; "2? Teşriniıııı. Cemiyeti Akvam Hâlâ Konuşuyor Miltetler Meclisi, yılan bikâyesini de geçen, Çin - Japon İhtilâfile tek- far meşgül olmuya başladı. Maamafih Miüiyeti Akvamı, alâkasız davran- dığı bu işle tekrar alâkadar olmıya îl:vkı—den şey, kendi arzusu değildir. tilâfın hal şekli ve Cemiyet niza- Malının (cabıdır ki bu meseleyi, tek- rar ortaya çıkardı. Çünkü ihtilâf esaslarını tahkik için vak'a mahalline bir komüsyon göndermişti. Bu komüsyon raporunu azırlad. Tabil ve mantıkfdir. ki miyeti Akvam bu vaporu müza» kera etsin. Cemiyeti Akvamın çalışma prog- lıııı icabı olarak, bu rapor, şimdi danda Başvekili M. dö Valeranın Fiyaset ettiği on dokuz devletin aza Bulunduğu heyette görüşülmektedir. iki taraf muralıhasları, ilk nt bile vzun birer muhtıra işlerdir. Eğer Mec- ğı muhakkak inden #yrılamazsa mesele asıl gidecek, Orası da bir şey azıa Umüml beyete arzolu- Bacaklır. Fakat arzolunacak mesela nedir.? Leyton raporu, Jakonynın Mançuriye Saldırdığını tesbit ediyor. Bu devleti Mütecaviz bir vaziyette gösteriyor. gea Japonya da Mançuriye göz diktiğini inkâr etmiyor, yalnız, bu Muazzam toprak parçasını yutmak İçin tuttuğu yolua bir tecavüz yolu olmadığını söyledikten sonra dişlerini Rösteriyor 1 — Mesele emri vakidir. Mançur'- siz bir Japonyanın hikmeti yoktur. Hoşunuza giüsin ve gilmesin, Mançari bizde kalacaktır ve illâ... Ve illâ cesaretiniz varsa gelin de torla aın demek istiyor. Japonya Böyle ko uşabildikçe, diğer Gevlete ler de başta İngiltere olmak ürere Manasız bir süküta saplanıp keldık- a Ceniyeti Akvam konuşacak, ko« Duşacak ve Japoaya, bugün olduğu Bibi, Mançurideki Çine ait can va Mal bakayasını da kazıyıp silmekte devamı edecektir. O suretle Mançu- Tiye ikinei bir konisyon göndermiye alkışıldığı takdirde, bu komisyon, Orada, tek bir Çinli bulamıyacaktır. Cemiyeti Akvam konuşa dursun Mançuri de iki millet biribirini bo- ayoru BIİ' cemiyet hâlâ ne Allah aşkınal. — Sireyra Fransa'da Zürraa Büyük Yardımlar Yapı!dı Paris 17 — Ziraat Nazırı, konuşur, BAA BFU KA SON POSTA Borçlu Devletler Avrupa, Borcunu Vermiyecek, Tahdidi Teslihat Konferansı Suya Düş Paris, 27 — Amerikanın ala- | caklarını istemekte ısrar edişi . İngilterede, Fransada ve diğer borçlu memleketlerde büyük bir endişe dnfurmuııııı. Amerika hükümeti, Lehistan ve Çekoslo- vakyaya da İngiltere ve Fransaya verdiği cevabın aynınmı vererek, borçları yeniden tetkik edemiye- ceğini bildirmiştir. Harp borçları meselesini tet- kik etmek üzere, Fransız Başve- kili M. Heriyo, mütehassıslarla birlikte 3 saat süren bir içtima aktetmiştir. M. Heriyo, Amerikan Mümessili M. Norman Davis ile de görüşmüştür. Maten gazetesi, Amerikan — natasından — bahse- derek diyor ki: Bugün Amerika- hlar bize diyorlar ki: “Almanya bize tediyatta bulunm:yor, tami- rat borçlarını vermiyor diyorsunuz. Bu cihetin bize aidiyeti yoktur. Siz bize paramızı vermelisiniz.,, Bu lisan çok serttir. Londra, 27 — İngiltere efkârı umumiyesi de 15 kânunucvvelde vadesi biten borçlar meselesile meşgüldür. Başvekil ve Hariciye Nazırı münhasıran bu işi tetkik etmektedirler. Hazine, siyasl bir tesire kapılmadan sadece mali ve iktısadi noktal — nazardan Amerikan notasına bir cevap hazırlamaktadır. Roozveltin. Veklil — Nevyork, 27 — Forld Teleg- ram gazelesi, Roozvelt'in deliliği isimli — makalesinde — diyor ki: Borçların tadili keyfiyeti 4 mar- ta kadar tebir edilecektir. Yeni koöngrenin 1933 kânunucvvelinde içtima etmesi anına kadar hiçbir şey yapmak mümkün değildir. Ba esnada Avrupalı borçluların ekserisini, — taahhütlerini yerine geliremiyecekler ve bu yüzden jesini müdafaa edecok olan Pol Bonk Her tara'ı örtülü olan beykelde yaln Paris, 27 —Fraasa ile Sovyet Rusya arasındaki ademi tacavüz misakı imzalanmıştır. Yedi mad- deden mürekkep olan misaktaki, ademi tecavüz taahhüdü yalnız Fransaya ve müstemlikelerine münhasır değildir. Fransanın hi- maye veya mandası altında bu- fanan memleketlere de şamildir. | Misakta her iki tarafın da iktı- sadi veya mali boykotaj yapma- #i diğer tarahı siyasi veya içti- maf zarara sokacak — şekilde A — Tasarruf Yapmak İçin Santiyago Döşili'27 — Bütçede tasarruf yapılmak için bütün ate- şemiliterler geri çağrılmıştır. M — hazirana nazaran — 400 — milyon artmıştır. Paris 27 — Gazeteler — şid- Erkek Endişede Nicin Tahdidi teslihat hakkında Fransa'nın verdiği proje Alıman gazöteleri tara- fından ber fırvatta tenkit edilmektedir. Ba Alman karikatrdünde Fransız pro- ua yaptığı hoykeli takdim otmektedir. 12 güzel bir kadın başı görünmektedir, Örtü açılınca Almanya'yı ezöin bir canavar gözükmektedir! Fransa -Sovyet Misakı İki Devlet Arasında İmzalanan Misak Almanla[ı—Kuşkulandırdı propaganda — yapması menedik mektedir, misakta diğer tarafa karşı silâhlı bir mücadele hede- fini takip eden askeri teşkilâta da müsaade edilmemektedir. Sığ cenah gazeteleri olmak üzere bütün gazeteler misakın lehindedirler, Almanların Endişesi Berlin, 27 — Berlin gazete- leri bu misaka fevkalâde ehem- miyet vermekte ve misaka, Fran- sa ile Rusya arasında hakiki bir uzlaşma vesikasıdır demektedirler. İ Yünan Hava İş'eri Nezareti Lâğvedildi Atina 27 — Hükümet, hava işleri nezaretini lâğvederek bu işleri diğer alâkadar nezarejlere rapdetmiye karar vermiştir. mazam e doğurm yacaktır, Pötit Jurnal diyor kit Ame- hul â ici tahdidi teslihat kovferansı aka- | detli !ıııhhl_ef newştnıeuıdiı:kf- rika köngresi Amerikada hakim T | ea GPER DİTEİRİM | ee ag e Reisicumhurun imzasına arzetmiş- 36 Nevyork, 27 — Amerika- | Avrupa işlerile işmaktan çe- | mentosu hâkimdir. Fransız Par- tir. Açılacak kredi bir milyar | nın şimdiki altın istoku 4 milyar kinmelidir. Zira onun bu müda- | lâmentosu yakın bir zamanda milyon franktır. 320 milyon dolardır. Yani 15 | faası harabiden — başka bir şey İ azmini gösterecektir. nn Bkesidilln - —— <— aa — — aai üRüĞİ gea n e AEMAKARU TEFRİKA NUMARASI: 5 WERERDEAR —| yak'alar böyle düçünenlere hak Asker de olsa, barp te olsa, verdi.. harbede gitmiş olsa yine onun CEPEBE “MİLLİ ROMAN,, TU — Mumharriri: Burhan Cahit Bütün bu dedikodular Hisarın | yamacına sozuülan — kırmizi Yüvanın " sakinlerine kadar çıka- Madı, Yüzbaşı Faruk uyanık — bir Burup — arkadaşlarile en yakın © dostlarının arasında Narinle #vlendi, Yeni hayat muntazam Ha pek Kadın tamamile garp terbiyesi İk iş bir kızdı. Yüzbaşı Faruk Z t gibi her şeyi vazife cephe- tüden göcen 'bir. erkekti. O itib ki evlendikleri günden aren — arkadaşlıkla — başlıyan £Önül macerasını adeta kabul l 'bîı vazife gibi telâkki Srek sıkı bir intizam içinde "â_'; etmiye başladı. ldeceği — vapur, _“kiuç değişmezdi. B 8eüç her sabah erken döneceği Karadenizde, Odesa - açıkla- rında patlıyan toplar geniş bir cehennem — makinesini ateşlemiş gibi aylar ve yıllar geçtiği, mik yonlarca issan toprak — olduğu halde sönmedi. Cepheler birer mezarlık oldu ve ceşhe gerilerinde açlıkla se- fahat beğaz boğazı geldi. Harp BETARaM Hisarlaların arkasında, çiftliklere doğru skı bir yüzüyüş yaparlar. Dönüşte bir duştan sonra kah- | bittiği gün ölmeyen — insanlar, seiRe di harpten .wflkı yaşıyanlar değil- Bu izdivaç böyle hazırlanmış terdi. Kafa'arındaki — hayat ve K d aliyükde; Büyük .ı,'“!( imanları büsbütün değiş- harbin haberi, her ev gibi | Mişti. * O sabah ikik genç ber vakitki lerine çıkmadılar. Bahçede ı':;“v’ıîı'ı ederlerken yüıhıııçl-'ır rük ©o gün erken ineceğini söyledi. — Her dakika için bir ha- reket emri almak — daima ihtimal dahilindedir. Onun için hiç telâş etme Nerin.. Bil ki kocan haya- memlekete — bağlamış — bir bu yuvanın da sükünetini bulan- dırdı. Kolordu Erkânı Harbiye- sinin istihbarat kısmında çalışan yüzbaşı Faruk, muharebenin ala- cağı şekli düşündükçe - sinirle- niyordu. Bazı akıllı geçinenler : — Muharebe dediğin birkaç günlük meseledir. Bir iki çarpış: mada galip mağlüp belli olur. tını Binaenaleyh telâşa lüzum yokt! | agkerdir. diyorlardı. Gevç kadın, evlenirken bu ihlimali hesap etmemiş değildi. Fakat bu akibetin bu kadar abuk geleceğini) düşünmemiştli. gunuxd: beraber yine itidalini Iııumıyordıı. Fakat yeni harp sistemlerini ve barpleri hazırlayan siyasi mak- satları - bilenler ğı ateşin pek kolay sönmiyeceğini tahmin edi- yorlardı ve biribirini kovalıyan için bir tehlike tasavvur etmi- yordu. Yaln z Balkan muharebe- sinin çok acı sahnelerine şahit olan Zeynep Hazım düşünceliydi. Gençlik ve yeni evlilik bu hâ- diselerin manasını onlara duyur- muyordu. Harp başlamıştı. Her gün bin- lerce delikanlı akın akın cephe- lere gidiyordu. Erkâmharbiye dairesindeki iş- ler okadar artmıştı ki - yüzbaşı Faruk artık eski intizamımı şa- şırmışti. Çok defalar son vapura güç yetişiyordu. Arkadaşlarından yüzbaşı Nihat bir fırka erkânı harbiyesine ve- rilerek Sürye cephesine yollan- giüşti. Şimdi iki arkadaş kalmışlardı. Harp memlekette askeri ida- renin kuvveliai arttırmıştı. Demir yolları-liman işleri ve hatta bazı Ucarot işleri askeri idareye geç- mişti. - (Levazım) daireleri gün geç- tikçe kadrolar mı — genişletiyorlar. Depo karargâhları her gün gelen yeni askerle dolup taşıyor. Ve harp devam - ediyor. Cephe'er genişliyor. ——— eektir Asabi Olur? *“Bir gençle nikâhlıyım. Bir yerde oturuyoruz, fakat neden bilemiyorum, nikâhlım sonzaman- larda fazla asabi ve hırçın oldu. En ufak bir şeyden biddetlen- mokte ve bağırmaktadır. Bu hall beni ondan soğutuyor. Bunu yü- züne söylediğim vakit kendisini haklı buluyor. Beni her vakit yanında görmediğini, ona soğuk muamele yaptığımı, kendisile lâ- yikile alâkadar olmad ğ.nı, bunun için de iradesine hâkim olamıya. yarak — hiddetlendiğini söylüyor ve beni — kendisile — alâkadar olmuya davet ediyor. O vakit bir kuzu gibi olacağını, yüzüme değil bağırmak ufak bir şikâyette bile bulunmıyacağımı — kendisini sev- diğimi sık sık ağzımdan İşitmek istediğini söylüyor. Sonunda da * Ne yapayım seni çok seviyorum diyor.,, Acaba bu söz ve hareketle- rinde haklı mıdır? Söylediği gibi onunla Fazla alâkadar olur ve sevgimi ona sık sık izhar eder- sem kendi söylediği gibi haki- katen kuzu gibi mi olur, yoksa eskisi gibi mi kalır? ne yapayım? İzmlt; Şadiye Çok seven bir adam, çok se- vilmek ister. Aşkına karşı göste- rilen lâkaydi onu sinirletir. Anla- şılıyorki bu genç sizi Fazla, gayri- tabit denecek derecede - fazla, seviyor. Ruhu sevilmiye mühtaç ve bunu ber fırsat ve vesile ile ağzından işitmek istiyor, asabiye- ti bundan geliyor. İhtimal dişardaki hayatında da onu sinirlendiren hâdiseler vardır. Bunu unutmak için evde ve mubabbete ihtiyaç vardır. Ondan sevğinizi esirğemeyi- niz. Nekadar çok ve ne kadar samimi severseniz o kadar mes'ut eder ve mes'ut - olursunuz. * L Ş. Beyes Mektebinize giderek vaziyeti- nizi iyice anlatırsanız. zanederim kabul etmekte tereddül etmezler. sıkılmayınız, vaziyeti açıkça mek- tep müdürünüze anlatınız. HA W AViYLi Ve düşmanlar çogalıyor. Alman akını Marn da durdu. Fransızlar kendilerini topar- ladılar, İstanbul emme, basma bir tulumba gibi memleketin her köşesinden can topluyor, erzak topluyor, para topluyor ve bun- ları cephelere fişkırıyor. Yüzbaşı Faruk ateş gibi ça- lışıyor, Erkânı Harbiye istihbarat şubesi arı kovanı gibi işliyor. Biraz da siyasi vazife alan bu şube Başkumandanla pek - s.kı münasebette bulunüyor. Başku- mandan vekilinin hususi istihbarat bürosu ile beraber çalişmıya baş- hyan yüzbaşı Celâlin elinden pek mühim vesikalar geçiyor ve genç yüzbaşı bu çetin vazifeyi makine gibi yapmıya çalışıyor. Fakat onun istediği askerlik bu değil, O bir askerl kıt'anın idaresini ele almak, bir cüz'ütamın ku- mandasını yapmak, zekâsile ve tabyesile düşmana karşı durmak istiyor. — İki ay sonra da yüzbaşı Zeki Erzurum cephesindeki — kolordu- lardan birinin Erkânı Harbiyesine verildi. —— li