6 Sayfe .. | Dünya Hâdiseleri | Yıldızlar Zayıflamaya Mecburdur! Sinemu merkezleri, sinemanın cazibesine kapılanlar için eskiden Sinema Yaldızlarının Zayıflaması müstebit büküm- dar Artist san'atin surette boyun eğmiye Aksi halde, onun için dirler. mutlak mecburdur. iş yoktur. Bir san'atkâr büyük tehlike şişmanlık meselesi- dir. Eğer, çalıştığı müessese, ona şu veya bukadar zayıflayacaksın emrini verirse, itaat edecektir. Aksi halde sine- | TAR SON POSTA İHİ MUSAHABE Ahmet Ağa- Mehmet Ağa! “Aç, ın Tanrısı Onu Doyurandır! olduğu gibi şim- | dide, affetmez bir mahiyetinde | icabatına | için en | artist, bu emre | maya veda etmek mecburiyetinde | dir. Holivutta, artistleri zayıflat- | mak için esaslı bir sistem var dır. 18 günde, bu sistem, matlup neticeyi verir. Kahve altı mamak Üzere işte size bu I8gü- nün listesi: Birinci gün — Öğle yemeği: Bir portakal veya elma, bir ha- zwrlop yumurta, altı parça hiyar veya yağsiz salata, üç küçük dilim kızarmış ekmek. Akşam yemeği, iki katı yumurta, domates, bir portakal, bir parça salata. İkinci © gün — Öğle yemği: bir portakal, bir katı yumurta, salata, iki küçük parça kızarmış ekmek, Akşam yemeği: Biftek, salata, bir domates, bir portakal, Üçüncü gün — Öğle yemegi: Bir portakal, bir yumurta, dilim hiyar. Akşam: Dana pirzo- lası, bir yumurta, üç turp, iki zeytin, salata, portakal Dördüncü gün — Öğleyin: Hr miktar beyaz peynir, üç küçük dilim kızarmış ekmek, bir doma- tes, bir portakal, Akşam: biftek, salata, bir portakal, Beşinci gün — Öğleyin: Bir portakel, dana pirzolası, salata Akşam: Bir yumurta, üç kızarmış dilim ekmek, portakal. Altıncı gün — Öğleyin Por- takal, çay veya kahve, Akşam; Bir yumurta, üç dilim kızarmış ekmek, bir portakal, Yedinci gün — Öğleyin bir portakal, iki yumurta, bir doma- tes, salata, iki zeytin. Akşam dana gülbastısı, altı dilim hıyar. iki zeytin danesi bir domates, bir portakal. i Sekizinci gün Öğleyin: Dana 'pirzolası, salata, bir porta- kal, Akşam: Kzarmş et, yağsız enginar, dört kuşkonmaz, bir portakal, bir küçük”dilm kızar- mış ekmek, Dokuzuncu gün — Öğleyin bir yumurta, bir domates, bir portakal. Akşam: Bir miktar ba- lık veya soğuk et, salata, bir kızarmış dilim ekmek, bir porta- kal. sekiz bir | yapıl | i İstanbulda İ sında dev kılıklı nöbetçiler, sofa- | i duğu salonda da iki s.ra pürsilâh İ mütemadiyen para dağıdıyordu. | durğundu. | lardı, | tertip etmiş — Bu yazıyı Ahmet Rasim'in temiz rubuna ithaf ediyorum. Çünki hikâyeyi ondan dinlemiştim — Üçüncü Mustafa (cv. padişahtan (şöhretli bir adam vard: Mehmet Ağa, bu adam sipahi kokonozların- dandı. Birçok harplere girip çık- J mış, birçok gürültülere karışmış, Yeniçerilerin © bozulup (kaçtığı yerlerde (o, adamlarile (akınlar | ve nihayet büyük bir servet elde ederek İstanbula | gelip yerleşmişti. Oturduğu ev, küçük mikyasta bir saraydı. Şukadarki saraylar gibi kadn mahşeri değildi. Aslan yapılı insanlarla dolu idi. Kapr larda iri kıyım hizmetçiler, otur- köle bulunurdu, Eli açıktı, ihsanı boldu, herkese yardım ediyordu, O sırada yine buhran vardı. İçli, dışlı gaileler yüzünden mali vaziyet (bozulmuştu. Alış veriş dükkâncılar, o zarar ediyorlardı, mallarını satamıyor- Para darlığı, | İstanbulu kasıp okavuruyordu. Şehirin işlek ticaret merkezi olan Mssır en İ çarşısı da bu buhrann sadamele- rile sars:lıyordu. Bilhassa küçük sermayeli esnaf, Şaşkın bir vazi- İ yette bulunuyordu. o m—-——-— | bir Onuncu gün — Öğleyin: Bir | portakal, salata, dana pirzola; Akşamı Kızarmış et, bir port: On birinci gün — Öğ'eyin Dört dilim et, ve biraz tereyağ kahve. Akşam: Kızarmış et, dört turp, iki zeytin tanesi, bir doma- tes. On ikinci gün — Öğle: balık başlaması, iki bisküvi, bir porta- | ! bir rtakal. İ | Ön yedinci gün— Öğle; dana | geçti, kal; bir domates, zeytin tanesi akşam: dana pirzolası, salata, bir portakal, üç i takal; On üçüncü gün — Öğle: yu: | murta, Üç kızarmış küçük ekmek parçası, bir portakal; akşam: biftek, salata, dört turup, bir portakal, On dördüncü gün — Öğle: Çarşımın en az sermayeli dük- kânc larından biride Ahmet Ağa idi. Zavallınm bütün malı, dört yüz kuruş - bugünkü rayice çöre dört yüz ira - tutarında Ooidi. Aksâtada kesat yüz gösterince — yumurta, üç küçük dilim kızarinış ekmek, bir portakal; akşam: dana pirzo'ası, bir doma- tes, bir portakal, Ön beşinci gün — Öğle: bir | yumurta, bir domates, bir por- | akşam: dana pirzolası, | dömates, 'iki köçük dilim kızarmış ekmek, bir portakal, İ On altıncı gün — Öğle: bir | yumurta, bir domates, bir por İ takal; akşam: kızarmış et, salata, | filetosu, salata, bir portakal; akşam: balık ıskara, enginar, bir domates, On sekizinci gün — Öğleyin: | iki yumurta, bir domates, iki | zeytin tanesi, salata, bir porta kal; akşam: kızarmış et, altı turup, bir portakal, İ mek, M.T. (Ahmet Ağa, herkesten evvel ser- mayeyi yemeğe başlamıştı. Her- gün bir akçe, iki ekçe boğazına geçiyordu. Ha geçti, ha geçiyor denen buhran, #ürkli bir kış gibi yer- leşip kalınca Ahmet Agayı bir düşünce aldı, sermayeyi kediye yükletmekten (korktu, O karısile istişareya girişti, dükkân kirasın- dan ve vergilerden olsun kur- tulmak için “ Ticaretten çekik kararını (o verdi, o walını paraya çevirdi ve evine çekildi. Hazır para, çabuk biter. Bu i dört yüz kuruş ta, buhran bitme- meden, tükendi. Karı koca aç kalmak tehlikesile karşılaştı, hatta | bir gün ikisinin kursağı gıdasız | kaldı. İşte Oo vaziyette kadın, kocasını zorladı. — Kişi, dedi, evde oturmak- tan ne çıkar. Biraz dolaş, kıs met aral.. Ahmet (OAğa, saf adamdı, Çarşıdaki dükkân komşularından başka kimseyi tanımıyordu. Bu sebeple (o kismetini kimden ve nereden arıyacağını bilmiyordu. Bununla beraber karısının sözünü tuttu, sokağa çıktı, alık alık gezinmiye koyuldu. Açlık, ihti: yarlık onu çarçabuk yordu, bir duvara dayanarak gözlerini kas İ padı, biraz kuvvetlenmek istedi, Geçenlerden biri, dermansız ve yoksul olduğunn sezerek yam yanaştı, tatl (dille kendisini söyletti ve sezişinin doğruluğunu anlayınca şu öğüdü verdi: Mehmet anlat... Ahmet Ağanın Mehmet Ağa- Ağaya git dan bihaber olduğunu da göre. | rek bizzat önüne düştü, konağını gösterdi: — Haydi git dedi, korkma! Ahmet Ağa, dev yapıl nö- betçilerin Oo yanından ( titriyerek mermer merdiveni sende- liyerek çıktı, yutkuna oyutkuna ağanın İ hizmetçilerden birine sordu. — Ağa hazretleri nerede? Ona hemen: “buyurun,, dedi- ler, yol gösterdiler ve ağanın odasına götürdüler, Sabık dükkân- cının idraki asil şimdi kurumuştu, derdini İ | isteyecekti, o iki sıra müsellah köle, ö tan tanalı salon zavallıyı dilsizlendir- mişti. Fakat bütün kuvetini top- layarak yürüdü, yüzünü pencere- ye ve sırtını kapıya çevirerek otormuş olau ağanın önüne ka- dar çeldi. Ağa, bir misafir geldiğinin farkında bile değildi, pencereden bahçeye bakıyordu. Neden sonra yüzünü çevirdi. Amanallah, yüz de ne yöz? Göz kapaklarını örten devrik kaşlar, karmakarışık bir sakal ve korkunç bir azgınlık Ahmet Ağa, ürküntü içinde bek- lerken o sert çehreden bir gü- rültü koptu. — Ne istiyorsun? — Efendim, ben Mısır çarşı- sında dükkâncı — Onu dileğin ne? — Şey efendim, zarar yordum. herif, sormuyorum; edi- — Atın şu herifi dışarı... Söz söylemeyi öğrensin de öyle gelsin. Köleler, elden ele Ahmet Ağayı atarlarken son bir hamle yapabildi: — Söyleyeceğim efendim. — Getirinl Yine elden ele geri yerine getirilen Ahmet Ağa, şuursuz bir rica kekeledi. — Bana “ii bin ;kuruş verip misin: — Deminden beri neye söy- lemiyorsun da herif, başımı ağrr- diyorsun. Ve emir verdi: — Kâhyayı çağırın!. Kâhya gelince de şu kelime- leri mırıldandı: — Bu adama dört bin kuruş verl Ahmet Ağa, belki iki kuruş şaşkınlıkla iki bin kuruş deyivermişti. Şimdi eline dört bin kuruş konulacağını an- layınca sevinç deliliğine kapıldı, İ hemen yere kapandı ve haykırdı. — Yap Ulu tanrı yap bu İ çalım sana yakışıyor! Açın Tanrısi onun doyuran dır; Ahmet Ağa, bu sözile o ba kikatı ifade etmiş oluyordu! MT | (| il i Kari Mektupları Borcumuzu iYirmi Taksitte i Verelim Emvali Metrukeden müzayede ile sekiz taksitle aldığımız emlâ- | kin borcunu sekiz taksitte ödeye- | gelen trende, medik, Bunun sebebi sekiz sene evvele nisbetle kazancımızın azal» mış olması ve umumi buhrandan müteessir oluşumuzdur. Bu borç menkul ve gayrimenkul malları mız satılmak üzere haciz yapıla- rak şüphesiz tahsil edilecektir. Fakat bu bal de gadrımızı mucip olacaktır. Milete daima şefkat ve merhametle muamele yapan hükümetimizin bu işte de söhulet göstermesini, borcun yir- mi senede ve yirmi müsavi taksitle ödenmesi için Millet (Meclisimiz nezdinde teşebbüsatta bulunma Sını rica ederiz. Orduda yüz elli borçlu mamma Kalfa Zade Rifat Samsun Defterdarı Cevap Veriyor 15-6 - 932 tarihinde vefat eden Samsun telgraf memurlu- ğundan mütekait Mahmut Efendi ailesine maaş tahsisi için zevcesi Hayriye Hanım muhasebeye mü- racaatinde istidasının dahi mu- hasebede o yazdırılmak suretile işinin tesriine tevessül edilmiştir. Fakat müteveffanın ilk karısı müteveffiye Nazmiye Hanımın kaydının silinmediği ve kendi çocuklarından Mithat Efendi ile kızı Möeyyet Hanımın nüfusça kayıtlarının o tescil (o edilmediği Trabzon Nüfus Müdiriyeti ile yapılan muhaberattan anlaşılmış ve keyfiyet Mitat Ef, ye tebliğ edilmiştir. | Mezkür (kayıtların Trabzon'a kadar giderek ikmel eylediğini ifade etmesine nazaran keyfiyet tekrar 21-11-9372 tarih ve 20481 - 19 numara İle Trab- zon Nüfus Müdiriyetine yazılmış ise de hâlâ cevap gelmemiştir. Vürudunda tekemmül ettirilecek diğer evraklarına rapten Posta ve Telgraf zat işlerine gönderi- lerek tahsis muamelesinin icrası talep edilmek tabitdir. Cevaplarımız Kerya Gençler Birliği Spor Yurdu namına mektup yazan zata: — Mektubunuz neşredilmiştir. * Uzunköprüden o A. mektup yazan Zata: — Konya Gençler birliğinden aldığınız 66764 ve 27188 numa ralı biletlere isabet yoktur, histe- yi biz de tetkik ettik. a mea Feci Bir Cinayet Roma — Napoli istasiyonuna iki valiz unutak muş bu valizler zabıtaya teslim edilmiştir. İçinden fena koku çık- tığı için valizler açılmış ve parça parça edilmiş bir genç kadının çesedi bulunmuştur. Yine bir başka trende bir valiz daha bulunmuş, bu valizde de ayni kadının öbür sandıklara sığ- mıyan mütebaki aksamı bulunu- yordu. Bu mıntakada, bir müd- dettenberi üç kadın kaybolduğun- dan bu cesedin bunlardan hangi- sine ait ola bileceği tahkik edik mektedir. Kadının parçalanma- dan evvel boğulduğu muavene neticesinde anlaşılmıştır. gazete ile N rumuzile