya sayesinde' pek ziyade imiş. Ayni zamanda bu derinliklerde gayet Bengin ziya mevcelerine tesa- düf etmişlerdir. Açık ve koyu pembe, açık mavi, açık ve koyu yeşil renkler son derece mebzul imiş. Ayni zamanda ziya saçan gayet büyük balıklara da lıııı:llı;ı etmişlerdir. Bu âlimlerin denize dalma tecrübeleri Bermut adaları civarında yapılmıştır. ecem> SON POSTANIN İLÂN FİATLERİ $—1İlân:0 tek sütüun? satırı gazetenin metin yazısile vasati 4 kelimodir. 2—Ayni yazının 2 satırı 1 santimdir. 9—Daha kalın ve daha ince yazılar santira İle hesap edilir. 4—BSayfasına göre ilânlar aşağıdaki Hiatlere tâbidir: Bayfa Bantimi 400 250 200 100 50 25 İnci Diğer sayfalarda Son #üyfada Kr. . « « « | tarihte de | kulla Mehmet BON FOSTA —— TARİHİ .MUS"AHABE Nazar Değdi! Kethüda İskender Çelebi Bağdat Şehrinin Bir Sokağında Asılıyor 1534 yılında bir Osmanlı ordusu İran top- raklarında ilerli- yordu. O devre göre — dünyanın en —mükemmel ordusu olan bu muhteşem — kuv- vetin başında üç KONT ENN kişi, derece de- rece göze çarpıs yordu: Serasker ve — Sadraram İbrahim Paşa, Kethuda İsken- der Çelebi, A- rap ve Âcem Defterdarı Nak kaş Ali Beyl.. İmparatorluğun küdretini ne- fislerinde, kendi dairelerinde ve kendi debdebelerinde temsil eden bu üÜç büyük baş, hiç te yürek birliği taşımıyorlardı. Sadrazam, bütün nüfuzuna rağmen, İskender Çelebiyi — kıskanıyordu. — Çünkü Çelebi, kendinden hayli aşağı bir. mertebede iken debdebe itibarile çok yukarı bulunuyordu. Sonsuz bir servetten, — abırlar dolusu attan, sürü sürü sekbanla sarıcadan, haremağasından başka Üç yüzü sırmalı külâh giyen altı yüz kölesi vard. Bu köleler, öğle gelişigözel toplanmış kim de ldi. İçlerinde bilâ- büyük yükselen yeri tutan So- Paşa gibi nadir yaradılışlı gençler de mevcuttu. Halbuki Sadrazam — topu dört yüz köleye malikti, seler hara adamı İmparatorluğun en mevkiine ve ayni topu Nakkaş Ali Bey de İskender | Çelebiyi kıskanıyordu, bir fırsa- tını bulup onü çukura düşürmek ve yerine geçmek İstiyordu. İskender Çelebi, her iki adamın kıskançlıklarını sezmekle beraber | endişe etmiyordu, Kanunl Sultan Süleymanın muhabbetine güveni- yordu. Zaten Padişah ta biraz sonra yetişecekti, ordunun ku- mandasını ele alacaktı. Bu se- beple Sadrazama ve Defterdara çokluk kulak asmıyordu. Halbuki — İbrabim Paşa ile Nakkaş Ali, yürek birliğini yavaş yavaş dil birliğine çevirmişlerdi, çalımlı ve debdebeli Çelebiye bir oyun hazırlamayı düşünüyar- lardı. Sadrazam, başbaşa kalır kalmaz Defterdara sordu : — Herifin azameti gittikçe artıyor, elinden gelse elmastan nalın giyecek, atına da — altın zırlı geçirecek | Nakkaş Ali, gözlerine kadar yükselen içindeki gayzı örtmek icin başını Öönüne eğerek mr- | rıldanırdı : — Bir gün gelir nazar değer! Fakat bu nazar, bir türlü | değmiyordu, İskender çelebi nez- leye bile tutulmıyordu. Berikilerin ise yağları eriyordu, neşeleri yıkı- lıyordu Nihayet dayanamadılar, açıkça konuşup bir “düzen karar- laştırdılar. O devirde yetişen bir müverrihin tabirince Nakkaş Ali B. “pür hile ve dasitan, sahibi mekrü iz'an,, bir adamdı. Sadra- zama güzel bir tedbir bulup gösterivermiştir. İskender Çelebinin - kurulan düzenden haberi yok, kendi key- finde yaşıyor. Fakat bir gece, birkaç yüz ağızdan çıkan “hırsız var!,, Sesi Üzerine çadırından fır- layınca nasıl bir gaflet içinde yaşadığını anladı. Çönkü, muha- fazası biraz da kendine ait olan hazine develeri etrafında müsellâh bir kalabalık vardı, bunlar Sad- razamın adamları ve onların hır- sız diye tuttukları otuz kişi de kendi köleleri idi. Sadrazam, İskender Çelebinin önünde ve Nakkaş Ali Beyin de hürzürile '©' ötuz kişiyi sorguya , bir ikisini de işker koyrlurrlu Onlar “İskender Çele- binin emrile hazineyi yağma et- mek - istediklerini , — söylediler!.. Çelebi, derin bir hayret içinde *“yalan, yalan!, Diye bağırınca | Sadrazam gülümsedi: — Tabit yalan! - dedi - fakat biz duyduklarımızı yalan da olsa şevketlâ hünkâra bildireceğiz! Çelebi, biraz geniş nefı Çünkü düşmanın şu otuz şahidin şebadeti Üzerine kendisini — ora- cıkta öldürtmesi mümkündü. Pa- dişaha söylenecek sözün ise çi- rütülmesi imkânı vardı. Ne çare ki bu üÜmit boşa ı;ıklı. İkl A sonra İran topraklar- nâ gelmiş olan Keanuni — Süley- man, vezirini din- ledikten * sonra Çelebiyi huzu- runa çağırmıya lüzum görmedi. İlkin onu memu- riyetinden azlile çezalandırdı. K- sa bir müddet beklemeyi mt- teakip de- henüz İ ele geçen Bağdat gehrinla bir so- kağında astırdi, Sadrazam ba- sit ve çok basit bir hile ile ölüme kavuşturduğu düşmanının darağacındaki cesedi- ni görmek İçin - bir vesile bulup- oradan geçerken yanında yine Nakkaş Ali Bey vardı. Paşa, zalim bir neş'e ile ipe asılı ölüyü ona gösterdi ve mırıldandı: — Yine yüksekte amma bu yükseliş beni Üzmüyor! Nakkaş, memnun bir sesle cevap verdi: — Bu yükselişe da değmez! Tarih, vahşi bir kıskançlıktan doğan bu faciayı hikâye ederken osmanlı impratorluğuna ©o cinas artık nazar | yetten bulaşan iğrenç bir kiri de kaydediyor: müsaderel. Kanunl Sultan Süleyma, Çelebiyi öldürte tükten sonra, yedi bin kişilik bir yekün tutan kölelerini, halayıkla- rını, haremağalarını — sattırmıya- rak sarayına almıştı. Milyonlara baliğ olan hazinesini de, varis- lerine — verdirmiyerek, kendine mal etmişti. Bu kanlı, fakat tatlı kazanç, ondan sonra gelen padi- - şahların sadırazamların, vezirlerin ağını sulandırdığından tam Üç yüz sene impratorlukta -sudan bahanelerle- adam öldürmek ve malını müsadere etmek adet nldul -MT —e Boşanma Davalarının En Çabuk Görüldüğü Amerikada, Kaliforniya eya- letinin Reno şehri, son zamanda talâk — hastalığına — tutulan — bir kısım Amerikalılar için ideal bir yerdir. Çünkü bu şehir, bütün Amerikada talâk davalarını en kısa bir zamanda hal ve fasleden yerdir. Reno şehrinin ortasından bir urmak geçer ki mahkemeden çıkan ve talâk kararı alan çıftler yüzüklerini bu armağa fırlatıp atarlar. Bu Adet, Reno şehrinde kazançlı bir san'at doğurmuştur. Gayet iyi yüzme bilen küöçük çocuklar, nişan yüzüklerinin neh- re alıldığını görür görmez ok gibi suya atılmakta ve suyun dibine çöken yüzükleri bulup çı- kacmaktadırlar. — Resim, köprü Gzerinden atılınış böyle bir yüzü- ğün macerasını seyreden halkı gösteriyor. Aşağıki sahne ise, armaktan yüzükleri çıkarmış olan | Yer iki afacanın şevinçli vaziyetlerini tasvir etmektedir. Bilmecemiz Geçen Bilmece- mizi Doğru Halledenler Birer Adet Hikâye Kitat Kazananları İstanbul Cerrabpaşa hastanosind 105 Süleyman, Adana Erkek talebesinden 184 N İstanbul mektep 4 üneü sınıfından 168 Kâni, İstanbul kız ortamektebi talebe sinden 268 Nimet, Ankara Gazi kı llkmektebi dödüneü sınıfından 67 Fatma, ük İlkmektep — talobe sinden Hayrülnisa, Ankara ku Jisosi T inci sınıf taleboesinden Zebra, İstanbul 42 ingi mektep 93 üÜncü sını fıudan 140 Feriha Tevfik, S'vas Foyaz! P. mektobi 5 inci sınıfından — 410 Hİlbami, Boyoğlu 38 inci mektep B incl gınıltan 46 Nimet İsmail, Çapa tatbi kat mektebi 4 üncü sınıfından 30 Aziş Bey ve Hanımlar. Muhtıra Defteri Alacakları İstanbul 1 inci ilkmektep 4 üneü snıfından 272 Muzatler, Uzünköptü Mimar Hayrettin moktebi. & incl sınn fından Bi Bolkia, İstanbul kız orla mektebi talebesinden £87 Zübide Rıza, Vela orta mektebi 8 üncü sınıfından 679 Lütfullah, İstanbul kız örtamek«e tebi talebeşinden 49 Needet, İzmir kıs muallim mektobl talebesinden öü Faliha Kemal, İstanbul 46 in6ci mektep talebesinden 218 Orhan, Adana erkek lisesl! birinci mmıf talebesinden 281 Apdülrahim, —İzmir erkek — muullim mektebi talebesinden 18 Celâlettin, İstanbul kız orta mektobl talebesinden 573 Halide Hanım vo Beyler, Birer Adet Kart Alacakları İstanbul 12 inel mektop B İnci e- tıfından 208 Naci, Samsun 19 mayıs ilkmektebi —£ in sım? — talebesindon 108 Necmiye, Beykoz 40 101 mektep Bingi sınıfından 79 Sabahat, Vola orta mektebi 8 üncü sınıfından Şahap, Küleli askort Hisesl 9 L sınıhından 1599 Ali Naci, Uzunköprü Sakarya ilkmektep 3 Üncü sınıf taler besinden Sö Cahide, Erenköy 38 inel mektep G İncl emnif tal Vdat, Ankara et 1 incl sın A / r kiz lisesi talebasinden £6 Fikriye, Pangaltı Muhtaryan mektebi 8 ücü gınıfından Zare, Beykoz 40 1incı meke tep 4 üncü sınıfiından 485 - Pikri, Jzmit Ulugazl moktebi 5 inci sımıf te- lebesinden 477 İbsan, Bolu İlk mer- kez mektobi 6 inci sınıfındar 67 Mi eyyet, Uzunköprü Gazimabmut İlkmok- tebi son sınıfından Mazhar, Kırklarili musevi mektebi muallimi Şükrü B. oğlu Turğut, Adana ticaret mektebl talebesinden 342 Camal, Ankara Gazl İlk kız mektebi 5 inci sımfından 450 mebruke, Afyon lise 4 üneti sımıfıudan 282 Nobahat Cavat, İstanbul erkek muallim — mektebi talebesindev 229 Cemal Hayrullah, İstanbul- kız orta mektobi — talezesinden 311 Melâhat, Karagümrük 87 taci mektek talebosine den 781 Salâhaddin, İmanbul kız orta mektebi talebesınden 274 Zafer, Adana ticaret mektebi 8 üncü armıfından 384 N. Remti, Pertevaiyal lisoti 2 inici sınıfından 122 Zoki, İstaabul kın orta mektebi 2 inci sınıfından 806 Suthiye, Adana avukat Ahmet Sabih B. kızf Mübeccel, Ankara, kız orta mektebi İkinel sınıfından 45 Mediba, Kastami Gazlpaşa İlkmektebi 4 Üncü sınıfından 16 arslan Ruhi, Adna ticaret mektebi 2 inci sınıf talebesinden 836 Hikmet, Ankara erkok lisesi 4 üncü sınıfından 696 Sabahattin İstanbul 44 üncü moks tep beşinci sınıfında 962 Kemal, Am- kara Necati B. moktebi 4 Üncü sınıb tan 802 Eşref, Fatih 10 üneü ilkmek- tep talebesinden T18 Hulusi, Beyoğla 6 1601 İlkmektep talebotinden İ58 Rar siha Mahmut, İstanbrl kız orta mek- tebi talebesinden 363 Bahriye; Adana İnkilâp mektebi 8 üçüncü Binif talte besinden 49 Zafer, Sivaş- Feyti Pp, mektebi 5 inci sınıf talebesladen 210 Ethem, İstanbul kız orta mektebi tar lebesinden 282 Nadide, Adına İuünü mektebi 6 inel sınıf talebesinden 258 Nimot, Gazlosman Py. orta icektebi talebesinden 4 Suphi, Sivas Foyzipaşa mektebi talobesliaden 64 Neclet Hü-nü, Kuleli askert İlscsl talebosinden 808 Tacottln Âdil, Kumkapı Sarraç İsbak mahalle ve sokak Cahiuv Bedri, Eaki. şebir Ağırceza azasından Hhami Bey kızı Fride, İstanbul kiz orta mektebi talebesinden 466 — Saliha Hamım ve Boyler.