İDinlorataraHiktseden Gizl Entelicens Servisin Mü- Zavallı Tomaya Doğru Yaklaştım. Ve him Ve Gizli Bir Şubesi İki Müthiş Yumruk Attım Ona Bir Saniye İçinde Boğuverecektim Mağ Tek tük yanan (ışıklar lan berşey ağır bir gölge alinde görünüyordu. Güvertede möbetçi yoktu. Yalnız baş taraf- tan, uyku sersemliği ile çatalla- şan, isteksiz bir muhavere dö- küntüsü © geliyordu. Gemiciliğin bir faydası vardır. Bir gemici az çok her lisana vakıftır. Ba- husus benim gibi, muhtelif millet- lere mensup insanlar arasında ya- Şamış olursa... Hemen, Almanca olarak işittiğim bu muhavereye kulak kabarttım. Bunlardan biri diyordu ki: — Yubanl.. Ne olur, bu akşam benim nöbetimi de Üzerine al. Fena halde uykusuzum. — Vallâhi, ben de öyleyim. — Fakat sen, burada da uyu- — Yarm, beştane bira... — Az. — Yarınki taymımıda sana — Gelirken bir paket tütün de getirir misin?.. — Çok olmaz mı? — Hayır. İstediklerim, tam bir uyku bedelidir. Sen, gidip vahatça karyolanda yatacaksın. Ben burada, halatların üstünde p kalacağım. Birkaç saniye söküt.. Ve Sonra: — Pekâlâ.. Razı oluyorum. Fakat. Ya kumandan erken ge de beni sorarsa... — Tomanın dişi tuttu, Çek- tirmeye gitti derim. — Hadi, gecen hayrolsun... — Hadi, hayıra karşı... (Toma) olması lâzımgelen ne- , sallana sallana baş üstünden Büverteye indi. Derhal başımı ri soktuğum için beni görme- m ambar kapağının önünden Seçti. Hayal meyal görünen iske- ye doğru ilerledi ve orada, Siyah gölgeler arasında birden- © kayboluverdi. Gemide, (Yuhan, olması la- tmgelen) nöbetçi ile başbaşa kaldığımızı anladım. Ve şimdi ün da horul horul uyuyacağını besapladını..: Ah şu dakikada, du daklarımın arasında bir pipo bu- kansaydı, çekeceğim her nefesten bilir ne büyük bir zevk ve et duyacaktım?.. Böyle bir sa- tten mabrum olduğuma içim Yana yana acınarak bekledim; on *kikâ, yirmi dakika, belki de Yarım saat kadar bekledim. Bil çe parlayıp sönen bir yn anladım ki, (Toma), bir la çaktı, Ve şüphesiz, bir “ra yaktı, Başımı, tekrar am- tı, aPağından çıkarıp baktığım r” onun o sigarasının ucu, “e mlandı... Sigarası, uzun sür- Deyi, Ayağa kalktı, gerindi. Ki- “a in kenarına giderek deniz ina teveccüh etti, Hafif ve ei bir şırıltı. işitildi.. Ve w, * tekrar yerine geldi. Şüphe- Binjai sanmak için, mırıldana di, çaba bir şarkı söylemek iste- t sesi, yavaş yavaş de- Nâğmeler ve hecalar m ve sürüklendi. Nihayet, susu Yavaş yavaş ambar kapağın dan çıktım. Yüzüstü yere kopa- narak dört ayaklı bir hayvan gibi Yohana doğru ilerlemiye başladım. o Yanına (yaklaştıkça onan horultusunu daha bariz bir surette ( işitiyordum. o Uzaktan, devriyelerin ince düdükleri geli- yor. Vakit vakit nöbetçilerin: — Kimdir, 0?.. Sesleri işitiliyorde... Geminin direğine 'yaklaştım. Diregi kem die siper ederek yavaş yavaş ayağa kalktım. Etrafıma baktım. Gemi, sancak tarafından doğru- dan doğruya küçük bir rıhtıma rampa etmişti. Rıhtımda, karan- lıklar içinde küçük paviyonlar farkediliyor ve sonra mesafe uzadıkça, binaların şekilleri zök metler içinde eriyordu. İskele tarafı denizdi. Gittikçe koyu- laşan denizde, fenerleri söndü- rülmüş birkaç gemi, büyük tim- sahlar gibi uyuyor; bunlardan sonra deniz ve sema, koyu kur- geni bir renk alarak birbirine karışıyordu. Yavaş yavaş olduğum yere uma Resminizi Bize Gönderiniz, Size Tubiatinizi Söyliyelim... çömeldim. Henüz Okurumamış olan caketimi çıkardım. Koltu- ğumun altına aldım, Yine, sü- rüne sürüne Yohana doğru yak- laştım. Zavallı Alman gemicisi, büyük bir halat kelepinin üstüne yan gelmiş, uyuyordu. Ceketi birdenbire suratına bastım ve sol elimle ağzını kapattım. Sağ elimle de kafasına iki müthiş yumruk attım. Hemen parmakla rmi a geçirdim. Onu bir saniye zarfında boğuverccektim. Fakat elimi tekrar geri çektim, bunu yapamadım. Hayatın bin bir işinde kulla- nıla kullanıla çelikleşmiş olan yn vurduğum iki darbe ohana kâfi gelmiş onu fena balde ( sersemletmişti. Kendine gelmeden işimi görmek için he- men Yohanı omuzladım. Ambara getirerek sırtüstü yatırdım. Ceketi- min kolunu bükerek ağzını sım- sıkı tıkadım. Süratle soymıya baş- ladım... On dakika sonra, Yohan don gömlekle kalmıştı. Ben ise onun elbiselerini giydiğim için tamamen bir Aman neferi halini almıştım. ( Arkası var ) Ankarada Osman Hümi B. Ağır başlı, si kin ve mahcup bir tavrı vardır. Fakat işini bi lir. o Herkese bağlannaz, ko- laylıkla itimat etmez. Parayı daha ziyade bi- riktirmek ister. Eşyasım hüs- Resminizi kupon ile gönderiniz. Kupon diğer saylamızdadır. nüistimal eder, temizliği ve inti. ; zamı sever, u Ankarada Kemal B. Girgin- dir, Mücadele- den hazedder, Söz altında kalmaz, bazan inatçı ve hır çın olur, çabuk müşteki vaziyet alır. Sabur ve tahammülü kuvvetli değik dir. Birşeyin hemen neticelenmesini ister. ister- se çetin işleri dahi başarır. Mersinde nakkaş Ahmet ği Hayri B. Zeki > ve — hassastır. San'afkârlığa ve san'atkârlara karşı meyil ve muhabbeti var- dır. ve bu tipi kendisine ya- kıştır masını bilir. o Şakayı ve alayı sever, Hayali boş durmaz, artist ceryan larını takib eder. Kadınlara ve sevgi ve heyecanlara zafi vardır. Tophanede Boğazkesande 6 numerada bir karlimiz; Gözü pektir. işten © yılmaz, rahatı pek ara. maz, intizam kuyudatile hürri- yetini takyit etmek istemez, bulduğu zaman yer ve eğlenir, sert müamele- ye mütehammil etmek ister, Rİ değildir. Mukabele Medih ve takdirden hazeder, Teş. viklere kapılır. Ahmet Vefa B. Nefsine iii. mat eder ve kendisine kıy- met ve ehem miyet verir. “ Herşeyi kolay» lıkla o beyen © mez, temizliği ve intizamı ve © mimiyetini isrs "etmez. Başkaları na minnet etm kte müstağni dar- ranır, Eline geçen paranın ve ma lin kıymetini ve hüsnü istimalini gs Gazlantep hapisanesinde Nazmi Bey: (Fotoğrafının dercini mi Atılgan ve acüldür. Arkadaşlarile uysal olur, Çabuk asabileşir, konuşkandır. Kendisine ehemmiyeti mahsusa verir, izzeti- ye mesailinde İyiyim davranır, 'emizliğe ve riayet eder, Kadın Mi olmak ister, Teşviklere kapılır. Menfa- atlerini yalnız nefsine hasretmez, Ağbirarı kinli olabilir. ( Baştarafı 1 inci eayfada ) dan, Entelicens servisin borsa- lar Özerinde de büyük tesiri var- dır. Kendilerinden şüphe edi mesine imkân bulunmıyan bir- takım insanlar vasıtasile para alış, verişlerini sıkı bir murakabe altında O bulundurur, sırasında, ortaya attıkları aslı, esası olmı- yan bir haberle binliree masum tahvil sahiplerini, borsalarda İş gören muamelecileri berbat ve perişan eder, onların enkazı üze- rinde (OEntelicens servisin bir parça daha yükselen servet abi- desine bir basamak daha ilâve etmiş olurlar. Maamafib, hiçbir ahlâk ve hiçbir insan hissinin müsaade edemiyeceği bu bareket tarzını, nibayet, müsamaha ile geçebi- liriz. Çünkü bu teşkilât ken- di Oo memleketinin şevket ove yükselmesi için çalışır. Diğer memleketlerin de ona karşı mı- kabil cephe alarak kendi mem faatlerine çalışmaları icap eder. Bunu yapmıyor veya yapamıyorsa kabahat kendilerinde. Fakat Entelicene servis'in hiç- bir surette affedilemiyecek bir cibayeti vardır ki, Büyük Harbin patlamasından iki sene sonra akıl almıyan bir manevra ile ta- Zaman, 1926 senesinin 31 inci mayısıdır. İngiliz kabinesi, evvel- ce alman tertibat sayesinde, İn- giliz donanmasile Alman deniz kuvvetleri arasında şiddetli bir muharebe vukuundan haberdar- dır. Fakat harbin neticesi malüm değildir. — İngiliz (o donanmasına Amiral Jellicoc, Alman donan- İ masına da Amiral Sheer kuman- da etmektedirler. Müsademe, de- niz tarihinin ehemmiyetle kayde- deceği Jutland açıklarında olmak- tadır. Az sonra yine gemi telsiz- lerinin, merak içinde bekliyen Londra zimamdarlarına getirdiği haber, yöz güldürücü mahiyette- dir. Alman donanması, İagiliz kuvvetlerinin fazlalaştığını görün- ce, fazla ısrara özüm görmeden çekilmiştir. Bu haber gelir gel mez, Entelicens servis'in aklına gelen şudur: “Bundan nasıl istifade edile- bilir?,, derkal şöyle bir plân kuruluyor: Bu telgrafı değiştirmek, deniz muharcbesini Almanların kazam ! kaydile Amerikaya yeni bir yollamak. Kabine azası, oynanmak iste- nen oyunun azameti karşısında bazı nazirlar bir an için tereddüde düşmüşlerdir. Fakat Entelicens hesapları ve bundan yağ istifade fikri galip gelmiş, tared- Yüksek Mektepler yasetinden: dütler izale olunmuş ve telgraf çekilmiştir. Bunun neticesi, Nev- york borsasının altüst olmasıdır. Bütün İngiliz tahvil ve eshamı, birdenbire baş döndürücü bir süratle düşmiye başlamıştır. Herkes, artık denizcilik hâki- miyeti elinden giden İngiliz mü- esseselerinin taliine bağl kala- bilecek” kâğıtlar görmek istemi- yor. Bunlar, her dakika bir parça daha düşen kıymetlerile sıfıra inmek tehlikesine maruzdurlar. Entelicens servis vaziyeti ya kından takip etmektedir. Nevyork borsasından kâfi derecede düşük fiat ile İngiliz eshamı toplandık- tan sonra ikinci bir telgraf daha çekiyor. Bu telgraf, evvelkinin hatasını doğruluyor. Diyor ki: “Bir bata neticesi Jutland deniz mubarebesinin neticesi yam hş bildirilmişti. Birinel telgrafın aksine olarak muharebeyi İngiliz donanması kazanmış, Almanlar, mağlüp vel perişan olmuş, firar çok ifade etmekle beraber yine onun tam bir aynası değildir. Çünkü, İngilizlerin muvaffkıyeti, bu defa da lözumundan fazla bü- yütülmüş oluyordu. Bittebi, bu defa ONevyork borsası, tekrar yerinden eynadı. Az evvel yok pahasına elden çıkarılan esham ve tahvilât yine (Obaşdöndü- rücü bir süratle yükselmiye baş- ladı. Halk, mütemadiyen bunları istiyordu. OEntelicens servis te, sadık adamları vasıtasile yok pa- hasına satınaldığı birçok hisse senetlerini, ateş pahasına sattı, milyonlar kazandı. Entelicens servisin bir vatan meselesi (üzerinde yaptığı bu spekülâsyonla temin ettiği kazan- cı, o vakit 60 milyon İngiliz Tirası tahmin edenler olmuştur. Ameri- kan piyasasma müthiş bir su- rette havrle olunan bu mahirane yumruk, başta Entelicens sörvisin şeflerinden Sir Kassel olmak Üzere teşkilât kasaların, kapıları kapanamıyacak derecede tıklım tıklım doldurmuştur. Bizim için söylenebilecek söz “Allah beterinden saklasın , dan * ibaret olabilir. Yarın: Esrarengiz Bir Randevu Ayaspaşada, Park Otelinde Geçen Bir Vak'a Mubayaat Komsiyonu Ri- Keşifnamesi mucibince Üsküdar Kız San'at Mektebinde yapıla- cak kalorifer tesisatı ile tamirat 22 - 11 - 932 tarihinde pazarlıkla ihale edileceğinden taliplerin keşifnameyi görmek üzere hergün saat 1Odan 12 ye kadar mektep müdürlüğüne ihaleye iştirak et- mek Üzere o günde Fındıklıda Yüksek Mektep Muhasebeciliğin- deki komsiyona teminat akçelerile birlikte müracaatları ilân olunur. İstanbul Belediyesi İlânları Vesaiti nakliye resminden olan borcundan Golayı haciz a. alman Koço efendiye ait 2070 numaralı ve Röno markalı burda otomobil 932 yılı ikinci teşrin ayının 28 inci pazartesi günü sast Hide Şişhane karakolu karşısında 33 numaralı Yuvan efendi ga- rajında bilmüzayede satılacağı ilân olunur. “in di ii m ği > Sayfa ". iKuvvetler 4 ? i 4 . | a