*Son Posta, Holiyatta hususi mubabir! yözüne Türk gazetesidir. Ho lvut muhabirimiz, bet hafta bize mektup gönderir ve içyürünü sinema — Aleminin anlatır. Beş altı seme evvel bütün İstanbul halkının gördüğü (Benhür) filmi elân hatırlardadır, zannediyoruz. O saman #inema sanayiinin vücude getirdiği eserlerin en büyüğü olarak ilân edilen bu film bakikaten tarihin en eski devir: lerinden birini Ihya etmek için vücude getirilen dekorların haşmeti, kullanılan figüranların adedi ile nazarı dikkati celbetmişti. Dört milyon türk lirasına malolduğu söyleniyordu. Fakat buna rağmen kısa bir müddet sonra sesli filim çıkınca bu sessiz Film unutulup gitti. Yalnız Amerika filim mecmualarının neşriyatından anlıyorurki, bu - filmi vücuda getirmiş olan mücesese o zaman kazandığı muvaffakiyeti İhya etmenin mümkün olup olamıyacağını düşün: müş, neticede evvelce yapılan dekorlarnı bir. kısınından elân istifade edilebileceğini görmü; ve nihayet bu film; vesli olarak yeniden yapmıya karar vermiş ve yapmıştır. Film şimdiki balde şehrimize gönderilmiş bulunmaktadır, fakat hangi sinemada gösterileceği hendz kat'iyetle tespit edilmiş değildir. Bakalım, (Ban Hür) ün eeslisi ile vensizi arasında ne fark |öuı:ı|h? TEK AM MNM HLAT NDD SAAT EETEDLMS. Harold Lloy dın Bındiği Tren Kazaya Uğrayamaz Londra raber “ Altin ok , fakat tabit gözlükten birkaç bin misli büyüklüğünde bir gözlük yaptırarak lokomotifin önüne takmışlardır. | Muhiplerin - bu hareketi Harold Lloyd'um sonderece | hoşuna gitmiştir. “Altın ok,, tereni lokomolifin önünde | Ülekl ei MAĞi gin drvet Löadreğe gelen maruf Harold Lloyd karısı ve çocukları ile be- trenile Parise hareket Maruf komiğin muhipleri ona Londradan hareket et- meden evvel bir sürpriz yapmıya karar vermişler ve Harold. Lloyd'un rol icabı taktığı gözlüğün bir eşini etmiştir lemiştir: Alman 'Ordusunun Ma- €& nevraları Filme Alhındı Bu ıen: Almanyada yıpılın filimler arasında mühim bir mev- ki kazanan (zabit namzetleri keyf ediyor) filmini vücude — getiren meşhur rejisör (Maks Obal), bu fırsattan istifade ederek - filme iştirak —eden askerlere büyük bir manevre yaptrmış ve bunu da filme almştır. (Berlin)in cenubu şarkt bava- lisinde yaptırılan bu manevraya iştirak eden taburlar, eski Alman ordusunun Üniformasını taşımış ve hakiki harp talimleri yapmıştır. Top- çu, piyade *e süvari sınıflarından mürekkep olan kıtalara eski Al- man zabitlerile böyük askeri mü- büyük etmiştir pıırlerı ve bilhassa en askerl bandolar, iştirak Bu fülmin çevrildiği sahada birkaç gün umum! hayat adeta felce uğramışlır. Manevra yapı- İan araziya civar olan köylerde herkes işinden göcünden kaldığı gibi muvakkaten mektepler de kapaamışlır. Bu kadar büyük emeklerle — vücude getirilen ve Almanyada bile herkesi alâkadar edecek derecede - velvele husule getiren bu filmi, (Zabit namzet- leri keyfediyor) filmile - birlikte bu sens şehrimizde de seyrede- bileceğiz. “— Aziz dostlarım, bana karşı göster« veccübe çok teşekkür ederim. Benim için bıç imerak | etmeyiniz, çünkü muhtemel bir kazayı lokomotifimi,z burmmdaki minimini gözlüğü sayesinde görecek ve kazamın önünü alacaktır. Bu gözlüğü lokomotifimize hediye eden sizlere de binlerce teşekkür ederim, , | muazzam gözlük olduğu halde hareket ederken Ha- | rold Ltoyd başını pencereden dışarı çıkararak ken- | disini leşyi etmiye gelen muhiplerine şu sözleri söy- ı te- (Artistik) te büyük san'atkâr | İ österilen Filimler | (Bizet) in cihanşümul operası bil- | yük bir dikkat ve lezzetle temasa | ediliyor. (O; era) da da (Koıı;ır rilla) filmi yösterilmektedir. Ge- çenlerde (Glorya) sinemasında hal- (Tüccar Horn) filminden hoşlan- mış vi ar, bu filmi de ayni hiş- saylası “Son Pasta,, en yebi hayatı ve sinema cereyanlarından haltada iki dela sayfalarda — dünyanın haberleri, — artistlerin âlemindeki san'at bahsedilir. kİnema yapar. Bu sinema İstanbulda bmema Merakı Azalıyor Mu, Yoksa Çoğa- hyor Mu? Evet, İı!ımbullu!ır merakını — artlırdılarmı, eksilttiler mi? Bu suale hiç tereddüt etmeden: — Merakın günden güne ziya- deleşmekte olduğu mubakkaktır, cevabını verebiliriz. Fakat buna mukabil: — Merakın artmasına rağmen parasızlık — dolayısile — sinemaya gidenler acaba az oluyormu? Denilirse sualin üzerinde biraz durmak icabeder. Dün sinema sahiplerinden bir dostuma sordum, Bir saniye bile düşünmeden: — Hasılât —geçen — seni nazaran yüzde kırk eksiktir, dedi. Güldüm. Tesadüfe — bakınız aynı dostuma aynı suali üç sene ve iki sene evvel de sormuştum, Hep aynı cevabı almıştım. Ken- disine hatırlattım. — Hâdise bir mecliste olmuştu. Pek iyi batir. ladı:, fakat ayni zamanda da sö- ründü ısrar enı Kaleme kâğıda sinema yoksa | müracaat İüzumu hâsıl oldu ve neticede görüldü ki, iddiası doğru olduğu takdirde bugün sinema salonunun boş olmasi icabederdi. Hakikat şudur: Halkın sinemaya giden kısmı sinemacıların tamamea memnuü- niyetini mucip olacak dercceye vyarmamakla beraber, bu sene, geçen seneden fazladır. ve bu vazıyet — maliyenin — hesapların- dan da anlaşılmaktadır. Ken- di hesabımıza biz bu vaziye- ti memnuniyetle karşılarız. Zira memlekette parasızlık buhranının yavaş yavaş geçmekte olduğunu göstermektedir. Sinemaya rağbetten bahseder- ken bu sene en mevsiminmühim har disesinin İpekçi kardaşlar tarafındat yapılan iki yerli filmin teşkil ede- ceğini de ilâve edelim: Filhakika bu iki filmin göreceği rağbet memleketimizde yerli filmin ati- sini de göılerniı olacaktır. — Yeni Yapılan Filim Haberleri — (İv Mirand )ın meşhur ase- | (ııımde guıı alkışlanmış olan (Ka- rinden naklen ( Maksim gazino- sunun küçük şasörü ) ismi altında Şarl Antuvan tarafından Paramoünt | studyolarında çevrilmekte — olan filim — son safhasına gelmiştir. Geçen hafta ( Siblo ) gibi komedi Fransız san'atkârlarından bazıla- rının da iştirakile iç sahneleri ve nihayet Parisin ( Ruvayal ) soka- ğında mübhim bir parçası çevri- miştir. Paramount studyoları ( Margrit Moren ) ile mevcut kontoratını bir sene dahba temdit etmiştir. Batırlarda olduğu üzere bu yıldız (Duvarda bir delik ) ismi altında | çevirdiği ilk filimde nazarı dik- kati celbetmişti ve bu filim de sesli Fransız filimlerinin ilklerin n biridi. $ (Büyük isimli tecrübe ) ! 1 l ti Dan ) (M. G. M.) in ( Bırakm3 gıdolım )isimli piyesinde de mübim bir rol almıştır. Bu filmin çevrilk mesine , Rejisör —( Harli Pola) riyaset etmektedir. Ş(M. G. M.) in ( Oğlan « Kız ) ismi altında yapmakta o duğu — filimde (Loiz Klossar ) a mühim bir rol verilmiştir. Malüm olduğu Üüzere ( Ramon Novaro ile (Helen Havuz) bu filmin başlıca san'atkârlarıdır. Bu (Oğlanr Kız) filmi, Çin ihtilâlinin mühim safhalarından birini anlatmaktadır, $(M. G. M. ) meşhur cambaz Maksellos ailesine küçük bir filimt çevirtmektedir. Bu filim öyle bir san'atkârane tarzda alınmaktadi? ki, seyirciler bu cambaz ailenir? nasıl atlayıp sıçradığının — incelik* lerini tamamen anlıyabileceklerdir. Andre Luguet Nerede Daha İyi? Dört beş sene evveli Komedi Fransezin maruf Societeri Madam Piera ile birlikte şebrimize geldi- ği zaman gahnedeki kudretini zevkle - seyrettiğimiz. Andre Lü- guct tekrar aramızdadır. Fakat bu defa canlı olarak sahnede değil, hayal halinde beyaz per- denin üzerinde görünmektedir. Derhal söyliyelim ki Andre Lu- güet'in Lily Damita ile birlikte (Kadın Güzel Olursa ) ismi ak tında oynadığı bu filimde, sahne- | lerle seyredeceklerdir. Afrikanın | £ en korkunç ve vahşi ormanların- da büyük fedakârlık ve emsalsiz cüretkârlıklarla çevrilen bu filim ayni zamanda tatlı aşk heyecan- larnı da mühtevidir. ( Majik ) te geçmekte olan ( Veda busesi ), baştan başa bir his ve fikir eseridir. Vatan hissi, intikam, aşk ve büötün bunların biribirile çarpışmasından husule | gelen heyecan, bu filimde cidden | büyük bir kodretle tasvir edil: miştir. | İ kımız: hayret ve heyecana düşüren usu kadar muvaffakiyet gösterdiği muhakkaktır, bununlâ beraber arada mahsus bir fark vardır, bu fark nereden ileri ge" Hiyor? San'atkârın beyaz perde üzerinde hali tabilden daha bü* yük görünmesinden mi, yoksl sesinin daha kuvvetli çıkmasım” dan mi? Pek tayin edilemek San'atkârı sahnede ve perdedt görenlerin hapgisini tercih ede” cekleri hakikaten düşünülecek bir meseledir