——— — — —— —— Dokuz yüz otuz iki senesi #essiz sedasiz dünyadan elini ete- ğini çekip yerine dokuz yüz Otuz üç senesi davulla zurna İle gelir gelmez bizim bildiğimiz okkalar, arşınlar da yerlerini ki- lolara metrelere bırakıp ortadan kaybolacaklar.. Giden gitsin, gelen gelsin.. Gidene ağam, gelene paşam derim... * Okkanın yerine kiloyu arşının | yerine metreyi koyduk. Sonra okkalı arşınlı ölçülerin kötü ta- raflarını da bir yana bırakmak lâzım gelecek.. Fakat bu iş acaba kolay mı; görürüz, Halep orada ise arşın buradaydı. Bundan sonra da Paris orada lse metre burada olsun. Herkese #rşınına göre bez vermezlermiş.. Vermezler yal.. * Her önüne gelen bir başka | boyda arşın icad etmiş.. Aldan- mamak — için — cebinizde kendi Arşınızı taşısanız yine nafile.. Okka her yerde dört yüz ben çok | dirhem dedikleri halde defa çarşıdan bir okka diye al- dığım eşyanın evde Üç yüz dir- Kem geldiğini gördüm. Böyle iş görenler dilerim okkanın değil çekinin allına düşseler de yam yassı oldukları zaman boyla- | rile enlerinin ne kador uzamış olduğunu çarşı endazesile ölçeyini. Dostluk kantarla alış veriş mıs- kalla yapılır. Mıskalla yapılan alış verişiten bile insanı aldattık- larına göre kantarla olmuş ol- taydı neler yapılamazdı. * Uçurma çitasından, çakıl - ta- Şından, — sebilhane — maşrabasın- dan imal edilen ölçülerde da- ha fazla doğruluk aramak Kâh- tane çamurunda altın keşfet- mek kabilinden birşey olur. Gitsinler ve yerine yenileri gelsin fakat gelen gideni srat- tırmasin.. Po. H. B. altına | — Hasan Bey, belediye etomablilerinizi bayayacaksınız diyor. Halbuki gelecek baya yok.. — Yanılıykrsun şotör etendi. APARTMAN Hasan B. gece evine dönü- yordu. Kaldırımın Üüzerinde bir adamın Elile yattığını gördü.. dokundu: — Hazret yine yerde. yatıyor- sun, evin yok mu, kalk git.. Adam uyandı: — Doğru hakkın var, ben de şimdi rüyamda bir apartmanım fakat ad- resini soracak kimse bulamadım. Korku Hasan B. bir bastalık geçir- mişti. Kendisini ziyarete gittim, Hasan B. yatakta yatıyordu.. Ha- tırım sordum.. olduğunu görmüştüm, — Biraz iyiyim, dedi, artık doktor da gelmiyor.. — O da iyileştiğine kanaat etti. — Olabilir. Fakat ben para- inin bittiğine - kanant euigi için | kadeh. var, memlekette buna kâli Br defa da kadın tuvalet eşyası eatan dükkânlara bak, sizin uıumnhnıırhızıu yu: mislini bite nuyımıyı nıı gelecek kadar çok boya bulursun Darülboedayi ne kadar ya- | | yaş iş görüyormuş,, — Niye Hasan Bay?. — Üç saatlik bir oyunu üç hattadır. oyniyor. Halâ - bitire- İÇKİ İçiyorlardı. İçlerinden biri de- rece ile içelim dedi, Fazla ka- çıyoruz. Hasan B. söze karıştı: — Görmiyor musun önlerinde kadehle — içiyorlar.. Derece olsaydı tabii derece ile içerlerdi. MEVZU | Hasan Bey Babıâli caddesinde Elif Naci Beye tesadüf etti.. — Üstat son günlerde gaze- tede yazılarını göremiyoruz. Elif Naci Beyin kabardı.. — Demek yazılarımı okuyor- sun Hasan Bey.. — Sorar mısın üstat?.. Hatta koltukları okuyamadığım zaman çok müte- | essir. oluyorum.. — Niye Hasan Bey?.. — Alay edecek mevzu bula- mıyorum dal.. Cadde Tamiri Musâ Süreyya merhumun ta- butunu takip ederek yürüyorduk. Hasan B. yanıma geldi: — Üstat, dedi, — Aksarayla Topkapı arasındaki cadde yakın- da tamir edilecek. — Şimdi mi aklına geldi Ha- san Bey?.. — Zannederim. Bak Vali B. de bııım ııbı miyorum... — Hasan Bey, Peyami Safa bir musiki anketi yapıyormuş.. — Desene artık her telden çalmasını öğrendil!. Fark Hasan Beyle karısı Sıhhiye Müzesine gitmişlerdi. Bir iskelet kafasının önünde durdular.. Ka- nsı merak etti — Acaba kadın mı?.. Hasan Bey kuru kafaya dik- katli dikkatli baktıktan sonra: — Erkektir.. Dedi.. — Nereden anladın?., — Kadın olsaydı. çene ke- mikleri aşınmış olurdu.. İsrar Hasan Bey komşusunun yeni aldığı aparimana misafir gitti. Komşu karı koca oturuyorlardı. Hasan B. her ikisine de sordu: — Amnelerinizi yanınıza ak mıyacak misınız. Kendilerine - rar etmediniz.mi? — Hayır, Hasan Bey, gelme- lerine imkân yok. Her ikisinin de ayrı evleri var, burada ra- hatsız olacaklardır. — Daha iyiya, ısrar etmelisiniz.. Sehep Hasan Bey anlattı: —— — Azizim benim bir dostum vardı. Saçları simsiyahken bir gecede — birdenbire — bembeyaz oldu.. — Teessürden mi Hasan Bey. — Hayır iktısadi buhrandan, boya alacak parası kalmamıştı.. Tiyatroda Tiyatroda idiler.. Ön sıralar- dan birinde oturan iki kişi yüksek sesle konuşuyorlardı. Bu bal ora- da bulunan Hasan Beyin canını sıktı.. Kendi kendine: — Bu kadar da hızlı şulmaz ki! Dedi. sordu : — Bizim sunuz ?.. Hasan Bey cevap verdi: — Hayır, sahnede oyniyan aktörler için, onların sesinden sizin konnıluklınnm iyice duya- bu erkek mldir, muhakkak konu- Konuşanlardan — biri için ml söylüyor- GEÇİLMEZ Etrafi araştır, âlemde ne var?.. Birini yakala, çatıver gitsin 1. Düşünüp taşınmak hem neye yarar?. Çekince silleyi atıver gitsin!.. Buyurunuz beklerim; bir. kahve için; Civarda ahbaplar vardır. geçilmez. Bu Hasan kulunuz hem sizin için, Bir Çaşina, yardır. geçilmez.. Biz gerzdik öğrendik, hanya konyayıs Anladık dağılmış herkesin payı. Talibi çıkmıyan köbne dünyayı; tersen bir. pula satıver gitsin ... Otursak, konaşsak dere — tepeden; bilen, bilmiyen, atalım — hemen; Köşede bir yer var, bardır geçilmez.. —— İsi herkes bir makam etişir, tamam. neş'e ne gam, gitsin?.. Tutturmuş — söyliyor, Diyen yok, nede Ayrılmaz kolayca ne Bir'ni birine katıver Ölümlü dünya bu, kime kalıyor ? Ne zevkini alan alıyor.. Rast gelen bir. başka telden çalıyor; Önümüz kara kış, kardır. geçilmez. Ey Hasan geçecek hepsi hay hay'a; Bak şimdi eğ'ence, şim yla.. Bu hale uzaktan gül Iııhkıhıylı. Keyfinden sırtüstü yatıver gitsinl. Doğrudur, demiş'er 14f Vâfı açar; Kimisi kovâlar, kimisi kaçar, Peyami, katlanır insam çarnaçar, Feleğin çenberi dardır geçilmez.. PAZAR OLA HASAN BEY — Hasan Bey böyle acele acele nereye koaşuyorsun — Tefecilikle mücadele maesetesini halletmiye.. Herif peşime düştü yakalanmıyayım diya kaçtyorum...