Gelişigüzel Musahabe Bir İçki Düşmanının Cıgara Taraftarlığına Dair.. Doktor Mazhar Osman Bey, tötünün ağız ve dişler için çok faydalı ve sıhht olduğunu yeln 1 | damarlara çok zarar verdiğini söylemiş. İçkinin ve içki içenlerin pek candan, gönülden düşmanı olan doktorun bu beyanatını duyduk- tan sonra hükmettim ki Yeşil hi- Tâlın meşbur ©i gara denilen keyif veren zahirin pek o kadar düşmanı değildir. Hatta, galiba, | yakut rengi şaraba, içerisine su | karıştırılmamiş — süte — benzeyen rakıya, cennet renkli mentaya, son bahar yaprağı renğindeki viskiye, kumral saçlı biraya zevk- leri arasında ve dimağındr yer vermeyen — doktorumuz. - lepiska kahkülleri andıran ince kıyılnış tütüne azbuçuk günül vermi: dendir. Yoksa muhterem asabiye mutahassısı, bir de Sarıbilâl cemi- yeti kurar, orada dr sigaranın mazarratlarından bahsşeder, kon- greler toplar, tütüne hicviyeler okutur, helâsa içkiyi perişan et- tiği gibi tütünün de halini du- man eylerdi. — Niye bunu yapmıyor? Di- ye merak edenlerin artık bu merakta devam eimelerine lüzum kalmamıştır. İşte doktor, nihayet baklayı oğzından çıkardı: — Tütün ağz ve dişler için çok faydalıdır! Eh, kendi nefsini eski zaman evliyaları gibi, birçuk zevklerden mahrum eden Mazhar Osman Beye bu taraftarlığı ve bu keyfi farla görmeyin! Doktorun Cağaloğlunda — son aylarda Üzerine bir kat daha çıktığı evin - ki İstanbulluların aklı olsaydı. bunu doktora yap- trmazlardı! - Bir odasında, bir- çok basta münyene ettikten ve, Allah arttırsın, bir hayli muaye- ne Ücreti aldıktan sonra şöyle bir sedire yaslanan doktoru ta- savvur buyrun: Yorgunluk almak — için zile başıyor. Meşhur haremağası el pençe, karşısındadır: — Kuzum ağa, şu ağızlığımı getirsenel Bir kutu enfes siğaranın yanı sıra — kehrüba lık — geliyor. Artık döktor 4 yaslanmış, odanın sakin ba halka balka yükselen dumanları seyret- | mektedir. O da mi olmasın? — Buzlu şampanya kadehlerini hor gören, balık mevsiminde insana İüferi, vakumruyu, hatta — palamudu tatlı tatlı yediren rakıdan nef- ret —eden, — etlerin — kızartma- ların — tadına tat katan şa- raba yan gözle bakan doktor, şu cigaranın dumanmı da savur- masın mı? Eski bir şairin zarif bir vardır, der ki Ben duhan içtim deya meeliste Jaf «i Neyleyim o! klan HMA burmum K Onun gibi de burada (â- kırdıyı daha ziyade uzatıp tütün taraftarı Muzhar Osman Beyin tütün keyfini burnundan getirmi- | yelim. Tütün dümanile ağzını ve ni sıhhi bir aurette muha- devam etsin! aamafih, ne dersiniz, dok- torun bu müt! k keyfime gitti. Zira Ustat, bu kadar yıl içki- nin aleyhinde nutuk söyledi, ma- kaleler neşretti, kitap yazdı. Ne yazık ki içki dostları eskisinden | daha azalmış değildir. Şimdi tü- | tünün lehinda söz söylüyor. İn- | şallah bu sayede gençler - tütün- | den vaz geçerler; yaşlanınca ök- sürükten, tıksırıktan, balgamdan, tükörükten, parmaklarını sapsarı etmekten kurtulurlar. İçki inhisar idaresini gücen- dirdiği muhakkak olan Mazhar Osman Beyin tütün inhisarını bu | kadar sevindirmesine ne buyurulur? TOPLUİĞNE | gün | saklıyamamaktadır. | T ae <e | Antalyada Büy Fabrikası Kuruluyor SON OPSTA : Maiata’da CT İhtisas Mahkemesi Sayesinde Kaçakçı- lık Son Aylarda Çok Azaldı Malatya (Hu- vi İhti mahkame terinin faaliyeti inde şehrimizde kaçakçılık aylarda çok azak mıştır. Öteden- beri kaçakçılıkla meşgul olan ve Üç ay evvel ya- kalanacağı e- nada kaçak eş- yaları — birakip kaçan Dutlu oğlu Bekir jandar- malar — tarafından — yakalanmış sayvye- son ve İhtisaz Mahkemesine verilmiş- | tir. Tecirli köyünde jandarmala- | rın kaçak - taharriyatı mani olmak istiyen yapmasına Muhtar Ab- bas ta İhtisaa Mahkemesi tara- Andifli'de Bir San'atkâr Gergef Ma- | kinesi İcat Etti Andifli ( Husust ) — Hamdi Efendi isminde bir san'atkâr bu- rada gergef üzerine nakış işliyen ufak mikyasta bir makine icat etmiştir. Makine herkes tarafından gayet basit basit olarak kullanı- labilmekte ve kabartma nakışlar yapmaktadır. Hamdi Efendinin makinesi Avrupa nakış makine- lerinden farksızdır. ve bir buçuk lira gibi adeta bedava bir fiatle satılabilecektir. — Hamdi Efendi şimdi de ucuza mal olacak - bir telefon makinesinin tecrübelerini yapmaktadır. Babaeski'de Artık Tür_kçe Ezan Okunuyor Babaeski ( Husuxi ) — İki gün- den beri kasabamızda güzel sesli müerzzinlerimiz tarafından türkçe ezan okunmaktadır. Altmış sene- denberi beş vaktini kılan - bir sofucağız — “ Esselâtü hayrün mi nen nevm , in (namaz uykudan hayırlıdır) manasına geldiğini bu- anlamakta ve hayretlerini FEK Yih Çeltik Fabrikası Burada saatte (120) şer istihsal eden muszzam bir çeltik fabrikası açılmıştır. Fabrika elektrikle müteharrik (60) beygir kuvvetinde bir motörle işle- olunan pirinç İstanbulda dört sıfır ve tek yıldız. markasile piyasaya arzedilmek- çeltik fabrikayı ancak 4 ay çalıştırabilecektir. yakında bir de çuval fabrikası açılacaktır. Antalya (Hususi) — kiloluk #sekiz çuval pirinç tilmektedir. İstihsal tedir. Antalya mıtakasının Malatyadan bir manzara fından 25 gün hapse (50) lira | para cezasına mahküm edilmiştir. Yine seyyar kaçakçılık yapmak- tan suçlu Hüseyin oğlu Veli 3 ay hapse mahküm — olmuştur. Cöylülere aslı olmadığı halde kaçakçılık isnat eden ve bu yol- Gelibolu'da Yakında Elektrik Tesisatı Yapılacak Gelibolu ( Husust ) — Hava- | lar müsait gittiğinden bu sene | çiftçiler fevkalâde iyi çalışmışlar- | fabrikası ük Bir Çeltik dır. Bütün köylüler memnundur. ve bu #scne ekinlerin pek fazla bereketli — olacağı kanaat umumi İki sedenberi muattal düren ve yevmiye ( 200) çuval un çikarmıya kabiliyetli bükümet — tarafından (21) bin liraya satılmıştır. Fabri- kayı Gelibolulardan Şevki Bey almış ve son techiz Bey bu fabrikadan İstifade ede- rek bir de elektrik santralı ya- pacak ve — Geliboluyu — tenvir edecektir. — S Karaman'da Çok Kıymetli Bir Şamdan riyat köyü ve çok kıymetli bir şamdan bu- lunmuştur. Şamdan bronzdur ve çok kiymetli nakışleri ihtiva et- mektedir, ayagi şekilde kıymetli bir halı da bulunmuştur. Her iki eser yakında Konya müzesine nakledilecektir. ae aagemE aa aa Tokat Ceamiyette yardım gören çocuklar | Tokat (Hususi) — Himayel Etfal Cemiyetinin | Süt Damlası miless devam etmektedir. on baş kadar Öksüz çocuğa isterlize edilmiş «it vermekte, bazı süt çocuklarının da analarını gıda- landirmaktadır. Buraya gelen Kemal Sahir Tiyatro Heyeti Himayel Etfal namına bir müsamere tertip etmiştir. Müsamere çok kalabalık olmuş, Himayei Etfale mühim miktarda yardım edilmiştir. faaliyetine istihsalâtı bu Burada Kaçakçılık | yere hakkındaki | | hastalığın önüne geçmek için ge- sistem makinalarla | etmiye başlamıştır. Şevki | i | ve hafta da 3—4 düğün olmak- P tadır. Himayei Etfal Ce;nîy;; Çok Çalışıyor a zabit vara- kası tutan jan- j darma Salâhat- tin Ef, deİhtinaz Mahkemesince bir. sene, bir ay, yedi — gün hapse mahküm | edilmiştir. Petür- | A rü e| Üai kenin Sinan na- Müdürü Feyzi Efendinin kaçakçılık yaptığına dair yalan şahitlik eden Hacı oğlu Mehmet, Mustafa valdesi Elif, bekçi Ali, Osman ve Mehmet te İhtisas Mahkemesi tarafından | tevkif edilmişlerdir. Yakında mu- hakemelerine başlanacaktır. , Muş'ta Kızamık Hastalığı Tehli- keli Bir Şekildedir Muş ( Husust ) — Kızamık hastalığı yüzünden çocuk vefiyatı çoğalmıştır. Günlük vefiyat üçten aşağı — düşmemektedir. Şimdiye kadar ölen çocukların sayısı ikis | yüzü geçmiştir. Vilâyetimiz whhat ve içtimal muavenet Müdürü hiyesi celi gündüzlü çalışmaktadır. Fa- kat Muş'ta- Sıhhat Müdüründen başka doktor yoktur. Bakım Evi ve hastahane gibi tedavi müce- seseleri de bulunmadığı için mü- cadele çok müşkül olmaktadır. Sıvas'ta Bir Senede 180 Çift Evlendi Sivas (Hususl) — Şehrimizde bir sene zarfında 180 çift evlen- miştir. Evlenmelerin en xziyade kış m: Amasyada Türkçe Ezan Amasya, (Hususi) — İki gün- denberi burada ezan ve kamet türkçe okunmuya başlamıştır. Ca- milerde cemaat çoğulmıştır. esi şayanı takdir bir hararetle Mücssese hergün | zetmeksizin: | Paşanın Kânütuevvl 24 Tarihi Fıkra | Ya, Öyle Mi Mehmet Ağal!... Fıkra meşhurdur: Mehmet ve Ömer Adlı iki adam varmış. Çocukluklarını ayni kaldırımlarda, gençliklerini ayni — sokaklarda Kgeçirmişler, ayni safta namaj kılmışlar, ayni hocaların — elini öpmüşler, hulâşa can - ciğet kesilmişler ve yıllarca berabep Bir gün nasıl olmuştâ ğa devletçe hoşa gide cek bir iş görmüş, birdenbirgş kapıcıbaşılığa geçmiş, arkasındağ imrahor ve biraz sonra da - vezip olmuş. Fakat öner Ağayı ying boşlamamış, daima beraberindâ bulundurmş. Beriki zaten onu$ devlet adamları sırasına girmeslİğ | alâkadar değil. Kendisini hep & altmış yıllık dost gözile göriyon eskisi gibi Jâabali ve aamimi görüşüyor. Fakat Mehmet Ağanın vazb yeti, paşa olduktan sonra nazikt leşmiştir. Ömer Ağanın geci gündüz yanma gelmesinden, sofk | rasında bulunmasından memnum olmakla beraber bu eski dostun resmi mabiyetteki değişikliklerden bihaber görünmesini hoş göremle yor. Meselâ onun vezirler, beys ler ve koca kavuklu adamlar arasında teşrifat kaidelerini gök “Bre Mehmet Ağa, niceydi ol hikâye?, Diye yarını asır evvelki hayatlarına ait bip macerayı — söyletmek — istemesl sinirlerine dokunuyor,. Birkaç kereler onu - buşbaşt kaldıkları vakit - nezaketle ihtaj etmek istedi; — Eb, dedi, adam ktliğinde biz da vezir olduk, Ömer Aga aldırmayınca - bu ihtarı sertleştirdi: — Vezir olduk, paşa oldulr, hünkâr yamında tamlır - olduk; Fakat yük altına da girdik, iştem bunalıyoruz. Büyük başın derdi de büyük oluyor. Ömer Ağa, bütün bu ihtarlarğ karşı kayıtsızdı, hâlâ arkadaşınd * hem de herkesin yanında. Mehe met Ağa diyordu. Vezir nihayel bu alıklığı kökünden — düzecitmek istedi, bir gün Ömer Ağayı yanına oturttu, divan efendisink de çağırttı: — Oku herif dedi, gu bizini vezaret menşurunu. Ömer Ağa dinlesin! tipr Düsturu — mükerrem, müşiri müfahham ,, diye okumuya başladı, “Vezirim Mehmet Paşal,, cümlesine gelince vezir kâtibi susturdu, Ömer Ağaya döndü: — Görüyorsun ya, diye bağıre dı, şevketlü hünkâr bana “ Vezle rim Mehmet Paşa ,, diyor. Vezk rim Mehmet Paşa, vezirim Mehe met Paşa... Ömer Ağa, küçük bir hayret yöstermedi, cevap verdi: — Ya... Öylemi Mehmet Ağa? Fransa Meb'uslar Meclisinin | M. Heriyo'yu düşürürken verdiği karar, beş altı yüz ağzın birden: “ Ya.. öylemi Mehmet Ağa | demesine benzedi, Zavallı Heri- yo'nun imza haysiyetinden, siyasi vaziyetteki — inceliklerden — uzun uzun — bahsetmesi ise Mehmet mer Ağaya menşur dinletmesinden farksızdır!. —M.T 97 Yaşında Dinç Bir Kadın Karaman ( Husust ) — Kaza- mız #ıhhiye memuru Kâmil Be- yin valdesi Fatma H. tam 914 yaşındadır. Fakat çok dinçtir. Yürürken baston kullanmak ihti- yacından vareste olan bu hanım memleketi olan Sıvasa yürüyerek gidebileceğini söylemektedir.