Gözleri Güzel Kadın Bakışı bir nur gibi, Göz'eri güzel kadın.. Işıldar — billür gibiş Gözleri güzel kadın Sanırım bahtım — açık, Bana gülse azıcık; Kirpikleri kıvırcık, Gözleri güzel kadın Adın ne?.. Binnaz dedi.. Sevişsek olmaz, dedi., Defol yaramaz, dedi., Gözleri güzel kadın., Şimşekti, çalıp geçti; Bir lâhza bakıp geçti, Göslümü yakıp geçt; Gözleri güzel kadın.. İSMET ' ! e beeaad İşe Yaramadı | I__.-____.. -—> Borç istiyecekti, Paralı bir dostun evine gitti. Küçük güzel bir çocuk gördü. — Aman Beyefendi bu ne güzel çocuk. Ne güzel gözler, no kırmızı yanaklar, Aman doğrusu ben ömrümde bu kadar güzel bir çocuk görmedim. Bakası olmak dolayısile şayanı - tebriksi- niz, hem sizden bir şey, elli lira bir borç istiyecektim, Paralı dost yüzünü buruş- turdu, — Veremem, şayanı tebrik olan babadan isteyiniz. Çocuk karımn ölen kocasındandır. Hatıra Âşık sevgilisile konuşuyordu * — Seninle şimdiye — kadar hereye gittimse hepsinin hatıra- sını teker teker saklıyorum. Sevgilinin yüzü güldü. Âşık Sözüne devam etti: — Evime gelirsen görürsün muhtelif yerlerden alınmış büre çok cins çatal, kaşık daha buna benzer neler neler var. Av Bey ava ğgitmişti, iki gün Sonra döndü, Hanım karşıladı. — Ava gidiyorum, diye çık iki gün gelme.. Avda olduğuna başka bir yere gitmediğine beni Hasıl inandırabileceksin ? — İşte ava gittiğimin en bü- Yük delili, her vıkıtki gibi çan- h'n bnmboq Tebrik İstasiyonda orta Yaşlı bir erkek ista- Sİyon memuru va lıı,eıı., — Momur B. zeve Semi kaybettim #cıba gördünüz Bur.. — Fakat Boye di ben zevceni- tanımıyorurm kil — Bahtiyar sınız brik ederim. Anlayışlar İkt evli Hasım Tuşuyorlardı: — Benim kocam Sok iyi bir adam- * Şimdiye kadar İstodimse bep- yaptı.. | Papağan Konşum Mebmet |Ş B. bir pupağan al- mişti.. görür gür- müzu. — Bü evli bir adamın papafanı | olacak dedim, Meh- | mot B. nasil anlar diğim merak etti.. söylediklerini dinle dedim, berabor din- ledik.. papağan « ni eümloyi birbiri arkadına tekrar ediyordu.. — Bana para veri.. — Bana para verl.. — Bana para veri.. Ermeni Güzeline Ben şiredi gönül Ermeni — güze ine.. Sevişsek artık derdim; Ermeni- güzeline,. Şampiyonlar — Azizim dün akşam misafirlerim gelmişti, bir yo yo tecrübes ne — başla- dılar ben hiç dur- 28416 figürü verdim, Aldırmadı tenbihe Dedim evet dedi hek Öksürdüm ehe ehe, Ermeni güzeline. madan — tam dela ayni yaptım, Bitün şey- Sorunca inçi haber?.. Anlattı birer birer, Âşık oldum bu sefer Ermeni güzeline,. redenler — şaşlılar.. sen — şampiyonsun diye elimi sıktılar. — Bilmem amma İnsanlık ne demeli, Bağlıyor her — emeliş Üst dudağı gölgeli Ermeni güzeline.. sen 2846 defa ayn! figürü — yapıncıya kadar senl seyret- tiklerine göre on- lar da sabır yampi- HULUSİ h | — Nekadar kaçarsanız kaçın, ben sizi ömrümün sonuna kadar takip edecegim.. — Desoenize, az zaman #onra kaçmama lüzum kalmıe — Yönluğunu kasan- en e renmaeana yacak.. mış demektir. l Bir Kadeh + lld ihtiyar meyhaneye girdi. Birlı İ — Ben bir tek kadehten fazs la içememi.. Dedi, ilk kadehi yuvarladıktan sonra ikinciyi de ısmarladı.. Öteki sordu: — Hani bir fazla içmezdin.. — Öyleydi amma bir kadeh | içtikten sonra büsbütün başka j bir adam oldum, şimdi o başkâa adam da bir kadeh içmek istiyor. Paçavra Muallim talebelerden birinin yaptığı vazifeye baktı. — Bu nasıl vazife, bu ne kirli kliıt. paçavra gibi bir şey. Afedin muallim Bey bizim N—otçiye yalvardım. O da bir yndıı bulaşık yıkadı. bir yans dan da vazitemi yaptı. Sebep Erkek karısına çıkıştı. Kadın kızdı.. — Bana herkesin yanında bu tarzda hareket etmemeni kaç defa söyledim.. — Burada kimse var mı ki? — Ben de yok muyum.. Beni insan yerine koymuyor musun?.. Rekor — Ben yüz gün yemek ye- meden yaşadım.. — Ciddimi söylüyorsunuz? — Evet çok ciddi, yalnız ge- E celeri karnımı doyururdum. tek kadehten İktel birden gelse; Diyemem yine tamami., Güzeldir. ayıramam Birini kayıramam; —« Amirin Hediyesi Memur daima işine geç ge- lirdi. Evlendiği zaman âmirini düğüne çağırdı. —Âmir hediyesi olarak bir münebbihli saat getirdi. — Size küçük bir hediye getirdim, dedi, herbalde böyle bir şeye ihtiyacımız vardı. Yerli Oturuyorduk.. Bizi gören bir tanıdık yanımıza geldi: — Bir çay emreder misiniz?.. Dedik.. İtiraz etti: — Ben yerli olmiyan hiçbir şeyi. kullanmam.. — Peki ne arzu edersiniz?.. — Kahvel.. Bu söz bizi şaşırttı.. Sesler Hastta doktora hastalığınt anlattır — Bazen doktor kulağımda gük gü- rültüsüne benzet sesler bazen de kuş ervıltası — gibi bir şeyler düyüyorum.. — Bakın komşu- lardan birinin evin- de radyo olmasın!.. Sarıcık Doktor — hastayı muayono etti.. — Sazsarılık o muşsunuz., — Amaü doktor.. — Müh'm birşey doğil, mevsim has- — Anlapılan ke- Sardan po..ku yey 'Yorgun,. — Ben de bir kuş olsaydim. — Hiç merak elmel şimdiye kadar çaktan uçurmuştum.. — Kahve yerli midir ki. — Kadınlar dalma kurnaz göürünmekten hoş- . lanirlar.. talığı bakın — Evet, nuhut bizim memle- — Benden niçin bir Hliki kürkü — letediğini İlardaki yapraklarda kette yetişiyor.. O Şimdi anlıyorum.. da bir sarılık vâr. l